> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Başyazı > İki Yol Bir Tercih
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İki Yol Bir Tercih  (Okunma Sayısı 966 defa)
28 Ağustos 2011, 11:15:53
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 28 Ağustos 2011, 11:15:53 »



İki Yol, Bir Tercih



Haziran 2008 114.SAYI
 

Mübarek EROL kaleme aldı, BAŞYAZI bölümünde yayınlandı.

Son asır ideolojiler asrı oldu. Batıdaki fikrî mücadele ortaya birçok farklı yol çıkardı. Hayatı farklı yorumlayan, farklı tanımlayan ideolojiler müslüman toplumları da etkiledi. İslâm’ın belirlediği yoldan çıkanlar veya kendince tevil ederek istikameti değiştirmeye çalışanlar oldu.

Bugün bunun tesiri devam ediyor. Arayış içinde olan insanlar için çok farklı yollar bulunuyor. Teknolojinin ulaştığı seviye ile de yoğun haber ve bilgiye maruz kalan insanlar ne yapacaklarını bilemeden bocalayıp duruyorlar.

Yol bilmeyen, gideceği yönü dahi tespit edemeyen gariban yolcunun önüne birçok yol çıkarsa, elbette ki yolunu şaşırır. Zamanımızın insanı da önüne çıkan bir sürü yol içinde yolunu şaşırmış bir yolcu gibidir. Bir yolun başına varır, çıkmazı görünce bir başka yola sapar, o yolun da sonuna ya varır ya da varamadan ömür sermayesini tüketir gider.

Yol her şeyden önce ikiye ayrılmıştır. Adem Aleyhisselam’ın yaratılması ve meleklerin Rabbimizin emrine itaat ederek O’na secde etmeleri; şeytanın ise emre isyan ederek secde etmemesi ezelde böyle bir ayrımı doğurmuştur. Bu yollardan biri hak, biri batıldır. Sayılamayacak kadar çokmuş gibi gözüken  yollar aslı itibariyle bu iki yoldan ibarettir. Rabbimiz mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’de: “Bir de ona iki yol gösterdik.” (Beled, 10) buyurmaktadır.

Meşhur sahabi Abdullah b. Mesud r.a. diyor ki: “Bir gün Rasul-i Ekrem s.a.v. bizlere yerde düz bir çizgi çizdi ve ‘İşte bu yol Allah’ın yolu, Allah’a giden yoldur.’ buyurdu. Sonra sağında ve solunda bazı çizgiler çizdi ve ‘Bunların her birinin başında kendisine davet eden bir şeytan oturur.’ buyurdu.” (Neseî, Hakim)

Evet, haktan başka yollar çok ama her birinin başında bir şeytan oturmaktadır. Hak ve hakikatten başka, ancak şeytanın yolu olan batıl yol vardır. Biz müslümanlar olarak hak yola tâbi olduğumuzda, batıl yol ne kadar çok olursa olsun bizi şaşırtmaz. Yolların çok olması ancak hakikatten sapmış insanların Hakk’ı bulmasını zorlaştırır.

Müslümanın yolu bellidir. Bu yol Cenab-ı Hakk’a giden, başında Fahr-i Alem s.a.v. olmak üzere peygamberlerin yoludur. Bu yol peygamberlerin vârisi olarak müjdelenmiş ve Hakk’a vasıl olmuş evliyanın yoludur.

Cenab-ı Mevlâ’nın yoluna davet eden peygamberler hep birbirini tasdik ederek geldikleri gibi onların yolundan giden ve vârisleri olan evliyaullah da hep birbirini tasdik etmişlerdir. Bu durum kıyamete kadar devam eder. Çünkü Hz. Adem Aleyhisselam’dan bu yana hak yolda bir değişiklik olmamış; öncekileri bir inkâr, geçmişle bir çelişki görülmemiştir.

Küfrü seçerek batıl yolda yürüyenlerde ise durum bunu tam aksidir. Batıl yolun yolcularının her devirde yeni bir arayışa girdikleri, yeni bir düşüncenin peşinden gittikleri ve devamlı geçmişi kötülediklerine şahit olunur. Geçmişlerini tasdik edemezler, zira geçmişlerinden gösterebilecekleri parlak bir tablo yoktur. Düşüncelerinin bozukluğu, fikirlerinin çürüklüğü, yanlışlığı kısa bir zamanda ortaya çıkmış ve acı sonuçları görülmüştür. Her seferinde bir başka hüsrana kadar yeni bir  yol bulmuş ve onu denemişlerdir.

Hak ve hakikatı bulamayan insan devamlı bir arayış içindedir. Batıl fikir sahipleri de bu arayış içindeki kimseleri aralarına almak için aslında yeni ve değişik bir şey ortaya koyamadıkları halde, aynı fikir ve düşünceleri yeniymiş gibi gündeme getirirler. Yeni umutlarla insanları kandırırlar.

Yolunda gittikleri şeytan da insanoğluna karşı aynı metodu uygulamakta, aynı yolu takip etmektedir. Büyüklerimiz bu durumu şöyle izah etmişlerdir: Şeytan seni bir günah işlemeye çağırır da sen o işi yapmamak suretiyle ona muhalefet edersen, başka bir günahı işlemek için seni kandırmaya çalışır. Zira İslâm’a aykırı olan bütün davranışlar şeytana göre aynıdır. Şeytanın maksadı devamlı bir suretle seni herhangi bir günaha davet etmekten ibarettir. Küfür ehli de şeytanî bir çabayla insanları kendi saflarında toplamaya çalışırlar.

Mümin kılığındaki bazı insanlar da, geçmişteki insanlardan daha akıllı olduklarını ve onlardan daha iyi düşündüklerini kabul ettirmeye çalışırlar. Birçok hileli akıl oyunlarıyla, söz cambazlığıyla öncekilerin geçerliliğini ortadan kaldırmaya çalışır, asırlardır sabit olan ilkeleri sarsmaya çalışırlar. Onların bu yaptıklarının başında da geçmişte olduğu gibi bir şeytan oturmaktadır. Aslında oynadıkları oyunlar belli olmakta, çirkin bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Çünkü aklın da belli bir sınırı var. Bu sınırı Cenab-ı Hak koymuştur. İnsaf ehli olanların bu akıl oyunlarına gelmesi mümkün değildir. Keşke akıllarını Hakk’ın emirleri doğrultusunda kullansalar. Akıl hak yolda kullanılınca faydalı, haktan ayrılınca zararlı olmuştur.

İnsan ne zaman hak yoldan, İslâm’dan ayrılırsa mutlaka cahiliyetin kuyusuna düşer. Cahiliyetin karakteri de hep aynıdır. Zaman, zemin farklı olsa, değişik görünümler sergilese de yaptığı hep aynıdır. Aynı ilkelliğe, zalimliğe, çirkinliğe sahiptir. Zira cahiliyete düşen insan, ilk önce Allah’a isyan eden şeytanın yolundan gitmektedir. Bunun içindir ki hem şeytanın hem de yolundan gidenlerin hareketleri birbirine benzemektedir.

Fahr-i Alem s.a.v. veda haccında: “Ben size öyle bir şey bıraktım ki ona sımsıkı sarılırsanız hiçbir zaman sapmazsınız. O Allah’ın Kitabı ve O’nun Peygamberi’nin sünnetidir.” buyurmuştur. Fahr-i Alem s.a.v.’in bıraktığı emanetler eksiksiz olarak elimizdedir. Ne yazık ki bu emanetlere sahip çıkarak onlara tâbi olanlar azınlıktadır.

İşte asrımızın ve müslümanların en başta çözülmesi gereken meselesi budur. Bu meselenin çözümünde bizlere yardımcı en önemli unsur ise, Peygamber s.a.v. Efendimiz’den devraldığı mirasla hak yol üzerinde sabit olan kutsî rehberlerdir. Onlara uymak, onların tasarrufundan faydalanmak şeytanın tuzaklarına düşmememize yardımcı olacaktır.

Fahr-i Cihan s.a.v.: “Sünnetime ve benden sonra gelen Hulefa-i Raşidînin doğru yoluna bütün gücünüzle yapışın.” (Ebu Davud, Tirmizî) buyurmuştur. Bu hadis-i şerifteki emre uyan müslümanlar, bozuk ve sapık yolların çokluğuna rağmen her devirde kurtuluşa ermişlerdir. Bu yolda sebat etmeyen müslümanlara ise bozuk düşünce ve fikirlerin bulaşması korkusu vardır.

Geçmişte kurtuluş yolu İslâm’dı. Bugün de kurtuluş yolu, gidilecek tek yol İslâm’dır. Ancak bu yolun yolcuları kurtuluşa erecek, kimsenin kimseye hayrının olmadığı büyük günde ancak onların yüzü aydınlık olacaktır.

Rabbimizin tevfik ve inayeti ile...


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İki Yol Bir Tercih
« Posted on: 19 Nisan 2024, 22:12:53 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İki Yol Bir Tercih rüya tabiri,İki Yol Bir Tercih mekke canlı, İki Yol Bir Tercih kabe canlı yayın, İki Yol Bir Tercih Üç boyutlu kuran oku İki Yol Bir Tercih kuran ı kerim, İki Yol Bir Tercih peygamber kıssaları,İki Yol Bir Tercih ilitam ders soruları, İki Yol Bir Tercihönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes