๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑ => Diyanet Duyurular => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 04 Kasım 2012, 01:44:10



Konu Başlığı: Almanya Adalet Bakanı, Görmez’i ziyaret etti
Gönderen: Zehibe üzerinde 04 Kasım 2012, 01:44:10
Almanya Adalet Bakanı, Diyanet İşleri Başkanı Görmez’i ziyaret etti

(http://www.diyanet.gov.tr/turkish/vitrin/arkakapi/cache/hbrfilBuyukResim815.jpg)



Almanya Adalet Bakanı Sabine Leutheusser-Schnarrenberger ve beraberindeki heyet, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’i ziyaret etti.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Artık ne Türkiye Almanyasız ne de Almanya Türkiyesiz yapabilir. Çünkü artık bizim üç milyon akrabamız var. Bu, bizim en büyük avantajımız. Aramızdaki bu birlik ve üç milyon insanın ülkelerimiz arasında kuracağı köprüler, aynı zamanda doğu-batı arasında da kalıcı bir barışın ortaya çıkmasına vesile olacaktır” dedi.

Almanya Adalet Bakanı Sabine Leutheusser-Schnarrenberger’i kabulünde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, insanların inanç değerlerine saygı göstermenin önemine değinerek şunları söyledi;

“Üç hafta önce Almanya’ya resmi bir ziyarette bulundum. Arkadaşlarım bana ‘Kiminle görüşmek istersiniz?’ diye sorduklarında benim cevabım ‘Adalet Bakanı ile görüşmek istiyorum!’ şeklinde oldu. Çünkü siz açıklamalarınızla hep ortak vicdanın sesi olarak öne çıktınız. Ben, adalet bakanlıklarını ikiye ayırıyorum. Bir, sadece hukuki düzenlemeleri organize eden bakanlıklar, bir de mahzâ adalet öğretisini ve hukuk düzenini hâkim kılmak isteyen bakanlıklar. Sizin çabalarınızı mahzâ adalet çalışmaları olarak görüyorum. İnsan haklarına verdiğiniz değer, özellikle inanç özgürlüklerine vurgunuz, Müslüman azınlıklara verdiğiniz destek, İslâm’ın daima Almanya’nın bir parçası olduğuna dair yaptığınız açıklamalar, camilere ziyaretleriniz, iftar sofralarında Müslümanlarla birlikte oluşunuz… Biz bütün bunları ilgiyle takip ediyoruz ve gönülden teşekkür ediyoruz.”

“Farklı dinleri bir arada yaşatma konusunda din adamlarına büyük görevler düşüyor…”

“Son Almanya seyahatimde ben bir konu üzerinde ısrarla durdum. Küreselleşme sürecinde dünya, çok farklı bir noktaya geldi. Bütün kültürler, bütün dinler iç içe geçti. Bu çok kültürlülüğü ve farklı dinleri, farklı kültürleri bir arada yaşatma konusunda siyasetçiler aciz kalmaya başladı. Ben Berlin’de hem Protestan hem de Katolik Kilisesi’nin yöneticileri ile daha çok bunu konuştum. Din adamlarına, dini kurumlara, fikir ve düşünce insanlarına bilim adamlarına bu konularda çok daha büyük işler düşüyor.“

“Sayın Şansölye Merkel’in İslam’la ilgili mesajını çok önemli buluyorum…”

“Ziyaretimden önce üç olumlu, iki de olumsuz haber öğrenmiş olarak gittim Almanya’ya. Sayın Şansölye Merkel ‘İslâm ve Müslümanlar Almanya’nın bir parçasıdır’ ifadesini kullandı. Bu, çok önemli bir mesajdı. Biz de manevi bağımız olan oradaki topluma ‘Siz de içinde yaşadığınız toplumun bir parçası olun!’ mesajını verdik. İkinci olumlu haber de Hamburg Eyaleti’nin İslâm’ı resmi dinî cemaat statüsünde kabul etmesi oldu. Üçüncü olumlu gelişme ise Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nin İslâm din dersleri ile ilgili çalışmaları başlatması olmuştur. Bunlarla birlikte olumlu olarak değerlendirdiğimiz bir başka adım da Alman üniversitelerinde İslâm ilâhiyatının da eşzamanlı olarak öğretilmeye başlaması olmuştur. Bunu da çok önemli bir gelişme, çok önemli bir adım olarak değerlendiriyoruz. İki tane de olumsuzluk yaşandı. Birisi sizin de ifade ettiğiniz gibi sünnet yasağı idi. Diğeri de İçişleri Bakanlığının aşırıcılıkla mücadele adı altında ortaya çıkardığı garip afişlerdi. Aslında her ikisinin de ortaya çıkmış olmasını daha büyük bir şansa dönüştürme imkânı ile karşı karşıyayız. Çünkü mahkemenin aldığı sünnet yasağı kararı ile sadece tikel olarak bu olayı değil, hukuk sistemlerini, siyasetleri, özellikle inançların tarih boyunca simgelerini, sembollerini oluşturan uygulamalarını yasaklayıp yasaklayamayacağı konusu masaya yatırılmış olacaktı. Bu durum aynı zamanda hukuk fakültelerinde özellikle inanç özgürlüklerinin bir parçası olan inançların simgesel uygulama ve değerlendirmeleri konusunda bilgilendirilmeleri gerektiği gerçeğini de ortaya çıkardı. Yani her inancın tarihinde bir takım uygulamalar var ki şeklen bizim kafamızda oluşturduğumuz bir takım hukuki kurallara aykırı olabilir. Dolayısıyla inanç değerleri ile asla oynamamak gerekir. Benim her zaman söylediğim bir şey var: Biz öyle bir noktaya geldik ki artık ne Türkiye Almanyasız ne de Almanya Türkiyesiz yapabilir. Çünkü artık bizim üç milyon akrabamız var. Bu izim en büyük avantajımız aslında. Bu üç milyon insan bizim aramızda o kadar güzel köprüler kurarlar ki bizim ülkelerimiz arasındaki bu birliktelik aynı zamanda Doğu ile Batı arasında bir kalıcı barışın ortaya çıkmasına da vesile olacaktır diye umut ediyorum.”

“Devletlerin dini yaşama herhangi bir kısıtlama getirmesini doğru bulmuyoruz…”

Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in son dönemde Almanya’daki sünnet tartışmalarına ilişkin verdiği mesajları ilgiyle takip ettiğini belirten Almanya Adalet Bakanı Sabine Leutheusser-Schnarrenberger de Adalet Bakanı olarak konuya ilişkin bir yasa tasarısı hazırladığını söyleyerek “Taslak, bakanlar kurulundan geçti. Önümüzdeki günlerde federal konseye sunulacak ve on yıllardır uygulanmakta olan bir işleme yasal bir düzenleme getirilecek” dedi.

Devletin dini yaşam konusunda herhangi bir kısıtlama getirmesini doğru bulmadıklarını kaydeden Schnarrenberger, şöyle devam etti:

“Almanya’da sünnetle ilgili bir mahkeme var. Her ne kadar bu mahkeme kararının çok geniş bir etkisi olmasa da siyasi açıdan çok büyük bir ilgi uyandırdı. Bizim için önemli olan özellikle Almanya’da farklı dinlere mensup kimselerin dinlerini özgürce yaşayabilmesidir. Bu noktada devletin de herhangi bir sınırlama getirmemesi gerektiğine inanıyorum. Almanya’da devletin din işlerine ve insanların dini yaşama biçimlerine karışmaksızın kendi hukuki düzenimize göre zaten yıllardır yapılmakta olan dini bir işlemin bundan sonra da yapılabilmesini sağlayacak şekilde yasal bir zemin hazırladık. Tasarının önümüzdeki yıl içerisinde yasalaşarak yürürlüğe gireceğine inanıyorum.”