> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Dünya Hali > Öğrenemediğimiz Dersler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Öğrenemediğimiz Dersler  (Okunma Sayısı 972 defa)
27 Temmuz 2011, 16:57:02
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 27 Temmuz 2011, 16:57:02 »



Dünya Hali


Ekim 2009 130.SAYI
 

Halil AKGÜN kaleme aldı, DÜNYA HALİ bölümünde yayınlandı.

Öğrenemediğimiz Dersler, Unuttuğumuz İlkeler

İstanbul ve Tekirdağ’daki sel felaketi, insanlık halimiz hakkında ne kadar da çok şeyi ifşa etti. Öfke, hüzün, cesaret, çaresizlik, pişmanlık, vurdumduymazlık, sorumluluk, sorumsuzluk, küçük hesaplar, büyük laflar, “ders almalıyız” itirafları, “sorumlular nerede?” naraları... Hepsi de bize ait, bizi ele veren haller. Bir tarafta tevekkül, öbür tarafta isyan... Bir tarafta çaresizliğimizin itirafı, öbür tarafta toplum mühendisliği...

Bunların hangisi doğru diye sormanın bir anlamı yok. Hem hepsi doğru, hem hepsi yanlış. Çünkü bu haller insanlığımız kadar kırılgan, karmaşık, netameli, ümit vadeden, ümit kıran haller. Herkes bu doğal afeti, kendi makamınca yaşadı. Kimisi isyan etti, kimisi tevekkül... Kimisi sessizce ağladı, kimisi çığlık çığlığa... Kimimiz suçlamak için birilerini aradık, kimimiz “benim payıma düşen ne?” dedik.

Bütün bu tepkilerin arasında bir tanesi özellikle dikkatimizi çekti: “Bu bizim başımıza nasıl gelir?” Biz kalkınmış bir ülke olsak, bunlar olmazdı diyenler. AB standartlarına ulaşamadığımız için bu haldeyiz diyenler. Çağdaşlaşamadık diye bu kadar can kaybımız oldu diye ah vah edenler. “Zaten bizden adam olmaz” deyip işi iyice karamsarlığa vuranlar.

Bu tepkilerin hepsi tek tek tahlile muhtaç ve her biri kendi makamında bir gerçekliğe tekabül ediyor. Fakat şunu da unutmamak gerekir ki, Avrupa’da da doğal afetler oluyor ve ne tedbir alınırsa alınsın insanların ölümünün önüne geçilemiyor. Amerika’da her yıl yüzlerce insanın bu tür afetlerde hayatını kaybettiğini de biliyoruz.

Evet tedbir alalım ve kendi hata ve kusurlarımızı başkalarına mal etmeyelim. Ama biraz da teslimiyet, sorunları sukünet içinde atlatmamıza yardımcı olacaktır. Kul tedbir alır, takdir Allah’ın.

11 Eylül’ün Sekizinci Yılı

Yakın tarihimizin dönüm noktalarından 11 Eylül hadiselerinin üzerinden tam sekiz yıl geçti. Saldırıların ardından yaralı bir aslan gibi sağa sola saldıran Amerika, Bush yönetimi döneminde tarihî hatalar işledi. Gözü dönmüş bir intikam duygusuyla hareket etti ve Irak ve Afganistan’ı kana buladı. Yayılmacı ve tek taraflı politikalar, ne Amerika’ya ne de dünyaya daha fazla güvenlik getirmedi. Güvenlik adına özgürlük alanları daraltıldı. Zorba bir devlet anlayışı, dünya siyasetine hakim kılınmaya çalışıldı. Olayın müsebbibi olarak görülen el-Kaide lideri Usame bin Ladin ve ekibi hâlâ yakalanabilmiş değil. Kimse kimin nerede olduğunu, el-Kaide’nin gerçekten ne yaptığını bilmiyor. Dünyanın tek süper gücü de ne yaptığını hâlâ bilmiyor. Obama’nın tek farklı politikası, Amerikan askerlerini 2011’in sonunda Irak’tan çekecek olması. Ama Bush yönetimi de son bir yılında bu görüşü savunuyordu. Dolayısıyla burada çok büyük bir politika değişikliği yok. Dünya, Amerika’nın güvenliğini garanti altına almak adına yeteri kadar bedel ödedi. Şimdi artık herkesin güvenliği için çalışılması gerekiyor.

Bağımsız Türkiye Komisyonu’nun 2009 Raporu

2004 yılında kurulan “Bağımsız Türkiye Komisyonu”, Avrupalı emekli ve kıdemli devlet adamlarından oluşan bir grup. Grubun içinde eski Finlandiya Cumhurbaşkanı ve Nobel Barış ödülü sahibi Marthi Ahtisaari de var. Komisyon ilk raporunu 2004 yılında yayımlamış ve Türkiye’nin AB üyeliğine tam destek vermişti.

Komisyon’un 2009 tarihli “Avrupa’daki Türkiye: Fasit Daireyi Kırmak” adlı raporu, Türkiye-AB ilişkilerine yakından bakıyor. Rapor, reform süreci, Kıbrıs, Kürt sorunu ve demokratik açılım, Ermenistan’la ilişkilerin normalleştirilmesi, Türkiye’deki “laiklik elden gidiyor” kavgası, Türk dış politikası ve ekonomi olmak üzere hemen bütün kritik konulara temas ediyor. Her bir konuda Avrupalılara ve Türkiye’ye bir takım tavsiyelerde bulunuyor.

Raporun en önemli sorusu ise şu: “Türkiye’ye adil davranılıyor mu?” Bu soru, Türkiye’nin Avrupa’yla olan ilişkisini veciz bir şekilde özetliyor. Bu soruyu artık Türkiye’nin de daha yüksek sesli bir şekilde sorması gerekiyor. Avrupa bizi eşit muhatap kabul ediyor mu? Avrupalıların bu soruyu açık ve net bir şekilde yanıtlaması gerekiyor. Aksi halde haksızlık üzere kurulu bir ilişkinin uzun ömürlü olması düşünülemez.

Kıbrıs Görüşmeleri

Kıbrıs’ta iki toplumun hukukî ve siyasi eşitliğine dayalı bir çözüm için müzakereler devam ediyor. Şu ana kadar adadan karışık işaretler geliyor. Rum kesimi kalıcı bir çözümden yana olduğunu söylüyor ama bunun gereğini şu ana kadar yapmış değil. Avrupa Birliği ve Kıbrıs Rum Kesimi, Türkiye’nin Rum kesimini resmen tanımasını ve limanlarını açmasını istiyor.

Türkiye ise Kıbrıs Türkleri üzerindeki izolasyonlar kaldırılmadan, herhangi bir adım atmamakta kararlı. Türkiye’nin talepleri arasında Kıbrıs’ın AB ülkeleriyle ticaret yapabilmesi, Kıbrıs’a doğrudan uçak seferleri yapılması, büyükelçilik açılması gibi tedbirler var. Bu sağlandığı takdirde Türkiye, Ankara Antlaşması çerçevesinde kendi limanlarını Kıbrıs Rum Kesimine açmayı vaat ediyor. AB, Türkiye’nin hava ve deniz limanlarını 2009 son baharına kadar açmaması durumunda müzakereleri askıya alacağını ilan etmişti. Kısacası AB, Kıbrıs meselesini Türkiye’nin AB üyeliği için bir ön şart haline getirmiş durumda.

Öte yandan Kıbrıs’taki iki liderin manevra alanı daralıyor. Kıbrıs Türk kesiminde önümüzdeki yılın Nisan ayında cumhurbaşkanlığı seçimi var. Müzakerelerin başarısız olması durumunda Talat’ın yeniden seçilme şansı çok düşük. Türkiye bu süreçte elinden geleni yapıyor. Artık Avrupalıların da taşın altına elini koyması gerekiyor. Tabii iddia ettikleri gibi adada kalıcı bir barış istiyorlarsa.

Kayıp Yahudiler Aranıyor!

İsrail devleti, “kayıp yahudiler” için yeni bir kampanya başlatmış. Hem de sadece İbranice olarak. Kampanyanın amacı, yahudilerin “asimilasyona” uğramasını önlemek. İsrail makamlarına göre yahudilerin asimile olması, İsrail’in ulusal çıkarlarına büyük bir tehdit oluşturuyor. Bunun için yahudilerin dinî ve kültürel kimliklerini korumak için her tür tedbirin alınması öneriliyor. Peki asimilasyon nasıl tanımlanıyor? Kampanyaya göre yahudi olmayanlarla evlenmek, Yahudilik dışındaki adet ve gelenekleri benimsemek, çocukları Yahudilik dışı kültürel değerlere göre yetiştirmek, yahudi asimilasyonunun başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Bu kampanya, İsrail devletinin dünya yahudilerini İsrail’e bağlama politikasıyla birebir örtüşüyor. Şimdi aynı politikayı müslümanlar yahut Çinliler uygulasa, buna hemen bağnazlık, gericilik, yobazlık damgası vurulur. Ama İsrail yapınca buna kimse ses çıkartmıyor. Fakat ilginç bir şekilde bu kampanyaya en fazla liberal yahudiler karşı çıktılar. Bunu ırkçılık olarak tanımlayanlar bile oldu. Demek ki aklı başında yahudiler de var dünyada!

Kısa Kısa

Türkiye’nin Ermenistan’la ilişkilerini normalleştirme girişimi, son yılların en önemli dış politika açılımlarından biri. Amaç, iki ülke arasındaki ilişkileri normalleştirirken bir yandan da Karabağ sorununu çözmek; yani Ermenistan’ın 1992’de işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilmesini sağlamak. Fakat içerde ve dışarıda bu açılıma şiddetle karşı olanlar da var. Üstelik bunlar sadece lafla muhalefet etmiyorlar. Tehdit ediyorlar, süreci sabote etmeye çalışıyorlar. Umarız bu süreç hayırlı neticeler doğurur ve güney Kafkasya’da barış ve istikrarın kurulmasına vesile olur.

***

Kamu diplomasisi nedir? Kısaca söylemek gerekirse bir ülkenin politikalarını dünya kamuoyuna doğru bir şekilde anlatmasıdır. Bu konuda en fazla başı ağrıyan ülke Amerika. Dünyada Amerikan karşıtlığı arttıkça, Amerikalılar “kamu diplomasisi”ne önem vermeliyiz diyorlar. Elhak, haklılar... Fakat izlediğiniz politikalar yıkımdan başka bir şey getirmiyorsa, anlatacak bir şeyiniz de yok demektir. Amerikan Genelkurmay Başkanı Mike Mullen, bu gerçeği itiraf eden bir yazı yazdı ve “politikalarımızda köklü değişiklikler yapmazsak, kamu diplomasisi hiçbir işe yaramaz” dedi. Demek ki Amerikalılar da artık gerçekleri görmeye başladılar.

***

Dünya Bankası ve IMF toplantıları, Ekim ayının başında İstanbul’da yapılacak. Bütün büyük ülkelerin ekonomi ve hazine bakanları, Merkez bankası başkanları, bankaların ve finans kuruluşlarının üst düzey yöneticileri, uzmanlar, gazeteciler... kısacası dünya ekonomisinin patronları bir hafta boyunca İstanbul’da olacaklar ve dünya ekonomisinin geleceğini konuşacaklar. Türkiye’nin böyle bir toplantıya ikinci defa ev sahipliği yapması son derece önemli. Fakat temel soru şu: Küresel ekonomik krizden çıkabilecek miyiz? Ekonomi patronları üzerlerine düşeni yapacaklar mı?

***

Demokratik açılım süreci devam ediyor. Kürt sorununu çözmek ve PKK terörünü sona erdirmek için hükümet kolları sıvamış durumda. Başbakan “bedeli ne olursa olsun, bu işi çözeceğiz” diyor. Sürece destek oldukça yüksek. Ama aklı karışıkların sayısı da az değil. “Bu iş gerçekten çözülecek mi?” diye soran çok kişi var. Bir tarafta da süreci engellemek isteyenler var. Tamam, hiç kimse bu sürecin sonunu net göremiyor, ne getireceğini tam bilemiyor. Fakat çözüm arayışlarına muhalefet edenler, çeyrek asırdır uygulanan politikaların iflas ettiğini görmüyor mu acaba? Elbette görüyor olmalılar. Öyleyse duygusallık ya da kimi hesaplar yerine akıl ve vicdan devreye girmeli artık.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Öğrenemediğimiz Dersler
« Posted on: 18 Nisan 2024, 06:52:06 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Öğrenemediğimiz Dersler rüya tabiri,Öğrenemediğimiz Dersler mekke canlı, Öğrenemediğimiz Dersler kabe canlı yayın, Öğrenemediğimiz Dersler Üç boyutlu kuran oku Öğrenemediğimiz Dersler kuran ı kerim, Öğrenemediğimiz Dersler peygamber kıssaları,Öğrenemediğimiz Dersler ilitam ders soruları, Öğrenemediğimiz Derslerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes