๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Çağdaş Ekonomik Problemlere İslami Yaklaşımlar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 16 Temmuz 2012, 15:35:18



Konu Başlığı: İş Akdinin Meydana Gelme Şartları
Gönderen: Sümeyye üzerinde 16 Temmuz 2012, 15:35:18
E)  İş Akdinin Meydana Gelme Şartları:
 1)   Yapılacak İşin Belirlenmesi:

İş akdinin geçerli olması için, işverenin işçiden ya­rarlanma konusunun, başka bir deyimle işçinin yapacağı işin belirlenmiş olması gerekir. Bu yararlanma sözleşme­deki şartlara veya örfe göre olur. Şart ve örf yoksa, iş­çiye zarar vermeyecek ölçüde çalıştırma yolu izlenir. İş akdinde, yapılacak işin bilinmemesi anlaşmazlığa yol aça­bileceği için, akit fasit olur. Bir kimse işçiyi terzilik, ço­banlık, inşaat işçiliği, ustalık, şoförlük gibi yapacağı işi belirtmeksizin işe alsa, işçi işi öğrenince akdi feshedebi­lir [332]

İşçiden yararlanma, işin nevinin ve çalışma süresinin birlikte beyanı ile belirli hâle gelir. Böylece işçi ya bel­li bir işte, belli bir süre çalışmakla veya süre söz konu­su olmaksızın belli miktar işi yapmakla ücrete hak ka­zanır. İş akdinde günlük, haftalık, aylık veya yıllık ola­rak anlaşma yapılmışsa, işçi yaptığı işin miktarına gö­re değil, süreye göre ücrete hak kazanır [333]

Süre ve iş miktarının birlikte belirlenmesi konusun­da görüş ayrılığı vardır.

Ebu Hanîfe (Ö. 15O/767), İmam Şafiî (Ö. 204/819) ve bir rivayette Hanbelîlere göre, çalışma süresinin belirlenmesi yeterli olup, ayrıca yapılacak iş miktarının be­lirlenmesi caiz olmaz. Aksi halde iş akdi fasit olur. Çünkü böyle bir akitte özel ve ortak işçilik özelliği bir ki­şide toplanmış olur.  Bunların arasında, ücrete hak

ka­zanma bakımından ayrılık vardır. Süresi belirli iş akdi, gerektiğinde çalışmadan da ücrete hak kazandırdığı hal­de, işin miktarı belirtilerek yapılan akitte, ücrete ancak işin yapılmasîyle hak kazanılır. Bu farklı sonuçlar, akdin konusunun bilinmezliğine yol açar. Bu yüzden işçi normalin üzerinde zorlanır [334] Meselâ; normal bir iş­çinin 8 saatte 50 adet ürettiği bir maldan, aynı süre için­de 100 adet üretmek şartiyle iş akdi yapmak, işçiyi zor duruma düşürür. 8 saatte sürekli olarak 50 adet mal üret­mesi istenirse,  bu defa da kimi zaman iş erken  biter, süre doluncaya kadar çalışması gerekir. Kimi zaman da 8 saatten fazla çalışması gerekebilir. Her iki durumda da belirsizlik söz konusudur.

Ebu  Yusuf   (Ö,  182/798) ‘a İmam  Muhamnıed   (ö. 189/805)'e, Mâlikilere ve bir rivayette Hanbelîlere göre, süre ve iş miktarı bir arada belirlenebilir.  Meselâ, bir kimse «bu elbiseyi bugün dikmen için seni kiraladım» yahut «şu bir çuval unu bir günde ekmek yapman için seni kiraladım» dese, işçi de bunu kabul edince akit mey­dana gelmiş olur. Çünkü sürenin belirlenmesindeki amaç, işin bir an önce yapılmasını sağlamaktır. Süre, akdin ko­nusunu teşkil etmediği için, onun cevazına engel olmaz. Bu durumda işçi işi belirtilen süreden önce bitirirse tamücret alır. İşi süresi içinde bitiremezse, tamamlayıncaya kadar çalışması gerekir [335]

İşçinin zanaatkar veya serbest meslek sahibi gibi her­kese iş yapan «ortak işçi» olması halinde de yapılacak işin belirlenmesi yahut da işin cins, nevi, miktar ve sı­fatının açıklanması gerekir. Meselâ, bir kimse ile kuyu kazmak için sözleşme yapılsa ona; kuyunun yer, derin­lik ve genişliğini açıklamak gerekir. Çünkü kazma işi bu unsurların değişmesiyle değişiklik arzeder [336] Gün­lük ücret üzerinde sözleşme yapılmayıp, kuyu götürü ola­rak verildiği için, kuyunun kazılacağı yerin sert veya yu­muşak olması, derin olup olmaması ve genişliği emeği et­kileyecektir. Süre söz konusu olmaksızın yalnız işin mik­tarı belirlenerek yapılan iş akdinde, işin tamamlanmasiy­le ücrete hak kazanılır [337]

Kimi iş sahipleri işçilere üretime göre veya parça ba­şına ücret vermeyi daha uygun bulurlar. Meselâ tanesi 1000 liradan gömlek diktirmek, mesai süresince ürettiği mal miktarına göre ücret vermek gibi. Böylece iş ve üc­ret miktarı belli edilmiş olur. Artık dikme veya üretme işinin bir saatte olmasiyle üç saatte olması arasında üc­ret bakımından fark bulunmaz.

Kanaatımızca, süre ve iş miktarı konusunda yuka­rıdaki iki görüşü birleştirerek şu tarzda değerlendirmek mümkündür. İş miktarına göre ücret veren kimseler, bu işin belli süre içinde yapılmasını isteyebilir. Çünkü malın

 bir an önce üretilmesinde yaran vardır. İşçi süre ba­kımından tamamen serbest bırakılırsa, işveren çoğu za­man taahhütlerini yerine getiremez. Bunun için işçiye mü­samahalı bîr sürenin verilmesi uygun olur. İşçiyi zor du­ruma düşürmemek için günde üretebileceği en az miktar belirlenerek, bu miktarın üzerine çıkarsa parça başına alacağı ücret de artmak üzere sözleşme yapılabilir. Faz­la miktarda mal üretmek, ücreti etkileyeceği için işçinin de yararına olur. Günlük en az miktarı üretince, işçi me­sai sonuna kadar işe devam etmek zorunda da bulunmaz. Bu, işin tamamlanıp teslim edileceği son tarihi belirle­mek gibi olur. [338]



[332] el-Kâsâni, a.g.e., c. IV, s. 184; eş-Şirâzî, a.g.e., c. I, s. 396, 398; el-Fetâvâ'1-Hindiyye, c. IV, s. 470; el-Mevsûatü'l-Fıkhıyye, c. I, s. 262.

[333] el-Fetâvâ'1-Hindiyye, c. IV, s. 470; ez-Zuhaylî, a.g.e., c. I, s. 555.

[334] el-Kâsânî, a.g.e., IV, s. 185; eş-Şirâzi, a.g.e, c  I  s 396. e-Zuhayli, a.g.a, c. I, s. 556.                              '     

[335] el-Kâsânî, a.g.e., c. IV, s. 185; eş-Şîrâzî, a.g.e., c. I, s. 396; el-Mevsûatu'1-Fıkhıyye, c. I, s. 262; ez-Zühayli, a.g.e., c. I, S. 555, 556.

[336] es-Serahsî, age. c. XVI, s. 47; el-Kâsânî, age. c. IV, s. 184; el-Fetâvâ'1-Hindiyye, c. IV, s. 410, 445, 456; el-Mevsûatü'l-Fıkhiyye, c. I, s. 295.

[337] Muhammed Fahr Şakfe, İslam'da İşçi Hakları, Terc. İ. Toksan, s. 45; Mecelle, mad. 455.

[338] Dr. Hamdi Döndüren, Çağdaş Ekonomik Problemlere İslami Yaklaşımlar, İklim Yayınları: 149-152.