> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Dört Mezheb Fıkhı > Hul
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hul  (Okunma Sayısı 4686 defa)
03 Mart 2010, 16:06:05
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


Hul
« : 03 Mart 2010, 16:06:05 »



Tanımı

Hul kelimesi "ha - la - a" fiilinin masdarıdır. Bir kimse, elbi­sesini bedeninden soyup çıkardığında onun bu yaptığı işe "Halaa´r - re-cülü sevbehu hal´an" denilir. Yine bir kimse, ayakkabısını ayağından çı­kardığında "Halaati´n - na´le hal´an" denilir. Kendisinden fidye aldığında "kadın, kocasına hul´ yaptı veya erkek karısına hul´ yaptı" derler.

Hul* kelimesine gelince; bu, simaî masdardir. Yoksa hal´ şeklindeki masdarın ismi değildir. Çünkü ism-i masdar; harfleri, fiilinin harflerinden eksik olan masdardır. Görüldüğü gibi hul´, kendi fiili olan "ha - la - a"nm harflerine eşit harfleri içermektedir. Bunun ism-i masdar olduğunu söyle­yenler, "ha - la - a"dan türeyen hal´ masdarının ismi olduğunu kasdetmiş-lerdir.

Böylece görülüyor ki, hal´ kelimesi kıyasî masdardır. Bu masdar (lü­gaten) elbisenin çıkarılması, evliliğin izâlesi anlamında kullanılır. Hul´ ism-i masdarı da, aynı şekilde iki anlamda kullanılır. Ancak lügaten bu kelime, evliliğin izâlesi anlamına tahsis edilmiştir. Bazıları derler ki: Hal´ kelimesi, kıyasî masdardır. Lügatte bir şeyi çekip çıkarma anlamına gelir. Simaî mas­dar olan veya "ha-la-a" fiilinin îsm-i masdarı olan hul´ kelimesi de lüga­te göre aynı şekilde bir şeyi çekip çıkarma anlamına gelir. Ancak bu so­nuncusu, mecaz olarak evliliğin izâlesi anlamında da kullanılmaktadır. Çün­kü karı - kocadan her biri, diğerini örten bir giysi gibidir. .Evliliği izâle ede­cek bir fiil işlerlerse, bu örtüyü üzerlerinden çıkarmış gibi olurlar. Böyle olunca da hul´ kelimesi, mecaz kabilinden olan lügavî esasa göre, evlili­ğin izâlesi anlamında kullanılır olmuştur. Bu kelime, bundan sonra da evliliğin izâlesi anlamında lügavî bir hakikat´olarak kullanılmıştır. Kısacası hal´ kelimesi, "ha - la - a" fiilinin kıyası masdarıdır. Elbiseyi soyup çıkarmak anlamına gelir. Hul´ kelimesi ise, hal´ kelimesiyle eşan­lamlıdır. Ama denilebilir mi ki; lügat, bu kelimeyi evliliğin manevî yönden izalesi anlamında kullanıyordu da bu sebeple lügatin aslına göre maddî ve manevî izale anlamında kullanılır oldu, sonra da lügate göre talâk ve ıtlak gibi manevî olarak yapılan evlilik izalesi anlamında özel olarak kulla­nılır oldu? Zîra talâk ve ıtlak kelimeleri lügatin aslına göre,maddî olsun .ma­nevî olsun, kaydın kaldırılması (bağın çözülmesi) anlamında kullanılmak­tadırlar. Sonra talâk kelimesi manevî bağın çözülmesi, ıtlak kelimesiyse maddî bağın çözülmesi anlamında Özel olarak kullanılır olmuştur. Sonra şeriat koyucu, ona İkinci anlamı verdi. Buna göre hul´ kelimesi, hakiki an­lamda evliliğin manevî yönden izâlesi mânâsını ifâde eder. Açıkça bilindi­ği gibi, karı - kocadan her biri, diğeri için manevî bir örtü ve giysidir. Hul´, bu manevî giysiyi soyup çıkarır. Şöyle de denebilir: Lügate göre hul´, sa­dece maddî bakımdan soymak ve gidermek anlamını taşır. Sonra evli çift­lerin ayrılmaları, elbisenin soyulup çıkarılmasına benzetilmiştir. Aradaki bağ­lantı şudur: Yüce Allah´ın da buyurduğu gibi: "Onlar (kadınlar) sizin giysi­leriniz ve siz de onların giysilerisiniz." Şu halde hul´ kelimesi, lügavî bir mecaz olarak, evlilik bağının (karı kocadan) soyulup çıkarılması anlamında kullanılmaktadır. Hul´ün fıkıh ıstılâhındaki anlamına gelince, mezheblerin buna ilişkin geniş açıklamaları aşağıya alınmıştır.

(28) Hanefîler dediler ki: Hul´, kadının kabul şartma bağlı olarak hul´ lafzıyla veya bu anlamdaki bir lâfızla yapılan nikâh mülkiyetinin izâlesidir. Bu tanımda geçen "nikâh mülkiyetinin izâlesidir" sözüyle, üç şey kapsam dışına çıkarılmış oldu:

1- Bir kimse bâin olarak boşadığı karışma, iddet beklemekteyken hul´ yaparsa, yapılan hul´ sahih olmaz. Çünkü bâin olarak boşadığı için, kadın üzerinde bulunan nikâh mülkiyeti zaten ortadan kalkmıştır. Bir mal karşılı­ğında karısına hul´ yapar da karısı iddet beklemekteyken ona başka bir mal­la hul´ yaparsa, ikinci hul´ sahih olmaz. Fakat bir mal karşılığında karısına hul yapar, sonra karısı iddet beklemekteyken bir mal üzerine onu boşarsa, ikincisi (yani talâk) vâki olur. îki durum arasındaki fark şudur: îkinci du­rumda karısını bir mal karşılığında sarih talâkla boşamıştır. Sarih talâksa bâin talâktan sayılır. O da, ric´î olsun bâin olsun, hul´dür. Birinci durumdaysa ka­rısına ikinci kez hul´ yapmıştır. Hul´ ise sarih değildir. Hul´, bâinden sayıl­maz. Şu da var ki; bir kimse, bir mal karşılığında karısına hul´ yaptıktan sonra, bir mal karşılığında karısını boşarsa, kadın bu ikinci malı kocasına vermekle yükümlü olmaz. Zîra kadın malı, kendi özerkliğine sahip olmak amacıyla kocasına vermektedir. Halbuki ilk olarak yapılan hul´ ile bu özerkliğini elde ve bu sadece iddette sarih ve bâin talâk olur. Sarih ve bâin talâk, bâin talâk olan hul*den sayılır. Ama karısını ricî talâkla boşar, sonra da id­det esnasında bir mal karşılığında ona hul´ yaparsa, hul´ sahih olur ve kadın da bu malı kocasına vermekle yükümlü olur. Çünkü ric´î talâk, nikâh mülki­yetini ortadan kaldırmaz. Kadın da iddet beklemekte olduğu sürece kendi nef­sine mâlik olamaz. Kısacası sarih talâk, ister bâin sarih olsun, ister ric´î ol­sun, iddet şartıyla bâin talâktan sayılır. Sarih olmayan talâka gelince; bu, ki­nayelerle yapılan talâk olup iki kısma ayrılır:

a) Sarih hükmünde olan: Bunlar "iddetİni say" gibi önce anlatılan üç lâfızdır. Bunlarla bir ric´î talâk vâki olur. Bu, bâinden sayılır.

b) Sarih hükmünde olmayanlar: Bunlar, kalan diğer kinayelerdir. Bun­larla bâin talâk vâki olur. Bu da bâînden sayılır. Hul´, bâin talâktan sayıl­maz. Adamın biri, bir mal karşılığında karısına hul´ yapar, sonra iddet bek­lemekteyken onu kinayeli bir lâfızla boşarsa ve bu kinaye lâfız, kendisiyle bir ric´î talâk vâki olan türdense, sarih talâk gibi olur. Kadın iddet beklemektey­ken yapılan bu iş, hul´den sayılır. Ama bu, kendisiyle bâin talâkın vâki oldu­ğu kinayelerle yapılmışsa, hul´den sayılmaz.

2- Mürted kadına, mürtedken kocası tarafından hul* yapılırsa, bu hul´ sahih olmaz. Çünkü mürtedlik, nikâh mülkiyetini ortadan kaldırmıştır. Hul´, nikâh mülkiyetini ortadan kaldırmak demektir ve bu durumda hul´ün anla­mı gerçekleşmemektedir. Koca, mehri karşılığında karısına hul´ yaparsa, mehir düşmez. Onun için evlenme hususunda mücbir velilik hakkı var olmakta de­vam eder.

3- Fâsid nikâh. Adamın biri fâsid nikâhla bir kadınla evlenir ve onunla cinsel temasta bulunursa, bu temas nedeniyle kadın için mehir kesinlik kaza­nır. Mehri karşılığında karısına hul´ yaparsa, bu hul´ sahih olmaz. Ancak bu meselede ihtilâf vardır. Bazıları hul´ dolayısıyla kadının mehrinin düşeceği görüşündedir. Artık kadın, mehirde hak sahibi olmaz. Diğer bazıları da der­ler ki: Mehir düşmez, çünkü yapılan hul´ fasittir. Hul´, nikâh mülkiyetinin ortadan kaldırılması demek olduğuna göre, fâsid olarak akdedilen nikâh, ni­kâh mülkiyetini tahakkuk ettirmez. Şu halde fâsid nikâhla evlenen kişi, karı­sına hul yaparsa, kadının mehri düşmez. Akla yatan ve kuvvetli olan görüş budur. Hul´ün tanımı yapılırken kullanılan "kadının kabul etmesi şartına bağlı" kaydının anlamı şudur: Hul´ ile nikâh mülkiyetinin ortadan kaldırıl­ması, kadının kendisine hitaben hul´ sözünün söylendiği veya kendisinin gı­yabında yapılan hul´ü duyduğu mecliste kabul etmesi şartına bağlıdır. Kadın kabul etmezse, yapılan hul´, nikâh mülkiyetini ortadan kaldırmaz. Ancak bu, iki şarttan birine bağlıdır.

a- Koca, hul´ bedeli olacak malı açıkça söylemelidir. Örneğin karısına: "Yüzbin lira karşılığında sana hul´ yaptım" veya: "Mehrin karşılığında sana hul´ yaptım" der de karısı "kabul ettim" demezse, bu hul´ ile -koca, ile talâ­ka niyet etmiş olsa bile- talâk vâki olmaz. Çünkü koca talâkını, kadının hul´ bedeli olan malı Ödemeyi kabul etmesi şartına bağlamıştır. Kadın bu malı öde­meyi kabul etmezse, şart gerçekleşmez ve dolayısıyla talâk vâki olmaz.

b- Koca, dolaylı olarak mal anlamını içeren bir lâfzı söylemelidir, örne­ğin: "Seninle muhâlaa ettim", "hul´ olun "veya" kendini hul´ et" demesi gi­bi. Bu durumda kadın kabul etmezse, bu sözle talâk gerçekleşmez. Bu du­rumda koca her ne kadar maldan söz etmemişse de, mufâale sığası dolaylı olarak maldan söz etmeyi içerir. Ama bedelden söz etmeksizin karısına: "Seni hul´ ettim" derse, kadın kabul ettiğini söylese de, söylemese de bununla bâin talâk vâki olur. Çünkü bu söz, maldan söz etmeyi içermemektedir. Karısına sözgelimi: "Yirmibin liraya seni hul´ ettim" der, karısı da kabul ederse, bâin talâk vâki olur ve yirmibin lirayı ödemesi gerekir.

Bazıları derler ki: Maldan söz etmeksizin "seninle muhâlaa yaptım" veya "hul´ olun" sözüyle "seni hul´ ettim" sözü arasında talâkın vâki olması ba­kımından bir fark yoktur. Maldan söz etmezse, kadın kabul etmese bile, bu ikisiyle bâin talâk vâki olur. Ancak aralarında şu fark vardın Karısına mal söylemeksizin "seni hul* ettim" der, kadın da kabul ederse, talâk vâki olur, kadına da bir şey lâzım gelmez. Ama ona maldan söz etmeksizin "sana mu­hâlaa yaptım" der ve kadın da kabul ederse, mehir gibi, nassız olarak düşen diğer haklan düşer. Hul´ kelimesinden türeyen lâfızlarla talâkın vâki olması için bu lâfzı söylerken kocanın talâka niyet etmesi şart mıdır, değil midir? ; Cevaben deriz ki: Bu sözü söylerken maldan bahsederse, talâkı kasdetmiş ol­duğuna dâir karîne mevcud olur. Tıpkı öfkeliyken veya karısının kendisinden ´ boşanma isteğinde bulunması halindeyken olduğu gibi... Bu gibi hallerde hul´ lâfzını söylerken talâka niyet etmek şart koşulmaz. Hul´ lâfzının veya yakın­da söylenecek lâfızlardan birinin söylenmesi arasında fark yoktur. Bu hüküm, ittifakla sabittir. Koca böyle konuştuktan sonra talâka niyet etmediğini, sa­dece elbiselerini soyup çıkarmayı kasdetmi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hul
« Posted on: 28 Mart 2024, 22:08:16 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hul rüya tabiri,Hul mekke canlı, Hul kabe canlı yayın, Hul Üç boyutlu kuran oku Hul kuran ı kerim, Hul peygamber kıssaları,Hul ilitam ders soruları, Hulönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes