> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Değerlerimiz > Oku emri bizim için
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Oku emri bizim için  (Okunma Sayısı 1076 defa)
05 Mayıs 2012, 15:41:19
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 05 Mayıs 2012, 15:41:19 »



"OKU” EMRİ BİZİM İÇİN

Eylül 2011 72.SAYI

Günümüz batı değerlerini vazgeçilmez ve varılması gereken en son ve mükemmel yer olarak görenlerce  “Müslümanları geride bırakan dinleridir” türü art niyetli saldırılara karşılık, dinimizin ne derece okumaya, bilmeye, bilime önem verdiğini vurgulamak amacıyla dinin ilk emrinin “oku” olduğunu söylemek için hiçbir fırsatı kaçırmayız. Zira bize bu fırsatı veren “Yaratan Rabbinin adıyla oku…” (Alak, 1) ayetini yaşantısına geçiren ecdadımızdır. Bugün ancak övünmekle kaldığımız geçmişimizle aramızdaki mesafeyi açtığımız ise görünen bir gerçek. Bunun haklı bir mazereti yok; ecdadımızın neyi, nasıl okuduğunu unuttuk, hatırladığımızda ise bozulan zihin dünyamızdan dolayı isteyerek veya istemeyerek aynı hevesi ve gayreti yakalayamıyoruz.  Ya hiç okumayanlardan olmayı yeğliyoruz ya da  “oku” emrine riayet etmeye niyetlendiğimizde Kur’an-ı Kerim dışında elimize geçirdiğimiz her kitabın bizi mutlak iyiye, güzele ve doğruya götüreceğine inanıp bocalıyoruz. Bu ayrıca üzerinde durulması gereken bir husustur.  Fakat ilk etapta Kur’an-ı Kerim’i her kitaptan daha çok sevmemiz ve zaman ayırıp okumayı ihtiyaç olarak görmemiz gerekmekte.
Uzak bir zaman dilimi değil, geçen yıl Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 22 bin kişi üzerinde yaptığı bir araştırmayla %20’lik bir kesimin Kur’an-ı Kerim’i eline hiç almadığı, %60’nın ise Kur’an-ı Kerim’i yüzünden okuyamadığı sonucu ortaya çıktı. Müslüman bir toplum olarak bu vurdumduymaz halimizin ilk sebebini gaflette, ikinci sebebini de kitaplara sempati duymayışımızda aramak gerekir. Kitapları kendimize yakın göremeyişimizden ister istemez Kur’an-ı Kerim de hissesini alıyor. İlk “oku” emri asırlar önce verilmesine rağmen biz hala okuyamıyor, en güzel yolu gösterenden, en kıymetli nasihat ediciden uzak kalıyoruz.

Okuyanımız da Var

Varlık alemindeki canlı ve cansızlar arasında sadece insanoğlunu muhatap alan Kur’an-ı Kerim’i okuyanımız da var. Kimi “ey müminler” hitabıyla onur duyup saygı, edep ve huşu içinde okuyor ve yaşıyor. Ne mutlu onlara! Kimi ise “ayetleri apaçık ise ben de anlayabilirim” zannı ile tefsirlere müracaat etmeksizin ana diline yakın rastgele bir meali yoldaş edinip; Kur’an-ı Kerim’in ilk ve en sağlam açıklayıcısı Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) izahlarını, Rasulullah’ı takip eden alimlerimizin duyarlılığını dikkate almadan hüküm çıkarıyor. Düşüncesine ve hayat tarzına uymayan ayetleri yok sayıyor, belli bir ilim gerektirdiğini kabullenmiyor. Oysa dünyevi bilimlerde olduğu gibi Kur’ân-ı Kerim için de belli bir olgunluğa, idrake, bilgi ve birikime sahip olunmalı. Neredeyse bu türlü yaklaşımlar Kur’an-ı Kerim’in nüzulünden itibaren mevcut ve her çağda farklı boyutlarla revaç buluyor. Bu hale üzüntü duysak da şaşırmıyoruz. Zira Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’in müminlerin imanını artırdığını, düşünüş ve inanışları zaaflarla dolu kafir ve münafıkları ise zarara uğrattığını haber veriyor. (İsra, 82)

Muhakkak ki çoğumuz, kafir ve münafıkların yaptığı gibi Kur’an ayetlerini reddetmiyoruz, şahsi düşüncelerimize, anlayışlarımıza göre anlamlandırmıyoruz, yalnızca aklımıza hitap eden sıradan bir kitap gibi de görmüyoruz. Kur’an-ı Kerim’in imani, ahlaki ve ameli yönlerden bir yol gösterici, gönül temizleyici olduğunu biliyoruz. Yaşantımızın dışına tamamen itmiyor; namazda sure sure okuyor, çocuklarımıza öğretiyoruz. Kandil gecelerini ve cuma günlerini ihya etmek için Yasin, Nebe ve Tebareke’yi okumayı ihmal etmiyoruz. Bize sıra dışı gelmeye başlayan esnemelerimizde “nazar değdi” düşüncesiyle nazar ayetlerini ve dualarını araştırıp, hıfz ediyoruz. Bin bir zahmetle sahip olduğumuz eve taşındığımızda yahut dünyaya yeni bir canın gelmesine vesile olduğumuzda “zarar gelmesin, şerler uzak olsun” benzeri endişelerimizden kurtulmak için, normal zamanlarda elimize alıp okumadığımız,  odamızın duvarında asılı duran veya kütüphanemizin en üst rafında toz tutmaya başlayan Kur’an-ı Kerim’e elimizi ve gözümüzü değdiriyoruz.  Ve belki de ömrümüz boyunca indirmediğimiz hatimi eş, dost, komşu içinde bir çırpıda o gün indiriyoruz. ü

Ölülerimizi de unutmuyor, hiç olmazsa iki bayramda yaptığımız kabir ziyaretleriyle ruhlarını Kur’an ile şenlendiriyoruz. Ve galiba bu halimizle “hayatımda olmalısın ama Rabbim’in istediğinden ziyade benim istediğim şekilde” deyip Mehmet Akif Ersoy’u hatırlıyoruz. Ne demişti merhum: “Ya açar nazm-ı celil’in bakarız yaprağına,  yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına, inmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin, ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için.”

Kandil ve cuma günlerinde, nazar değmelerinde,  yakınlarımızdan ahirete göçenlere Kur’an-ı Kerim okumak dinimize aykırı değil; okuyabiliriz, okumalıyız da. Lakin Kur’an-ı Kerim’i “okumuş olmak için” belli gün ve gecelere hasrediyorsak, ziyaret ettiğimiz kabirlerden ayrıldıktan sonra ölümü, ahireti unutuyorsak, Kur’an tilavetinin peşi sıra dedikodu, su-i zan geliyorsa “bu zamanda ancak bu kadar oluyor” deyip mesuliyetten kurtulamayız. Çünkü bu halin devamı ne Hz. Aişe validemizin “Allah’ın Resulü’nün ahlakı Kur’an’dı” şeklinde haber verdiği olgunluğa bizi ulaştırır ne de “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmazsınız: Allah’ın Kitabı ve Peygamber’inin Sünneti” buyuran Peygamber Efendimiz’in emanetine sahip çıkartır. Henüz vaktimiz varken dinimizin temel kaynağı ve dayanağı ile irtibatımızı, öylesine yapılagelen bir adete dönüştürmeden daha çok kuvvetlendirmeli, kokusu güzel, tadı hoş müminlerden olmalıyız.

Kur’an Okuyan Müminin Kokusu Güzel, Tadı Hoştur

Sevgi her kime duyulursa duyulsun ispat isteyen bir duygu; sözün ardından o sözü tasdik eden davranış gelmeli. Mümin için bu kaide daha lüzumlu. Bizler Allah Teala’yı seviyorsak bu hissimizi O’nun (azze ve celle) kelamını önemseyerek ispat edenlerden olmalıyız. “Sizin en hayırlınız, Kur’an-ı öğrenen ve öğreteninizdir” denildiğine göre öğrenmeli ve öğretmeli, “Yaratan Rabbinin adıyla oku” (Alak, 1) buyruğu doğrultusunda güzel bir abdestle kıbleye yönelip her gün okumalı, tefekkür etmeli,  “Kur’an okunduğu zaman ona kulak verip dinleyin ve susun...” (Araf, 204) nasihatiyle sessizce dinlemeliyiz. Ve nihayetinde sergilediğimiz davranışlarda, ticaretimizde, çocuk yetiştirmelerimizde, annemizle, babamızla, eşimizle, komşumuzla olan ilişkilerimizde, hizmetlerimizde kısaca Müslümanca düşünüş ve yaşayışımızda Kur’an-ı Kerim’i hakim kılıp, Peygamber Efendimiz’in tasviri ile kokusu güzel, tadı hoş müminlerden olmaya gayret etmeliyiz.

Huriye KARNAP

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Oku emri bizim için
« Posted on: 19 Nisan 2024, 13:23:53 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Oku emri bizim için rüya tabiri,Oku emri bizim için mekke canlı, Oku emri bizim için kabe canlı yayın, Oku emri bizim için Üç boyutlu kuran oku Oku emri bizim için kuran ı kerim, Oku emri bizim için peygamber kıssaları,Oku emri bizim için ilitam ders soruları, Oku emri bizim içinönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes