> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Dünya Hali > Uygurların Feryadı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Uygurların Feryadı  (Okunma Sayısı 780 defa)
31 Temmuz 2011, 21:41:25
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 31 Temmuz 2011, 21:41:25 »



Dünya Hali



Ağustos 2009 128.SAYI


Halil AKGÜN kaleme aldı, DÜNYA HALİ bölümünde yayınlandı.

Uygurların Feryadı

Çin’in “özerk” bölgesi Sincan’da geçen ay yaşanan hadiseler, yarım asırlık bir işgalin son halkası. Güya adı “özerk” olan Sincan’da artık sadece baskı ve kovuşturma yok. Katliam da var.

Müslüman Uygurlar 1949’dan bu yana kendi topraklarına onurlu ve insanca bir yaşam mücadelesi veriyor. Çin Komünist Partisi’nin baskılarına yarım asırdan fazla bir süredir direniyor. Çin’in asimilasyon politikaları sonuç vermeyince şimdi doğrudan katliama başvuruyorlar. Sincan bölgesindeki Müslüman Uygur’ların nüfusunu azaltmak için Han’lı Çinliler bu bölgeye zorla yerleştirildi. Güya amaç “etnik harmoni” oluşturmak.

Çin, modern kapitalizmin pek çok açmazının yaşandığı bir ülke. Ekonomik kalkınma eşittir demokratikleşme diyenler Çin’de fena halde yanıldılar. Çin devasa bir hızla büyüyor ve şu anda dünyanın en büyük ekonomileri arasında. Ama bu Çin halkı için daha fazla özgürlük ve şeffaflık anlamına gelmiyor. Çin’in otoriter kapitalizmi, materyalist bir büyüme modeline dayalı. İnsan hakları, din ve vicdan özgürlüğü Çin’in kalkınma lügatinde yok.

İnsan onurunun ayaklar altına alındığı bir yerde ekonomik büyümenin ne anlamı var? Baskıyla bir ülkenin güven ve refaha kavuştuğu vaki mi?

Çin’i bize yeni “Japon mucizesi” olarak göstermek isteyenler, gerçekleri hasır altı etmek istiyor. Çin, insan emeğinin alabildiğine sömürüldüğü ülkelerin başında geliyor. Kapitalizmin ucuz iş gücü ihtiyacını karşılamak için her yol deneniyor. Çin halkının büyük bir bölümü yokluk içinde yaşıyor. Ama biz sadece Çin’in 2008 olimpiyatlarındaki göz kamaştırıcı gösterilerini hatırlıyoruz.

Bu oyun Sincan’ın başkenti Urumçi’de bozuldu. Çin yönetiminin kirli yüzü burada ortaya çıktı. Altmış yıllık asimilasyon politikaları sonuç vermedi ama Çinliler akıllanmış görünmüyor. Müslüman Uygurların hak taleplerini “bölücülük” olarak göstermek istiyorlar. Oysa bölücülük yapan Çin Komünist Partisi. Uygurların tek istediği, zaten kendilerine ait olan topraklarında dinlerini, dillerini ve kültürlerini özgürce yaşamak. Bağımsızlık istemiyorlar. Ama Çin böyle davranmaya devam ederse, bölünme kaçınılmaz hale gelebilir.

Sincan’dan yükselen feryat, etnik bir grubun değil adaletin sesidir. Bu sese kulak vermek, hepimizin bir vicdan borcudur.

Obama Rusya’da Ne Arıyor?

ABD Başkanı Obama, geçen ay Rusya’ya resmi bir ziyaret yaptı. Moskova’ya ayak basmadan önce de Rusya Başbakanı Vladimir Putin’i kızdıracak laflar etti. Obama’ya göre Rusya’nın gerçek patronu olan Putin, Rusya’yı mafyatik ilişkilerle yönetmek istiyor. Ama yeni, modern yöntemleri de deniyor.

Obama’nın Rusya ziyareti, Amerikan-Rus ilişkilerinde sıcak bir hava estirmeyi hedefliyordu. Obama sempatik kişiliğini kullanarak Rus halkına ve yönetimine sıcak mesajlar verdi. Ama Kremlin, sadece kolonya ve çiçek istemiyor. Kremlin’in beklentisi, Amerika’nın Rusya’nın büyük bir güç olduğunu kabul etmesi ve ona göre davranması. Bunun ilk somut adımı da NATO genişlemesinin durdurulması. Rusya’nın Kafkaslar ve Ortaasya’daki tartışılmaz üstünlüğünün tanınması da Rus beklentilerinin arasında yer alıyor.

Son olarak, Rusya enerji konusunda tekel olmak istiyor ve bunu tehlikeye sokacak her adıma karşı çıkıyor. Yıllar süren belirsizlik ve tartışmalardan sonra nihayet imzalanan NABUCCO enerji hattı projesi bu yüzden Rusları rahatsız etti. Bu konu Türkiye’yi de doğrudan ilgilendiriyor zira NABUCCO’nun ana güzergahı Türkiye üzerinden geçiyor. Ki NABUCCO’nun imza töreni de Ankara’da yapıldı. Rus Başbakanı Putin Ağustos ayında Türkiye’yi ziyaret ettiğinde bu konuyu mutlaka gündeme getirecektir. Hülasa Obama Rusya’yı ziyaret etti ama rüzgârı bize kadar geldi.

Değişim ve Direniş

Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasına imkan tanıyan yasal düzenleme geçen ay Meclis’ten geçti ve Cumhurbaşkanı tarafından da onaylandı. Türkiye’de demokrasinin kurumsallaşması adına önemli bir adımdı bu. Adaletin tesisi açısından da öyle. Fakat yasa etrafında kopartılan gürültü evlere şenlik. Konuyu bilmeyenler, yasanın askerleri darağacına götürmek için çıkarıldığını sanır. Askerle hükümeti birbirine düşürmek isteyenler yasayı bahane edip tekrar sahneye çıktılar.

Bu tür çatışma ortamlarından nemalanmaya çalışan siyasi aktör çok Türkiye’de. Hükümet ne zaman askerle anlaşsa “düzenci” olmakla, ne zaman ters düşse “sistemi germekle” suçlanıyor. Bunun bir ortası yok mu? Aslında var ve bunun halkın iradesi olduğunu herkes biliyor. Ama bu bazılarının işine gelmiyor. Çünkü onlar yıllardır halk iradesini siyasetin meşruiyet zemini olarak değil, bir aracı olarak gördüler. O yüzden Meclis’e, hukuka, demokrasiye bağlılıkları hep yarım yamalak oldu. Orduyla ve müesses nizamla iş yapıp iktidar olmanın yoluna baktılar.

Ama artık bu düzen işlemiyor. Çünkü halk daha fazla şeffaflık istiyor. Hakkını talep ediyor. Seçtiği insanlardan daha fazlasını bekliyor. Bu büyük bir değişim ve sorun buna direnenlerden kaynaklanıyor. Fakat artık akıl ve vicdan sahibi her Türkiye vatandaşı bu oyunu görüyor. En büyük güvencemiz de onların sağduyusu.

Mahalle Baskısı: Bu Kaçıncı Baskı!

“Modern yaşam” tarzıyla bilinen ve mülakatlarıyla tanınan bir bayan gazeteci Türkiye’de mahalle baskısı olup olmadığını test etmek için tesettüre bürünmüş ve “kendi mahallesi”nde bir geziye çıkmış. Nişantaşı’nda gezmiş, sosyete kafelerinde oturmuş. Hiç bir baskıyla karşılaşmamış. Hatta bazı yerlerde garsonlar “abla benim eşim de kapalı...” türünden muhabbetler yapmış. Sadece Reina’ya girmek isteyince sorun yaşamış.

Kendi mahallesinin son derece toleranslı olduğunu gören hanım gazetecimiz “öteki mahalle”ye de gitmiş.
Mini etek giyip, İstanbul’un en dindar semti kabul edilen Fatih Çarşamba’da dolaşmış. Orada da bir iki laf atma dışında bir şey olmamış. Gerçi kendini “öteki mahalle”de yani dindarların arasında rahatsız hissetmiş. Hele başörtüsüne bir türlü alışamamış. En çok da tesettüre bürününce kimsenin sokakta kendisine bakmamasına içerlemiş!

Sözün özü, iki mahallede de pek bir şey olmamış. Mahalle muhabbeti düşkünlerinin çarşaf çarşaf yazılar döşenmesine bakmayın. Bilimsel değeri olmayan (olması da gerekmeyen) bu deneyimin sonucu, sıradan bir olgunun tespitinden ibaret. Bizim insanımız aşırı uçları sevmiyor.

Sorun Türkiye’nin ortalama Müslümanlığını öcü gibi göstermek isteyen fanatiklerden kaynaklanıyor. Onlar her şeyi ak-kara gördüğü için, Türkiye toplumundaki farklılıkları da zenginlik değil, bir tehdit olarak algılıyor. Bizim de öyle düşünmemizi istiyor. Allah’tan bunların sayısı iyice azaldı. Onların soyu tükendiğinde şu mahalle muhabbetinden kurtuluruz umarım!

Irak’ta Sular Durulmuyor

Amerikalılar ve onların destekçileri Irak’ta tozpembe bir tablo çizmeye çalışıyorlar. Ama hakikat hiç de öyle değil. Son aylardaki intihar saldırılarında onlarca kişi hayatını kaybetti. Bir tarafta Şii-Sünni çatışması körükleniyor. Son saldırıların hedefi, Kerkük bölgesindeki Şii Türkmenlerdi. Bunlara karşı pek çok Sünni de öldürüldü. Irak’ta başlayan Şii-Sünni gerginliği, diğer İslâm ülkelerine de yayılıyor. Bu konuda ulemanın ve siyasi liderlerin adım atması gerekiyor. Aksi halde yeni bir mezhep savaşı kaçınılmaz görünüyor.

Öbür tarafta Kürtlerle Bağdat arasındaki ilişkiler kopma noktasına gelmiş durumda. Aylardır biriken gerilimin sıcak çatışmaya dönüşmesinden korkuluyor. Kürtler, 2003’te elde ettikleri hak ve imtiyazları koruma derdinde. 2010’un başında yapılacak seçimlerde yine aslan payının kendilerinde kalmasını istiyorlar. Kerkük’ten çıkan petrol ve doğalgazı istedikleri gibi satmak istiyorlar. Ayrıca Kerkük’ün de Kürdistan bölgesine bağlanmasını istiyorlar. Bağdat ise buna karşı çıkıyor. Zira Kürtler bu istediklerini de alırsa Irak’ın siyasi bütünlüğünden bahsetmek imkansız hale gelecek. Kürtlerin asıl hedefinin bağımsızlık olduğu da bir sır değil. Şartlar müsait değil ve bağımsızlık planları şimdilik askıya alınmış durumda. Fakat Irak’ı bölmenin maliyetinin ne kadar büyük olacağını aklı başında herkes görüyor. Bunu Iraklı Kürtlerin de görmesi gerekiyor.

Kısa Kısa

Temmuz başında Avrupa’nın  en önemli ülkelerinden biri olan “Fransa’da Türkiye Mevsimi” başladı. Mevsim boyunca dört yüze yakın kültür faaliyeti yapılacak. Amaç, Türkiye’yi Fransa’ya tanıtmak. Mart ayında başlaması gereken Sezon, ülke yönetimine seçildiği günden beri ülkemize karşı tavırlarını açıklamaktan geri durmayan Sarkozy’nin muhalefeti üzerine Temmuz’a ertelendi. Türk tarafı da buna kızıp neredeyse Sezon’u iptal noktasına geldi. Neyse sorun aşıldı ve faaliyetler başladı. Bakalım Fransızlar Türk Sezonu’na nasıl tepki verecek. Bize yine “siz Türkleri çok seviyoruz ama AB’de görmek istemiyoruz” mu diyecekler?

***

Dünyanın en büyük 8 ekonomisinden oluşan G-8 grubu, İtalya’nın L’Aquila kasabasında bir zirve yaptı. Zirveye Türkiye de katıldı. Zirve,  dünyamızda gittikçe artan çevre sorunlarını, gıda güvenliğini ve açlık sorununu ele aldı. Çıkan tek somut sonuç, gelişmekte olan ülkelere 20 milyar dolarlık tarım yardımı yapılması. Bu sonuca göre fare dağ doğurdu. 20 milyar dolar bu ekonomiler için “çerez parası” mahiyetinde. Üstelik yardım yapılacağı söylenen bu paranın bahsettiğimiz yaraya merhem olacağı da şüpheli. Kısacası dünyanın garibanları sahipsiz kalmaya devam edecek. Umarız ki bu yardım az da olsa, birkaç ihtiyaç sahibine ulaşır.

***

“Şöhret afettir” diye boşun...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Uygurların Feryadı
« Posted on: 29 Mart 2024, 10:22:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Uygurların Feryadı rüya tabiri,Uygurların Feryadı mekke canlı, Uygurların Feryadı kabe canlı yayın, Uygurların Feryadı Üç boyutlu kuran oku Uygurların Feryadı kuran ı kerim, Uygurların Feryadı peygamber kıssaları,Uygurların Feryadı ilitam ders soruları, Uygurların Feryadıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes