> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Binbir Damla >  Kabirden Gelen Yardım
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kabirden Gelen Yardım  (Okunma Sayısı 1127 defa)
15 Ekim 2011, 05:53:49
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 15 Ekim 2011, 05:53:49 »



Binbir Damla


Eylül 2006 93.SAYI


Yusuf YAVUZ kaleme aldı, BİNBİR DAMLA bölümünde yayınlandı.


Kabirden Gelen Yardım


Ahmed ibn Muhammed ed-Dimyatî (ö.1705) anlatıyor:

Bir kıtlık yılında annemle hacca gitmiştim. Yanımızda Mısır’dan aldığım iki deve vardı. Haccı bitirip Medine’ye döndüğümüzde develer ölüverdi. Deve alacak veya kiralayacak paramız da yoktu. Şeyhimiz Safiyüddin el-Kaşşaşî’ye giderek halimizi anlattım. Biraz sustuktan sonra dedi ki:

- Şimdi Hz. Hamza’nın kabrine git; kabrinin yanında durarak kolayına geldiği kadarıyla biraz Kur’an okuduktan sonra başına gelenleri aynen ona haber ver!

Kuşluk vakti onun kabrine giderek Kur’an okudum ve başımdan geçenleri anlattım. Öğleden önce döndüm ve abdest alıp mescide girdim. Beni gören annem, bir adamın beni sorduğunu ve Harem’in gerisinde beni beklediğini söyledi. Hemen ona gittim. Ak sakallı ve heybetli bir adamla karşılaştım. Bana “Merhaba ey Şeyh Ahmed!” deyince ben de elini öptüm. Bana Mısır’a gitmemi söyledi. “Benimle gel de sana bir adamla binek kiralayayım.” dedi. Birlikte yürüyerek Medine’de Mısır hacılarının bulunduğu yerdeki bir çadıra girdik. Selam verince çadır sahibi hürmetle kalkıp onun elini öptü.

O çadır sahibine: “Şeyh Ahmed ve annesini Mısır’a götürmeni istiyorum.” dedikten sonra uygun görülen ücretin çoğunu kendisi verdi. Annemi ve eşyamı getirmemi söyledi. Onları alıp getirdim. Ücretin kalan kısmını da Mısır’a varınca ödememi şart koştu. Kabulden sonra Fatiha okudu ve adamın bana iyi davranmasını tembihledi. Sonra birlikte mescide geldik. Bana önden girmemi söyledi. Namaz sırasında onu gözetledimse de sonra gözden kaybettim. Döndüm tutulan adama onun kim olduğunu sordum:

- Onu tanımıyorum ve bugüne kadar da görmedim. Fakat yanıma gelince ona karşı ömrümde görmediğim bir saygı duydum, dedi.

Dönüp tekrar aramama rağmen onu göremedim. Durumu Şeyh Safiyüddin’e ilettim. Onun Hz. Hamza’nın cesede giren ruhaniyeti olduğunu söyledi. Ücretli adam ise bizi -Hz Hamza r.a. bereketiyle- görülmemiş bir sevgi ve ikram içinde Mısır’a götürdü.

Yusuf en-Nebhanî, Câmiu Kerâmâti’l-Evliyâ (Beyrut 1989), 1/133-34.


Şah-ı Nakşibend Bereketi


Iraklı Seyyid Mahmud isimli bir zat anlatıyor:

Rüyamda Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemi güzel bir mekanda görmüştüm. Yanında ise heybet ve saygı uyandıran bir zat vardı.

Rasul-i Ekrem Efendimiz’e dedim ki:

- Tevazu ve edeple duran bu heybetli şahıs kimdir? Ben sizin sohbetinizle şereflenemedim; zamanınıza ulaşmanın ve sizinle buluşmanın bereketine eremedim, bu saadeti kaçırdım. Ben şimdi ne yapayım ya Rasulallah?

Allah Rasulü aleyhissalatü vesselam bana dedi ki:

- Bereketime ve beni görmenin faziletine ermek istersen Bahaüddin’e uyman gerekir. (Muhammed Bahaüddin Şah-ı Nakşibend k.s.)

Bunu derken yanındaki muhterem zatı gösterdi. Bu şeyhi daha önce görmüş değildim. Uyandığım zaman onun ismini ve hatırladığım eşkalini bir kitabın arkasına yazdım.

Uzun bir müddet sonra, bir gün bir manifaturacı dükkanında oturuyordum. Üstünde nur ve heybet bulunan bir adam geldi ve oturdu. Yüzünü görünce rüyadaki o simayı hatırladım. Bende büyük bir hal hasıl oldu. Kendime gelince evimi şereflendirmesi isteğimi sundum. Kabul etti. Kalkıp o önümde ben arkasında yürüdük. Dönüp bakmadan evime kadar gitti. Bu durum onda gördüğüm ilk keramet olmuştu. Çünkü daha önce asla evimi görmüş değildi. Eve girince de bana mahsus olan ve içinde kütüphanem bulunan odaya geçti. Sonra şerefli elini uzatarak aralarından bir kitap çıkardı ve onu bana verdi.

- Bunun arkasına yazdığın nedir? dedi.

Bir de baktım ki, arkasına rüya ve tarihini yazdığım kitabın ta kendisi! Bunun üzerinden yedi sene geçmişti. Onun bu duruma vakıf olmasından dolayı bende evvelkinden daha büyük bir hal (cezbe hali) meydana geldi. İçinde bulunduğum halden sıyrıldığım zaman bana şefkat gösterdi, kendi cemaatinden olmamı kabul etti, beni kapısında hizmet saadetiyle şereflendirdi.

Câmiu Kerâmâti’l-Evliyâ, 1/249.


Müride Hırsızlık Teklifi


Şah-ı Nakşibend Hazretleri’nin müritlerinden biri onu Buhara’ya davet etmişti. Akşam ezanı okunduktan sonra Necmeddin Daderk isimli müridine sordu:

- Sana emrettiğim her şeyi yerine getirir misin?

- Evet, dedi Necmeddin.

- Eğer hırsızlık yapmanı da emretsem yapar mısın?

- Hayır, bunu yapamam. Çünkü Allah haklarına tevbe kefaret olarak yeterli olur; fakat bu iş kul haklarındandır.

- Madem ki emrimizi tutmazsın, bize arkadaşlık da etme!

Mevlâna Necmeddin bu cevap üzerine korku ve endişeye kapıldı, yeryüzü ona dar geldi. Derhal tevbe ve pişmanlık izhar etti. Onun hiçbir emrine muhalefet etmemeye de azmetti. Orada bulunanlar da ona acıyarak aracı oldular ve şeyhten onu affetmesini rica ettiler. Şeyh Hazretleri de adamı bağışladı.

Sonra Şah-ı Nakşibend Hazretleri, yanında Necmeddin ve birkaç müridi olduğu halde dışarı çıktı. Bab-ı Semerkand mahallesine yürüdüler. Şeyh bir evi göstererek dedi ki:

- Şunun duvarını delin de içeri girin. Falan yerinde içi eşya dolu bir çanta bulacaksınız. Onu alıp getirin.

Söylendiği gibi yaptılar. Sonra oracıkta bir köşeye birlikte çekilip oturdular. Bir süre sonra köpek ulumaları duydular. Şeyh Hazretleri, Necmeddin ve bazı arkadaşlarını o eve gönderdi. Oraya varınca, hırsızların diğer bir duvarı delerek içeri girdiklerini ve orada bir şey bulamadıklarını anladılar. Hırsızlar kendi aralarında: “Bizden önce hırsızlar gelmiş de içeridekileri almışlar!” diyorlardı.

Şeyh Hazretleri’nin müritleri bu işe şaştılar. Ev sahibi ise kendisine ait bir bostanda bulunuyordu. Şah-ı Nakşibend k.s. sabahleyin bir müridiyle eşyalarını ona gönderdi. Mal sahibini şöyle haberdar etmesini de tembihledi: “Dervişler senin eve uğramışlar da, şu hırsızlık meselesini fark ederek eşyaları hırsızlardan kurtarmışlar.” Sonra Mevlâna Necmeddin’e bakıp dedi ki:

- Emre uymuş olsaydın daha çok hikmetler görürdün.

Câmiu Kerâmâti’l-Evliyâ, 1/250.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kabirden Gelen Yardım
« Posted on: 16 Nisan 2024, 18:30:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kabirden Gelen Yardım rüya tabiri, Kabirden Gelen Yardım mekke canlı, Kabirden Gelen Yardım kabe canlı yayın, Kabirden Gelen Yardım Üç boyutlu kuran oku Kabirden Gelen Yardım kuran ı kerim, Kabirden Gelen Yardım peygamber kıssaları, Kabirden Gelen Yardım ilitam ders soruları, Kabirden Gelen Yardımönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes