> Forum > Atatürk Üniversitesi Önlisans İlahiyat Bölümü  > 1. Sınıf Bahar Dönemi > Hadis Tarihi ve Usulü > Ünite 2 İlk Asırdaki Raviler
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ünite 2 İlk Asırdaki Raviler  (Okunma Sayısı 8448 defa)
13 Ağustos 2013, 03:44:06
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 13 Ağustos 2013, 03:44:06 »




                                                    
                                                                 HADİS TARİHİ VE USULÜ
 
                                                                           ÜNİTE 2

                                                                  İLK ASIRDAKİ RAVİLER



RÂVÎ

GİRİŞ


Yazılı kaynakların yaygın olmadığı ilk dönemlerde hadîsler insanlar aracılığıyla nesilden nesile aktarılmaktaydı. Bunu gerekli kılan sebepler arasında yazı malzemelerinin yaygın ve kolay temin edilir nitelikte olmaması yanında, o
dönemde yazılı malzemeye duyulan güvensiz sayılabilir. Zira yazılı malzemelere bazı eklemeler yapılabileceği gibi onların kaybolma riski de oldukça fazlaydı. Bu yüzden ilk dönemlerde hâfıza gücüne daha çok güven duyulmuştur. İster hâfızadan, ister sahip olduğu yazılı bir metinden olsun hadîsleri nakleden kişilere râvî adı verilmiştir.

RÂVÎNİN TANIMI

Yukarıda da bahsedildiği gibi, Râvî kelimesi sözlükte nakleden,ileten, rivâyet eden anlamına gelir. Çoğulu ruvât’tır.
Terim anlamı ise; “hadîsi edâ lafızlarından biriyle başkalarına nakleden kişi” demektir.
Hadîsi belli usullere göre hocasından almaya tahammül aynı usullere uygun rivâyet lafızları kullanarak başkasına nakletmeye edâ denir.

Râvî, rivâyet esnasında ahberenâ,haddesenâ, semi’tu vb. tahammül ve edâ lafızlarını kullanmak zorundadır. Bu krite
,dürüstlük ve bilimsel ciddiyet gereği olduğu kadar, hadîsin sıhhatini belirlemede de önemlidir.

RÂVÎNİN VASIFLARI


Şüphesiz rivâyette asıl amaç hadîsin metni, yani Hz. Peygamber’in sözüdür. Metnin kabul edilecek nitelikte olup olmadığını gösteren en önemli unsur da râvî nin niteliğidir. Güvenilir nitelikte râvîler zinciriyle nakledilen hadîsler genelde sahîh kabul edilir. Böyle olan râvîye de sika râvî denir. Sika,sağlam ve güvenilir râvî demektir.

Sika bir râvîde bulunması gereken iki temel vasıf vardır.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 13 Ağustos 2013, 04:09:14 Gönderen: Halim »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ünite 2 İlk Asırdaki Raviler
« Posted on: 25 Nisan 2024, 10:15:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ünite 2 İlk Asırdaki Raviler rüya tabiri,Ünite 2 İlk Asırdaki Raviler mekke canlı, Ünite 2 İlk Asırdaki Raviler kabe canlı yayın, Ünite 2 İlk Asırdaki Raviler Üç boyutlu kuran oku Ünite 2 İlk Asırdaki Raviler kuran ı kerim, Ünite 2 İlk Asırdaki Raviler peygamber kıssaları,Ünite 2 İlk Asırdaki Raviler ilitam ders soruları, Ünite 2 İlk Asırdaki Raviler önlisans arapça,
Logged
13 Ağustos 2013, 04:18:43
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« Yanıtla #1 : 13 Ağustos 2013, 04:18:43 »

1-Adâlet: Râvînin sözlerinde ve davranışlarında haktan ve doğrudan ayrılmaması, her türlü günahtan kaçınması demektir. Adâlet vasfının içerisinde; Müslüman olmak, bülûğ çağına ulaşmış olmak,takvâ sahibi olmak, söyleneni doğru anlayabilecek bir temyiz gücüne sahip olmak ve üstün insanî meziyetlere sahip olmak da bulunur.
Bir kısım muhaddisler,râvînin adâletini tespit konusunda son derece sıkı davranır; râvînin en küçük kusurunu cerh sebebi sayarlar. Meselâ; çarşı-pazarda tur atan, sokakta yemek yiyen, şakacı olan râvîlerin rivâyetini kabulden kaçınırlar.Buna mukabil bazıları da son derece gevşek ve müsamahakâr davranırlar. Râvînin ufak-tefek hatalarını görmezden gelirler. Bazıları ise mûtedil bir çizgide yer alırlar.Böylece râvîyi değerlendirmek konusunda muhaddisler,
müteşeddit, mütesâhil ve mutedil olmak üzere üç guruba ayrılırlar.

2-Zapt:
Râvînin işittiği hadîsi çok iyi anlaması, hatasız bir şekilde ezberlemesive bu vasıflara hadîsi işittiği andan başkasına naklettiği ana kadar (semâ anındanedâ anına kadar) sahip olmasıdır. Görüldüğü üzere burada hâfıza kudreti öne çıkmaktadır.
Bir râvînin zâbıt olduğunu anlamanın yolu, rivâyet ettiği hadîsleri sika râvîlerin rivâyetleriyle karşılaştırmaktır. Zabt vasfına sahip olduğu bilinen râvîlerin rivâyetleriyle genelde uyumlu olursa, onun da zabt vasfına sahip olduğu kanâatine
varılır ve rivâyeti delil kabul edilir.

Zabt vasfına sahip bir râvînin gafil ve dalgın olmayıp uyanık ve dikkatli olması, hadîsi ezberden rivâyet ediyorsa iyi ezberlemiş olması, kitabından rivâyet ediyorsa kitabını iyi korumuş olması, mana ile rivâyet ediyorsa manayı bozacak
unsurları bilmesi gerekir.
Bir râvîde adâlet ve zabt vasıfları birleşirse ona sika denir ve rivâyeti delil kabul edilir.

Râvîleri adâlet ve zabt yönünden inceleyip değerlendiren bilim dalına Cerh ve Ta’dîl İlmi denir.

RÂVÎLERİN TABAKALARI


Tabaka kelimesi hadîs ıstılahında, belli bir vasıfta ortak olan râvîler demektir. Çoğulu tabakât’tır. Bu vasıflar; yaş itibariyle akran olmaları, aynı asırdayaşamış olmaları, aynı şehirde yaşamış olmaları, aynı hocadan ders almış olmaları,
birbirine yakın tarihlerde vefat etmiş olmaları, belli bir vasfa ortaklaşa sahip olmaları, sikalık veya zayıflıkta benzer durumda olmaları gibi hususlardır. Buna

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 13 Ağustos 2013, 04:19:20 Gönderen: Halim »
Kayıtlı

15 Kasım 2013, 16:13:45
YUSUF KARADENİZ

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1


« Yanıtla #2 : 15 Kasım 2013, 16:13:45 »

OKUDUKTAN SONRA GÖZLERİNİZDEN YAŞ AKMASA VAY HALİNİZE EĞER YAŞ AKARSA MÜJDELER OLSUN DOĞRU YOLDASINIZ
 "Bir Annenin Oğluna Yazdığı İbretlik Mektubu"[Ağlatabilir]
 
Annemin sadece bir gözü vardı. Öteki gözü çukurdu, yani yeri boştu.
 
Ondan nefret ediyordum. Çünkü bu durum beni arkadaşlarımın arasında utandırıyordu.
 
Babam, ben daha küçükken bir kazada öldüğünden, ailemizi geçindirmek de anneme kalmıştı. Bunun için okulda aşçılık yapıyordu.
 
İlk okulda iken bir gün annem bana "merhaba" demeye gelmişti. Sanki, yerin dibine geçmiştim. Bunu bana nasıl yapabilirdi.?
 
Onu görmezden geldim, ona nefretle bakarak oradan kaçtım...
 
Ertesi gün sınıfta bir arkadaşım bana, "..Senin annenin sadece bir gözü var. Diğeri ne biçim.!" Dedi. Diğerleri de gülüşüyorlardı.
 
O anda yerin dibine girmek ve de annemin ortadan kaybolmasını istedim.
 
Bu yüzden, o gün onunla karşılaşınca dedim ki:
 
-"Beni gülünç duruma düşüreceğine, ölsen daha iyi!.."
 
Annem karşılık vermedi. Sadece, tek gözüyle bana biraz baktı ve uzaklaştı gitti...
 
Dediklerim hakkında bir saniye bile düşünmemiştim, çünkü çok kızmıştım. Onun duyguları beni hiç ilgilendirmiyordu. Onu evde istemiyordum ama ev onun üzerineydi...
 
Çok çalıştım, kendime yeter oldum, sonunda Singapur'a okumaya gittim.
 
Bir süre sonra da evlendim. Birikimime borç ekleyerek kendime bir ev aldım.
 
Daha sonra çocuklarım oldu ve hayatımdan memnundum. Annemi unutmuştum...
 
Bir gün annem bizi ziyarete gelmişti. Öyle ya, kaç yıldır beni görmemişti.
 
Kapıya gelince, çocuklarım tek gözlü birini görünce birden korktular, sonrada güldüler.
 
"Babaanneniz" diyemedim. İçeri girince ilk fırsatta ona:
 
-"Evime gelip çocuklarımı nasıl korkutabilirsin.? Buradan hemen git.!" Dedim.
 
Bu çıkışıma annem kısık bir sesle:
 
-"Kusura bakmayın, ben yanlış adrese geldim galiba.!" Dedi ve çıktı-gitti...
 
Aradan yine uzun bir zaman geçmişti.
 
Bir gün "mezunlar toplantısı" için okulumdan bir mektup aldım.
 
Karıma; "..iş seyahatine gidiyorum" diye bahane uydurdum.
 
Mezunlar toplantısından sonra, birden aklıma düştü.'Sadece meraktan' eski evime gittim.
 
Eski komşularımıza sorduğumda, "annemin öldüğünü" söylediler.
 
Önce biraz sevinç duyar gibi oldum ama içimde bir burukluk ve sızı hissettim.
 
Ben şaşkınca beklerken, "bana verilsin diye annemin bir mektup bıraktığını" söylediler.
 
Açtım ve okumaya başladım:
 
-En sevgili oğlum... Her zaman seni düşündüm.
 
Singapur'a gelip çocuklarını korkuttuğum için üzüldüm...
 
Mezunlar gününde geleceksin diye çok sevindim ve bekledim.
 
Ama; "seni görmek için yataktan kalkabilir miyim" diye çok düşündüm...
 
Seni büyütürken, 'tek gözümle' sürekli bir utanç kaynağı olduğum için de üzgünüm... biliyormusun biricik oğlum. .?
 
Sen küçücükken, babanla birlikte bir kaza geçirmiştin. Baban öldü fakat sen, bir gözünü kaybetmiştin. Bir anne olarak, senin tek bir gözle büyümene dayanamazdım...
 
Bu yüzden, babandan kalan tarlayı satarak, ameliyat masraflarına yatırdım.
 
İşte ,şimdi o yeri boş olan gözüm var ya , onu sana vermiştim. Nakil çok başarılı geçmişti, hiç fark edilmiyordu. "O gözle, biricik oğlum görüyor ya..." diye çok mutlu oluyordum . ana yüreği ya oğul, sana 'sen benim gözümle görüyorsun 'diyemedim ..
 
Başarılarından dolayı seninle o kadar gurur duyuyordum ki, bu bana yetiyordu.
 
Her şeye rağmen, sen benim oğlumsun...
 
Bütün sevgilerimle... Annen.
 
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
30 Aralık 2013, 18:02:49
Rukiye Çekici

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 694


Site
« Yanıtla #3 : 30 Aralık 2013, 18:02:49 »

Bu bilgiler için hepinize teşekkür ederiz.Ellerinize sağlık. :)
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

RUKİYE ÇEKİCİ 7c 438
30 Aralık 2013, 18:03:37
Rukiye Çekici

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 694


Site
« Yanıtla #4 : 30 Aralık 2013, 18:03:37 »

İnşALLAH daha birçok güzel bilgi yazarsınız. :)
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

RUKİYE ÇEKİCİ 7c 438
Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes