> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Fetavayı Resulullah > Namaz
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Namaz  (Okunma Sayısı 3885 defa)
14 Ekim 2010, 13:27:36
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 14 Ekim 2010, 13:27:36 »



NAMAZ

Cemaatla Namaz Kılmaktan Ayrılmak
 

Ebu Dâvûd ve Nesâî'nin "Sünerf'lerinde yeralan ve Ebu'd Derdâ'dan ri­vayet olunan bir hadiste şöyle deniyor; Resulullah'ın (as) şöyle dediğini işit­tim: "Bir köyde (yerde) üç kişi bulunduğu halde ezan okunmuyor, namaz da kîlınmıyorsa onlar şeytanin mülkleri olmaktan başka birşey yapmıyorlar demektir. Sakın cemaattan (topluluktan) ayrılma; çünkü sürüden ayrılanı kurt kapar". Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur: "Şeytan onları kendi­ne mülk edindi, onlara Allah'ın zikrini unutturdu. İşte bu tipler şeyta­nın partisidir (taraftarlarıdır). Dikkat edin şeytanın taraftarları za­rara uğrayanların ta kendileridir".[193]

 
Namazda Safların Düz Tutulması
 

Allah Tealâ şöyle buyuruyor: "Rabbın ve melekler saf saf gelirler".

(Fecr 22). Yani düzgün güzel saflar oluşturarak gelirler. Acaba bu dikkate a-Iındığında namazda safları oluşturmak ve onları düz tutmak şeriate (İslam'a) uymak anlamına gelmez mi?

Sahih-i Buharî'de yeralan bir hadiste Resulullah'ın (as) şöyle dediği riva­yet olunur: "Meleklerin Rabbleri katında saf tuttukları gibi saf tutmayacak mısınız?"Bunun üzerine birisi Resulullah'a (as) şöyle dedi: "Ey Allah'ın Re­sulü! Melekler Allah'ın katında nasıl saf oluştururlar?" Resulullah (as) şöyle buyurdu: "İlk sırayı düzgün ve doğru bir şekilde yaparlar, sonra birbirlerine yanaşıp saffta dururlar". Bir başka hadiste İse Resulullah'ın (as) şöyle buyurduğu rivayet olunur: "Eğer insanlar cemaatla namazın ilk safının ve çağ­rının (ezan, kamet veya imamın hitabının) neler gizlediğini (ne tür bayırla­rı ve iyilikleri kapsadığım) öğrenseler, sonra da (ilk safta yer) bulamasalardı, ilk safa üşüşür ve onun hayrından pay almak için uğraşırlardı". [194]

Buharî'de şöyle geçmektedir: "Erkek saflarının en hayırlısı birinci sajf ve en kötüsü sonuncu saffttr". Bu hususun anlatıldığı ve namaz kılan cemaa­ta, önce birinci, sonra ikinci ve sonra da diğer safları oluşturmalarının açık­landığı bu tip örnekler "Sünen" kitaplarında çoktur. Cemaata gelindiğinde, birinci saf boş ve düzensiz bir durumda iken yeni bir saf oluşturmak islam şeriatine aykırıdır. Namazda iken namaza zarar veren bir şey yahut boş söz veya çirkin olan bir husus ya da haram yahut mescidde namaz anında ko­runması gerekli herhangi bir şey Resulullah'ın (as) açıkladığı şeylere bir ek olarak yapılırsa, şeriatı yüceltmeyi gerektiren hususlar terkedilmiş, şeriate ge­rektiği gibi saygı gösterilmemiş ve Allah Azze'ye itaatten sayılan meşru' sınır­ların dışına çıkılmış olur. Kişi, Allah'ın emirlerine uymak hususunda -tam ve dosdoğru yapmadığı halde- yaptıklarının eksik, yanlış olduğuna inanmıyorsa Allah Azze'nin emirlerini yerine getirmeye engel olanlardan sakınmaya götü­recek açık bir cezanın  verilmesi artık hak olur. İşleri en iyi bilen Allah'tır. [195]

 
Namazda iken öksürmek ve boğazı temizlemek
 

Namazda öksürmek ve boğaz temizlemek namazı bozar mı? Bu hususta­ki görüşler nelerdir?

Resulullah (as) şöyle buyurmuştur: "Şu kıldığımız namazımız, ademoğ-lunun söyleyeceği -kendine Özgü- hiçbir sözle sahih olmaz. Kuşkusuz Allah Azze kendi işinde dilediğini emreder, namazda size konuşmamayı emret­miştir". Zeyd b. Erkam şöyle diyor: ".... Böylece namazda susmayı emretti, konuşmamızı yasakladı. Bu hususta Müslümanlar hemfikirdirler". Hatta na­mazda kafayı çevirip sağa sola bakmak bile mekruhtur. Bu hususta Hz. Ai-şe'den şöyle rivayet olunmuştur: Ben Resulullah'a (as) namazda kafayı çevi­rip sağa sola bakınmak hakkında sorduğumda bana, "namazda kafayı çevi­rip sağa sola bakınmak, şeytanın kulun namazından elde ettiği suistimaller-dendir" buyurdu. Hadisi Buharı rivayet jetmistir.

İlim adamları, namazda bile bile konuşan kişiyi namazının doğru olma­sını istemeyen kişi olarak değerlendirip namazının bozulmuş olduğunu söy­lüyorlar. Burada bile bile konuşmak demek, namazda olduğunu bilmek ve konuşmanın yasaklanmış olduğunun bilincinde olmak dernektir. Resulullah (as) namazda konuşmayı yasaklamış ve şöyle demiştir: "insanoğlu namazda konuştuğunda kullandığı sözcükler namazın hiçbir bölümünü ıslah etmez". Namazda konuşmayı anlatan pek çok hadis vardır Ama "namazda konuş­mak" anlamı içerisinde ne öksürmek, ne de boğaz temizlemek vardır. Bu iki sözcük ne yalnız başlarına, ne de bir başka kelimelerle konuşmak kapsamı­na girmediği gibi öksürüp gırtlak temizleyen kişi de "konuşan" diye adlandı-rılamaz. Ne var ki buradaki öksürük ve gırtlak temizleme ifadesi ile anlatıl­mak istenen, delillerle anlaşılmaktadır. Kastedilen, (birilerine verilen) işaret­ler olabilir. Namazda kahkaha ile gülmek ve benzeri şeyler hakkında iki ce­vap verilir: İlki; kahkahanın çirkinlik ve ayıp (yahut huy) anlamında değer­lendirilmesidir. İkincisi; biz, kahkahanın namazı bozduğu görüşünü namazda konuşmak olarak değerlendirip benimsemiyor ve bu açıklamalardan îsİam a-limlerinin büyük çoğunluğunun görüşüyle kahkahanın namazı bozduğuna dair herhangi bir işaret çıkaramıyoruz.

Bu hadisi İbnu'l Munzîr rivayet etmiştir.

Buradaki şıklar arasında daha başkaları da sayılabilir. Hatta şöyle dene­bilir: Kahkaha atılırken büyük bir ses çıkarılır. Bu ses namazın durumunu (vakarını) bozduğu gibi namaz kılarken gerekli olan huşuu (huzuru) da gi­derir. Kahkaha, içerisinde harf bulunmayan, yani herhangi bir anlam ifade etmeyen bir haykırış gibidir. Kahkaha atmak, namazı hafife almak ve onu o-yun-eğlence gibi bir konuma oturtmak dolayısıyla asıl amacı unutmak de­mektir, bu nedenle de namazı bozar; yoksa namaz kılan kahkaha attığında konuşmuş sayıldığından dolayı namazı bozulmuş değildir. Bu bakımdan Na­mazın bozulması hususu -bu kabilden olarak- açıklama gerektirmez. Namaz­da çıkarılan sesler ise konuşma hükmünde değildir.

Hz. Ali'den rivayet şöyle olunmuştur: "Resulullah'ın (as)yanına iki kez gitmiştim. Birisi gece, diğeri gündüzdü. Yanına gittiğimde namaz kılıyordu. Bana boğazını temizler gibi işaret etti".

Bu hadisi anlamı itibariyle İmam Ahmed, İbn-i Mâce ve Nesâî rivayet et­miştir.

Kahkaha hususu ise -ki ikinci husustur- konum olarak değil de huy ola­rak bir anlama işaret etmektedir. Birisi üflemek, ses çıkarmaktır. Bu hususta Malik ve Ahmed'den iki rivayet gelmiştir: Birincisi; üflemenin namazı bozma-masıdır. Bu fikri benimseyenler; İbrahim en-Nehaî, İbn-İ Şîrîn, seleften bazı­ları, Ebu Yusuf ve İshak'tır. İkincisi; üflemenin namazı bozmasıdır. Bu fikri benimseyenler ise Ebu Hanife, İmam Muhammed, es-Sevrî ve eş-Şâfiî'dir.

Bunlara dikkat edilirse, namazı ipta! eden (bozan) etkenlerin üfleme i-çerisinde bulunduğu görülür. Bu da, üflemede iki harf ve fazlasının ağızdan çıkmış olmasıdır. İmam Ahmed'in ise, "üfleme konuşma hükmündedir; ister­se iki harf kadar bile bir söz ağızdan çıkmış olmasın" fikrinde olduğu rivayet olunur. Bu husustaki kanıtı ise Hz. Ümmü Seleme'den rivayet olunan şu ha­distir: Resulullah (as) dedi ki, "namazda üfleyen kimse konuşmuş demektir".

Bu hadisin benzerini el-Mallâl rivayet etmiştir. Ama O'nun rivayet ettiği hadis sahih değii mcrfudur. Bu nedenle ona güvenilmez, İmam Ahmed ise tbn-İ Abbas'tan şu sözleri rivayet etmiştir: "Namazda üflemek konuşmak demek­tir". Şu hadisi de Saîd kendi "Sünen"inde rivayet etmiştir: "lifleme iki harfi kapsar, bu ise namazda okunan herhangi bir ayet değildir, ama kahkahayı andırmaktadır".

Öksürerek boğaz temizlemede olduğu gibi üflemede de deliller, konuş­ma olmasından yanadır. Yani üflemek, konuşmak gibidir. Bu husustaki tartış­malar da hemen hemen aynıdır. Ama namazda boğaz temizleme, Resulullah'ın (as) bizlerle konuşmuş olduğu dilde -Arap dilinde- konuşma olarak tanımlanmamış ve namazda genel olarak yasaklanan konuşmayı kap­samına almamıştır. Enes'ten şöyle rivayet olunmuştur: Resulullah (as) buyur­du kt, "sizden biriniz namazda rabbına dua edip yalvanyorken ne önüne, ne de sağ tarafına tükürmesin; -eğer mutlaka tükürecekse- sol tarafına ve a-yağının altına tükürsün".

Bu hadis muttefekun aleyhtir.

Namazda eğer yemin edecekse -dahi- konuşmasın bu İşlerden olarak -daha önce yapmış olduğu- bir yemini de namazda bozmasın. Kişi eğer na­mazda konuşacağına dair yemin etmişse bu hoş bir şey değildir. Zira böyle bir yemini yerine getirmek için konuşmak kaçınılmazdır. Bu konuşmalar bir anlama işaret ederler. Bunlar, akıl yoluyla tanımlanabilecek olan ve yerine göre değişiklik arzeden işaretlerdendir. Ama namazda sahibinin durumunu anlatan yalın sesler doğal duyulara işaret ederler. Eğer mutlak konuşma her­hangi bir şeye işaret etmek hususunda bir pay alacak olursa, yani konuşarak bir şey anlatılacak olursa bunlar namazda yapılması yasak olan işaretler gru­buna girer ve işaret olmaktan çıkarak anlatım durumuna dönüşürler. Hem de amaca işaret eden bir konuma girerler. Bu da konuşmak, söz söylemek diye adlandırılır. Tüm bunlarla beraber namaz bozulmaz. Zira Resulullah (as) na­mazda İken kendisine selam verildiğinde işaretle o selama karşılık verirdi. Bu haliyle de namazda işaret edilip anlaşılan şeylerin hepsini yasaklamamış demektir. Bu,anlamdan olarak, namaz kılan kişinin Kur'an-ı Kerim'le uyar-mass ve teşbih etmesi, yani "subhanellah" demesi, nassların (ayet ve hadis metinlerinin) işaret ettikleri gibi helaldir.

Bunun yanısıra namazda yapılması meşru olan şeyler, dinleyen kişiye bir şey anlatmak amacına dahi yönelik olsa namazı bozmaz. Öyleyse doğal olarak yapılan hem de kims...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Namaz
« Posted on: 28 Mart 2024, 21:32:50 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Namaz rüya tabiri,Namaz mekke canlı, Namaz kabe canlı yayın, Namaz Üç boyutlu kuran oku Namaz kuran ı kerim, Namaz peygamber kıssaları,Namaz ilitam ders soruları, Namazönlisans arapça,
Logged
14 Ekim 2010, 13:31:45
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« Yanıtla #1 : 14 Ekim 2010, 13:31:45 »

içerisinde namaz kılabilir miyim?" Resulullah (as), "ya tabaklayan/" buyurdu. (Yani herhangi bir. kürk içinde veya üstünde namaz kılabilirsin ye­ter ki onu tabaklayarak temizlemiş ol, en iyisini bilen Allah'tır.) [245]

 
Boynuz Ve Ok Sadağı Üzerine Namaz Kılmak
 

Resulullah'a (as) ok sadağı ve boynuz üzerinde namaz kılanın durumu sorulduğunda şöyle dedi: "Boynuzu çıkarırsınız ve ok sadağı üzerinde na­maz kılarsanız".

Hadisi Dârekutnî rivayet etmiştir. [246]

 
Cuma Günü Ezana İcabet Etme Zamanı
 

Resulullah'a (as), Cuma günü ezan okunduğunda camiye gitme, yani davete icabet etme saatinin ne zaman olduğu sorulduğunda şöyle dedi: "Namaz için ezan okunduğunda namaza yönelmektir".

Daha önceki hadisle bu hadis arasında herhangi bir çelişki .sözkonusu değildir. Zira namaza icabet etme saati, ikindi namazı vaktinin bitimine az bir Zaman kaldığında olsa dahi makbuldür. Ama namaz için ezan okunduğu an, yani vakiin hemen başlangıcında davete icabet etmek, hemen namaza git-

mek en hayırlı olanıdır. Mesela Peygamber mescidinin, ilk anından itibaren takva temelleri üzerine yükselmiş olan Kubâ mescidinden daha öncelikli ol­ması gibi. [247]

 
Cuma'da Hayır Vardır
 

Resulullah'a (as), Cuma günü ve taşıdığı hayırları anlatması üzerine so­rular sorulduğunda şunları söyledi: "Cuma gününde beş hayırlı şey vardır; bunlar, Adem'in yaratılması, yeryüzüne indirilmesi, Allah Azze'nin Adem'i vefat ettirmesi, Allah Azze'nin insanoğluna bağışladığı bir gün olması -ki, o günde Allah'ın hiç kimseden, hatta akrabaları ziyareti ve onlan gözetmeyi (sıla-i rahm H) kesenlerden bile hesap sormadığı bir saat, bir an vardır- ve o gün kıyametin kopmastdtr. Cuma günüden korkmayan hiçbir şey yoktur; ne gökler, ne yeryüzü,' ne dağlar, ne taşlar ve ne de melekler".

Bu hadisi İmam Ahmed ve İmam Şafiî rivayet etmiştir. [248]

 
Kunutların Uzun Tutulması
 

Resululİah'a (as) hangi namazın daha faziletli (erdemli) olduğu soruldu­ğunda şöyle cevapladı: "Kunutun uzun tutulduğu".

Hadisi İmam Ahmed rivayet etmiştir.

Bir başka hadiste şöyle geçmektedir: Resulullah'a (as) hangi kıyamın (namazda ayakta duruşun) daha erdemli olduğu sorulduğunda: "Gece yarısı kılınan namazdır. Bu namazı ne de az kılan var!" diye cevapladı. [249]


Gece Karanlığının Boşluğunun Ortasıdır

 

Resulullah'a (as), günün AHah Azze'ye en yakın, olan bir zamanının va­rolup olmadığı sorulduğunda şöyle dedi: "Evet, vardtr. Günün saatlart içeri­sinde kulun Allah Azze'ye diğer saatlardan daha yakın olduğu saat gecenin karanlık boşluğunun ortası olan gece yarısıdır".

Bu hadisi İmam Nesâî rivayet etmiştir. [250]

 
O'nun İmamete Gelmesi Asla Caiz Değildir
 

Bir kimse haşhaş yese (uyuşturucu kullanıyorsa) yahut Allah Azze'nin haramlarını helal saysâ ya da Allah Azze'nin haramlarını hela! saymamakla birlikte bu haramları işlese ve Allah Azze'nin koyduğu sınırlan çiğnese in­sanlara imam olabilir mi?

Uyuşturucu kullanan ve Allah Azze'nin haramlarından birini dahi işle­yen bir kimseyi eğer başka seçenekler varsa mümkün olduğunca İmamete seçmemek gerekir. Bir hadiste şunlar geçmektedir: "Bir toplumun bireyleri herhangi bir kimseyi melik (yönetici, reis, başkan) seçtikleri zaman eğer ara­larında bu kimseden daha ehil, daha hayırlı ve yöneticilik makamına daha layık biri varsa işi ehline vermedikleri için Allah Azze'ye, Resulüne ve mıVtninlere ihanet etmiş olurlar". Bir başka hadiste ise, "bir kimse bir toplu­ma başkan olur ve aralarında da bu şahıstan daha hayırlı ve bu göreve (i-mameie, yöneticiliğe) daha layık biri de varsa hayırlı ve layık kimseyi bıra­karak layık olmayan birini seçtikleri ya da kendilerini yönetmesine izin ver­dikleri için sıkıntıdan ve zorluktan kurtulamazlar" buyurutmuştur.

BuharîHnin Sahİh'inde bu hususta Resulüllah'ın (as) şöyle dediği rivayet olunmaktadır; Resululiah (as) şöyle buyurdu: "Bir topluma, Allah Azze'nin kitabt Kur'an't en çok okuyan imam olur. Eğer toplumda aynı düzeyde oku­yan şahsiyetler varsa onlardan Resulüllah'ın (as) sünnetini en çok bilenleri imam olur. Eğer imam olacak şahsiyetler Kur'an-ı Kerimi çok okumada ve Sünneti iyi bilmede eşit düzeyde iseler aralarından hicrete önce çıkanı İ-mam olur. Eğer imam olacak kimseler hicrete de aynı zamanda çıkmışlarsa, yani bunlar tüm niteliklerde eşit iseler aralarından ilim, Kitap ve Sünnet ba­kımından en erdemlisi (Müslümanların belirlemesiyle) imam olur. Eğer i-mam olacak şahsiyetler, sayılan tüm bu niteliklerde hep eşit iseler, araların­dan, öğrendiklerini en çok uygulayan, kendi kendine en çok faaliyette bulu­nanı onlara imam olur. Eğer bunlarda da eşitlik varsa Allah Azze'nin insa­noğluna verdiği -bazı- özelliklere bakılır ve bu özellikler bakımından üstün­lüğe sahip olan kimseler imamete geçerler".

Yine Buharî'nİn Sahİh'inde Amr b. Seleme'den rivayet olunan şu hadis yeralmaktadır: Babam dedi ki, ben gerçekten Resulullah'ın (as) yanından -sizlere- geliyorum. Resulullah (as) buyurdu ki, "namaz zamanının geldiğini gördüğünüzde (anladığınızda) içinizden biri ezan okusun ve aranızdan en çok Kur'an okuyanınız (Kur'an't anlayanınız) size imamlık ederek namaz kıldırsın". Onlar da namaz zamanı aralarında benden daha çok Kur'an oku­yan birini bulamadjlar, böylece benî imam olmam üzere öne geçirdiler. Ben­se o zaman yalnızca 6 ya da 7 yaşında bir çocuktum.

Bu hadisi Buharı, Ebu DâVûd ve Nesâî rivayet etmişlerdir.

Bununla birlikte bayanların erkeklere imamlık etmeleri caiz (helal) de­ğildir. Bu da Câbir'den rivayet olunan hadisle belirlenmiştir. Resululiah. (as) buyurdu ki, "kadın erkeğe (bir erkek dahi olsa) imamlık edemez, bir bedevi de muhacirlere imamlık edemeyeceği gibi fadr (günahkâr, haramlarla vakit geçiren yahut erkeğe düşkün kadın veya kadına düşkün erkek) bir kimse de mü'min bir kimseye (yahut kimselere) imamlık edemez". Bu hadisi İbn-i Mâ-ce rivayet etmiştir. Ama sened zincirinde zayıflık vardır. [251]

 
Gece Namazı
 

Resulullah'a (as) gece namazının durumu sorulduğunda şöyle buyurdu: "Gece namazı ikişer ikişer kılınır. Gece namazını kılarken sabah namazının vaktinin girmesinden veya vaktinin geçmesinden korkarsanız teker teker kı­lınız".

Hadis muttefekun aleyhtir.

Ebu Emame, Resulullah'a (as) vitri kaç rekVt olarak kılacağını sordu­ğunda Resulullah (as) şöyle buyurdu: "Vitri bir rek'at olarak ktl". Ebu Ema­me, "ben bir tek'a t lan fazla vitir kılabilirim" dedi. Resulullah (as), "öyleyse vitri üç rek'at olarak kıl'\ daha sonra, "beş rek'at olarak ktl", daha sonra da, "yedi rek'at olarak kıl" buyurdu. Tirmizî'de ise Resulullah'a (as) gece namaz­larının (ve vitiriıı) tek rek'ath mı yoksa çift rek'atlı mı kılınacağı sorulduğun­da şöyle cevapladı: "(Gece namazlarında ve vitirde) çift rekatlarla teklerin aralarını selam vererek ayırttı (yani ikiyle üçüncü rek'atın, dördüncüyle be­şincinin gibi)". [252]

 
Gecede Bir Saat Vardır Ki...
 

Cabİr'den şöyle rivayet olunmuştur: ResulullarVın (as) şöyle dediğini işit­tim: "Gece boyunca Müsîümanın rast gelmeyeceği hiçbir an (saat) yoktur ki, Allah Azze 'den dünyalık yahut ahiretle ilgili bir şeyler islesin de Allah Azze de ona vermesin; işte bu an tüm gece boyunu kaplar".

Bu hadîsi İmam Müslim rivayet etmiştir.

Ebu Hureyre, Resululiah'ın (as) şöyle söylediğini rivayet etmiştir: "Siz­den herhangi biriniz gece kalktığında önce hafif, uzun uzadıya olmayan İki rekat namaz kılarak gece namazının başlangıcını yapsın".

Bu hadisi îmanı Müslim rivayet etmiştir.

Uz. Aişe'den şöyle rivayet olunmuştur: "Resulullah (as) gece namazı kılmak üzere kalktığında önce iki rekat hafif, kısa bir namaz kılarak kılaca­ğı uzun gece namazının açılışını yapardı".

Bu hadisi îmam Müslim rivayet etmiştir. [253]

 
Resulullah (As) Yolculukta Namazı Yirmi Gün Süreyle Kısalttı
 

İbn-i Abbas, Cabir'den rivayet ederek şöyle dedi: "Resulullah (as) Te­bük'te yirmi gün süreyle ikamet ettiğinde namazlarını kısaltarak kıldı".

Namazların kısaltılmasında durum böyledir. Zira Resulullah (as) Tebük'te sürekli bir yerleşimi amaçlamamıştır. Bu hususta bir başka hadis ise İbn-i Ömer'den rivayet olunmuştur; Resulullah (as) şöyle buyurdu: "Allah Azze isyanın, kötülüklerin ortaya çıkmasından ve yapılmasından hoşlan­maz, (zorlukların aşılması ve iyiliklerin ortaya çıkması için) ruhsatların (i-zinlerin) verilmesinden hoşlanır".

Bu hadisi İmam Ahmed ve İbn-i Hibban rivayet etmişlerdir. Bir başka ri­vayette de, "Allah Azze farz kıldıklarının yapılmasından hoşlandığı gibi ruhsatların verilmesinden de hoşnut olur" ifadesi geçmektedir. [254]


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

18 Temmuz 2016, 21:33:01
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 18 Temmuz 2016, 21:33:01 »

Esselamu aleykum.Namazini vaktinde ve hakkiyla kilip günahlarından kurtulup allahin rahmetine merhametine kavusan kullardan olalim inşallah.Rabbim razi olsun bilgilerden kardesim...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

19 Temmuz 2016, 12:27:06
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #3 : 19 Temmuz 2016, 12:27:06 »

Esselamu aleykum
Her yönüyle anlatılmış namaz...Rabbim bizleri namazın feyzini alanlardan etsin inşallah....Rabbim namazla hayati güzelleşenlerden etsin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes