๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 09 Temmuz 2010, 13:25:57



Konu Başlığı: Kalplerdeki Nöbetçi Takva
Gönderen: Sümeyye üzerinde 09 Temmuz 2010, 13:25:57
Kalplerdeki Nöbetçi; Takva

Biliniz ki dünya azıklarının en güzeli takvadır Eğer Allah (cc) korkusu ve sevgisi kalbimizde yerleşmemişse, Allahtan (cc) korkmanız, Allah tarafından sevilmeniz ve Allahı (cc) sevmeniz mümkün olamaz
Bazılarının yaptığı gibi, sırf dış görünüşümüzü teşkil eden elbiseleri giymekle takva ehli olunmaz Giyilen elbiseler insanların manevi hatasını örtmez İnsanların hatalarını örterek onu ahirette cennete taşıyacak olan, takva elbisesidir Takva ehlinin küçük hataları, takva elbisesi ile örtülür Allahu Teâlânın (cc) emrini dinlemeyen Hz Âdem (as) ile Havva annemiz bazılarının sandığı gibi dış elbiselerden değil, takva elbisesinden soyunmuştur

Eğer müminler olarak takvayı dilimizden bırakarak, kalbimize ve davranışlarımıza yerleştirirsek, ibadetlerden zevk alırız Bu sebeple davranışlarınıza dikkat ediniz Namaz kılarak Allaha (cc) yaklaşıldığı gibi, namaz kılarak Allahtan (cc) uzaklaşıldığını unutmayınız Çünkü namazda huşu ve huzur ancak takva ile sağlanır İnsanı kurtuluşa götüren, günahlardan muhafaza eden namaz, takva üzere kılınan namazdır
Takvanın önündeki engeller
Nefsanî arzularla, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı Bunlar dünya hayatının geçici menfaatleridir Hâlbuki varılacak güzel yer, Allah katındadır (Resulüm!) De ki: Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi? Takva sahipleri için Rableri yanında, içinden ırmaklar akan, ebediyen kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) Allahın hoşnutluğu vardır Allah kullarını çok iyi görür (Al-i İmran 14,15)
Rabbinizin bağışına ve takva sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun! ( Al-i İmran 133)
Bu ayetleri tefekkür ederek durumumuzu değerlendirirsek, Allahı (cc) hakkıyla sevemediğimizi görürüz Allahı (cc) hakkıyla sevemezsek Ona yaklaşmanın, yakın olmanın yollarını arayamayız Allah Teâlâyla (cc) ancak aramızdaki engelleri bulup yıkarak kavuşabileceğimizi unutarak, sahte sevgilerin peşine düştükAllah muhafaza buyursun
Dünya sevgisi, hanım ve evlat sevgisiyle başlar, mal ve mevki vs devam eder Bu sevgileri arada engel olarak sakladıkça, Allah (cc) sevgisine ulaşmak zorlaşır Dünyayı ve içindekileri dünya olarak bilelim, tanıyalım Onları Allaha (cc) ulaşmak için birer vasıta olarak görelim ve Allah (cc) ile aramıza sokmayalım Nefsin arzu ve isteklerini yerine getirdikten sonra; Allaha (cc) ubuduyyeti düşünürsek, bizler için Allaha (cc) itaat etmek bir hayal olur Zira nefsin arzuları hiçbir zaman bitmez Hiç dikkate almadığımız Allah (cc) ile aramızdaki perdeler ahiretimizi, cennetten cehenneme döndürür Allah (cc) muhafaza buyursun
Takva eğitimi
Bilin ki insan için kendi çalıştığından başkası yoktur (Necm 39)
Bünyemizin merkezi olan kalbimiz, beşeri düşüncelerden, şeytanın vesveselerinden ve nefsin istek ve arzularından korumamız gereken en önemli varlığımızdırOnu her zaman saldırılardan muhafaza ederek gidişatını kontrol edeceğiz Acaba kalbimizde kim var Bizim bedenimizi kim idare ediyor? diye dertlenerek uyanık olacağız Çünkü kalbini kontrol etmeyi unutan insan, gönlünün idaresinin yanlış ellere geçmesine sebep olarak, dünya ve ahiretini perişan ederGöstereceği en küçük bir gaflet neticesinde pusuda sinsice bekleyen en büyük düşmanlarımız olan nefis ve şeytan, kalbe girerek sapık düşüncelerini yaymak üzere, orayı işgal ederler Bunun farkına varamayan gafil insanlar kendi kendilerini idare ettiklerini, Allahın (cc) ve Efendimizin (sav) istediği gibi bir hayat yaşadıklarını zannederler Hâlbuki en büyük düşmanı olan nefis ve şeytan kalbini işgal edip kontrolünü ele almıştır ve onu istediği tarafa sürükleyerek, adeta kedinin fareyle oynadığı gibi onunla oynamaktadır
Dünyaya sırt çevirip ahirete döndüğünüz vakit, kalbinizde ilahi nur tecelli ederek gönlünüz dirilir Maalesef ahireti unutarak kalbini dünyaya çeviren insanların kalbinde nur-i ilahinin tecellileri görünmemektedir Kalpte oluşan ufak tefek kıpırtılar ise kalpteki ilahi nurun, eğer gayret edilmezse, kararmakta ve sönmekte olduğunun son işaretleridir Onun için kalbimizi devamlı olarak murakebe altında tutarak uyanık olmamız gerektiğini çok iyi bilmeli ve geçip giden zamanı en güzel şekilde değerlendirmeliyiz
Takvanın hayattaki izdüşümü
Takva düşüncesini aklımızdan hiç çıkartmamamız için olsa gerek ki Kuran- Kerimde dört yüz civarında ayette takvadan bahsedilmektedir Bu ayetleri tetkik ederseniz kurtuluş kapısının hep açık olduğunu ve Hakka kavuşmanın hep takvaya bağlandığını görürsünüz
Sizi, fitne ve fesada sürüklemek isteyen nefis ve şeytanın istek ve arzularından, takvayı düşünce ve fiillerimize bekçi, nöbetçi yaparak kurtulabilirsinizGerçek manada insan ve Allahın (cc) katında şeref sahibi olanlardan olmak isterseniz, sahip olmanız gereken şey, yine takvadır Makam, mevki, servet ve mensup olduğunuz ırk Allah (cc) indinde size hiçbir şeref kazandırmayan şeylerdir
Kalbine ve düşüncelerine takva, yani Allah (cc) sevgisi ve saygısı yerleşen insanlar, insan olarak yaşar ve kabirden insan olarak dirilirler Onların gözü harama bakmaz, kulakları haram dinlemez, dilleri haram konuşmaz, ayakları haramın işlendiği yere gitmez Takva sahibi olanlar başkalarının iffet ve namusuna göz dikmez Yalan ve yanlış dinlemez konuşmaz İnsanların arasını bozmaz ve başkalarının hak ve hukukuna riayet eder
Takva sahibi insanlar, toplumları yıkan, insanları köleleştiren ve haksızlıkların ortaya çıkmasına sebep olan rüşveti almaz ve vermezler Ancak Allah (cc) korkusu yeryüzündeki insanları rüşvetten kurtarabilir Yoksa insanların tamamını birbirine nöbetçi tayin etseniz yine rüşvet ve haksızlıların önüne geçmeniz mümkün olamaz Olmadığının şahidi de günümüz dünyasında ki ibret verici hadiselerdir Bundan dolayı herkesin gönlündeki Allah (cc) korkusu, yani takva, insanı günahlardan koruyan en güzel nöbetçidir Çünkü insan takvası ile keramet ehli olur, Allah (cc) yanında mevki kazanır
Takvaya dönüş
Hayatımızda bu kadar mühim bir yer işgal eden takva, iki şekilde ortaya çıkar: Bunların birincisi saygının ve sevginin neticesinde ortaya çıkan takva anlayışı, diğeri ise korkunun ortaya çıkardığı takva anlayışıdır Bu ikisini birbirinden ayrı olarak düşünmek, takvanın noksanlığına sebebiyet verir
Takvadan mahrum olan kulaklar Hakkı duymaz, gözler Hakka yapılan zulümleri görmez, diller hakikatleri terennüm etmez, gönüller insanlığı felakete sürükleyen bu durumdan dolayı ürpererek kendine gelmez
Dünya Müslümanlarının başlarına gelen bütün bela ve musibetler takva örtüsünden mahrum kalışlarından dolayıdır Müslümanlar takva örtüsünden sıyrılır sıyrılmaz, sapıklık alametleri kendini göstermeye başladı İsmi Müslüman olan toplumlar nefsi istek ve arzuların peşinde koşarak, ahlâksızlık çukurlarına yuvarlanıp şahsiyetlerini kaybettiler
Bir hadis-i şerifte Rasûl-i Ekrem (sav) Efendimiz: İnsanlar rahat yaşama sarhoşluğu içerisine düştüler buyurmaktadır Bu bizim durumumuzu ifade eden bir hakikattir Bizler yapılan bunca ikaz karşısında hala bu sarhoşluktan kurtulmaya gayret etmemekteyiz Biraz dikkat ederseniz Cenab-ı Allahın (cc) bizi daldığımız bu gafletten uyandırmak için değişik vesilelerle ikaz ettiğine şahit olursunuz
Artık bu duruma dur demeli Kendimize gelerek kurtuluşumuzun kaynağı ve en büyük sermayemiz olan takva elbisesine bürünmeliyiz Onsuz bir hiçten ibaret olduğumuzu, o olmadan dirilemeyeceğimizi, maddi ve manevi yönden zenginleşemeyeceğimizi, izzet ve şeref sahibi olamayacağımızı kavramalıyız
İşte oturup bu hususları düşünmeye vakit ayırdığımız an, takvaya dönüş hareketini başlatmış oluruz Takvaya dönüş yolculuğu başlayınca, varlığımız bir değer kazanacak, dinlediklerimiz bize tesir ederek hayatımıza amel olarak aksedecektir Okuduğumuz ilim takva düşüncesiyle yoğrulacağı için hem bize, hem de öğretecek olduklarımıza tesir edecektir
Kısaca takva bize dünya ve ahiretin saadet yollarını gösterecek, Rabbimize giden yoldaki engelleri aşmamıza yardımcı olan, inancımızın temel esaslarından birisidir Bizler takvayı kendimize rehber ve arkadaş edineceğiz Ama bunu insanlara dilimizle değil fiillerimizle ispat edeceğiz
Resul-i Ekrem (sav) Efendimiz takva hususunda ashaba uzun uzadıya bahsettikten sonra eliyle kalbini işaret ederek Takva buradadır, takva buradadır, takva buradadır buyurmuştur Buradan anlıyoruz ki takva dille ifade edilecek bir şey değildir Takvanın yeri kalbimizdir Takva düşüncesi kalbimize yerleşerek bütün düşünce, söz ve fiillerimizin denetleyicisi olacaktır, inşaallah Kalbimizdeki takva düşüncesi bizi yanlış düşünce ve işlerden inşaallah koruyacaktırGerektiği zaman tehlikelere karşı uyaracaktır

 

ALINTI