> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > Güncel Meseleler > Beyat - İntisab
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Beyat - İntisab  (Okunma Sayısı 2214 defa)
20 Haziran 2010, 03:11:16
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 20 Haziran 2010, 03:11:16 »



BEY'AT - İNTİSAB

SORU: İnâbe ve bey'at nedir, aralarındaki fark nedir? Dindeki konumları nedir?

CEVAP: İnâbe, Allah'a dönmek demek... Münîb, derler, inâbe eden kimseye... Tevbe de dönmek demek... Tevbe ve inâbe, yanlış yolu bırakıp Allah'ın sevdiği yola yönelmek demektir.

İnâbe, bir insandaki iç değişikliğini sembolize ediyor, onu gösteriyor. Bey'at ise; bir mürşide, bir şeyhe gidip onun eğitimini kabul ettiğini, onun ustalığını, hocalığını kabul ettiğini bildirip, "Ben sana tâbîyim!" demektir. Bey'at bir anlaşmadır, sözleşmedir. Hattâ el tutularak yapılır.

Peygamber Efendimiz'in sahâbesi (Rıdvânullahi aleyhim ecmaîn), Peygamber Efendimiz'in yanına gitmiş, elini sıkarak sözleşmişlerdi.

--Nerede?..

Birinci Akabe Bey'ati, İkinci Akabe Bey'ati, Hudeybiye Bey'ati gibi umûmî bey'atler var... Şahsî bey'atler var, grup bey'atleri var... El tutarak söz vermek sûretiyle... Kadınların bey'ati var, erkeklerin bey'ati var...

Bey'at demek, sözleşme demek... Yâni, hukûkî bir form kazandırıyor inâbesine, dönüşüne... Ve birisine bağlandığını ifade ediyor. Fark budur aralarında...

Dindeki konumları: Peygamber Efendimiz (SAS)'e bey'at etmeyi ayet-i kerimeler bildiriyor:

(İnnellezîne yübâyiûneke innemâ yübâyiûnallah) [Muhakkak ki sana bey'at edenler gerçekte Allah-u Teala'ya bey'at etmişlerdir.]

(İzâ câekel mü'minâtü yübâyi'neke alâ en lâ yüşrikne billâhi şey'en) [Mü'min hanımlar Allah'a hiç bir ortak koşmamak üzere bey'at etmek için sana geldikleri zaman...] gibi ayet-i kerimelerde mübâyaa vardır.

(Lekad radıyallahu anil mü'minîne iz yübâyiûneke tahteş şecereti) [Allah ağaç altında baş eğerek sana bey'at eden mü'minlerden râzı olmuştur.] ayet-i kerîmesi gibi ayet-i kerimeler vardır. Yâni, Kur'an-ı Kerim'den bir hakikattir. Elbette o devrin insanının Peygamber Efendimiz'e bağlanması gerekli idi. Kur'andandır, dinin esaslarındandır.

Bu zamanın insanı ne yapacak?.. Peygamber Efendimiz var iken, bir müslümanın Peygamber Efendimiz'e bağlanması gerektiğini hepimiz kabul ediyoruz, itiraz duygusu gelmiyor içimizden... Peygamber Efendimiz'den sonra ne olacak?..

Ne olduğuna bir bakalım: Peygamber Efendimiz'den sonra Ebûbekir Sıddîk Efendimiz'e bağlanılmıştır. Ondan sonra, Hulefâ-yı Râşidîn'e bağlanılmıştır. Ondan sonra, bir zorbalık devri gelmiştir. Medine-i Münevvere'nin mescidinin kapılarında silâhlı askerlerin durup, "İlle Emevî hükümdarına bey'at edeceksiniz! Etmezseniz kafanızı keseriz!.." diye zorbalıkla, zorla tâbî kılmaları olmuştur. Tabii, bu esas bey'at değildir.

Bu bakımdan, alimler ile yöneticiler arasında zaman zaman çeşitli ihtilâflar çıkmıştır. Haccâc-ı Zâlim Mekke-i Mükerreme'yi muhasara edip, Abdullah ibn-i Zübeyr'i şehid etmiştir. Yezid ibn-i Muâviye zamanında, Peygamber Efendimiz'in torunu Hazret-i Hüseyin Irak'a çağrılmışken, çoluk çocuğu ile beraber katliama uğratılmıştır.

Tabii, o zaman onlara yapılan bey'at, sağlam, hakîkî ve kalbi rahatlatan bir bey'at olmuyor. O zamandan itibâren evliyâullaha, din alimlerine bey'at etmişlerdir ve edilmesi gerekir.

SORU: İslâm ümmetinin bir tek lidere bey'at etmesinin hükmü nedir?

CEVAP: Bütün ümmetin bir lidere bey'at etmesi gerekir. Buna imâmet-i kübrâ veya hilâfet makamı derler. İslâm'ın ilk zuhurunda öyle oldu. Asırlar geçtikten sonra bir ara öyle olmuş gibi idi. Sonra halifelik lağvedildi.

Bu durum şimdi fiilen öyle değil... Namaz kılmak farz olduğu halde, insanların namaz kılmadığı gibi bir durum... Böyle bir lideri müslümanların mutlaka edinmesi lâzım!..

Bu bağlanılan şahıs, alim olacak, kâmil olacak, fâzıl olacak, bilgin olacak... Bir çok vasıfları olması lâzım!..

SORU: Bey'at kimlere yapılır, intisab kimlere yapılır; açıklar mısınız?

CEVAP: Kur'an-ı Kerim'de bu kelimelerin hepsi de Peygamberimiz hakkında kullanılmış olabiliyor:

(Ellezîne yettebiûner rasûlen nebiyyel ümmiyye) ayet-i kerimesinde ittibâ kelimesi geçiyor.

(İnnellezîne yübâyiûneke innemâ yübâyiûnallah) "Sana bey'at edenler Allah'a bey'at etmişlerdir." diye bey'at kelimesi geçiyor.

Demek ki, ittibâ olabilir, iktidâ olabilir, bey'at olabilir, mübâyaa olabilir. Kelimeler muhtelif kelimeler olabilir. Şair şöyle diyor:

Kadd-i dildâra kimisi ar'ar dedi kimisi elif,
Cümlenin maksûdu bir ammâ rivâyet muhtelif...

Uzun boylu kimseye kimisi elif boylu der, kimisi selvi boylu der, kimisi kavak gibi der; hepsi uzun boylu olduğunu demek istiyor. Bu bey'attan, intisâbdan, ittibâdan, iktidâdan maksad, bir insanın bir başka insana bağlanmasıdır. Bu bir tane olur. Zâten bir kaç tane yere bağlılık olsa, bağlılık olmaz, arada kalır. Bir kolundan birisi çekiştirecek bu tarafa, öteki kolundan ötekisi çekiştirecek şu tarafa; olmaz böyle şey!.. İttibâ, iktidâ, bey'at, intisab hepsi bir yeredir. Tekdir, bir tanedir. Peygamber Efendimiz'in zamanında da bir taneydi.

Peygamber Efendimiz'den sonra Hulefâ-i Râşidîn geldi, insanlar onlara bey'at ettiler. Hazret-i Ali Efendimiz'den sonra ihtilâflar çıktı. Ondan sonra Emevîler geldi, ondan sonra Abbâsîler geldi. Şöyle oldu, böyle oldu, derken işler karıştı. Zalimler ve kendisine ittibâ, iktidâ, intisab ve bey'at edilmesi hakları olmayan kimseler zorla bu işi yaptırdılar.

Zalim valinin adamları Medine-i Münevvere'nin kapılarına dikilmişler, ashâb-ı kirâmı tehdit etmişler: "Emevî hükümdarına tâbî olmazsanız sizi keseriz!" diye...

Şimdi bu gibi durumlar, zorbalık durumlarıdır. Aslında Peygamber Efendimiz'in varisleri İslâm'ı en iyi bilen alimler olduğu için, bey'at da, ittibâ da, iktidâ da, ittibâ da; ne kelime ile olursa olsun bağlanmak alimlere olacak. O da Allah rızâsı için, onlar Allah'ın dinini anlattıkları için olacak.

Böyle çeşit çeşit farklar ortaya atmak yeni çıktı. "Evvel yoğ idi iş bu rivâyet yeni çıktı." Yoktu böyle bir şey, sonradan sonraya bir şeyler çıktı. Kendisi derviş, bu sefer kendisi bey'at almağa kalktı. Öyle şey olmaz ki! Şeyhi varken dervişin bey'at almaya hakkı yok ki!.. Yanlıştır.

SORU: Bey'at ve intisabı izah eder misiniz; bunlar aynı mıdır? Tarikattaki intisab bey'at midir?

CEVAP: Bey'at ve intisab aynı şeydir. Peygamber Efendimiz zamanında da aynıydı, Ebûbekr-i Sıddîk Efendimiz zamanında da aynıydı. Öyle gidip dururken, politikacılar çıktılar, iktidarı zorla aldılar, saltanat usûlüne çevirdiler. Ama ehl-i iman ve irfan hiç onlara kulak asmadan, kıymet de vermeden çalışmalarına devam ettiler. Herkes de bildiği yere bağlandı.

Şimdi de, bazı siyâsîler bu işi ayırmaya başladılar; çünkü, işlerine gelmiyordu. Aslında bunun yanlışlığını mantığınızla siz de bulabilirsiniz: Bir insan bir şeyhe intisab etse, bir de bir siyâsîye bey'at etse; şeyhi şu işi yapma dese, siyâsî yap dese, hangisini dinleyecek?.. İki otoriteye bağlılık var mıdır?.. Hukukta böyle bir mekanizma biliyor musunuz?..

SORU: İntisab ve bey'at aynı kişiye mi yapılır?

CEVAP: Evet, aynı kişiye yapılır. Bir insanın bir yere bağlılığı olur. Peygamber (SAS) Efendimiz'in zamanını düşünün!.. Peygamber Efendimiz'in zamanında insanlar iki kişiye mi bağlanıyordu?.. Hayır bir tek kişiye bağlanıyordu, Peygamber Efendimiz'e bağlanıyordu. Zâten bir kaç kişiye bağlandı mı insan; o başka şey söylerse, bu başka şey söylerse, ne olur?.. O zaman ya bunu dinleyecek, ya ötekisini dinleyecek. Birisini dinleyince, ötekisini dinlememiş olacak, ona bağlılık olmayacak. Dinlemediği insana bağlılık olur mu?.. Olmaz.

O bakımdan, intisab ve bey'at ayni şeydir. Bir kişiye olur ve o şekilde devam eder.

Bu intisab ve bey'atın ayrılığı hikâyesini uydurma olarak yakın zamanda particiler çıkarttılar. Şeyhe bey'ati reddetmek için ve tasavvuftan fırlayıp çıkmış olarak. "Bu ayrıdır, bu ayrıdır..." gibi hikâyeler söylediler, olmayan şeyleri söylediler.

Halbuki, Sultan Ahmed bile gelmiş, Aziz Mahmud-u Hüdâî'ye bey'at etmiş. Demiş ki:

"--Efendim, isterseniz padişahlığı da bırakayım!.."

"--Hayır evlâdım, padişahlığa devam et!" demiş.

Ama ona bağlanmış. Bu meseleyi anlayamadıkları için karıştırdılar, işi berbad ettiler. Bid'at çıkardılar, mahvettiler. Erbâb-ı tasavvufu da darılttılar kendilerine...

SORU: İntisab ile bey'atin aynı kişiye yapılması gerektiğinin fıkhî delillerini söyler misiniz?

CEVAP: Peygamber SAV Efendimiz'in çağında, insanların hepsi Peygamber Efendimiz'e bağlanıyorlardı ve bu bağlanmaya bey'at deniliyordu. Meşhur bey'atlerden birisi Akabe'de olmuştur. Peygamber Efendimiz, hac için Mekke'ye gelmiş olan civar şehirlerin ahalileriyle konuşup, onlara İslâm'ı anlatıyordu. Ve bu anlatmadan sonra, onların müslüman olmasını istiyordu. Bir grup hacı bunu kabul etmişler ve Akabe denilen, Mekke'ye çok yakın bir yerde, kendisine bağlılıklarını beyan etmişlerdi. Buna I. Akabe Biatı diyoruz.

Ondan sonra, daha geniş bir grup halinde Mekke'ye gelmişlerdi; II. Akabe bey'ati olmuştu... Daha sonra Hudeybiye'de bir bey'at olmuştu. Hudeybiye'de bütün ordu mensupları tekrar Peygamber Efendimiz'e bağlanmışlardı.

Demek ki bey'at, bağlılık demektir. İntisab da bağlılık demektir. Peygamber Efendimiz zamanında böyle, bey'at ile intisab kelimeleri arasında bir ayrılık düşünülmüyordu. Bunu bir siyâsî parti çıkarmıştır bizde... Kendisi politik eğitimini yaparken; "Bey'at başkadır, intisab başkadır, imamette iktida başkadır... Camiye gelen, imamın arkasına 'Allahu ekber' diye durur; buna imamette iktida derler. Tasavvuf terbiyesi almak için bir şeyhe bağlanır; buna intisab derler. Ama bey'at, bir politikacıya olması lâzım." demişlerdir.

Bu kendilerinin görüşleridir, İslâmî görüş değildir. Çünkü, İslâm'da politikacıya tabi olmak yoktur, Allah'a tabi olmak vardır!.. Allah'a tabi olmak, Rasûlullah'a tabi olmakla olur... Bir politik...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Beyat - İntisab
« Posted on: 19 Nisan 2024, 19:37:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Beyat - İntisab rüya tabiri,Beyat - İntisab mekke canlı, Beyat - İntisab kabe canlı yayın, Beyat - İntisab Üç boyutlu kuran oku Beyat - İntisab kuran ı kerim, Beyat - İntisab peygamber kıssaları,Beyat - İntisab ilitam ders soruları, Beyat - İntisabönlisans arapça,
Logged
26 Mart 2015, 13:26:58
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 26 Mart 2015, 13:26:58 »

Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan Reyyan abla.İnâbe, Allah'a dönmek demektir.Bey'at ise; bir mürşide, bir şeyhe gidip onun eğitimini kabul ettiğini, onun ustalığını, hocalığını kabul ettiğini bildirip, "Ben sana tâbîyim!" demektir. Rabbim bizleri bu Allah dostlarının yolunda giden,Rabbimin yolunda hizmet eden kullarından eylesin bizleri inşallah....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

26 Mart 2015, 14:12:52
Bahrişan 8

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 308


« Yanıtla #2 : 26 Mart 2015, 14:12:52 »

islam hangi gurup olursa olsun buyuk kucuk mutlaka birisinin baskan olmasini emreder duzen emreder namazda nasil namazi biri okutuyorsa onun gibi duzenli olmayi emreder
allah razi olsun paylasimdan
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes