> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kültürü A-İ > Adak
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Adak  (Okunma Sayısı 3671 defa)
07 Nisan 2010, 15:37:54
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 07 Nisan 2010, 15:37:54 »



Adak

Evliyânın büyüklerinden Muhammed Zuğdân (rahmetullahi teâlâ aleyh) şöyle anlatır: Bir gece rüyâmda, Resûlullah efendimiz buyurdular ki: Bir ihtiyâcın var ise ve onun yapılmasını diliyorsan, Seyyidet Nefîse?ye (Resûlullah´ın pak neslinden gelen bir veli hanıma) bir kuruş bile olsa adakda bulun. O zaman senin ihtiyâcın giderilmiş olur.

Âriflerin ve evliyânın büyüklerinden ve meşhûrlarından Yâkût-i Arşî (rahmetullahi teâlâ aleyh) Habeşistan?da büyüyüp yetişti. Bir zaman köle oldu. Mısırlı bir tüccâr bunu satın alıp, memleketi olan Mısır?a götürmek üzere yola çıktı. Gemi ile gelirken, denizde bir fırtına çıktı. Gemi batacak hâle geldi. Ebü´l-Abbâs-ı Mürsî hazret- lerinin büyük bir zât olduğunu duymuş olan tüccâr, Allahü teâlâya duâ edip; ?Yâ Rabbî! Eğer sağ sâlim karaya çıkarsak, köle olarak aldığım bu genci (Yâkût?u) Ebü?l-Abbâs hazretlerine hibe edece- ğim? diye nezretti (adadı). Allahü teâlânın izni ile fır­tına sâkinleşti. Selâmetle karaya çıktılar. İskenderiyye?ye gelen tüccâr, nezrettiği şeyi yerine getirecekti. Fakat, Yâkût ismindeki bu köle de çok kıy- metli idi. Kendi kendine; ?Ben Ebü?l-Abbâs hazretlerine ?Yâkût?u? ver­meyi adamıştım. Bu Yâkût ismindeki genç çok kıymetli olduğu- na göre, ben, çarşıdan kıymetli bir yâkût taşı alıp, Ebü?l-Abbâs?a hediye ederim.

Böylece adağımı yerine getirmiş olurum.? diye dü- şündü. Dediği gibi yaptı. Çarşıdan kıymetli bir yâkût taşı alarak Ebü?l-Abbâs?ın huzûruna vardı. Bunu kendisine hediye getirdiğini bildirdi. Ebü´l-Abbâs-ı Mürsî ona; ?Bize bu yâkûtu değil, bizim için vâdettiğin asıl Yâkût?u getir! Sözünden dönme!? buyurunca, tüccâr hatâsını anladı ve gidip Yâkût?u getirerek teslim etti. O da bunu ta- lebeliğe kabûl etti. Habeşistan, Mısır?a çok uzak olduğu için, her- kes bu yeni arkadaşlarını merak ettiler. İsmini ve memle­ketini öğ- renince, hocalarının yıllarca önce verdiği doğum yemeğini ha­tır- ladılar. Tuttukları târihe baktılar. Yeni gelen arkadaşlarının doğum tâ­rihi, aynen hocalarının bildirdikleri gündü. Hocalarının senelerce önce gösterdiği bir kerâmetini böylece anlamış olan talebelerin, Ebü?l-Abbâs?a olan muhabbet ve bağlılıkları daha da arttı. Yeni ge- len arkadaşlarını da çok sevdiler. Yâkût-i Arşî, Ebü´l-Abbâs-ı Mürsî hazretlerinin sohbetle­rinde, huzûrunda ve hizmetinde bulundu. İlim öğrenmek arzusu pek faz­laydı. Bunun için gece-gündüz çalışırdı. Kısa zamanda çok yükselip, ilim ve velîlik bakımından çok üstün derecelere kavuşarak, o büyük zâtın en büyük talebesi oldu. Kalbi, dâimâ Allahü teâlânın Arş-ı âlâsında olur, yeryüzünde sâdece cis- mi bulunurdu ve Hamale-i Arş?ın (Arş-ı a?lâyı ta­şımakla vazifeli olan meleklerin) okudukları ezanları işitirdi. Bunun için kendi hocası bu zâtı, Yâkût-i Arşî diye isimlendirdi. Yâkût-i Arşî hazretleri bundan sonra Mısır?dan ayrılmadı. Hocasının vefâtından sonra, onun yolunu yaymaya devâm etti.

Evliyânın büyüklerinden Safiyyüddîn Erdebilî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri zamânında Şeyh Sâdüddîn Basra´da deniz kenarında bulunuyordu. Bir geminin sâhile yaklaştığını gördü. Bu sırada tâcir olduğu hâlinden belli birinin başında kıymetli bir sandığı dışarı çıkardığını gördü. O sandığa gâyet îtinâ gösteriyordu. Onda kıymetli bir şey bulun­duğunu tahmin etti. Bu sebeple onu tâcirden satın almak istedi. Tâcire; "O sandıkta ne var ki, öyle ba- şında dikkatle taşıyorsun." diye sordu. "Bunda Şeyh Safiyyüddîn hazretlerine âit bir hediye var." deyince, he­diye getirmesinin sebe-bini sordu. Tâcir şöyle anlattı: Bu gemi ile gider­ken, deniz birden kabardı. Gemi battı, batacaktı. Bu sırada Safiyyüddîn Erdebilî´den cân u gönülden yardım istedim. Ansızın Safiyyüddîn haz­retlerini karşımda gördüm. Mübârek eli ile gemiyi çekip, selâmetle sâhile ulaştırdı. Bunun için ben bu sandığı ve içindekileri ona hediye etmeyi adadım. İşte sandığa bu kadar kıymet vermemin sebebi budur." dedi.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Adak
« Posted on: 20 Nisan 2024, 12:11:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Adak rüya tabiri,Adak mekke canlı, Adak kabe canlı yayın, Adak Üç boyutlu kuran oku Adak kuran ı kerim, Adak peygamber kıssaları,Adak ilitam ders soruları, Adakönlisans arapça,
Logged
25 Şubat 2014, 15:43:49
Rabia nur kaplan 8.D

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 461



« Yanıtla #1 : 25 Şubat 2014, 15:43:49 »

Adak, kişinin dinen yükümlü olmadığı halde, farz veya vacip türünden bir ibadet yapacağına dair Allah’a söz vermesidir.
Nezr, ya'nî adak ibâdettir. Adak ancak Allah için yapılır. Kul için yapılmaz. Adak, bir ibâdettir. Çünkü, namaz, oruç, hacca gitmek ve başka ibâdetler nezr olunur. Nezrin yerine getirilmesini dînimiz emretmektedir. Getirilmezse, günâh olur. Hac sûresi, 29.âyet-i kerîmesinde meâlen, (Adaklarını yerine getirsinler) buyurulmuştur. Bunun için, nezri yerine getirmek vâcibdir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
25 Şubat 2014, 22:30:29
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #2 : 25 Şubat 2014, 22:30:29 »

Ben oruç adağı yaptım ama başka adak ile değiştirsem sevabı vaya günahı nedir söyler misiniz?

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

25 Şubat 2014, 23:48:10
Hanife Ls 1

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 892


« Yanıtla #3 : 25 Şubat 2014, 23:48:10 »

adak'ın şartlarını bilen var mı ??
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Eyvah, aldandık! Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat bir uykudur; bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgâr gibi uçar, gider.
25 Şubat 2014, 23:49:22
Hafsa Nur 6.D

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 568



« Yanıtla #4 : 25 Şubat 2014, 23:49:22 »

Adağın Şartları
Bir adağın dinen geçerli olabilmesi için adayanda ve adanan şeyde bir takım şartların bulunması gerekir.
a) Adayan Kimsede Bulunması Gerekli Şartlar

1- Müslüman Olmak.
2- Akıllı ve ergenlik çağına gelmiş olmak.
Çocuğun ve delinin adakları muteber olmaz. Çünkü bunlar hiç bir dini hükümle yükümlü değillerdir.

b) Adanan Şeyde Bulunması Gerekli Şartlar


1- Adanan şeyin gerçekte mümkün olması ve dinen de makbul bulunması. Mesela: "Gece oruç tutmak adağım olsun." veya Kadının, "Adet günlerimde oruç tutmak adağım olsun." demesi gibi. Gece, oruç tutma zamanı olmadığı gibi, adet gören kadının oruç tutması da dinen makbul ve caiz değildir.


2- Adanan şeyin kurbet yani bir ibadet çeşidi olması gerekir. İbadet olmayan şeyi adamak muteber değildir. Meselâ: "içki içmek adağım olsun" veya "Falancıyı dövmek adağım olsun" gibi.

Peygamberimiz: "Allah'a isyan etmek için adak olmayacağı gibi, Ademoğlunun elinde olmayan bir şeye yapılan adak da adak olmaz."Müslim,Nüzür ,3;Ebu Davut,Eyman Ve'n-Nüzür buyurmuşlar, Allah'a isyan konusunda adak adanamayacağını bildirmişlerdir.

3- Adanan şey farz veya vacip cinsinden bir ibadet olmalıdır. Namaz, oruç, hac, sadaka, itikâf, kurban gibi ibadetler adak olabilir. Ama sevap olan ve fakat bizzat maksut birer ibadet olmayan; hasta ziyareti, cenazeyi uğurlama, abdest alma, gusletme, mescide girme, mevlit okutma ve benzeri şeyleri adamak sahih değildir.

4- Adanan malın adama esnasında, adayanın mülkiyetinde bulunması veya adağın mülke yahut mülk sebebine izafe edilmiş olması. Buna göre sahip olunmayan bir malı sadaka olarak adamak muteber değildir.

5- Adanan şey adayana önceden farz veya vacip olmamalıdır. Vakit namazları, Ramazan ayı orucu, farz olan hac ve vacip olan kurban gibi bir ibadet adanacak olursa bu da geçersizdir. Çünkü adayan, adaktan önce bunlarla yükümlü-
dür.

Türbelere mum yakmak, bez bağlamak, horoz kesmek, şeker ve helva dağıtmak gibi adak âdetlerinin de dinde yeri yoktur.
bunlardır...
 
 
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Bakış şeytanın oklarından bir oktur.Bir kimse Allah korkusu ile bakışına hakim olursa Allah ona imanın tadını kalbine hissettirir...
Hz. Muhammed S.A.V.
Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes