> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz.Muhammedin İslam Daveti > Engeller
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Engeller  (Okunma Sayısı 726 defa)
16 Temmuz 2011, 15:09:19
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 16 Temmuz 2011, 15:09:19 »



Dünyanın Esenliğinin Önündeki Engeller


Kendisini esenlik, barış, huzur, saadet, güvenlik olarak tanımlayan ve insanları tüm bunların egemen olduğu bir dünyayı inşa etmeye ve böylesi bir dünyada ya­şamaya davet eden İslâm'ın, daha risâletin ilk günlerinde evrensel bir din olduğu her türlü tereddütten uzak bir şekilde açıkça anlaşılmıştı. Daha önce değişik vesi­lelerle açıklandığı üzere, başta Resulüllah olmak üzere ilk müminler grubunu teş­kil eden Hz. Hatice, Ali, Ebû Bekir, Zeyd ve diğerleri, mensupları sadece kendile­ri olan ve sayılarının on kişiyi aşmadığı bir dönemde dahi İslâm'ın bütün insanlı­ğa hitap eden bir din olduğunu biliyorlardı. Üstelik, islâm'ın yalnızca Mekke top­lumunun veya Arapların dini olmak istemediğini, çağrısının tüm insanlara yöne­lik olduğunu sadece o ilk müminler değil, Mekke'nin müşrik eşrafı da biliyordu. Bu nedenle de islâm'ın Mekke toplumunu aşarak dışarıya açılmasının problemle­re neden olacağını düşünüyor ve bundan korkuyorlardı.

İslâm'ın çağrısının tüm insanlığa yönelik olduğu risâletin ilk günlerinden iti­baren hem müminler ve hem de Mekke'nin müşrikleri tarafından açıkça biliniyor­du. Çünkü o ilk günlerde vahyolunan ayetlerde islâm'ın çağrısının evrensel özel­likleri açıkça görülüyordu. Zira, ne risâletin ilk günlerinde ve ne de sonraki dönemlerinde, islâm hiçbir şekilde yalnızca bir topluluğun, bir kentin, bir bölgenin veya bir ırkın dini olarak tanımlanmadı, takdim edilmedi. Böyle olunca, gün ge­lecek Müslümanların diğer putperest toplumlarla veya kitap ehli olan Yahudi ve Hıristiyanlarla karşı karşıya kalacağı kesindi; başka türlüsü mümkün değildi. İslâm'm evrenselliği bunu gerektiriyordu. Bu nedenle, mutlak hakikatin kaynağı, İs­lâm davetinin rehberi olan Kur'an, Müslümanları, islâm'ın dünya egemenliğini in­şa sürecinde karşılaşacakları engeller konusunda hep bilgilendirdi. Hatta davetin ilk günleri açısından düşünüldüğünde, Müslümanlar uzun süre hiçbir şekilde Hı-ristiyanlarla ve Yahudilerle karşılaşmadıkları, aralarında gerçek ilâhî dinin kimli­ği konusunda tartışma ve çekişmeler olmadığı zamanlarda bile Allah müminleri Hırisuyanlarla, Yahudilerle karşılaşacağı günlere hazırladı; Müslümanları Hıristi­yanlık ve Yahudilik hakkında, bu dinlerin mensuplarının1'özellikleri konusunda bilgilendirdi. Bu sayede ne Habeşistan'a hicret eden ve ilk kez Hıristiyan bir top­lumla karşılaşıp onlarla bir arada yaşamak zorunda kalan müminler ve ne de Me­dine'ye hicret edip Yahudilerle bir arada yaşamak zorunda kalan müminler, bir­likte yaşamak zorunda oldukları Hıristiyanların ve Yahudilerin inançları ve hayat tarzları konusunda ne yapacaklarını, nasıl davranacaklarını bilemez konumda ol­madılar.

islâm'ın dünya egemenliğinin önündeki iki büyük engel Yahudilik ve mensup­ları ile Hıristiyanlık ve mensuplarıydı. Bu nedenle Kur'an Müslümanları bu iki di­nin özelliklerinden, mensuplarının genel karakterlerinden haberdar etti. Bu din­lere ve mensuplarına karşı nasıl bir tutum ve davranış içinde bulunmaları gerek­tiğini bildirdi. Şu ayetler bunun bazı önemli örneklerini oluşturuyordu:

(Ey iman edenler!) Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da sizden asla razı olmazlar. [130]

Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbi­rinin dostudurlar (sizi değil, birbirini desteklerler). [131] (Resulüm!) Yemin olsun ki sen Ehl-i kitaba her türlü âyeti (delili) getirsen yi-ne de onlar senin kıblene uymazlar. Sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar da birbirlerinin kıblesine uymazlar. Sana gelen ilimden sonra eğer onla­rın arzularına uyacak olursan, işte o zaman sen hakkı çiğneyenlerden olursun.[132]

(Onlar) 'Yahudileryahut Hıristiyanlar hariç hiç kimse cennete giremeyecek'1 dedi­ler. Bu onların kurumuşudur. Sen onlara: 'Eğer sahiden doğru söylüyorsanız de­lilinizi getirin' de. [133]

Yahudiler ve Hıristiyanlar "Biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz' dediler. De ki: 'Öyleyse günahlarınızdan dolayı size niçin azap ediyor? Doğrusu siz de O'nun ya­rattığı insanlardansınız..[134]

Ehl-i kitaptan bir grup, okuduklarını kitaptan zannedesiniz diye kitabı okur­ken dillerini eğip bükerler. Halbuki okudukları Kitap'tan değildir. Söyledikleri Allah katından olmadığı hâlde 'Bu Allah hatındandıf derler. Onlar bilerek Al­lah'a iftira ediyorlar. [135]

Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir gruba uyarsanız imanınız­dan sonra sizi yeniden inkarcılığa sevk ederler. [136]

Biz Hıristiyanların diyenlerden kesin söz almıştık. Ama onlar da kendilerine zikredilenlerin (verilen öğütlerin, vahyedilen hakikatlerin) önemli bir kısmını unuttular. Bu sebeple kıyamete kadar aralarına düşmanlık ve kin saldık. Yakın­da Allah onlara yaptıklarını haber verecektir.[137] Yahudiler 'Uzeyr Allah'ın oğluduf dediler. Hıristiyanlar da 'Mesîh (Isa) Allah'ın oğludur1 dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) daha önce kâfir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan bâtıla) döndürülüyorlar! [138] Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve rahiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah yolunda olmaktan engel­lerler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele! [139]

İslâm'ın dünya egemenliğinin önündeki engellerden birisi Yahudilik idi. Ama Hıristiyanlığa göre çok önemli bir engel değildi. Çünkü, Yahudilik kendisini bir toplumla sınırlamış, kapılarını diğer insanlara kapamış bir dindi. Bu nedenle de islâm davetinin önünde kapsamlı ve güçlü bir engel olarak yer almıyordu. Fakat Hıristiyanlık böyle değildi. O, dünya egemenliği idealine sahip olan, kapılarını tüm insanlara açmış bulunan ve gerek siyasî ve gerekse askerî açıdan da o günün dünyasında rakipsiz sayılabilecek bir güç haline gelmiş olan bir dindi. Dolayısıy­la Kur'an, Müslümanları daha çok Hıristiyanlık ve mensupları konusunda bilgi­lendirdi. Ancak bu bilgilendirmeleri ve uyarıları sırasında Hıristiyanların sadece olumsuz özelliklerini görmedi. Genel olarak Ehl-i kitabı, özel olarak da Hıristi­yanlığı ve Hıristiyanları hiçbir zaman düşmanlık hisleriyle değerlendirmedi. Hiç­bir zaman bu dini tamamen yanlışların teşkil ettiği bir inanç sistemi ve hayat tar­zı, Hıristiyanları ise her türlü olumsuzluğu kendilerinde bulunduran kimseler ola­rak tanımlamadı. Hatta Hıristiyanlığı diğer dinlerle, Hıristiyanları da diğer dinle­rin mensuplarıyla karşılaştırdığında olumlu değerlendirmelerde bulundu. Şu ayetler bu hakşinaslığın gereğiydi:

Ehl-i kitaptan öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet bıraksan, onu sana noksansız iade eder. Fakat onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet bıraksan, tepesine dikilip durmazsan onu sana iade etmez. Bu da onların, 'Um-mîlere karşı yaptıklarımızdan dolayı bize vebal yohtuf demelerindendir. (Onlar bunu derken) Allah adına bilerek yalan söylüyorlar. [140] İman edenler ile Yahudiler, Sabitler ve Hıristiyanlardan Allah'a ve ahiret günü­ne (gerçekten) inanıp iyi amel işleyenler üzerine asla korku yoktur; onlar üzü­lecek de değillerdir. [141]

İnsanlar içerisinde iman edenlere düşmanlık bakımından en şiddetli olarak Ya­hudiler ile, şirk koşanları bulacaksın. Onlar içinde iman edenlere sevgi bakımın­dan en yakın olarak da 'Biz Hıristiyanların diyenleri bulacaksın. Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır ve onlar büyüklük taslamazlar. [142]

Kur'an, Ehl-i Kitabı ve özellikle de Hıristiyanları tamamen olumsuz değerlen­dirmediği; içlerinde doğru şeylere inanan ve doğru işler yapan adamların, hakkı arayan kimselerin olduğunu bildirdiği gibi, Müslümanların bu kimselere karşı olumlu davranmalarını da özellikle istedi. Şu ayetler de bu isteği dile getiriyordu:

İçlerinden zulmedenleri bir yana, Ehl-i kitap ile ancak en güzel yoldan müca­dele edin ve deyin ki: 'Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim ilâ­hımızda da sizin ilâhınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur. [143]

De ki: 'Ey Ehl-i Kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Al­lah'tan başkasına tapmayalım. O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın''. Eğer onlar (bu çağrıya rağmen) yine yüz çevi­rirlerse, işte o zaman Şahit olun ki biz Müslümanlarız.'' deyin. [144]

Gerek Yahudilerle ve gerekse Hırisuyanlarla yaşanacak problemler İslâm dave­tinin evrensel oluşunun kaçınılmaz bir sonucuydu. Zira İslâm, bazı olumlu özel­liklerine rağmen, birçok bakımdan temel özellik ve ilkeleri konusunda tahrifata uğramaları nedeniyle Yahudiliği ve Hıristiyanlığı 'hak din' olarak görmüyor, onlar­la anlaşmasını sağlayacak baskın ortak özellikler olmadığı için, tüm bâtıla yönelik savaşma bu dinleri de dahil etmiş bulunuyordu. Şurası dikkatlerden kaçırılmama­sı gereken önemli bir durumdur ki, İslâm sadece siyasî, ekonomik, askeri egemen­lik amacı taşıyan ve bu amacı gerçekleştirdiği zaman kendisini başarılı kabul eden bir din değildir. İslâm'ın çağrısı, tüm dünyada her türlü yanlış inancın, kötülüğün, ahlâksızlığın, zulmün, sömürünün, baskının yok olması ve kendisinin temsil etti­ği hakikati, iyiliği, edep ve ahlâkı, hakkı, hukuku, adaleti, güven ve itimadı, esen­lik ve mutluluğu egemen kılma çağrısıdır. Dolayısıyla yanlışın cephesinde yer alan her şey, ismi ne olursa olsun, islâm için yok edilmesi, silinip ortadan kaldırılma­sı gereken bir yanlıştır. Doğal olarak da islâm ile ne Yahudiliğin ve ne de Hıristi­yanlığın anlaşması, birleşmeleri mümkün değildir. Müslümanların Medine'ye hic­ret etmeleriyle birlikte Yahudilerle ilişkilerde açığa çıkan gerilim ve düşmanlıklar veya Müslümanların egemenlik alanlarının.büyüyüp Suriye bölgesin...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Engeller
« Posted on: 19 Nisan 2024, 16:29:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Engeller rüya tabiri,Engeller mekke canlı, Engeller kabe canlı yayın, Engeller Üç boyutlu kuran oku Engeller kuran ı kerim, Engeller peygamber kıssaları,Engeller ilitam ders soruları, Engellerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes