> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Dört Mezheb Fıkhı > İddet Bahisleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İddet Bahisleri  (Okunma Sayısı 3069 defa)
04 Mart 2010, 20:05:56
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 04 Mart 2010, 20:05:56 »



Tanım:

Iddet kelimesi lügatte aded kelimesinden alınmıştır. Saydt an­lamına gelen "adde" fiilinin simaj mastarıdır. Bir şeyi sayarken "Adedtü´ş-Şey´e iddeten" dersin. "Adde" fiilinin kıyasî mastarı, "Add"dir. Bir şeyin sayılması durumunda/´Reddehû redden" kalıbına uygun olarak "Adde´ş-Şey´e adden" denilir. Lügat bakımından kadının hayızlı günlerine ya da temiz bulunduğu günlere iddet adı verilir ki bu, şer´î mânası değildir. Çün­kü iddetin şer´î mânası, kadının hayizlr olduğu günlerin kendisi değil, ak­sine evlenmeksizin bu günlerin bitip sona ermesini beklemesidir. Şu hal­de iddetin şer´î mânası, hayız veya temizlik süresini beklemekten daha geneldir. Çünkü iddet, aylar hesabıyla olabileceği gibi, doğumla da olabi­lir.

İddetin şer´î mânasına gelince; mezheplerin buna ilişkin geniş açık­lamaları aşağıya alınmıştır.

(60) Hanefîler dediler ki: Istılah bakımından iddetin iki meşhur tanımı vardır:

1- îddetin birinci tanımı: Nikah veya yatağın geride kalan izini yoketmek için tanınan bir süredir.

"Tanınan bir süre" sözünden kasıt, hayız gören kadınların iddetini -bunların iddeti, üç temizlenme devresidir- yaş küçüklüğü veya yaşlılık nede­niyle hayız görmeyen kadınların İddetini -bunların iddeti, üç aydır-, hâmile kadınların iddetini -bunların iddeti doğum yapmaktır- kendisi hâmile değil­ken kocası vefat eden kadınların iddetini -bunların iddeti dört ay on gündür-kapsayan süredir.

"Nikâhın geride kalan izlerini yok etmek için" sözünün anlamı şudur: Nikâhın bazı maddî izleri vardır ki bu hamileliktir. Nikâhın bazı edebî izleri vardır ki bu da karı-kocanın biribirlerine ma,hrem olmalarıdır. İşte bu süre konuldu ki bununla bu izler ortadan kaldırılsın. Nikâhın sahih, fasid ve şüpheli nikâhları kapsadığı açıkça bilinmektedir. Sahih nikâhta iddet, cinsel te­mas ve halvetten biriyle vâcib olur. Bir kimse bir kadınla evlenir ve onunla cinsel temasta bulunursa o kadın üzerine iddet vâcib olur. Karısıyla halvete girer ve onunla cinsel temasta bulunmazsa, yine aynı şekilde o kadın üzerine iddet vâcib olur.

Fasid nikâh akdine gelince; bunda halvet dolayısıyla kadın üzerine iddet vâcib olmaz. Çünkü sahih nikâhın aksine fasitte mahremiyet yoktur. Halvet, karı-koca arasındaki özel bir alâka meydana getirir. Çünkü bazen karı-kocadan biri diğerine alâka duyar, ayrıldıktan sonra da pişman olurlar. İddet, kocaya geri dönüş fırsatım verir.

Bir kimse şahit bulundurmaksızın bir kadınla evlenir ve onunla cinsel temasta bulunursa, araları tefrik edilir, ister hâkim kararıyla olsun, ister başka yolla olsun ayrılmalarından itibaren kadın, iddet beklemekle yükümlü olur. Ama cinsel temasta bulunmayıp onunla halvete girerse, ayrıldıklarında kadı­nın iddet beklemesi gerekmez. Bu tanım, ric´î olarak boşanan kadını kapsar. Çünkü bu kadının boşanması dolayısıyla, şeriat koyucu bu kadın için bir sü­re koymuştur. Bu süre sona ermeden nikâh bağı ortadan kalkmaz. Bu süre de iddettir.

"Veya yatağın izleri" sözü, nikâh akdiyle değil de efendilik-cariyelik ba­ğıyla kendisiyle cinsel temasta bulunulan cariye için tanınan süreyi kapsar. Bu tanım efradını cami, ağyarını mâni bir tanımdır. Şer´î iddetin en güzel tanımı budur.

2- îddetin ikinci tanımı şudur: îddet, nikâhın ortadan kalkmasından sonra kadının beklemekle yükümlü olduğu belli bir süredir. Bu nikâh sahih de ola­bilir, gerdek veya ölümle kesinleşmiş şüpheli bir nikâh da olabilir.

"Belli bir süredir" sözünden kasıt, önce de açıkladığımız gibi şeriat ko­yucunun koymuş olduğu bir süredir. Kadının bu sürede beklemesi demek, sürenin sonuna dek beklemesidir ki; daha sonra evlenmesi ve süslenmesi he­lâl olsun. Ama bu süre zarfında evlenmesi ve süslenmesi helâl olmaz.

Ancak bu tanım için üç şey söylenebilir:

a- Bu tanıma göre iddet, ric´î talâkla boşanan kadını kapsamaz: Çünkü bu tanıma göre kadının iddet beklemesi, ancak nikâhın ortadan kalkmasın­dan sonra zorunlu olur. Ric´î olarak boşanan kadının nikâhı ise ric´î talâkla ortadan kalkmaz.

b- Bu tanımda; "îddet beklemek, kadın için gereklidir" denilmektedir. Ki bu da küçük yaştaki kız çocuğunun iddetini kapsam dışına çıkarmakta­dır. Çünkü küçük yaştaki kız çocuğu, mükellef değildir.

c- Bu tanım, cariyenin iddetini kapsamaktadır: Çünkü tanımda, "Nikâ­hın ortadan kalkmasından sonra kadının beklemekle yükümlü olduğu belli bir süredir" denilmektedir.

Birinci tanım daha açık ve kapsamlıdır: Açıkça görüldüğü gibi birinci tanım, kocanın bir sebeple başka kadınla evlenememesini kapsamaktadır ki bu sebep ortadan kalkmadıkça evlenemesin. Çünkü bu men´, kocaya nispetle nikâhın kalan izlerini ortadan kaldırmak için tanınmış bir süre değildir: Bu süre, kadın için konulmuştur. Meselâ adamın biri bir kadınla evlenir, sonra onu boşar ve o kadının bacısıyla evlenmek isterse; boşadığı kadının iddeti tamamlanmadan onun bacısıyla evlenmekten men´ olunur. Bu süreye erkek için iddet denmez. Bu ancak kadının iddetidir. Boşanan kadının kıskançlığı sakinleşsin, kendisini boşayan erkekten ümidi kesilsin ve kocasıyla evlenecek olan bacısına fazlaca kin duymasın diye kocası, iddet süresi dolmadan bacı­sıyla evlenmekten menedilir. Görmüyor musunuz ki karısı Ölen koca, hiç bek­lemeksizin baldızıyla evlenebilmektedir. Aynı şekilde kadın irtidad edip dar-ı harbe giderse kocası, hiç beklemeden onun. bacısıyla tıpkı karısı Ölmüş gibi evlenebilmektedir..

ikinci tanıma gelince; bunda, iddetin kadına özgü olduğu bildirilmekte­dir. Bu tanımda iddet süresini beklemenin, erkek için değil de kadın için zo­runlu olduğu anlatılmaktadır. Buna göre kocanın karısını boşadıktan sonra başka kadınla evlenmeksizin beklemesi, şer´î iddet değildir. Sonra kocanın beklemesi bazan karısının iddetiyle sınırlı olur. Bazan da başka bir sebepten ötürü bekler. Karısının iddetiyle sınırlı oluşunun Örneği, önce de anlattığı­mız gibi kocanın, boşamış olduğu karısının bacısıyla evlenmek istemesidir. Bu karısının halasıyla kardeşinin ya da bacısının kızıyla evlenmek istemesi de böyledir. Boşadığı karısının iddeti tamamlanmadan bu sayılan kadınlar­dan biriyle evlenmesi helâl olmaz. Dört kadınla evli bir erkeğin bu karıların­dan birini boşaması da böyledir. Boşadığı bu karısının iddeti tamamlanma­dan beşinci bir kadınla evlenmesi helâl olmaz. Dördüncü karısıyla sahih bir nikâha dayanarak cinsel temasta bulunduktan sonra onu boşaması veya fa­sid bir nikâh ya da şüpheli bir nikâha dayanarak karısıyla cinsel temasta bu­lunduktan sonra onu boşaması arasında bir fark yoktur. Bu kadın, her hal-ü kârda İddet bekler. îddet beklemekte bulunduğu sürece kocasının beşinci bir kadınla evlenmesi helâl olmaz. Bir kimsenin yabancı bir erkekten boşanan bir kadınla evlenmek istemesi de böyledir. îddeti tamamlanmadıkça bu ka­dınla evlenmesi helâl olmaz. Ama kendi boşadığı karısı iddet beklemektey­ken, bu karısıyla ikinci kez evlenebilir.

Erkeğin evlenemeyip başka bir sebeple beklemesinin örneğine gelince; bir kimse, karısını üç talâkla boşarda ikinci kez bu kadınla evlenmek isterse; başka kocayla evlenip boşanmadıkça ve boşanma nedeniyle iddetini tamam­lamadıkça, bu kadınla evlenmesi helâl olmaz. Buna şöyle bir örnek daha ve­rebiliriz: Bir kimse zinadan gebe kalmış bir kadınla evlenirse, nikâh akdi sahin olur. Ama doğum yapmazdan önce bu kadınla evlenmesi helâl olmaz. Burada kadının doğurması, iddetin tamamlanması içindir ve o birincidendir denilmez. Çünkü doğurması iddet olsaydı, onun üzerine nikâh akdi yapmak sahih olmazdı. Bir kimsenin harbî bir kadınla evlenmesi ve bu kadının hami­leyken müslüman olarak islâm diyarına hicret etmesi de böyledir. Kocanın bu kadınla cinsel temasta bulunması değil de bu kadın üzerine nikâh akdet­mesi sahih olur. Ancak doğurduktan sonra bu kadınla cinsel temasta bulu­nabilir. Esir alınan cariyeler de böyledirler. Esir alınan kadın hayız görecek durumda ise bir hayız görmeden; hayız görecek durumda değilse bir ay bek­lemeden onunla cinsel temasta bulunmak helâl olmaz. Putperest, mürted ve mecûsî kadınları nikahlamak da bu cümledendir. Bu kadınlarla evlendiğin­de, müslüman olmadıkları takdirde kocalarının kendileriyle evlenmeleri he­lâl olmaz. Erkekler, kâfirlikleri nedeniyle bu kadınlardan herhangi biriyle ev­lenmekten menedilmiştir.

Hülâsa; erkek, menetme sebeplerinden biri mevcud olduğunda evlenmek­ten menediIİr. Sebep ortadan kalkınca yasakhk da kalkar. Sonra erkeğin ev­lenmekten menediliş süresi; bazan kadının iddeti olur, bazan istibrâ süresi olur, bazan da küfür süresi olur. Kocanın bekleme süresine her halü kârda iddet adı verilmez.

Böylece öğrenmiş oluyoruz ki iddetin rüknü, kadının belli bir zaman kesiti içerisinde iddete bağlanmasıdır. Öyle ki; kadın bu süre zarfında sınırı aşma­yacaktır. Çünkü kadın, başka erkekle evlenmekten ve bu süre zarfında koca­lar için karılarının normal olarak yaptıkları süslenmekden menedilîr. Sebep gerçekleştiği ve şart tahakkuk ettiği takdirde kadın, başka erkekle evlenmek­ten ve süslenmekten menediIİr.

îddetin vücup sebepleri üçtür:

1- Sahih nikâh akdi: Sahih bir akidle nikahlanan kadının kocası ölürse, kocası kendisiyle gerdeğe girmiş olmasa da, kadının yaşı küçük de olsa, bü­yük de olsa; iddet beklemekle yükümlü olur. Bu durumda iddetin sebebi iki şeydir:

a- Sahih nikâh akdi. b- Kocanın vefatı.

2- Cinsel temas: Bu, sahih bir nikâh akdiyle olabileceği gibi, fasid bir nikâh akdiyle de olabilir. Veya bu, şüphe sonucu yapılan bir cinsel temas da olabilir.

Bâtıl nikâh akdi ve zina yoluyla yapılan cinsel temasa gelince; kendisiyle bu şe...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İddet Bahisleri
« Posted on: 29 Mart 2024, 07:44:49 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İddet Bahisleri rüya tabiri,İddet Bahisleri mekke canlı, İddet Bahisleri kabe canlı yayın, İddet Bahisleri Üç boyutlu kuran oku İddet Bahisleri kuran ı kerim, İddet Bahisleri peygamber kıssaları,İddet Bahisleri ilitam ders soruları, İddet Bahisleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes