- ´raz

Adsense kodlarý


´raz

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
armi
Mon 1 February 2010, 06:21 pm GMT +0200
´RÂZ



Baþka bir nesne ile varolan, kendi basýna varolmayan "devamlý olmayan þey". Terim anlamý ise; "baþkasýna yani cevher ve cisme baðlý olarak varlýðýný gösterebilen ve devamlý olmayan þey"dir (Nûreddîn es-Sâbûnî, el-Bidâye, Ankara 1982, 19).

Ýslâm âlimleri, Allah´ýn varlýðýný ispatta genellikle "hudus" delilinden yararlanmýþlardýr. Hudus deliliyle, alem (Allah´tan baþka her þey)in hadis (sonradan) olmasý prensibinden hareket ederek Allah´ýn yegâne yaratýcý olmasýný ispat ederler. Hudus delilini ileri sürmeðe de âlemin aslýný oluþturan iki unsuru zikirle baþlarlar. O da, âlemin cevherler ve ârâzdan meydana gelmiþ olmasýdýr. Ârâzý anlayabilmek için önce cevherin tarifini yapmak lâzýmdýr. Cevher, "kendi baþýna boþlukta yer tutan ve baþkasýna baðlý olmadan kendini gösterebilen þey"e denir. Esasen cevherin tarifi þöyledir: "Bölünmeyen en küçük parçaya cevher denir." Cevherlerin birleþmesiyle meydana gelene cisim denir. Demek ki boþlukta yer kaplayan bir varlýða cevher, bunun çeþitli sýfatlarýna ve özelliklerine de ârâz denir. Meselâ, taþ cevher; katýlýðý ise arazdýr.

Ýslâm alimlerinin ârâz konusundaki açýklamalarýnda belirgin bir fark yoktur. Eþ´ariyye ve Mutezile ârâz´ýn izahý konusunda ayrý görüþler ortaya koymaktadýrlar. Eþ´ariye´ye göre ârâz, sonradan meydana gelen ve yer iþgal eden bir nesne ile var olan þeydir. Buna göre, menfi sýfatlar ve yokluklar, yer kaplayan bir cisme hâl, yahut sýfat olamazlar. Allah ise, zaman ve mekan sýnýrlarý içinde bulunmasý söz konusu olmadýðýndan, O´nun sýfatlarý ârâz olamaz.

Mutezile´ye göre ise araz yoklukta varlýðýný sürdürür. Eðer varlýða çýkacak olsa, yer kaplayan bir cisim ile ayakta durabilir. Böylece Mutezile, bu görüþü ile "yokluk"u bir varlýk alaný olarak kabul etmektedir. Mutezile ekolünden Ebu Huzeyl Allaf ve onu izleyenler, Mutezile´nin bu görüþünü benimsememiþlerdir .

Ârâzlar, ancak cevher ve cisimlerde varlýklarýný gösterebilirler. Çünkü bunlar madde deðildirler. Maddenin çeþitli vasýflan ve özellikleridirler. Önce madde olmalý ki ondan sonra bir sýfat, bir özellik sözkonusu olabilsin.

Ârâzlar otuzdan fazladýr. Renkler, tatlar, kokular, hareket-durma gibi oluþlar, sesler... bunlardandýr.

Ârâzlarýn belli baþlý özellikleri þunlardýr: Ârâzlar, bir yerden baþka bir yere taþýnmazlar. Ârâzlar, ârâzlarla bulunmazlar. Ârâzlar, devamlý olmazlar. Bir ârâz, iki yerde bulunmaz. (el-Cürcânî, Þerhu´l-Mevâkýf, Ýstanbul 1286 h., 190 vd.)

Ârâzlar hadistir. Ârâzlarýn hadis oluþunu biz tecrübeyle, müþahedeyle ve delille biliyoruz. Sükûndan sonra hareketin; karanlýktan sonra ýþýðýn; beyazlýktan sonra siyahlýðýn gelmesi gibi. Sükûn gelince, hareket yok olmakta, hareket gelince de sükûn yok olmaktadýr.

Cevher ve cisimler de mutlaka ârâzlarla bulunurlar, ârâzsýz olamazlar. Ârâzlar hadis olduðuna göre hadis olan ârâzsýz bulunamayan cevher ve cisimler de zorunlu olarak hadis olacaktýr. Böylece âlemin (Allah´tan baþka her þeyin) hadis (sonradan) olduðu ortaya çýkýnca, hadis olmayan bir yaratýcýnýn bunlarý yaratmasý zarurî oluyor. Böylece Allah´ýn varlýðý ispat edilmiþ oluyor. (Sâdeddîn er-Taftâzânî, Þerhû´l-Akâid, Ýstanbul 1970, 46 vd.)