> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz.Muhammedin İslam Daveti > Müşrik Arapların Allah İnancı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Müşrik Arapların Allah İnancı  (Okunma Sayısı 20864 defa)
02 Ağustos 2011, 17:17:42
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 02 Ağustos 2011, 17:17:42 »



Müşrik Arapların Allah İnancı


Bugün yaygm bir şekilde, Resulüllah'm bir peygamber olarak gönderildiği ve îsr lâm'a davet ettiği Arapların, Allah'ın varlığı konusunda herhangi bir bilgiye sahip olmadıkları zannedilmekte, bu nedenle Allah'ın varlığına inanmadıkları düşünül­mektedir. Bu ise, Resulüllah'm görevini ve dolayısıyla İslâm'ı anlama çabalarinı, daha ilk adımda yanlış bir istikamete yönlendirmektedir. Çünkü bu yaygın ve yanlış kanaat, Resulüllah'm görevinin, zamanının insanlarım 'Allah'ın varlığına' ve 'varlığının birliğine' inanmaya çağırmaktan ibaret olduğu gibi bir düşüncenin oluş­masına yol açmaktadır. Halbuki konuyla ilgili mevcut bilgiler çok daha başka şey­leri ifade eder niteliktedir.

Mevcut bilgilerden hareketle, Mekke ve çevresinde yaşayan putperest Arapla­rın, 'Allah' ismine ve daha da önemlisi, 'Allah'ın var olduğu ve varlık olarak bir ol­duğu' inancına yabancı olmadıkları biliniyor. Müşrik Arapların bir ve muktedir Al­lah inancına sahip oldukları konusunda günümüzün Müslüman araştırmacıları kadar, müsteşrikler de hem fikirdir. Konuyla ilgili oldukça önemli çalışmalar yap­mış olan Izutsu'nun bir tespiti konunun bir örneği olarak dikkate alınabilir. Izut-su, 'Araplar arasında bulunan Allah havramı, mahiyet itibarıyla islâm'ın Allah kav­ramına şaşınlacak derecede yakındır [88] tespitini dile getirmektedir. Bu tespit, ilk an­da, bazıları Mekke'de ikamet eden ve Allah inancına sahip olan 'Hamleri düşün­dürebilir. Fakat bu yanlıştır. Arapların Allah inancına sahip oldukları ifade edilir­ken kastedilenler, Hanif ismiyle anılan istisna şahsiyetler değildir. Söz konusu inancın sahipleri, Resulüllah'm karşısına şirkin temsilcisi olarak çıkan Mekke eş­rafı ve dindaşlarıdır. Yani, Ebû Cehil, Ebû Leheb, Velid b. Muğire, Âs b. Vâil, Ut-be b. Rabia... gibi Dâru'n Nedve'nin üyeleri ve yandaşları.

Birçok bakımdan kesin olarak biliniyor ki, Resulüllah, İslâm'ı tebliğe başladığı zaman, Araplara, daha önce hiç duymadıkları ve bilmedikleri yüce bir varlığın is­minden ve sıfatlarından bahsetmedi. Müşrik Arapların "'Allah'ı bildikleri, O'nun varlığına ve varlık olarak birliğine inandıkları konusunda yığınla delil var. Cahi-liye devri Arap şiiri bu konuda önemli bir kaynaktır. Bu şiirlerde, Allah'ın mutlak yaratan oluşu, Allah'la ilgili inancın en önemli özellikleri arasında yer almaktadır. Ünlü Şair Antere'nin bir şiiri bu konunun önemli örneklerindendir. Antere bir şi­irinde şöyle demektedir:

Ey erâk (ağacı) üzerine konan kuş,

Seni yaratan Rabb'İn hakkı için (onların nereye gittiklerini) söyle.

Herhalde sen nereye gittiklerini biliyorsun.

Antere, bir başka şiirinde de Allah'tan 'Nefisleri yaratan', bir diğerinde ise 'Gö­ğü ve Ayı kontrol eden' olarak bahsetmektedir. Ayrıca, İslâm öncesi Arap şiirleri üzerinde yapılan araştırmalarda, müşrik Arapların inandıkları Allah'ın isimleri arasında 'Rabb'ul BeyV (Evin Kabe'nin sahibi, efendisi), 'Rabb'ul Kabe' (Kabe'nin-sahibi, efendisi), 'Rabb'ul Mekke' (Mekke'nin sahibi, efendisi) isimlerinin sıklıkla geçtiği tespit edilmiştir. Siyer ve Tarih'lerde çok miktarda bulunabilecek ve İslâm öncesi dönemdeki Arapların, Allah inancına sahip olduklarına delil olabilecek şi­irlerden bazıları bizzat Resulüllah'm dedesi Abdülmuttalib'e aittir. Abdülmutta-lib'e ait bazı şiirlerde şu tür ifade ve tanımlara rastlanmaktadır: 'Rabbime söz ver­dim, ben ahdimi gözetirim', 'Evet, örtüler örtülen Beyt'in Rabbine yemin ederim', 'Ta­katsiz yük develerinin de Rabbi olan Allah'a yemin ederim', 'Korkarım Rabbimden, şa­yet emrine isyan edersem. Vallahi, hiçbir şey onun hükmüne güç yetiremez', 'Allah'ım şüphesiz sen istediğini yaparsın. Dilersen, doğruyu ve sevabı ilham edersin. [89] Konuy­la ilgili olmak üzere Velid b. Muğire gibi İslâm'ın en katı düşmanlarından nakle­dilen benzer sözler ve şiirler de önemlidir. Resulüllah'm 35 yaşında olduğu yıl, Mekkeliler onarmak maksadıyla Kabe'yi yıkarlarken, Allah'm azabına uğrama korkusunu yaşayan Velid'in sözleri benzerlerinin sadece bir örneğini teşkil etmek­tedir: 'Allahım.' Mani olma. Şüphesiz biz, ancak hayır dileriz. [90]

Müşrik Araplar, Enfal sûresinin 32. ayetin de geçtiği gibi, 'Allahümme' (Al­lah'ım) sözcüğünü dualarında yaygın bir şekilde kullanırlardı. Resulüllah'm baba­sında olduğu üzere, çocuklarına 'Abdullah' (Allah'm kulu) ismini verenler pek çoktu. Önemli yazışma ve anlaşmalarına 'Allah'ın adıyla' cümlesiyle başlarlardı. Hatta, Resulüllah'a ve Müslümanlara yönelik boykotlarıyla ilgili metne de Allah'ın ismiyle başlamışlardı. Daha da önemlisi, Enfal sûresinin söz konusu ayetinde geç­tiği üzere, Resulüllah'm peygamberliği ve Kur'an'ın ilâhîliği karşısında Allah'a hi­taben şöyle seslenmişlerdi; 'Allahım! Eğer bu, senin yanından gelmiş gerçekse, başı­mıza gökten taş yağdır, yahut bize acı bir azap ver.[91] Onlar bu yakanş-larıyla, Allah'a inandıklarını, fakat inandıkları Allah'ın Muhammed gibi bir öksüz ve yetimi peygamber olarak göndermeyeceğini, Kur'an gibi bir kitabı vahyetmeye-ceğini dile getirmişlerdi. Bu inançlarının doğruluğu konusunda en ufak kuşkula­rı yoktu. Eğer bu inançlarında bir yanlışlık varsa azaba razıydılar. Konuyla ilgili olarak ayrıca Fil olayını hatırlamakta yarar var. Yemen valisi Ebrehe, güçlü ordu­su ve filiyle birlikte Kabe'yi yıkmak için Mekke'ye geldiğinde, Ebrehe'nin güçlü ordusunu durduracak imkâna sahip olmayan Mekke'nin saygın lideri Abdülmut-talib, Kabe'nin kapısındaki halkaları tutarak, bütün samimiyetiyle Allah'a şöyle dua etmişti: 'Ey Allah'ım! Onlara karşı senden başka kimseden yardım istemiyorum. Ey Rabbim! Kendi himayende olan evi, onların zararından koru. Kabe'ye düşman olan, senin de düşmanındır. Bizlere bir ihsanın olan bu evi onlara karşı koru. [92] Ayrı­ca ve daha da önemlisi, Kabe'yi tavaf ederken söyledikleri telbiye, müşrik Arapla­rın Allah inancını açığa çıkaran önemli bir delildir. Telbiyeleri şöyleydi:

Buyur! Allahım buyur!

Buyur! Senin ortağın yoktur!

Ancak bir ortağın vardır; o da senin emrindedir. [93]

Esasında, İslâm'ın insanlar arasındaki ilk muhatapları olan müşrik Arapların, Allah inancına sahip olduklarıyla ilgili deliller, sadece İslâm öncesi dönemden ka­lan şiirler veya Müslümanlar tarafından yazılan tarih kitapları değildir. Kûr'an, konunun tartışılmaz en önemli kaynağıdır. Diğer tarihi bilgilerin aksine, Kur'an konusunda ileri sürülebilecek herhangi bir muhalif görüş de yoktur. Zira Kur'an sadece Resulüllah'a veya o zamanki müminlere değil, aynı zamanda müşrik Arap­lara da hitap ediyor ve bu hitapları sırasında bizzat müşriklerin sahip oldukları inançlara değiniyordu. 'Andolsun ki onlara: 'Gökleri ve yeri kim yarattı, güneşi ve ayı kim (sizinyararınıza çalışmak için) boyun eğdirdi?' desen: 'Allah' derler... Onla­ra: 'Kim gökten suyu indirip de ölmüş olan yeri onunla diriltti?' diye sorsan: 'Allah' derler [94] 'De ki: 'Biliyorsanız (söyleyin) dünya ve içinde bulunan­lar kimindir?' Allah'ındır' diyecekler.[95] gibi çok sayıda ayet, Allah inancına sahip olduklarını müşriklerin bizzat yüzlerine karşı ifade etmiş ve sahip oldukları inancın temelini oluşturan Allah inancını açığa vurmaları gerekti­ği konusunda uyarmıştı. Bu ve benzeri ayetlere karşılık müşriklerden hiç kimse, kendilerinin Kur'an'da geçen anlamıyla Allah inancına sahip olmadıklarını, Kur'an'ın yanlış veya yalan söylediğini iddia edememişlerdir. Üstelik Kur'an'ı yalancı çıkarmak gibi bir fırsatı yakalamayı sürekli bekleyip, gözettikleri halde. Do­layısıyla Kur'an'ın konumuz dahilindeki bildirdikleri, reddi imkânsız tarihî değe­re de sahip olmuştur.[96]

Tüm bu delillerden açıkça anlaşıldığı üzere, Mekke ve çevresinde yaşayan in­sanların ekseriyeti ilâhî bir iradenin varlığına inanıyorlardı. O'nu 'Allah' olarak isimlendiriyorlardı. Dolayısıyla, bütün bunlardan hareketle, Resulüllah'ın kendi­sine vahyolunan ayetler dahilinde olmak üzere risâletin ilk gününden itibaren, Al­lah'a ve O'nun birçok sıfatına inanan insanlara karşı Allah'ı yüceltmekle işe başladığı anlaşılmaktadır. Neden? Risâlet sürecinin doğru anlaşılması açısından asıl bi­linmesi ve dikkate alınması gereken konu budur.

Başta Mekke müşrikleri olmak üzere islâm davetinin muhalifi olan Arap müş­rikleri, Allah'a inanıyorlardı ama, özellikle Rabb sıfatıyla ilgili olmak üzere bazı yanlışlıklara sahiptiler. Telbiyelerinden de anlaşıldığı üzere, bu sıfatın bazı gerek­lerini Allah'tan başkalarına ait kılmışlar ve bunu yaparken Allah'ın rabblık sıfatı­nı bazı açılardan daraltıp küçültmüşlerdi. Zanlarmca, her şeyi yaratan ve evreni kontrol eden yüce Allah, bazı işlerini bazı yaratıklarına devretmişti. Özellikle de insanın yaşadığı ortamı ve bu ortamda şekillenen hayatın ilkelerini belirleme işle­rini, yüce Allah'ın sanma uygun olmayan basit işler olarak kabul ediyorlardı. Bu tür işlerle ilgilenmenin Allah'ın şanını aşağılamak olacağını düşünüyorlardı. Bu nedenle de, Allah'ın, bu tür işleri bazı aracılara, şefaatçilere, yardımcılara devret­tiğini düşünüyorlardı. Bunlar cinler, cinleri sembolize eden nesneler ve varlıklar, putlar ve cinlerle irtibat kurduğuna inanılan kâhinlerdi.


[88] Izutsu, Kur'an'da Allah ve insan, 96.

[89] Ibn İshak, Siyer, 86-90.

[90] ibn İshak, Siyer, 158; îbn Hişam, es-Siretü'n-Nebeviyye, 1/207.

[91] Enfal, 8:32

[92] ibn Hişam, es-Siretü'n-Nebeviyye, 1/52; Zemahşeri, el-Keşşâj, İV/285, 286; İbnû'l Esir, el- Kâmü fi't-Târih, 1/444.

[93] Müslim, Hacc 22; el-Kadî, Esbâb-ı Nüzul, 298; El-Kalbî, Kitab el-Asnâm, 27; îbn İshak, Siyer, 175, 149; Ibn Teymiye, Külliyat, 1/230; Fahreddin Razi, Tejsîr-i Kebîr, XIII/362.

[94] Ankebut, 29:61,6...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Müşrik Arapların Allah İnancı
« Posted on: 29 Mart 2024, 17:47:59 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Müşrik Arapların Allah İnancı rüya tabiri,Müşrik Arapların Allah İnancı mekke canlı, Müşrik Arapların Allah İnancı kabe canlı yayın, Müşrik Arapların Allah İnancı Üç boyutlu kuran oku Müşrik Arapların Allah İnancı kuran ı kerim, Müşrik Arapların Allah İnancı peygamber kıssaları,Müşrik Arapların Allah İnancı ilitam ders soruları, Müşrik Arapların Allah İnancıönlisans arapça,
Logged
23 Nisan 2015, 22:31:20
Kaan Han
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 778


« Yanıtla #1 : 23 Nisan 2015, 22:31:20 »

Birçok bakımdan kesin olarak biliniyor ki, Resulüllah, İslâm'ı tebliğe başladığı zaman, Araplara, daha önce hiç duymadıkları ve bilmedikleri yüce bir varlığın is­minden ve sıfatlarından bahsetmedi. Müşrik Arapların "'Allah'ı bildikleri, O'nun varlığına ve varlık olarak birliğine inandıkları konusunda yığınla delil var. Cahi-liye devri Arap şiiri bu konuda önemli bir kaynaktır. Bu şiirlerde, Allah'ın mutlak yaratan oluşu, Allah'la ilgili inancın en önemli özellikleri arasında yer almaktadır. Ünlü Şair Antere'nin bir şiiri bu konunun önemli örneklerindendir.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
17 Ekim 2015, 11:08:22
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #2 : 17 Ekim 2015, 11:08:22 »

Demekki Islamiyetten oncede Araplarda Allah inanci vardi.ama bu innaclarundaki Rabb sifatinda bazi yanlislari vardi.Allah razi olsun onemli ve aydinlatici bir konu olmus
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

03 Nisan 2016, 12:02:15
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #3 : 03 Nisan 2016, 12:02:15 »

Konuyu da tekrardan hatirlamis olduk.daha iyi pekişti insallah olaylar zihnimde.Allah razi olsun paylasim icin
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

03 Nisan 2016, 13:09:43
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #4 : 03 Nisan 2016, 13:09:43 »

Aleykumselam.Mekkeli musrikler islamiyetden ince cesitli putlara yada esyalara inanmışlardır.Allahin varlığının ve birliğinin olmadığına inanmis ve oyle yasamislardir.Rabbim razi olsun bilgilerden kardesim...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes