Ramazana Girerken

RAMAZANA GİRERKEN

قاَلَ اللهeُ تَعَالَى فِي كِتَابِهِ الْكَرِيمِ :

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ ، بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

﴿شَهْر رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ﴾[1] صَدَقَ الله ُالْعَظِيمُ.

وَ قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى الله ُعَلَيْهِ وَ سَلَّمَ فِي حَدِيثٍ :

,مَنْ لَمْ يَدَعْ قَوْلَ الزُّورِ وَ الْعَمَلِ بِهِ فَلَيْسَ للهِ حاَجَةٌ فِي أَنْ يَدَعَ طَعاَمَهُ وَ شَرَابَهُ-[2] صَدَقَ رَسُولُ اللهِ فِيمَا قَالَ.

Kıymetli Mü'minler!

Allah'û Tealâ, yeryüzünün halifesi olarak seçtiği insanı terbiye etmek, olgunlaştırmak ve imtihan etmek için, bir çok ibadet modelleri göndermiştir. Bu modellerden bir tanesi de: İslâmın temel esaslarından biri olan, Ramazan orucudur.

Ramazan; Allah'ın istediği şekilde ıslah olmamız için, yine Allah'ın tayin ettiği bir ayar istasyonudur.

Oruç ise; İnsan kalbinin yalnız Allah'a açılması, dünya ve dünyalıklara Allah'ın emrettiği şekilde bakılması demektir.

Cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapandığı ve şeytanların zincire vurulduğu bu mübarek ayda, oruçlarımızdan ve diğer ibadetlerimizden bir şeyler bekliyorsak; Oruç nedir, ne için tutulur? İbadet nedir, ne için yapılır? gibi sorulara, cevap verebilecek kadar düşündükten sonra, eğer kendi iç dünyamızdan aldığımız cevap bizi tatmin ediyorsa, ondan sonra oruç ve ibadetlere başlamalıyız. Yoksa;ibadetleri bilinçsiz, şuursuz bir şekilde günah ve kötülüklerle beraber yapacaksak, boşu boşuna aç kalmanın da bir anlamı olmayacaktır. Zira Hadis-i şerifte:

"Kim kötü sözleri ve kötü işleri terk etmezse, Allah'ın onun yemesini, içmesini terk etmesine hiçte ihtiyacı yoktur." [3] buyurulmaktadır.

Kıymetli Cemaat!

Önümüzdeki ................ günü tüm camilerimizde mukabele (hatim) okunmaya başlanacaktır. .................. , .................. bağlayan gece teravih namazı kılınacak ve Rabbimiz izin verirse; ................ günü de, ilk orucumuzu tutmuş olacağız.

Muhterem Müslümanlar!

Sevabı insan ve melek ilminin hudutlarını aşan orucu, şartlarına uygun olarak tutmalı, oruca zarar verecek her türlü hâl ve hareketlerden uzak durmalıyız. Yani sadece boğazımızdan yiyecek ve içecek bir şeyin gitmemesiyle değil, tüm azalarımızla, düşünce ve hareketlerimizle, konuşma ve her türlü sosyal hareketlerimizle oruç tutmalıyız.

Şimdiye kadar mutlaka hatalarımız, günahlarımız, Allah (c.c.)'ın hoşuna gitmeyen amellerimiz olmuştur. İşte bize, Allah tarafından garantilenmiş, tevbelerin en çok kabul edildiği, ibadetlerin ve duaların geri çevrilmediği, bir Ramazan ayı ve içindeki ibadetler... Eğer faydalanmasını bilirsek İnşaallah kurtuluşa erenlerden oluruz.

Ramazanımız, teravihlerimiz, mukabelelerimiz, tüm ibadetlerimiz ve Kadir gecemiz şimdiden mübarek olsun. Ramazan ayının, tüm Mü'minlere İslâmi diriliş vermesini diliyor ve Efendimiz (s.a.v.)'in şu müjdeli haberiyle hutbeme son veriyorum.

"Şüphesiz Allah'û Tebareke ve Tealâ, Ramazan orucunu sizin üzerinize farz kıldı. Ben de size ondaki teravihi sünnet kıldım. Kim ki, inanarak ve mükâfatını Allah'tan umarak oruç tutarsa, anasından doğduğu gündeki gibi, günahlarından temizlenmiş olur." [4]

أَلاَ إِنَّ أَحْسَنَ الْكَلاَمِ وَ أَبْلَغَ النِّظاَمِ...

[1] Bakara Suresi: 185

[2] Buhari: Hadis No. 902

[3] Buhari: Hadis No. 902

[4] İbn-i Mace- Ruhu’l Furkan: 2/295

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın