Hizmette yöneten olmak

HİZMETTE YÖNETEN OLMAK

Mart 2011 66.SAYI

Güzellik ve başarılar ancak birlikte yapılan çalışmalarla elde edilebilir. Nasıl ki, tek tek taşlar belli bir nizamla bir araya geldiğinde düzgün ve sağlam duvar elde edilebiliyorsa, aynı şekilde hizmet de bir sistemle yapıldığında güzel çalışmalar ortaya çıkar. Hizmetin düzeni ise hiyerarşik yapısında saklıdır. Hiyerarşik yapıda yönetenler, yönetilenler ve her iki grubun da dikkat etmesi gereken kurallar mevcut. Bu yazımızda öncelikle yöneten olarak hizmette bulunan kişilerin dikkat etmesi gereken bazı hususlara bir göz atacağız.

KARAKTERİNİZ VE DAVRANIŞLARINIZDA TİTİZ OLUN

Her şeyden önce karakteriniz ve davranışlarınız hususunda titiz olmaya çalışın. Çünkü göz önünde bulunan insanların küçücük kara noktaları bile çabuk fark edilir. Ve onların başkalarına göre tolere edilmesi daha zordur. İstekli ve enerjik olmaya çalışın. Çünkü içinde bulunulan hal genelde insanlara dalga dalga yayılır. Hizmetin başındakiler olarak sizler daha fazla gayretli ve aktif olmaya çalışın ki, bu hususta sorumluluğunuz altındakilere örnek olabilesiniz. Nitekim Efendimiz de (s.a.v) Kuba Mescidi ve Mescid-i Nebevi inşasında, ashabının arasında bizzat taş taşıyarak onlara örnek olmuştu.

ADALET DUYGUNUZU GELİŞTİRİN

Kimseye haksızlık yapmamaya çalışın. En azından bu hususta çaba sarf etmeniz bile takdir edilecektir. Aksi tutum ise hoşnutsuzluğa, fitneye ve parçalanmaya sebebiyet verebilir. Kendi yapmayacağınız şeyi sorumluluğunuz altındakilerden istemeyin. Fakat kendinizin de hali hazırda yaptığı şeyleri, diğerlerinden istediğinizde nefislerine zor da gelse yapma gayreti içinde olacaklardır. Ama yapmadığınız ya da yapmayı düşünmediğiniz şeyi istiyorsanız büyük olasılıkla sözünüz sadece bir istek olarak kalacak, bir toz bulutu gibi dağılıp kaybolacaktır.

Bununla birlikte yine de sorumlu olduğunuz kişilerden, yapamayacağı taleplerde bulunmayın. Aksi halde, ya verdiğiniz görevi yapamaz, ya kaçar, ya da ailesini ve özel hayatını iptal pahasına her şeyi göze alarak gücünün üzerinde bir çalışmanın içine girer. Ancak her üç durum da uzun vadede hizmete engel olur. Unutmayın ki, herkes ihlas ve manevi olgunluk derecesine göre hizmet edebilir. Sizin manevi olgunluk derecenizle size kolay gelen iş, aynı derecede sorumlu olduğunuz kişilere kolay gelmeyebilir. Bu durumu göz önünde bulundurarak kişileri zora sokacak taleplerde bulunmamaya, onları bunaltmamaya çalışın.

Mümkün olduğunca sinirlerinize hakim olun. Sabırlı, yumuşak, yapıcı, arabulucu olmaya çalışın. Tolerans gösterin, müsamahalı olun. “Sözüm kanundur” havalarına girmemeye çalışın. Dediğim dedik tavrı ve kendini beğenme halleri iletişimi, gücü, birliği baltalar.

Herkesle ama özellikle sorumlu bulunduğunuz grupla iyi geçinmeye çalışın. Olumsuz davranışlarınız antipati kazandırır, gelebilecek yardımları uzaklaştırır. Böyle kişiler bir işin elbirliğiyle yapılmasını sağlamakta zorlanırlar. Uyumun olmadığı yerde birlik ve güç olmaz. O nedenle mümkün olduğunca aranızda uyumu sağlamaya çalışın.

KARŞINIZDAKİLERE DEĞER VERİN

Eğer siz onlara değer verip saygı duyarsanız onlar da size saygı duyacaktır. Onların fikirlerine kulak verin. Bazen sizin aklınızdan geçmeyen güzel bir fikri alt kademede görev yapan biri ileri sürebilir. Ya da en azından size yeni bir pencere açabilir. Diğer yandan eğer siz onları can kulağıyla dinlerseniz, onlar da sizi can kulağıyla dinleyecektir.

Doğru insanlarla çalışın. Deneyim ve yeteneklerden faydalanın. Önerileri değerlendirin. Kendi görüşünüze uymasa da doğru görüşü kabul edin, benlik ve kibirle yanlış görüşünüzde ısrar etmeyin. “Benlik” ve “iddia” hizmet yolunun kanseri olarak tanımlanır. Sakın sorumluluğunu aldığınız görevleriniz sizi benliğe itmesin. Kendinizi sorumluluklarını taşıdığınız kişilerden ayrıştırmayın. Her ne kadar görevin vakarını üzerinizde taşımaya çalışsanız dahi, bu sizi diğerlerinden uzaklaştıracak bir hale büründürmesin.

İLETİŞİMİ İHMAL ETMEYİN

Mümkün olduğunca görevlilerle haftada en azından bir kez, ya bizzat ya da telefonla görüşmeye çalışın. Bu hem onları motive etmek, hem yapılan çalışmaları takip etmek, hem de görüş alış verişi ve istişareyle çeşitli konuları görüşüp planlama yapmak ve çalışmaları daha ileri taşımak açısından fayda sağlayacaktır. Yapmayı düşündüğünüz işlerin planını birlikte hazırlayın. Bu, onların çalışmaları sahiplenmelerine ve daha özenle görevlerini yapmalarına katkı sağlayacaktır. İnsanları boğmayacak ve kaçırmayacak şekilde hedefler belirleyerek, planlı çalışın. Tatlı-sert bir disiplininiz olsun.

Vefalı olun. Çalışmalarıyla az da olsa bir katkıda bulunanı unutmayın. Gerçi herkes yaptığını öncelikle kendisi için, yani ahiret akçesini kazanmak için yapıyor. Ancak yine de vefa, unutmamayı ve teşekkürü gerektirir. Allah Teala ayeti kerimede şöyle buyuruyor: “Kim salih bir amel işlerse kendi lehine işlemiş olur. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhine yapmış olur…” (Casiye, 15) İnsanların övmesi ve yermesi sizi fazla etkilemesin. Siz sadece elinizden geldiğince görevinizi en iyi şekilde yapmaya çalışın. Unutmayın ki, sizi havalarda uçuran kimileri, menfaatleri çatıştığında yere çalmaktan da çekinmeyebilir. O nedenle ölçü insanlar değil Allah’tır, O’nun rızası esastır.

KOLTUK SEVDASI OLMASIN

Yönetiminizdekilere yeni şeyler öğretmekten, onları eğitmekten korkmayın. O şahsın bir gün sizin yerinize geçebileceği kaygınız olmasın. Kimse ne bulunduğu yerde, ne de dünyada bakidir. Göreve olan sadakatinizle kendinizin yerine, daha iyilerini yetiştirmekten kaçınmayın. Çünkü yerinize yetiştirdiklerinizin hizmetteki başarılarıyla sizin de sevap haneniz dolmaya devam edecektir. Hizmet bir bayrak yarışıdır. Şartlar gerektiriyorsa onu bir başka kardeşinize bırakmaktan çekinmeyin. Eğer artık gereken gayret ve özeni gösteremiyorsanız ve görevi daha ileriye taşıyacak bir başkası varsa, görevi alabilecek durumdaki o kişiye bayrağı teslim etmek de emanete sadakattendir.

YAKINLARINIZI İHMAL ETMEYİN

“Hizmet yapıyoruz” diye ne kendi ailenizi ihmal edin, ne de başkalarından ailelerini ihmal ettirecek şekilde çalışmalarda bulunmasını bekleyin. Hizmette kadın yahut erkek herkes öncelikle kendi küçük dairesinden, ailesinden mesul. Kendi halkanızı unutarak çok uzağınızdaki halkalara ulaşmaya çalışmak pek doğru olmasa gerek. Bu şuna benziyor: Hani denize bir taş atarsınız o taşın düştüğü noktadan bir halka oluşur ve o halka dalga dalga büyür. O taş ve taşın düştüğü noktadaki halka olmazsa diğer halkalar da oluşmaz.

Rabia SULUK
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın