> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Değerlerimiz > Gelin canlar bir olalım
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gelin canlar bir olalım  (Okunma Sayısı 924 defa)
11 Ekim 2011, 17:10:22
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 11 Ekim 2011, 17:10:22 »



"GELİN CANLAR BİR OLALIM”

Mart 2009 42.SAYI

Rasulullah (s.a.v) “Hayır, aksine siz o gün kalabalık fakat selin önündeki çerçöp gibi zayıf olacaksınız. Allah düşmanlarınızın gönlünden sizden korkma hissini soyup alacak sizin gönlünüze de vehn atacak” buyurur. Yine bir adam “Vehn nedir? Yâ Rasulallah” diye sorunca “Vehn, dünyayı (fazlaca) sevmek ve ölümü kötü görmektir” der. (Ebû Davud, Melahim)

Efendimiz bizleri yüzlerce yıl öncesinden birlik ve beraberlik için uyarıyor. Ve çarpıcı bir tasvirle ayrılığın neticesini gösteriyor. Büyüklerden biri, “Saman çöpleri suya atıldığında bir süre birlikte yola devam edeceklerini sanırdım, fakat bizzat suya atınca gördüm ki, suya bırakmamla ayrılmaları bir oldu” diyor. Ne yazık ki geldiğimiz nokta tam da Efendimiz’in bizi uyardığı hal. İçerde ve dışarıda, özelde ve genelde birliğe ne kadar çok ihtiyacımız olduğu son Gazze olaylarında net olarak görüldü. 6 milyon 700 bin İsraillinin, 1.5 milyar Müslüman’a kafa tutmasını başka neyle açıklayabiliriz? Ülküleri doğrultusunda birleşmiş o insanlar 1.5 milyar saman çöpünü kolayca alt edebiliyorlar.
Efendimiz Müslümanlar’ı şöyle tanımlıyor: “Müminin mümine karşı durumu, bir parçası diğer parçasını sımsıkı kenetleyip tutan binalar gibidir.” (Riyazü’s Salihin). Ne oldu da bu tanımlamanın çok uzağına düştük? Ne oldu da hasımlar olduk birbirimize? Müslümanların birlik olmasına engel nedir? Benmerkezci tutumları mı, yoksa oyuna gelmeleri mi? Sebep her ne olursa olsun, onunla mücadele etmek zorundayız. Her türlü grubun üzerinde bir İslam kardeşliği çatısı bulunduğunu unutmamak gerekiyor. O büyük çatının altında birlik kuralınca yaşamayı öğrenmek zorundayız. Eğer o binada hır gür çıkarır, kavga eder, kardeşimizin dairesini yıkmaya, sökmeye, sarsmaya girişirsek bundan tüm bina zarar görür. Dışarıdan bakan o binayı tek ailenin, tek dairesi bilmeli. Aynı geminin yolcuları olduğumuzu akıldan çıkarmamalıyız. Komşu kamarada kalana kızıp onun kamarasında delik açmak, hep beraber batmaktan başka bir işe yaramaz.

ELLERİMİZİ VE GÖNÜLLERİMİZİ KENETLEMEYE MECBURUZ

Rabbimiz “Allah ve Rasulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider…” (Enfal, 46) buyuruyor. Efendimiz de (s.a.v) topluluğun rahmet, ayrılığın azap olduğuna dikkat çekiyor (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, İbn Ebi Âsım, es-Sünne). “Nefesler sayısınca Allah’a giden yollar var” denir. Herkesin mizacına uygun topluluklar içinde bulunması mümkün. Ama makro düzlemde hepimiz Müslümanız. Dağınıklıkla başa çıkabilmek için, sevgi ve saygıyla ya da en azından tahammülle nasıl birleşebileceğimizi araştırmalıyız. Yoksa hafif bir esintiyle yere kapaklanan yığınlar olarak kalırız. İncecik ipliklerin birlikte halatlar oluşturması gibi, müminlerin birleşmesiyle de karşılarında durulamayacak büyük bir güç oluşacaktır. Bundan korkanlar ha bire tefrika, fitne çıkaracak şekilde kin, düşmanlık tohumlarını boşluk bırakmadan serpmekte aramıza. Basiret sahibi müminler bu oyuna gelmemeli. Gelenlere karşı da şefkatle, hoşgörüyle muamele ederek aradaki ayrık otlarından kurtulup, büyük bir deste olmaya gayret sarf etmeli. Aksi takdirde lokmacıklar olarak birilerinin midesine kolayca kayıveririz. Allah’ın bizden istediği o tek ipe hep birlikte tutunmadıkça öncelikle bu dünyada bize rahat olmayacak. Ellerimizi ve gönüllerimizi kenetlemeye her zamankinden daha çok mecburuz. Müminlerin kuvvet ve başarısı bu kardeşlik bağının güçlendirilmesine bağlı. Bu noktada liderler, büyükler ve kanaat önderlerine çok ciddi görevler düşüyor.

ŞEYTAN ARAMIZI BOZMASIN

yrılığı tetikleyebilecek her şeyden özenle kaçınmalıyız. Sonuç getirmeyecek keskin tartışmalara girmemeliyiz. Birbirimize empatiyle, mütevazilikle, önyargısız yaklaşmalıyız. Üsluba özen göstererek kırmadan, kınamadan, iğnelemeden, sertleşmeden konuşmalıyız. Rabbimiz bu hususta “Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar…”(İsra, 53) uyarısında bulunuyor.

S. Mübarek Erol konuya dikkatlerimizi şöyle çekiyor: “Dış saldırılar, savaşlar, tabii afetler, göçler, açlık, kıtlık gibi felaketler karşısında dimdik ayakta kalmayı başaran ecdadımız, ne hazindir ki tefrika sebebiyle birbirlerine düşmüşlerdir… Geriye dönüp baktığımızda ırk, coğrafya, mezhep, ideoloji, siyasi fikir, dünya görüşü gibi konuların insanlarımızı kışkırtıp çatışmaya dönüştürecek bir araç, malzeme olarak kullanıldığını açıkça görmekteyiz… Birlik ve dirliğimizi bozacak bu tür tuzaklara karşı uyanık olmak Müslüman ferasetinin gereğidir.”

Öte yandan birlikteliklerin ihlas ve samimiyetle kurulması gerekir. Aksi takdirde en ufak bir esintide, menfaat çatışmasında paramparça olup yıkılır. Bediüzzaman Said Nursi de böyle bir birliktelikle ne kadar büyük bir kuvvet kazanılacağını şöyle ifade ediyor: “…Manevi kuvvet sağlayan ihlas sırrını kazanmakla, dayanışmaya ve hakikate inanmaya muhtacız ve mecburuz. Evet, üç elif birleşmezse, üç kıymeti var. Rakamların sırrı ile birleşse, yüz on bir kıymet alır…” Müslümanlar, birlik olmayı başarabildiklerinde onların ne derece etkili bir güç olacaklarına tarih defalarca şahit oldu. Geçmişte yapılabilen bir şey tekrarlanabilir kuşkusuz. Aksi takdirde dağınık Müslümanların değerleriyle hayatiyetlerini sürdürmesi imkansıza yakın maalesef.

“SADECE BENİM GÖRÜŞÜM DOĞRUDUR” DEMEYE HAKKIMIZ YOK

Tefrikayı tamir için büyükler şöyle düşünmemizi tavsiye ediyor: “Benim fikir ve görüşüm doğrudur’ veya ‘daha güzeldir’ demeye hakkınız var, fakat ‘sadece benim görüşüm doğrudur’ demeye hakkınız yoktur.” Aslında İslam ahlâkını benimseyen ve tüm insanlara o şekilde muamele edenler hangi camiada olursa olsun birliği zedeleyecek her şeyden uzak kalabilir. Farklılıkların değil ortak paydaların ön plana çıkarılması müminleri birleştirmede etkili bir unsur. Rabbimiz “...Nice az sayıda bir birlik Allah’ın izniyle çok sayıdaki birliği yenmiştir...”(Bakara, 249) buyuruyor. Allahın müjdesine kulak verip, üstüne kalbimizi koyarak ellerimizi uzatalım dostça ve ihlasla. İç ve dış düşmanların ince planlarla aramıza serptiği ayrılık ve düşmanlık tohumlarını, ancak bizler yine etkisiz hale getirebiliriz; kardeşlerimize yürekten sarılarak!..

Rabia SULUK

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gelin canlar bir olalım
« Posted on: 19 Nisan 2024, 16:32:39 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gelin canlar bir olalım rüya tabiri,Gelin canlar bir olalım mekke canlı, Gelin canlar bir olalım kabe canlı yayın, Gelin canlar bir olalım Üç boyutlu kuran oku Gelin canlar bir olalım kuran ı kerim, Gelin canlar bir olalım peygamber kıssaları,Gelin canlar bir olalım ilitam ders soruları, Gelin canlar bir olalımönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes