Konu Başlığı: Kendini bir şey sanmak Gönderen: Sümeyye üzerinde 05 Haziran 2010, 16:03:29 Kendini bir ‘şey’ sanmak Yıllardır kullanılagelen kalıplaºmıº sözler vardır ve lâf yeri geldiğinde gediğine oturtulan Bu sözlerin baºında, günlük hayatımızda da sıkça kullandığımız “Kendini bir ºey sanmak” deyimi gelir Her nedense marifet sandığımız bu bakıºı yüzlerine kondurmuº, mimiklerine yapıºtırmıº, sayısız insan gezer sokaklarda, caddelerde, ºehrin dört bir tarafında Bunun yanına “Küçük dağları ben yarattım”, “Burnu kaf dağında olmak” deyimlerini de ekleyebiliriz Maksat kendimizi yeterince ortaya çıkarmak olsun, kimse anlamıyor ya sadece biz söylüyor olalım, kimse alınmasın da “Görünen köy kılavuz istemez” olsun Bildikçe ilmin deniz derya olduğunu keºfederek haddimizi bilmek yerine, “Aman canım o da kim oluyormuº” ene’sini takınalım, sözüm ona ötekilerin içinde Bütün bu “hava atmaların” üstüne bir de yaºadığımız hayat standartlarını koyalım Gezip gördüğümüz yerleri, yaºadığımız ülkenin ekonomik gücünü hiç bilmemiº, görmemiº, tanımamıº insanlara karºı bir silâh olarak kullanalım ‘Onlar zaten görmediler ya hiçbir ºey “yazık”, ‘Ama ben biliyorum onların bildiklerinden çok daha fazlasını’ diye yürüyelim yeryüzünde büyük bir kibirle Elimizde olsa da biz yürürken ses çıksa kaldırım taºlarından Aksiyon filmlerindeki gibi efektler olsa yürüdüğümüzü duyuran Egomuzu okºayan her cümleyi bağırıverse yeryüzündeki canlılar Ve “ben” yürüsem El pençe divan dursa yanımdakiler, saltanat sürsem tek baºıma ºu âlemde Hey hât! Bu ne kendini bilmezliktir böyle Âyet-i kerimelerde buyurulur: “Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme! Ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Zira Allah, kendini beğenmiº, övünüp duran kimseleri asla sevmez! Yürüyüºünde tabiî ol! Sesini alçalt!” “Yeryüzünde böbürlenerek dolaºma Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yaratabilir ne de dağlarla ululuk yarıºına girebilirsin” Amerika’ya ilk gittiğim zamanlar, nerede bir Türk görsem heyecana kapılıyordum Ne kadar güzel, kendimi yalnız hissetmeyeceğim diyordum Fakat bu hüsn-ü zan beni sükut-u hayale uğrattı Diyelim ki caddede yürürken ya da bir mağazanın içinde, Türkçe konuºan birilerini görünce, ani bir refleksle durdunuz, “Aaa ne güzel, siz de Türksünüz” demek ve iki çift lâf edip memleket hasretini dindirmek için Sakın ºaºırmayın size, “Eee ne olmuº yani!” diyebilirler Hatta yollarını bile değiºtirebilirler Bunun yanında, kendi aralarında Türkçe konuºurken, sizinle karºılaºınca İngilizce konuºmaya baºlayabilirler Bunlar da mı buraya geldi? Ne kadar da rahattık onlar yokken “Ben Amerika’da yaºıyorum” burnu büyüklüğünde bakarlar size İyi de ben nerdeyim, Türkiye’den mi bağlanıyorum size? Anladık burada yaºıyorsun ne ol(muº), bütün bu ülke senin ol(muº) da ne ol(muº), okuyup büyük adam ol(muº) yurt dıºında eğitim almıºsın ne ol(muº) Marka giyinmiº en meºhur cafede oturup dizüstü bilgisayarında dünyayı dolaºmıº, sıcak çikolatanı yudumlamıºsın ne ol(muº), her ºey senin olmuº da ne ol(muº)? Daha ol(ma)mıºsın sen Tadın henüz acı Öyle hamsın ki, önce piºmen sonra da yanman gerek Mevlânâ ne güzel de söylemiº: “Önemli olan uçmak değil, konmaktır” Zeynep GÜVENÇ |