๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ => Yaşamdan Seçmeler => Konuyu başlatan: imam hatiplim üzerinde 22 Haziran 2009, 21:49:06



Konu Başlığı: Gençliğini Nerede Harcıyorsun, Sorulacaksın!
Gönderen: imam hatiplim üzerinde 22 Haziran 2009, 21:49:06
Soru: Zamanı Kullanma Husûsunda Nelere Dikkat Etmeliyiz?


Cevap: Hayat, Cenâb-ı Hakk’ın her canlıya bir defâ kullanmak üzere bahşettiği ve muayyen bir zamanla hudutlandırdığı son derece kıymetli bir nîmettir. Zamanı, onun değerine en lâyık amellere sarf etmek şarttır. Çünkü hayatta her an yapılabilecek birden fazla iş vardır. Fakat bunların o an için en ehemmiyetli olanlarını öne almak ve diğerlerini de ehemmiyet derecelerine göre sıraya koymak, zamanı gereği gibi kullanabilmek için dikkat edilmesi gereken mühim bir düsturdur.

Meselâ bir annenin çocuğuna süt emzirmesi, merhamet ve şefkatinin îcâbı güzel bir davranıştır. Ancak evde yangın çıktığında çocuğuna süt vermeye devâm etmesi büyük bir hamâkat ve vebâldir. O esnâda bir kova su ile de olsa yangını söndürmeye gayret etmelidir. Zîrâ bu vazîfe, diğerine göre daha hayâtî bir ehemmiyet arz etmektedir. Şâyet bu hususta tembel davranırsa bir müddet sonra kendisi ve evlâdı da o yangının içinde helâk olacaktır.

Aynen bunun gibi, günümüzde de zamanın nezâketi sebebiyle, diğer işlerden daha çok, Allâh’ın dînine revaç verebilmek, zaman husûsundaki mes’ûliyeti­mizin îcaplarındandır.

Vakti en güzel şekilde değerlendiren ashâb-ı kirâm için hayâtın en zevkli ve mânâlı anları, insanlara tevhîd mesajını ilettikleri zamanlar idi. İdâm edilmek üzere olan bir sahâbî, kendisine üç dakîka zaman tanıyan bedbahta teşekkür etmiş ve:

“–Demek ki sana hakkı tebliğ edebilmek için üç dakîkalık vaktim var. Umulur ki hidâyet bulursun.” demiştir.

Günümüzde de bir kısım insanlar îmansızlık ve ahlâksızlık erozyonunda kaybolup giderken, selde sürüklenen kütükler misâli zamânın menfî modalarına kendini kaptırmışken, onlara tatlı bir lisan ile yaklaşarak İslâm’ın güzelliklerini, zarâfet ve nezâketini aksettirmek, her mü’min için büyük bir îman ve vicdan borcudur.

Son derece kıymetli bir sermâye olan zamanı, boş ve abes şeylerle isrâf etmek, âhiret hayâtını tehlikeye atmaktır. Bu yüzden, gaflet perdelerini aralayabilenler için zaman, hiçbir şeyle kıyaslanamayacak derecede kıymetli bir nîmettir. Cenâb-ı Hak Asr Sûresi’nde:

“Asra (zamana) yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak îmân edip sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnâdır.” (el-Asr, 1-3) buyurmaktadır.

Zamana yemin ile başlayan bu sûrede; îman, amel-i sâlih, hakkı ve sabrı tavsiye ile ihyâ edilmeyen zamanların israf edildiği ve bir hüsran vesîlesi olduğu bildirilmektedir. Zamanı hakkıyla değerlendirebilenlerden istisnâ kaydıyla bahsedilmesi de, insanların bu hususta ekseriyetle aldandıklarına işâret eden acı bir hakîkattir.

Cenâb-ı Hak, kullarının zamanı kullanma husûsunda hüsrandan kurtularak ilâhî ikramlara nâil olabilmeleri için şu tavsiyede bulunmaktadır:

“Bir işi bitirince, hemen başka işe giriş, onunla uğraş! Hep Rabbine yönel, (O’na yaklaş!)” (el-İnşirâh, 7-8)

Yâni ibâdet ve hayırlı işlerin biri bittiğinde hemen diğerine koşmak, herhangi bir zamanın ibâdetsiz ve hayırdan uzak geçmesine fırsat vermemek îcâb eder. Çünkü hayat, bize uhrevî saâdeti kazanmak için bir defâya mahsus olarak verilmiş bir nîmettir. Ölüm ise bir borç senedinin îfâ zamanını gösteren ödeme târihi gibidir.

Bir tüccar, borcunu ödemek için hazırlık yapmak üzere alacaklıya bir senet verir. Bundaki vâde, o zaman zarfında ödenecek miktarı hazırlamak içindir. Dünyâ hayatı da bize âhireti kazanmak ve ilâhî rızâya nâil olmak için verilen bir mühletten ibârettir. Nasıl bir tüccar, ödeyeceği senedin vâdesini ciddiye almaz, kendisine tanınmış olan müddet zarfında hazırlıkta bulunmaz ve neticede ödeme günü büyük bir sıkıntıya ve iflâsın eşiğine düşerse, insanoğlu da Allâh’ın kendisine verdiği ömür mühletini iyi kullanmadığı takdirde hüsrâna uğramaktan kurtulamaz.

Her insan, doğduğu andan itibâren, tahakkuk müddeti meçhul bir ölüm hükmü ile mahkûmdur. Bu hükmün gerçekleşme zamanı ise Azrâil -aleyhisselâm- ile karşılaşacağı andır. Üstelik senette ödeme târihi belli olduğu hâlde, insan ömrünün mutlak olan nihâyeti meçhul kılınmıştır. Bu da hesap vermeye her an hazır olmayı gerektiren, dehşetli bir gerçektir.

Zamanın kıymetini takdîr edip onu kalbî bir teyakkuz içinde değerlendirmenin mecbûriyetini bildiren hadîs-i şerîflerde şöyle buyrulur:

“Beş şey gelmeden önce beş şeyi ganîmet bil: İhtiyarlığından önce gençliğini, hastalanmadan önce sıhhatini, fakirliğinden önce zenginliğini, meşgul zamanlarından önce boş vakitlerini ve ölümünden önce hayâtını!” (Hâkim, el-Müstedrek, IV, 341; Buhârî, Rikak, 3; Tirmizî, Zühd, 25)

“Kıyâmet gününde dört şeyden sorgulanmadıkça, kulun ayakları yerinden kımıldamaz:

1. Ömründen; onu ne ile yok etti?

2. Gençliğinden; onu nerede çürüttü?

3. Malından; onu nereden kazandı ve nereye sarf etti?

4. İlminden; onunla ne yaptı?” (Tirmizî, Kıyâme, 1)

“İki nîmet vardır ki, insanların çoğu bu nîmetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.” (Buhârî, Rikak, 1)

Cenâb-ı Hak, lutfettiği maddî-mânevî bütün nîmetlerden âhirette biz kulları­nı hesâba çekeceğini birçok âyet-i kerîme ile beyân buyurmuştur. İslâm âlimleri, ilâhî hesâba mevzû olan en mühim nîmetlerin neler olduğu husûsunda farklı îzah­larda bulunmuşlardır: İbn-i Mes’ûd -radıyallâhu anh-, bunların, “emniyet, sıhhat ve boş vakit” olduğunu söylemiş, Muâviye bin Kurre -rahmetullâhi aleyh- de; “Kıyâ­met günü en şiddetli hesap, boş vaktin hesâbıdır.” buyurmuştur. (Bursevî, X, 504)

İmâm Gazâlî Hazretleri’nin vakit isrâfına karşı şu îkazı çok ibretlidir:

“Oğul! Farzet ki bugün öldün. Hayâtında geçirdiğin gaflet anlarına ne kadar üzüleceksin. Âh, keşke diyeceksin. Lâkin heyhât!”

Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri de şöyle buyurur:

“Dünyânın bir günü, âhiretin bin yılından hayırlıdır. Zîrâ kazanç ve kayıp keyfiyetleri bu dünyâya âittir. Âhirette artık kazanmak veya kaybetmek yoktur.”

Hayat ırmağı çok hızlı bir şekilde akıp gitmektedir. İlâhî irâde ile tahdîd edilmiş olan fânî ömrümüzün günleri, bir bardağı dolduran damlalar gibidir. Her geçen gün, sınırlı hayatımızın bitme noktasına doğru ilerlediğimizi, dünyâdan bir gün daha uzaklaşıp kabre bir gün daha yaklaştığımızı unutmamalıyız. Ecel vakti bize meçhûl olduğundan, her an Azrâil -aleyhisselâm- ile karşılaşabileceğimizi hatırımızdan çıkarmamalıyız ki son nefesimizde kendi dramımızı seyretmeyelim. Şâir Necib Fâzıl’ın veciz ifadeleriyle:

Zaman deli gömleği, onu yırtan da ölüm!..



O demde ki perdeler kalkar, perdeler iner;

Azrâil’e “hoş geldin” diyebilmekte hüner!..

Rabbimiz ömür nîmetinin ağır mes’ûliyeti husûsunda kalplerimize uyanıklık bahşeylesin. Zamanı gâfilce zâyî ederek ebediyet yolculuğuna azıksız ve hazırlıksız yakalanmak bedbahtlığından cümlemizi muhâfaza buyursun.

Âmîn!


Konu Başlığı: : Gençliğini Nerede Harcıyorsun, Sorulacaksın!
Gönderen: Ekvan üzerinde 22 Haziran 2009, 22:29:37
Amiin amiin amiin .
Daima olumden ve Azrail´den korkariz,hatirlamak istemeyiz,temelli gelmisiz ya biz bu dunyaya.
Hic gocmen gibi hissetmeyiz kendimizi.Oysa gun gelecek gocup gidecegiz,gercek vatanimiza...
Kactiklarimizi sevmeye calismayiz,kabri sorgu suali ve en onemlisi Azrail as´i...
Cunku kendimize guvenimiz yok,ibadetlerimiz noksan,yuzumuz mu var,Azrail as ´a hos geldin
diyebilelim...
Allah cc hepimize Islam ve Iman suuru nasip etsin.

Bu sozde buraya ne guzel uyar demi,
´Kacma kactikca sira sana gelir´


Konu Başlığı: Ynt: Gençliğini Nerede Harcıyorsun, Sorulacaksın!
Gönderen: Edanur üzerinde 26 Kasım 2015, 22:36:40
Aleykümüsselam.
1. Ömründen; onu ne ile yok etti?

2. Gençliğinden; onu nerede çürüttü?

3. Malından; onu nereden kazandı ve nereye sarf etti?

4. İlminden; onunla ne yaptı?” Bunların hepsinden sorulacağız ve hesap vereceğiz .Allah c.c razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Gençliğini Nerede Harcıyorsun, Sorulacaksın!
Gönderen: Rüveyha üzerinde 27 Kasım 2015, 12:55:45
Esselamu aleykum ve rahmetullah.Amin amin amin ..O gün sorguya cekildigimizde Rabbim yüzümüzü ak eylesin İnşaAllah.Rabbim dini İslam üzerinde sabit kılsın İnşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Gençliğini Nerede Harcıyorsun, Sorulacaksın!
Gönderen: Ruhane üzerinde 10 Temmuz 2016, 02:30:50
Genclikte yapılan ibadetlerin sevabi daha fazla..Hayır hasenat yaparsak mükafatı daha fazla ..Rabbim gençliğimizin zamanımızın sağlığınızı kıymetini bilerek sukreden kullardan eylesin ..verdiği bu fırsatları en güzel en hayirli şekilde ve rizasini kazanmak yolunda tuketmemizi nasipl eylesin ..Amin..


Konu Başlığı: Ynt: Gençliğini Nerede Harcıyorsun, Sorulacaksın!
Gönderen: Pelinay üzerinde 10 Temmuz 2016, 09:40:17
Meselâ bir annenin çocuğuna süt emzirmesi, merhamet ve şefkatinin îcâbı güzel bir davranıştır. Ancak evde yangın çıktığında çocuğuna süt vermeye devâm etmesi büyük bir hamâkat ve vebâldir. O esnâda bir kova su ile de olsa yangını söndürmeye gayret etmelidir. Zîrâ bu vazîfe, diğerine göre daha hayâtî bir ehemmiyet arz etmektedir. Şâyet bu hususta tembel davranırsa bir müddet sonra kendisi ve evlâdı da o yangının içinde helâk olacaktır

Su anki halimiz tam da boyle.:,(
Rabbim bizlere istikamet versin insallah


Konu Başlığı: Ynt: Gençliğini Nerede Harcıyorsun, Sorulacaksın!
Gönderen: Rüveyha üzerinde 12 Temmuz 2016, 20:25:09
Esselamu aleykum...Amin amin İnşaAllah..Mevlam bu sualleri hakkıyla ,yüzümüz ak bir şekilde cevaplamayı nasip eylesin İnşaAllah.


Konu Başlığı: Ynt: Gençliğini Nerede Harcıyorsun, Sorulacaksın!
Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 12 Temmuz 2016, 21:23:16
Ve aleykum selam
İnsan verilen en büyük iki nimet....Sağlık ve boş vakit....İnsanım gençliği de büyük nimetlerden....Rabbim tüm bu nimetlerin farkına varip sukredenlerden etsin inşallah....