๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hanımlar İlmihali => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 21 Kasım 2010, 17:40:56



Konu Başlığı: Kadının ölü için yas tutması
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 21 Kasım 2010, 17:40:56
Kadının, Ölü İçin Yas Tutması/İhdâd:                    
 

İhdâd, men etmek, engellemek demektir. Kadının, yas tut­ması; süslenmemesi, koku sürünmemesi, cinsel isteği uyandıran her şeyden uzak durması ve evlilik tekliflerini kabul etmemesidir. Buna Arabça da 'ihdâd' denir.

1. Kadının, vefat eden kocası için yas tutması:

Kocası vefa eden kadının, dört ay, on gün yas tutması farz­dır. Çünkü Yüce Allah; 'İçinizden ölenlerin bırakmış olduğu eşler, dört ay on gün beklerler.[315]

Ümmü Seleme (radiyallâhu anhâ) anlatıyor; ıBir kadın, Ra­sulullah {sallallâhu aleyhi ve sellem)'e geldi ve; «Ya Rasulullah! Kızımın kocası vefat etti Gözlen ağrıyor, ona sürme çekebilir miyim?» dedi. Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) iki veya üç defa; «hayır» dedikten sonra; «iddeti, dört ay, on gün [bekle­melidir] buyurdu.[316]

İbn Kudâme, İbn'ul-Kayyim el-Cevzî ve diğer âlimlerin de naklettiği gibi, birçok âlim bu görüştedir.

Cinsel ilişkide bulunmadan önce kocası vefat eden, küçük yaştaki kadının yas tutması: İster küçük, ister büyük yaşta olsun, cinsel ilişkiye girilmiş veya girilmemiş olsun, kocası vefat eden kadının yas tutmasını/iddet beklemesini, âlimlerin ge­neli vacip kabul etmiştir.

2. Vefat eden bir yakınından dolayı kadının yas tutması:


Bir kadın, kocasının dışında bir yakını için üzüntü ve kede­rinden doiayı, üç gün yas tutabilir. Ancak, üç günden daha fazla yas tutması caiz olmaz. Çünkü Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem); 'Allah'a ve âhiret gününe

İman eden bir kadının, ko­cası dışında biri için üç günden fazla yas tutması helal değildir' buyurmuştur.[317]

 
Hatırlatma:
 

Kadının, eşi dışında bir yakını İçin yas tutması mubah ol­makla birlikte, eşi onunla ilişkide bulunmak istediği takdirde, eşi­ne 'hayır' demesi heial olmaz.[318]

3. Yas tutan hanımların sakınması gereken durumlar:

Ümmü Atiyye (radiyallâhu anhâ) anlatıyor; Vç günden fazla yas tutmamız yasaklandı. Bir kadın sadece kocası için dört ay on gün yas tutar. Yasta iken, sürme çekmez, koku sürünmez, boyalı elbise giymezdik. Sadece (Yemenin) asb elbisesinden giyerdik. Ve hayızdan temizlendiğimizde yıkanırken, kustu ezfâr kokusun­dan sürünmemize ruhsat verilmişti. Cenazelerin peşinden gitme­mizde, yasaklanmıştı.[319]

Bu ve benzer hadislerin ifade ettiği, yas tutan hanımların sa­kınmaları vacip olan hükümler;

1. Sürme Çekmek: Yas tuttukları sürece tedavi amaçlı dahi olsa, kadınların sürme çekmeleri caiz değildir. Ümmü Atiyye (ra­diyallâhu anhâ)'ın rivayet ettiği hadiste, gözünden şikayet eden bir kadının sürme çekmesine Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) izin vermemiş ve «hayır, sürme çekemez» buyurmuş­tur.[320]

Yüce Allah, yas tutan müslüman erkekler ve hanımlar için, sürme dışında ilaçlar nasip etmiştir. Damla, merhem gibi. Dola­yısıyla, hastalığı mazeret göstererek, yasta iken, sürme kullanma­nın bir mânâsı yoktur. -En doğrusunu Ailah bilir.

2. Koku Sürünmek:
Yas tutan hanımların, koku sürünmeleri haramdır. Bu konuda hiçbir ihtilaf yoktur. Buna, Ümmü Habîbe (radiyaliâhu anhâ)'nın, babası Ebû Süfyân'm ölümüne yas tutar­ken (üçüncü günün dolmasıyla birlikte) koku isteyip sürünmesi [321] de delildir.

Yas tutan hanımların hayızdan temizlenirken, kan kokusu­nu gidermek İçin, kan izinin bulunduğu yerlere koku sürmelerine izin verilmiştir. Bu izin, kendilerinin koku kullanması için değildir. Ümmü Atiyye (radiyallâhu anhâ)'nın «kustu ezfâr kokusundan sürünmemize ruhsat verilmişti» sözüyle kastettiği şey, tütsü veya kendilerince bilinen bir kokudur.

3. Kına, Makyaj ve Boya Kullanmak: Ümmü Seleme (ra­diyallâhu anhâ) anlatıyor; 'Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) «kocası vefat eden bir kadın, aspurla ve kırmızı çamurla boyanmış elbise giyemez. (Altın ve gümüş) zînet takmamaz/süs-lenemez ve sürme çekemez» buyurmuştur.[322]

İbnü'l-Münzir; 'yas tutan kadının, makyaj yapmasının, 'zinet takınamaz' yasağının kapsamında olduğuna dair bir ihtilaf bilmi­yorum' demiştir.

Kına ve boya kullanmak, makyaj olarak isimlendirilen şey­lere dâhildir. İbn Kudâme der ki; 'Yas tutan kadının, yüzüne allık sürmesi, fondöten kullanması, yüzüne ve eline nakış yapması, yüzünü güzelleştirecek ve yumuşatacak krem ve benzeri makyaj malzemeleri kullanması haramdır.[323]

4. Boyalı, aspurlu [324] kırmızı çamurla boyalı elbise giymek:

Ümmü Atiyye (radiyallâhu anhâ); '...Sadece (Yemenin) asb elbisesinden giyerdik...' demiştir.

Ümmü Seleme (radiyallâhu anhâ) anlatıyor; 'Peygamber (saİlallâhu aleyhi ve sellem), «Kocası vefat eden bir kadın, aspur-la ve kırmızı çamurla boyanmış elbise giyemez. (Altın ve gümüş) zınet takmamaz, süslenemez ve sürme çekemez» buyurmuş­tur.[325]

Her İki hadiste de, yas tutan kadına, kırmızı, san, yeşil, mavi gibi, çekici ve süslü olması için, renklendirilmiş bütün elbiseler nehyedilmiştir.[326]

Yemen bürdelerinden [327] olan, asb elbisesine izin verilmiştir. Bu elbise, Önce örülür, sonra boyanır, daha sonra da dokunur.

Alimler, yas tutan kadının beyaz renkli elbise giymesine ruh­sat vermişlerdir. Çünkü bunu engelleyen herhangi bir nas yoktur. İbnü'l-Münzİr, 'kendilerinden ilim öğrendiğim herkes, beyaz elbi­senin giyilmesine ruhsat vermiştir' der.

5. Takı Takmak: Yas tutan kadının, yüzük, kolye ve benzeri altın ve gümüş takılar takması haramdır. İmam Mâlik; 'kocasının vefatından dolayı yas tutan kadın, yüzük, halhal gibi hiçbir takı takamaz' der.[328]

 
Yas Tutan Kadının Yapmasında Bîr Sakınca Bulun­mayan Durumlar:
 

1. Tırnaklarına manikür yapması.

2. Koltuk altı ve etek tıraşı olması.

3. Sabunla yıkanması.


 Yas tutan kadının bunları yapmasında bir sakınca yoktur. Kokulanmak amacı olmadığı sürece sabunla yıkanabilir.

Ibn Kudâme; 'Yas tutan kadının, tırnaklarına manikür yap­ması, koltuk altı ve etek tıraşı olması, alması mendup olan kıllarını alması, sidrle yıkanması ve taranmasına bir engel yoktur. Çünkü buniar temizlik amaçlıdır, kokulanmak amaçlı değildir' der.

4. Saç yağıyla, saçı yağlamak.

Süslenmek ve kokulanmak amacıyla olmadığı takdirde, saçı yağlamak caizdir. İmam Mâlik, 'kocası vefat eden kadın, içinde koku bulunmayan yağlar ve benzeri şeyler sürünebilir' der.


[315] Bakara, 234.

[316] Buhârî, 5334; Müslim, 1486.

[317] Müslim, 1491.

[318] Fethu'1-Bâri, 3/146.

[319] Buhârî, 5341; Müslim, 938.

[320] Buhârî, 5334; Müslim, 1486.

[321] Buhârî, 1280.

[322] Ebû Dâvûd, 2304; sahih senetle rivayet edilmiştir.

[323] El-Muğnî, 7/518,

[324] Bazı bitkilerin çiçeklerinden elde edilen kırmızı boya. (Çeu.]

[325] Ebû Dâvûd, 2304.

[326] Zâdu'l-Maâd, 5/705.

[327] Şal türü. (Çev.)

[328] Muvatta, 2/599.