Evin ikliminin çocuğa uygun olması

EVİN GENEL İKLİMİ ÇOCUĞUN DERS ÇALIŞMASINA UYGUN OLMALI

Kasım 2010 62.SAYI

Kim istemez çocuğunun okul başarısının süper olmasını. Ne de olsa bir süredir lise kazanmak üniversite kazanmakla eş değer hale geldi. En iyimser ifadeyle, Fen Lisesini kazanan çocuğun hayatı kurtuldu demektir.

Kimi ebeveynler başarının Allah vergisi bir zeka ve yeteneğe bağlı olduğunu düşünebilirler. Yapısal özellikler önemlidir elbette ama çocuğun başarısında aile faktörü ve doğru ders programı yapılmadığında nice zeki çocuklar başarı gösteremeyerek heba olmaktadır. Nasıl ki, “Her başarılı erkeğin arkasında akıllı bir kadın desteği vardır” sözü çoğunlukla doğruysa “Her başarılı öğrencinin arkasında çok akıllı ve tatlı sert disiplinli bir anne vardır” tespiti de son derece gerçektir. Kolay da değildir bunu gerçekleştirmek. Çocuk ders çalışırken anne de aynı psikolojiyi taşıyacak, televizyonu kapalı tutacak, çocuğun ilgisini dağıtacak şekilde davranmayacak, gerekirse çocuğun yanına gidip sessizce bir kitap okuyarak yahut el işi yaparak vs. çocuğuna destek olacak ve elinden geldiğince derslerine yardımcı olmaya gayret edecek…

Pek çok anne çocuklarının istikbali için hayatını bu şekilde ders psikolojisiyle geçiriyor. Sabır ve fedakarlıklarıyla yakın tarihteki roman kahramanlarını hatırlatıyorlar. Reşat Nuri Güntekin’den Vedat Nedim Töre’ye kadar işlenen pek çok roman ve oyunlardaki özverili kadın tiplemelerinin günümüzdeki versiyonu gibiler.

KİMSE ONU ÇOCUKLARININ DERS ÇALIŞMA SAATLERİNDE EVİNDEN DIŞARI ÇIKARAMAZ

Öğretmenlerince yarının bilim adamı kategorisinde değerlendirilen başarılı bir çocuğun annesi Nevin Hanım da şüphesiz bu idealist kadınlardan biri. Komşu olduğumuzdan dolayı çok iyi bilirim ki kimse onu çocuklarının ders çalışma saatlerinde evinden dışarı çıkaramaz. “Mis gibi çay yaptık, sevdiğin taze, kavrulmuş fındıklar da var…” Ne deseniz teşekkür ederek nazikçe geri çevirir. Nedeni ise Yusuf’un ders çalışıyor olması. 8. sınıfta okuyan Yusuf’u ders çalışmanın dışında ancak yemek sohbetlerinde yakalayabilirsiniz. Ders çalışan çocukların nedense asosyal oldukları düşünülür ama Yusuf espri ve sosyal aktiviteleriyle bu kanaati boşa çıkarıyor. Hafta sonları dershaneden arta kalan vakitlerinde basketbol kursuna gitmiş bir dönem. Ertesi yıl ise bu zamanı matematik olimpiyatlarına hazırlanmakla geçirmiş. Bu yılki planlarında da hobileriyle ilgilenmek var.

OKUL DÖNÜŞÜ KISA BİR DİNLENME MOLASI

Hafta içi okuldan geldiğinde ders çalışmaya geçmeden önce Yusuf’un dinleme süresi yaklaşık 1.5 saat. Bu süreyi meyve ya da bir içecek eşliğinde atıştırırken bilgisayarda oyun oynayarak yahut televizyon izleyerek geçiriyor. Hemen akabinde çalışma masasına dönüyor. Bu arada annesi evin düzenini Yusuf’un ders çalışmasını teşvik edecek yönde şekillendiriyor. Televizyonu kapalı tutuyor. Küçük kızı Elif’i başka bir odaya alıyor. Anne ya günlük işleriyle meşgul oluyor ya da kitap okuyor. Akşam yemeği süresi için maksimum 1.5 saat ara veriliyor. Akabinde ortalama 7.30 gibi, Yusuf yeniden ders çalışmak üzere odasına çekilirken ailenin diğer fertleri de kendi günlük programlarıyla meşgul oluyor.

Evin genel iklimi sürekli bir şeyler okuyan, yazan, araştıran fertlerin hakim olduğu bir süreçte tutuluyor. Ara sıra istisnalar olsa da hakim yapı ders çalışma psikolojisine uygun sürdürülüyor. Yusuf’un okul başarısında aile ortamının hayli önemli olduğunu belirten annesi Nevin Hanım bu başarıdaki faktörleri şu şekilde izah ediyor: “Çocuk ders çalışırken uygun ortam hazırlamak lazım. Çocuğa ‘Hadi odana git derslerine çalış’ diyen bir anne kendisi oturup televizyon izliyorsa, çocuğun çalışma saatlerinde sık sık misafir ağırlıyorsa yahut çocuğu evde ders çalışmaya terk edip gezmelere gidiyorsa o çocuktan verim beklemek doğru olmaz. Aynı şekilde akşam aile bireyleri bir araya geldiğinde vakitlerini eğlence ve televizyona ayırıyorsa çocuğun ders çalışması mümkün olmaz. Evin genel iklimi çocuğu ders çalışmaya sevk edecek yönde olmalı.”

“BAZEN DİSİPLİNİ FAZLA KAÇIRSAM DA TELAFİSİNİ YAPIYORUM”

Nevin Hanım kendisi de disiplinli bir kişi olduğu için evdeki düzeni sağlamakta ve korumakta zorlanmıyor. “Evin kendisi zaten disiplini çağrıştırıyor, anne kendi işlerinde disiplinli davranınca çocuk da rahat davranamıyor. Bazen ders çalışma konusunda çocuğuma fazla yüklenebiliyorum. Anne her zaman haklı değildir. Hatamı anladığımda özür dilemesini bilirim. Onu ne kadar sevdiğimi, benim için ne kadar değerli olduğunu, başarısının onun geleceği için ne kadar önemli olduğunu anlatırım. Annenin sevgisini iyi ifade etmesi gerekir. Çocuk ‘Annem beni seviyor, değer veriyor, bu yüzden ders çalışmamı istiyor’ diye düşünmeli.

Yusuf ile bu şekilde 3 yıl yoğun bir dönem yaşadık. Onunla beraber ders çalışmayı, kitap okumayı bir nevi kendime iş edindim. Kitap okumayı sevdiğim için evde zaman geçirmekten sıkılmadım. Çocuk için evde durmayı, ev ortamını ayarlamayı annelerin günlük bir ev işi gibi görmeleri lazım. Yusuf ders çalışırken yorulduğunda ona konuları ben okurdum. Bir meyve tabağı ya da meyve suyu gibi atıştırabileceği şeyler hazırlayıp odasına götürür, sohbet arası verir, dinlenmesini sağlardım. Bunu halen yapıyorum. Çocuk bu arada önemsendiğini hissediyor. Kendisiyle ilgilenildiğini görüyor, kısa bir sohbet hem motivasyon sağlıyor hem de dinlendiriyor. Haftada bir ya da 2 kez çocukla dışarıda ya da evde onun sevdiği bir etkinlik yapmak da önemli. Çocuğun hem ders çalışacağı hem de sevdiği aktiviteleri yapabileceği şekilde iyi bir program yapılmalı.”

Çocuğun akşamları saat 10 civarında yatması uykusunu iyi alması, sabahları ise kahvaltı yapması önemli. “Yıllarca bizim rutinimiz bu şekilde gerçekleşti” diyen Nevin Hanım disiplin ve sebat gerektiren bu ders maratonunda boşa yorulmamış. Çocuğunun başarısı onun doğru davrandığının en önemli kanıtı. Çocuğundan başarı bekleyen her ebeveyn belki de çocuktan çok kendine de yaptırım uygulamak zorunda.

ANNELERİN YAPTIĞI TEMEL YANLIŞLAR

Çocuğun derslerini önemsememek.
Önemseyenlerin ise ev ortamını ayarlama gereği duymaması.
Televizyonu kapatamamak.
Gezmeyi azaltmamak.
Çocuk başarısızsa hemen dershaneye yazdırmak. (Çocuk diyelim matematikten geriyse özel hoca tutarak dershaneye uyum sağlayacak seviyeye getirdikten sonra dershaneye yazdırılmalı.)
Disiplinin dozunu kaçırmak.
Rehber öğretmenle sık sık görüşmemek.
Çocukla iyi iletişim kuramamak…

DERS ÇALIŞMADA DENGE

Eğitim sistemimizin çocuklarımızı çok erken yaşlarda çok fazla ders çalışmak zorunda bıraktığı bir gerçek. Ancak meseleyi fazla abartan bazı anne babaların yanlış tutumları ömrünün en güzel yıllarını ders başında geçiren, çocukluğunu yaşayamamış olan bir neslin yetişmesine neden oluyor adeta. Çocuklarımızın okul başarısı son derece önemli ama unutmayalım ki çocukluklarını doyasıya yaşamaları, hayatın içinde olmaları daha da önemli. Bunun için anne babaların dengeli bir çalışma planı yapmaları, ders çalıştıracağım derken çocuklarını hayattan soyutlamamaları gerekir. Nevin Hanım ve oğlu Yusuf örneğinde olduğu gibi başarı için gereken disiplini elden bırakmazken sosyal aktivitelere de zaman ayırmak en güzeli.

Meral YILMAZ
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın