> Forum > ๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑ > Eğitim Dünyası >  Hayatımızı kuşatan merkezi sınavlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hayatımızı kuşatan merkezi sınavlar  (Okunma Sayısı 658 defa)
09 Temmuz 2012, 17:42:44
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 09 Temmuz 2012, 17:42:44 »




Hayatımızı kuşatan merkezi sınavlar

Bu yazımda, merkezi sınavların eğitimi nasıl yozlaştırdığını ve geçmişte alınan güzel tedbirleri nasıl etkisiz hale getirdiğini ele alacağım.

Bu vesile ile merkezi sınavlar ile eğitimdeki kimlik ve muhteva sorununun FATİH projesinin hayata geçirilmesinin önünde nasıl bir engel teşkil ettiğini anlatacağım. Hem okulları dersane ve test bağımlısı bir eğitimden kurtarmak; hem de FATİH projesinin önündeki engelleri bertaraf etmek için basit bir çözüm yolunu gündeme getireceğim.

Bir vesile ile FATİH projesini Bakanlık’ın Ankara –Beşevler’deki yerinde görme ve ilgili kişilerden bilgi alma fırsatım olmuştu. Bu projenin esasını akıllı tahta meydana getiriyor. Akıllı tahtaya etkileşimli tahta diyebilirsiniz. Projenin hayata geçirilmesi için konuya hakim dinamik bir ekip var. Bu ekip, akıllı tahtayı bilinenin çok ötesine taşımışlar. Ortaya hayli fonksiyonel bir ürün çıkmış. Üstelik büyük ölçüde yerli imkanlar kullanılmaya gayret ediliyor. Projenin ikinci bir ayağı ise tablet bilgisayarlar. Ders konuları, bu tabletlere yüklenecek. Esasen FATİH projesi, teknik açıdan eğitim dünyamıza çağ atlatacak ve teknolojiyi eğitimle birleştirmede ülkemizi tüm diğer ülkelerin önüne geçirebilecek bir fırsat sunuyor.

Peki böylesine muazzam projenin hayata geçirilmesinde eksik kalan bir şey var mı? Projenin uygulanabilmesinin önündeki risk ve tehlikeler neler?

Okullarda Derslerin İçi Nasıl Boşaltıldı?

İlk ve ortaöğretimde öğrenci, hemen her derste, dogmatik ve bilim dışı ideolojik dayatmalarla, tek tipleştirici uygulamalarla karşı karşıya bulunuyor. Milli Eğitim dünyamızda başlatılan hemen hiç bir proje ve reformun sona vardırılamamasının altındaki neden iyi tahlil edilmelidir. Geçmişe baktığımızda, “çoklu zeka”, “müfredat okulları” son yılların en büyük projesi olan “yeni müfredat” neden hayata geçirilemedi? Eğitim öğrenci için bir “sıkıntılı bir süreç” ve sınavlar bir “bela” olarak algılanıyor ve okullarda öğrenilenler gerçek hayatta işe yaramıyorsa, öncelikle araştırılıp çözüm bulması gereken eğitim sorunları bunlar değil mi?

Ders kitaplarındaki muhteva sorununu bir yana bırakalım ve sadece teste dayanan merkezi sınavların eğitimi nasıl yozlaştırdığına bakalım. Öğrenci test sınavlarında sadece bilgiyi işaretlemekte iktifa ettiğinden bilgiyi ifade/sunma ve yazma, bilgiyi kullanma ve üretmeyi öğrenememektedir. Çünkü teste dayalı eğitimin mantığı olabildiğince “az bilgi” ile çok soruya cevap vermektir. Halbuki bilimde olabildiğince derine dalmak ve bilgiyi kökleri ile öğrenmek esastır. Öğrenci “sürece bağlı” “derin öğrenmeye” geçememekte, bu yüzden de öğrenmenin hazzını yaşayamamakta, öğrencide “bilim-araştırma merakı” oluşmamaktadır. Bu yüzden, sadece ilk ve ortaöğretimde değil, üniversite eğitimi sonrasında da teste dayalı ölçme-değerlendirmenin hayatın hemen her sahasını kaplaması ile ülkemizde bilim ve eğitim bir noktada bitirilmiş-yok edilmiş olmaktadır.

Örneğin bir üniversite hocası olarak, lisede öğrencinin bilgiyi ezber kalıpları halinde üstelik yanlış öğrenmesi yüzünden, “derin ve araştırmaya dayalı öğrenmeye” geçmesinde yaşadığı sıkıntıyı her zaman müşahede etmekteyiz. Yanlış öğrenilen bir şeyin yerine doğrusu ikame etmek gerçekten güç olmaktadır.

Gerek ilk ve ortaöğretimde ve gerekse yüksek öğretimde olsun, asıl sorun eğitime muhteva, kalite ve kimlik kazandırılması meselesidir. Gerçek bu olduğu halde, yetkililerin çözümü, içini doldurmadan hep şekilsel düzenlemelerde aranması, eğitim dünyamızdaki olağanüstü yanılgıları gösteriyor. Aynı yanılgılar, Yüksek Öğretim’de de yaşanmaktadır. İlginçtir ki Yüksek öğretim tamamen kendi haline bırakılmış bir durum arzetmekte; ne şekilsel ne de muhtevaya dair reformlar gündeme gelmemektedir. Yüksek öğretimi AB normlarına çıkarmayı amaçlayan Bologna süreci ise yılan hikayesine dönüşmüş durumdadır. Bazı üniversitelerin Bologna sürecine geçiş çabaları ise, işin esasını anlamayan vizyonsuz yönetimlerce yozlaştırılarak, -şekilsel olarak- uygulanmaktadır.

Tablet Bilgisayarların İçi Nasıl Doldurulacak?

Sonuç olarak eğitim dünyamızda var olan “muhteva” ve merkezi sınavlar sorunu halledilmeden, FATİH projesinin gerçekleşmesi zor görünmektedir. Evet FATİH projesi, eğitimde teknolojik anlamda çağ atlamanın ifadesi olan bir yenilik. Ama ihtiyatlı olmalıyız. İçini doldurmadan yapılan şekilsel düzenlemelere dayanan reformlar amacına ulaşmamaktadır. Dönüşümün odağında öğretmen ve eğitimcinin olduğu görülmemesi ülkeye pahalıya mal olmaktadır.

Evet tablet bilgisayarlar kitap taşıma derdinden öğrenciyi kurtarıyor. Tablet bilgisayarlardan amaç bu değil tabi. Asıl önemi, kitabın anlamını ve muhtevasını değiştiriyor olmasıdır. Bunu dünyada ilk deneyenlerden birisi ABD’nin eski Başbakan Yardımcısı Al Gore olduğuna dair bir kayıt var. Silikon Vadisi’nde bir grup yazılımcıya iklim değişikliği ile ilgili kitabını bir uygulama olarak yazdırılır. Bu uygulamayı tabletinize indirdiğinizde e-kitap dünyasının imkânlarını da karşınızda görebiliyorsunuz. Sayfaları çevirirken sadece okumuyor, aynı zamanda video izliyor, grafiklerle oynuyor, hatta tabletin ses bölümünü üfleyerek rüzgâr santrallarını bile döndürebiliyorsunuz.

Öncelikle şu noktanın farkında olmalıyız: E-kitap demek, kitabı olduğu gibi bilgisayara aktarmak değildir. İşin püf noktası, tabletleri faydalı bir ders aracı haline getirebilmektir.. Acaba biz ders kitaplarını bu muhtevada hazırlayabilecek miyiz? Tabletlerdeki kitap artık bildiğiniz kitap cinsinden olmaması gerekiyor. Birkaç sayfa yazı okuyorsunuz ardından bir video ile mesela bir fen dersi ile ilgili bir gerçeği gözlem ve deneyleri ile izleyebilmelisiniz.. Derken bir laboratuvardasınız ve o laboratuvarın üzerindeki fotoğraflara dokunuyorsunuz. Bir fotoğrafı parmağınızla dokunarak döndürebiliyorsunuz ve o laboratuarda olanları sanal olarak izliyor ve deneyleri takip edebiliyor, hatta deneyleri kendiniz yapıyormuşcasına deney düzeneklerini kontrol edebiliyorsunuz. Yani herşey size video olarak sunulabiliyor ve tarif ediliyor. Kitaptaki gibi bir kaç resimle sınırlı kalmıyor. Sonuçta, ortaya olağanüstü verimlilikte, adeta yaşıyormuşcasına bir öğrenme çıkıyor.

Bütün bunları anlatmamın sebebi FATİH projesinde şu ana kadar sadece tablet fetişizmine kapılıp muhtevasını hâlâ yeterince düşünmüyor olmamız ve derslere kimlik kazandırılmasını gündeme almamızdır. Öğrencilere o tabletleri dağıttıktan sonra yüklediğiniz bütün kitapları çöpe atabilirsiniz. Zira bir yanda, oyununu-uygulamasını tablette oynayan-deneyen bir çocuğun okuduğu kitap, kısa bir süre sonra asla tatmin etmeyecek, yavan gelecektir. Öncelikle yapılması gereken; oluşturulacak bir merkezle öğrenciye her hafta hatta her gün yeni yeni ders malzemeleri sunabilme ortamı oluşturulmasıdır. Tabi ki önemli olan öğretmeni e-kitap mantığı ile ders öğretmeye hazırlamaktır ki bu başlı başına bir zihinsel değişimi ve bakış açısı değişikliği gerektiriyor. Sonuç olarak, önemli olan akıllı tahta yapmak ve öğrenciye tablet dağıtmak değil, öğretmeni yeni rol ve bakışı-anlayışı kazandıracak dönüşümleri yapabilmektir. Yediyüzbin öğretmeni birkaç haftalık seminerlerle eğiteceğimiz ve böylece ideal bir dönüşüm yaşayacağımızı sanmamız tam bir yanılgıdır. Elektronik kitap uygulaması, bütün eğitim sisteminin değiştirilmesini, öğretmen-öğrenci ilişkilerinin yeniden tanımlanmasını ve hatta eğitimde hiyerarşinin tekrar konumlandırılmasını gerekli kılıyor. Henüz işin bu kısmına kafa yorulduğu söylenemez.

Peki diyelim tabletlerin içini doldurdunuz... Hatta öğretmenler yeni eğitim tarzının gereklerine göre hazırlandı. Sürekli elektronik ders malzemesi hazırlayan merkezleri de oluşturdunuz ve burada sürekli yeni ürünler üretiyorsunuz. Bu bizim FATİH projesini yine de hayata geçireceğimiz anlamı taşımıyor. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bu defa asıl engel ve eğitimin “büyük düşman” olan “merkezi sınavlar” tehlikesi ile karşılacaksınız. Şimdiye kadar yapılan bütün tedbirleri geçersiz kılan ve eğitimi yozlaştıran tehlike şimdi karşınızdadır.

FATİH projesinin Önünde Duran Merkezi Sınavlar Sorunu

Eğitimin yerini neden dersaneler aldı? Neden liselerde eğitim bir bakıma fiilen bitti? Kim ne derse desin müfredatı Milli Eğitim Bakanlığı değil, ÖSYM’nin merkezi sınavları belirliyor. Her şey, merkezi sınavların sonuçlarına endekslenmiş bir eğitim yapımız var. Durum böyle olunca, öğrenci için önemli olan okullardaki eğitim değil, merkezi sınavlarda notunu bir adım daha öne geçirmek oluyor. Veli ve öğrenci bunu isteyince, öğretmen, okul idareleri gibi, milli eğitim müdürleri de tamamen bu isteğe göre konum alıyorlar. Okullar ve sınıflar ve hatta öğretmenleri değerlendirilirken, merkezi sınavlarda (yada deneme sınavlarında) alınan puanlar esas alınıyor. Sınavlar adeta milli bir spor halini almış; herkes her türlü başarıyı sınavların notları ile değerlendirir hale gelmiştir. Bu yüzden de eğitimde adeta sınavlardan başka bir şey kalmamış durumdadır. Yetkililerin bu konuda tam bir acz ve çözümsüzlük içinde bulunması ve alınan yanlış tedbirler ise, merkezi sınavların ağırlığını daha da artıyor. Bu yüzden de merkezi sınavlar hayatın her tarafına hükmetmekte, dersanelerin sayısı gün be gün artmaktadır.

Evet okulların asıl probleminin ders araç ve gereçler olmadığı, şuradan belli ki; son yıllarda Milli eğitim bakanlığı okulları ders araç ve gereçleri ile doldurdu.. İsteyene istediğinin fazlasını verdi. Halbuki bu aletlerin bir çoğu paketi açılmadan duruyor okullarda. Açılanlar ise laboratuarlarda-atölyelerde göstermelik halde bekliyor. Laboratuarların uygulama yerlerinin kapıları çoğu kere kilitli. ÖSYM sınavlarında önem taşımayan çoğu dersler yapılmıyor bile.

Ülkemizin en gözde okulları olması gereken Fen Liselerine bakalım. İlköğretim döneminde sınavını kazanmak için öğrencinin en az ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hayatımızı kuşatan merkezi sınavlar
« Posted on: 20 Nisan 2024, 03:16:20 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hayatımızı kuşatan merkezi sınavlar rüya tabiri, Hayatımızı kuşatan merkezi sınavlar mekke canlı, Hayatımızı kuşatan merkezi sınavlar kabe canlı yayın, Hayatımızı kuşatan merkezi sınavlar Üç boyutlu kuran oku Hayatımızı kuşatan merkezi sınavlar kuran ı kerim, Hayatımızı kuşatan merkezi sınavlar peygamber kıssaları, Hayatımızı kuşatan merkezi sınavlar ilitam ders soruları, Hayatımızı kuşatan merkezi sınavlarönlisans arapça,
Logged
09 Temmuz 2012, 17:54:55
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« Yanıtla #1 : 09 Temmuz 2012, 17:54:55 »

Evet merkezi sınavlar hayatımızı çepeçevre sardı 2004 beri sınavlara giriyor çalışıyor çabalıyor 2 üniversite okumamıza rağmen bir yerlere yerleşemiyorsak bu bizim suçumuzmu bizi idare edenlerin suçumu ?

Hak ettiğimiz birçok yere torpilli insanlardan dolayı gremiyorsak haksız yere açıktan atama yapılarak hakkımız engelleniyorsa suç bizim değil galiba onların oluyor.Şu güne kadar 20 küsür sınav dolayısıyla psikolojim bozuldu ve
benim birçok arkadaşım var bunlara hocalarımızda dahil...

Geçen yeterlilik sınavına hocamla beraber gittik orda DİYANET KURUMUNDA TORPİL OLDUĞUNU kendi kulaklarımda
duydum. Yetersiz hocaları alıp imam yapıyorlar yıllarca medrese okumuş kıraati müthiş insanları imam yapmıyorlar

Allah hayırlısını versin allah herkese dilediği yere atanmayı nasip etsin daha fazla birşey demek istemiyorum

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes