> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Evlilik - İletişim > Ömür küsecek kadar çok mu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ömür küsecek kadar çok mu  (Okunma Sayısı 1553 defa)
16 Ağustos 2011, 12:14:09
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 16 Ağustos 2011, 12:14:09 »



ÖMÜR DEDİĞİMİZ ŞEY KÜSECEK KADAR ÇOK MU?

Aralık 2010 63.SAYI

Sabah uyandığımızda başlıyoruz konuşmaya. Yolda karşılaştığımız bir komşuyla hasbihal ediyor, iş yerinde arkadaşımızla dünün kritiğini yapıyoruz. Evdeysek eğer gün içinde, bu sefer de bir yakınımızı arıyor, halini hatırını soruyoruz. Velhasıl çok da olsa az da olsa birkaç kelam ediyor, iki lafın belini kırıyoruz muhakkak.
Bize anlatılan ile kendimizi değerli hissediyor, paylaşılanın aradaki muhabbete bir köprü niteliği taşıdığını idrak ediyoruz. Bu sebeple belki de en çok eşimizin bizimle konuşmasını istiyoruz. Çünkü evlilikte aynı evden çok daha öte oluyor paylaşılanlar. Allah rızasını gözeterek bu yola çıkanlar çoğu zaman dünya hayatını bir vesile bilip ahiret yurduna hazırlık için bir yastığa baş koyuyorlar. Evlilikte “esas” olan bilinci idrak ederek iki cihanı da kendilerine “cennet” etme kaygısı ile iyi günde kötü günde birbirlerine yaren oluyorlar. Ama bazen öyle zamanlar geliyor ki eşlerin arasındaki ipler de geriliyor. Kimi zaman sesler yükselirken bazen de yuvada derin bir sessizlik hüküm sürüyor. Evet, maalesef eşler de birbirine küsebiliyor! Aradaki muhabbet yerini huzursuz edici bir sükunete terk ediyor…

SANA BİR MESAJ VERİYORUM: KÜSÜYORUM!

Hallac-ı Mansur’un dediği gibi “Bizi düşmanın attığı taş değil, dostun attığı gül yaralar.” Evet, bir başkasının, belki en yakın arkadaşın, kardeşin, dostun küslüğü çekilebilir olurken eşimizin bize küsmesi tahammül edilemez oluyor. Aklımızda onlarca soru, kimi zaman bir an önce küslüğü ortadan kaldırma telaşına kapılırken bazen de kendi kabuğumuza çekilip küslüğe küslük ile cevap verebiliyoruz. Sonucu her ne olursa olsun aklımıza gelen ilk şey ise eşimizin bize küserek aramızdaki iletişimi kopardığı, tüm kapıları kapattığı oluyor. Halbuki biraz düşününce daha önemli bir gerçek çıkıyor karşımıza: Küsmek iletişimi koparmak gibi görünse de temelinde pek çok mesajı barındıran bir iletişim şeklidir esasında. “Şu an seninle konuşmak istemiyorum” diyen eşimiz, “Seninle muhatap olmak istemiyorum” mesajı veriyor olabilir bize mesela. Ya da “Çok kırıldım, gönlümü almalısın, beni anlamalı, yaptığın hatanın farkına varmalısın” demek istiyordur belki de.

“Küsme” davranışını yaşanan duyguları ifade etme şekillerinden biri olarak tanımlayan Uzman Psikolog Zehra Erol’a göre “Eşinin hoşa gitmeyen tutumu ve davranışı nedeniyle incinmek, ilgiyi kesmek sıkça görülen davranışlardan biridir. Kişi küstüğünde duygularını pasif yolla ifade eder. Küsme öfke ile birlikte bazı durumlarda, çaresizlik, hayal kırıklığı, üzüntü vb. karmaşık duyguları da barındırır.  Reddedildiğini hissetme ve yalnızlık da küsme şeklinde gösterilebilir. Bazı eşlerin ilişkilerinde deneyimledikleri durumlara cevap verme şekli ‘küsme’dir.” Yani incinen taraf sessizliği ile karşısındakini de incitmeyi seçiyor. Konuşarak veremediği mesajları susarak vermek istiyor.

SESSİZLİĞİMİZ İLE SINIYORUZ SEVDİĞİMİZİ

Fakat içeriğinde ne kadar çok mesaj barındırsa da küsmek çözümlerin en sonu olmalı. İlişkilerde ideal olan her şeye rağmen konuşabilmek, iletişimi devam ettirmektir. Eşler hiç konuşmamaktansa az konuşmayı tercih etmelidir birbirleriyle. Düşünelim bir kere, çok sevdiğimiz, değer verdiğimiz eşimiz bizimle konuşmuyor… Sabah işe giderken hayır duamıza karşılık vermiyor yahut o bize “hoşça kal” diyor da biz yalnızca asık bir surat ile kapıyı kapayıveriyoruz ardından. Akşam sofralarımızda yalnızca kaşıkların tabağa değmesiyle çıkan ses var. Halbuki ne çok da anlatacak şey birikmiş gün içerisinde. Belki onun işlerinde çok önemli bir gelişme olmuş, belki o gün evladımız ilk adımını atmış, ilk defa “baba” demiş… Ama küslük yüreğimizi öylesine sarıp sarmalıyor ki bir an için unutuveriyoruz konuşmanın muhabbetimizi perçinlediğini.

Sanıyoruz ki çok şey anlatıyor küslüğümüz. Oysa küsmek, selamsız yaşamak, birbirimizi yok saymak ilişkimizi düzeltmek yerine çok daha kötüye götürebilir. Hele de küsen taraf naz yapıyorsa, eşinin barışma ısrarları karşısında inatla susuyorsa, bir süre sonra bu nazlar aşık usandırabilir. Bir de bakarız ki bu sefer de barışmaya çabalayan taraf biz olmuşuz; küsen küsülen olmuş. Çünkü yorulmuş, eşinin kendisiyle konuşmamasına kırılmış, canı sıkılmış… Belki eşine hak vermiş, küsmesini anlamış da küslüğü bu denli uzatmasını anlayamamış. Belki ısrar etmiş, özür dilemiş de eşi oralı olmamış…

İşte böyle bir durumda çoğu zaman uğruna küsülen kavgalar bile unutulup gidiyor da küslüklerimiz kalıyor akılda. Bazen öyle zamanlar oluyor ki barışmak için çabalarken niye küstüğümüzü bile hatırlamıyoruz. Çünkü küsen taraf olayda haklı bile olsa küserek tıkamış oluyor tüm çözüm yollarını. Sıkıntımızın ne olduğu, nedeni, nasıl başa çıkacağımız gibi sorulara birlikte çözüm üretemediğimiz için de sadece barışmaya odaklanıyoruz. Nihayetinde barışınca da çoğu zaman eşimizin bizimle konuşmasının mutluluğu unutturuyor problemimizi. Ve çözemediğimiz o sorun, bir yerlerde yeniden gündeme gelmeyi, huzurumuzu baltalamayı bekliyor…

Sonuç olarak küsmek belki sorunla ilk karşılaştığımız an için ideal görünebilir. Ancak bu “küsmek” değil “konuşmamak” olmalıdır. Sorunların alevlendiği o ilk anda taraflardan birinin konuşmaması, sessiz kalması; olayın büyümesini, seslerin yükselmesini, kalplerin kırılmasını engelleyebilir. Fakat küslüğü uzatmak helal değildir. Efendimiz (s.a.v) bu konuda “Ey Allah’ın kulları kardeş olun! Sizden birinin kardeşine üç günden fazla küsmesi helal olmaz” buyurmuştur. Uzatılan küslükler araya duvar örmekten, eşlerin arasına mesafe koymaktan başka bir işe yaramaz çoğu zaman. Biraz eşime küs kalayım, yaptığı hatanın farkına varsın diyerek onu cezalandırmaya çalışmak, birlikte geçirdiğimiz hayattan saatler, günler çalmaktır yalnızca. Bu zaman hırsızlığımızın en büyük cezası ise içimizde duyduğumuz derin üzüntü ve onunla konuşmadığımızın her anın pişmanlığı olacaktır sonuçta. Sahi; “Ömür dediğimiz şey küsecek kadar çok mu?”

KÜSEN EŞE NE YAPMALI?

Uzman Psikolog Zehra Erol eşlerin küslüğü durumunda, bu küslüğün araya duvar oluşturmaması için çok hassas davranılması gerektiğini söylüyor ve küsen insana karşı alacağımız tavrı şöyle özetliyor:

“İlişkilerde karşı tarafın kendisini ifade etmesine yardımcı olmak önemlidir. Eşiniz sizle konuşmuyor, surat asıyorsa bir şey yokmuş gibi davranmak aslında size verdiği mesajı almamak demektir. Böyle bir durumda mümkün olduğunca sevgiyle yaklaşıp duygularını anlamaya çalışın ve konuşun.  Sessizlik, konuşmamak bir insana verilen en ağır cezalardan biridir. Konuşmamak, içe kapanmak karşı  tarafla aranıza engel koymaktır. Uzlaşmaya yönelik mesaj vermez. Bu durumda birliktelikte mesafeler oluşur, aynı evde yaşayan kişiler bir süre sonra konuşamaz olurlar. Taraflardan biri konuşmak için çabalasa da bu davranışın sık sık devam etmesi onu da bir süre sonra ilişkiden uzaklaştırır.”

“EŞİM BENİ KÜSEREK CEZALANDIRIYORDU”

Evlenmeden önce eşinin küsebileceği aklının ucundan bile geçmeyen Beyza Hanım evliliğinin ilk yıllarında yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Çevremde gördüğüm şuydu: evlilikte kadınlar küser erkekler barışmak için çabalar/veya çabalamaz. Her halükarda küsen taraf kadınlardı. İlk tartışmamızda eşim tepki vermeden köşesine çekilmiş ve sorduğum sorulara kısa cevaplar verip benimle konuşmayarak tartışmamızı sessiz bir şekilde devam ettirmişti. Yani küsmüştü! Evdeki soğuk ve gergin havaya katlanamadığım için tatlı sözle gönlünü alıp barışmak bana düşmüştü. Bir, iki derken her zaman küsenin o, barışmak için çabalayanın ben olması bir süre sonra kızgınlık hissetmeme sebep oldu. Küsmek aramızdaki anlaşmazlığı çözmediği gibi anlaşılan eşim beni küserek cezalandırıyordu. Bu yanlış tutumun ilişkimizi zedelememesi için bir gün eşimle bu konuda konuşmaya karar verdim. Ortada bir problem varsa bunun kabuğuna çekilip karşı tarafı yalnızlıkla cezalandırarak çözülemeyeceğini ona anlattım. Onun küsmesinin bende doğurduğu duygulardan bahsettim. Ve son olarak bence doğru olanın ne kadar zor olursa olsun kendini eşine açmak ve mutlaka sözlü iletişim kurmak olduğunu söylediğimde eşim bana hak verdi. O günden sonra birkaç defa daha küsmeye meyletse de ufak bir hatırlatma ile bundan vazgeçti. Artık bir problemimiz olduğunda aramızda soğuk sözsüz mesajların gerginliği hissedilmiyor. Kimi zaman yüksek sesle de olsa ‘konuşuyoruz.”

Rümeysa DURAK

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ömür küsecek kadar çok mu
« Posted on: 23 Nisan 2024, 12:21:18 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ömür küsecek kadar çok mu rüya tabiri,Ömür küsecek kadar çok mu mekke canlı, Ömür küsecek kadar çok mu kabe canlı yayın, Ömür küsecek kadar çok mu Üç boyutlu kuran oku Ömür küsecek kadar çok mu kuran ı kerim, Ömür küsecek kadar çok mu peygamber kıssaları,Ömür küsecek kadar çok mu ilitam ders soruları, Ömür küsecek kadar çok muönlisans arapça,
Logged
14 Eylül 2011, 15:37:49
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« Yanıtla #1 : 14 Eylül 2011, 15:37:49 »

Emeğine sağlık kardeşim çok güzeldi
Sevip sevilebilmek duasıyla..en büyük sevgi bizi yaradan olsun inş...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

14 Eylül 2011, 15:48:15
Halis_52

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 642


« Yanıtla #2 : 14 Eylül 2011, 15:48:15 »

     Çok güzel bir paylaşım olmuş hocam... Biraz da tebessümle okudum bu yazıyı; çünkü bu küskünlük (Sakin olmak için bir fırsat) biraz bende de var... Ailede tatsız bir durum olunca sakinleşene kadar sessizce bir odaya çekilirim, artı ve eksilerimi tartarım, sonra da barışır yoluma devam ederim... Denge için böylesi güzel oluyor... Birisi yangınsa diğeri su olmalı... :) Mevlam razı olsun...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes