armi
Thu 24 December 2009, 05:46 pm GMT +0200
Zeval Vakti, Gölgenin Uzama Ve Kısalmasının Ayaklar Yardımıyla Bilinmesi Hakkındadır
Bu fasılda, zeval vaktini, gölgenin uzunluk ve kısalığının ayak yardımıyla bilinmesini ve bunun yaz-kış mevsimlerinde gösterdiği farklılığı ele alacağız.
Yüce Allah buyurdu ki: "Bakmaz mısın Rabbinin eserlerine? Gölgeyi nasıl uzatmakta? Dileseydi elbet onu hareketsiz de kılardı. Sonra Biz nasıl güneşi ona (gölgeye) rehber yapmışızdır". (Fur-kan/45) Başka bir ayet-i kerimede ise Allah Teala şöyle buyurmaktadır: "Biz geceyi gündüzü iki alamet yapmışızdır. Sonra gece alametini giderip, gündüz alametini gösterici kıldık ki, Rabbinizden lütuf isteyesiniz ve senelerin sayısını ve hesabını bilesiniz". (İs-ra/12) Diğer bir ayet-i kerimede de şöyle buyurmuştur: "Güneş ve ay bir hesap ile akıp gider" (Rahman/5)
İslâm ümmetinin sıfatlarıyla ilgili olarak Ebu´d-Derda (ra) ve Ka´bul-Ahbar´dan rivayet edilen bir hadiste; Ümmet´in namaz kılmak için gölgeleri gözettikleri söylenerek şöyle denilmiştir: Kulların Allah Teala´ya en sevimli gelenleri, Allah´ı zikretmek için güneş, ay ve gölgelerin hareketlerine riayet edenleridir.
Bazı alimler ise, bu Ümmet´in ibadetlerini hesab ile bildiklerini söylemişlerdir. Hadis Ehli´nden gelen bilgilere göre, gece ve gündüzün toplamı yirmidört saattir. Bu saatlerden her biri otuz arpadan oluşur. Gece ve gündüzün her birinden günde bir arpa alınır ve böylece ayın başıyla sonu arasında tam otuz arpalık bir saat kemal bulmuş olur. Güneş de bir ayda otuz dereceye erer. Çünkü o, her gün bir derecede olur. Bunun açıklaması şöyledir:
Eylül ayından onyedi gün geçince gün ve gece eşit olur. Sonra gece, gündüzü eksiltmeye başlar ve ondan her gün bir arpa alır. Bu şekilde devam eder ve otuz arpa alınca tam bir saat uzamış olur. Bu, Aralık ayının onyedinci gününe kadar devam eder. O gün, gecenin uzayıp günün kısalması durur. O gece, yılın en uzun gecesi olup tam onbeş saat olur. O gün de yılın en kısa günü olup sadece dokuz saattir.
Bundan sonra gündüz geceyi eksiltmeye başlar. Bu durum onyedi Haziran´a kadar böyle devam eder. O gün, gündüzün uzayıp gecenin kısalması durur. O gün gündüzün uzunluğu onbeş saat, gecenin uzunluğu da sadece dokuz saat olur. Daha sonra gündüz her gün bir arpa eksilmeye başlar. Eylül ayının onyedinci günü, gece ile gündüz tekrar eşitlenir, Hesab daha sonra aynı şekilde devam eder.
Bu hesaba göre namaz saatleri şöyle olur: Güneş durduğu zaman, bu zevalin öncesidir. Güneş en ufak şekilde eksilmeye başladığında bu Öğle namazı vaktinin başlangıcı olur. Zevalden sonra yedi ayak[57] kadar uzadığında İkindi namazının vakti girmiş, öğle namazının vakti sona ermiş olur. Hadiste bildirildiğine göre, güneş bir Şirak (-nalın tasması boyu) kadar zeval bulduğunda Öğle namazının vakti başlamış olur. Her şeyin gölgesi kendi boyuna denk oluncaya kadar Öğle vaktidir. Bundan sonra Öğle vakti sona erip İkindi namazının vakti girer. Allah Resulü de (sav) ilk gün böyle namaz kılmış, başka bir gün de her şeyin gölgesinin kendisine müsavi olduğu gün Öğle namazı kılmıştır. Bu da Öğle namazının bitiş sınırıdır. İkindi namazının vakti de bunu takiben başlar.
İkindi namazını da her şeyin gölgesinin kendi boyunun iki misli olduğu halde kılmış ve şöyle buyurmuştur: "Bu ikisi arasında bir namaz vakti vardır".[58]
Namaz vaktini öğrenmek için gölgeyi ölçmek istediğinizde, düz bir yere bir çubuk veya bir boyluk bir şey çakın. Sonra da gölgenin başlangıç yerini ve bitiş noktasını tesbit edin ve gölgenin bulunduğu yere bir çizgi çekin ve gölgenin o çubuktan uzun olup olmadığına bakın. Eğer gölge kısa ise, güneş henüz zevale başlamamıştır. Gölge dik olduğunda, günün ortası demektir ki bu saatte namaz kılınmaz. Gölge, çubuktan daha uzunsa, güneşin zeval vaktine girdiği anlaşılır. Bu vakitten, gölgenin eşya ile aynı uzunlukta olduğu vakte kadar Öğle namazı vakti olur. Gölge bundan sonra bir ayak daha uzun olursa ikindi namazının vakti girmiş olur.
Gölgenin uzunluğunu kendi boyunuzla ölçmek istediğinizde ayağa kalkarsınız. Kendi boyunuz, üzerinde durduğunuz ayağınız dışında yedi ayak uzunluğundadır. Gölge dikildiğinde yüzünüzü güneşe çevirin, sonra bir kişiye gölgenizin eriştiği yeri işaretletin. Daha sonra topuğunuzdan, o işarete kadar olan mesafeyi ölçün. Eğer bu mesafe, yedi ayaktan kısa ise, güneş henüz gölgeden zeval bulmamış demektir. Bu da öğle vaktinde bulunduğunuzu, ikindi vaktinin ise henüz girmediğini gösterir.
Gölge boyunun, sizden uzun olmaya başlaması ise ikindi vaktinin başladığı gösterir. Ayaklarla yapılan bu ölçme, yaz ve kış mevsimlerinde farklılık gösterir. Gölge, bazı günler uzun, bazı günler de kısa olabilir. Bunu bilmenin yolu, Mayıs ayının onyedinci günü gece ile gündüzün eşitlenme sidir. O gün güneş, insanın gölgesinin uzunluğu sadece üç ayak iken zeval bulmaya başlar. Yere çaktığınız her türlü eşyanın gölgesi de böyledir. O gün zeval vakti her şeyin gölgesi, onun yedide üçü kadar olur. Bundan sonra gölgenin boyu her otuzaltı günde bir ayak kadar kısalmaya devam eder.
Gündüzün uzayıp gecenin kısalması Haziran ayının onyedinci günü durduğunda, güneş insanın gölgesinin sadece yarım ayak boyunda zeval vaktine girmekte olur. Bu, gölge uzunluğuna göre güneşin zeval bulma ölçüsünün en kısa olanıdır. Bundan sonra her otuzaltı günde bir ayak olmak üzere gölgenin boyu uzamaya başlar. Bu şekilde Eylül ayının onyedinci gününe kadar devam eder. O gün gece ile gündüz yine eşitlenir. Onyedi Eylül günü insanın gölgesi üç ayak uzunluğunda iken güneş zevale girer.
Bundan sonra, gölgenin boyu her ondört günde bir ayak olacak şekilde uzar ve ta ki dokuz buçuk ayak boyunda zeval bulmaya kadar çıkar. Bu, güneşin zeval bulma vakti bakımından yıl içinde görülen en gölge boyudur. Bundan sonra onyedi Mayıs´a kadar gölgenin boyu her ondört günde bir ayak azalır. O gün, gece ile gündüzün eşitlendiği gündür. Onyedi Mayıs günü, güneşin zevali, gölge boyu üç ayak iken başlar. Bu, aynı zamanda yaz mevsiminin de başlangıç işaretidir. Gölge boyunun yaz aylarında her yirmialtı günde bir ayak, kış ve bahar aylarında ise her ondört günde bir ayak kadar uzayıp kısalmasına dair söylediklerimiz, son dönem astronomi alimlerinin verdikleri bilgilere dayanmaktadır.
Bu fasılda, zeval vaktini, gölgenin uzunluk ve kısalığının ayak yardımıyla bilinmesini ve bunun yaz-kış mevsimlerinde gösterdiği farklılığı ele alacağız.
Yüce Allah buyurdu ki: "Bakmaz mısın Rabbinin eserlerine? Gölgeyi nasıl uzatmakta? Dileseydi elbet onu hareketsiz de kılardı. Sonra Biz nasıl güneşi ona (gölgeye) rehber yapmışızdır". (Fur-kan/45) Başka bir ayet-i kerimede ise Allah Teala şöyle buyurmaktadır: "Biz geceyi gündüzü iki alamet yapmışızdır. Sonra gece alametini giderip, gündüz alametini gösterici kıldık ki, Rabbinizden lütuf isteyesiniz ve senelerin sayısını ve hesabını bilesiniz". (İs-ra/12) Diğer bir ayet-i kerimede de şöyle buyurmuştur: "Güneş ve ay bir hesap ile akıp gider" (Rahman/5)
İslâm ümmetinin sıfatlarıyla ilgili olarak Ebu´d-Derda (ra) ve Ka´bul-Ahbar´dan rivayet edilen bir hadiste; Ümmet´in namaz kılmak için gölgeleri gözettikleri söylenerek şöyle denilmiştir: Kulların Allah Teala´ya en sevimli gelenleri, Allah´ı zikretmek için güneş, ay ve gölgelerin hareketlerine riayet edenleridir.
Bazı alimler ise, bu Ümmet´in ibadetlerini hesab ile bildiklerini söylemişlerdir. Hadis Ehli´nden gelen bilgilere göre, gece ve gündüzün toplamı yirmidört saattir. Bu saatlerden her biri otuz arpadan oluşur. Gece ve gündüzün her birinden günde bir arpa alınır ve böylece ayın başıyla sonu arasında tam otuz arpalık bir saat kemal bulmuş olur. Güneş de bir ayda otuz dereceye erer. Çünkü o, her gün bir derecede olur. Bunun açıklaması şöyledir:
Eylül ayından onyedi gün geçince gün ve gece eşit olur. Sonra gece, gündüzü eksiltmeye başlar ve ondan her gün bir arpa alır. Bu şekilde devam eder ve otuz arpa alınca tam bir saat uzamış olur. Bu, Aralık ayının onyedinci gününe kadar devam eder. O gün, gecenin uzayıp günün kısalması durur. O gece, yılın en uzun gecesi olup tam onbeş saat olur. O gün de yılın en kısa günü olup sadece dokuz saattir.
Bundan sonra gündüz geceyi eksiltmeye başlar. Bu durum onyedi Haziran´a kadar böyle devam eder. O gün, gündüzün uzayıp gecenin kısalması durur. O gün gündüzün uzunluğu onbeş saat, gecenin uzunluğu da sadece dokuz saat olur. Daha sonra gündüz her gün bir arpa eksilmeye başlar. Eylül ayının onyedinci günü, gece ile gündüz tekrar eşitlenir, Hesab daha sonra aynı şekilde devam eder.
Bu hesaba göre namaz saatleri şöyle olur: Güneş durduğu zaman, bu zevalin öncesidir. Güneş en ufak şekilde eksilmeye başladığında bu Öğle namazı vaktinin başlangıcı olur. Zevalden sonra yedi ayak[57] kadar uzadığında İkindi namazının vakti girmiş, öğle namazının vakti sona ermiş olur. Hadiste bildirildiğine göre, güneş bir Şirak (-nalın tasması boyu) kadar zeval bulduğunda Öğle namazının vakti başlamış olur. Her şeyin gölgesi kendi boyuna denk oluncaya kadar Öğle vaktidir. Bundan sonra Öğle vakti sona erip İkindi namazının vakti girer. Allah Resulü de (sav) ilk gün böyle namaz kılmış, başka bir gün de her şeyin gölgesinin kendisine müsavi olduğu gün Öğle namazı kılmıştır. Bu da Öğle namazının bitiş sınırıdır. İkindi namazının vakti de bunu takiben başlar.
İkindi namazını da her şeyin gölgesinin kendi boyunun iki misli olduğu halde kılmış ve şöyle buyurmuştur: "Bu ikisi arasında bir namaz vakti vardır".[58]
Namaz vaktini öğrenmek için gölgeyi ölçmek istediğinizde, düz bir yere bir çubuk veya bir boyluk bir şey çakın. Sonra da gölgenin başlangıç yerini ve bitiş noktasını tesbit edin ve gölgenin bulunduğu yere bir çizgi çekin ve gölgenin o çubuktan uzun olup olmadığına bakın. Eğer gölge kısa ise, güneş henüz zevale başlamamıştır. Gölge dik olduğunda, günün ortası demektir ki bu saatte namaz kılınmaz. Gölge, çubuktan daha uzunsa, güneşin zeval vaktine girdiği anlaşılır. Bu vakitten, gölgenin eşya ile aynı uzunlukta olduğu vakte kadar Öğle namazı vakti olur. Gölge bundan sonra bir ayak daha uzun olursa ikindi namazının vakti girmiş olur.
Gölgenin uzunluğunu kendi boyunuzla ölçmek istediğinizde ayağa kalkarsınız. Kendi boyunuz, üzerinde durduğunuz ayağınız dışında yedi ayak uzunluğundadır. Gölge dikildiğinde yüzünüzü güneşe çevirin, sonra bir kişiye gölgenizin eriştiği yeri işaretletin. Daha sonra topuğunuzdan, o işarete kadar olan mesafeyi ölçün. Eğer bu mesafe, yedi ayaktan kısa ise, güneş henüz gölgeden zeval bulmamış demektir. Bu da öğle vaktinde bulunduğunuzu, ikindi vaktinin ise henüz girmediğini gösterir.
Gölge boyunun, sizden uzun olmaya başlaması ise ikindi vaktinin başladığı gösterir. Ayaklarla yapılan bu ölçme, yaz ve kış mevsimlerinde farklılık gösterir. Gölge, bazı günler uzun, bazı günler de kısa olabilir. Bunu bilmenin yolu, Mayıs ayının onyedinci günü gece ile gündüzün eşitlenme sidir. O gün güneş, insanın gölgesinin uzunluğu sadece üç ayak iken zeval bulmaya başlar. Yere çaktığınız her türlü eşyanın gölgesi de böyledir. O gün zeval vakti her şeyin gölgesi, onun yedide üçü kadar olur. Bundan sonra gölgenin boyu her otuzaltı günde bir ayak kadar kısalmaya devam eder.
Gündüzün uzayıp gecenin kısalması Haziran ayının onyedinci günü durduğunda, güneş insanın gölgesinin sadece yarım ayak boyunda zeval vaktine girmekte olur. Bu, gölge uzunluğuna göre güneşin zeval bulma ölçüsünün en kısa olanıdır. Bundan sonra her otuzaltı günde bir ayak olmak üzere gölgenin boyu uzamaya başlar. Bu şekilde Eylül ayının onyedinci gününe kadar devam eder. O gün gece ile gündüz yine eşitlenir. Onyedi Eylül günü insanın gölgesi üç ayak uzunluğunda iken güneş zevale girer.
Bundan sonra, gölgenin boyu her ondört günde bir ayak olacak şekilde uzar ve ta ki dokuz buçuk ayak boyunda zeval bulmaya kadar çıkar. Bu, güneşin zeval bulma vakti bakımından yıl içinde görülen en gölge boyudur. Bundan sonra onyedi Mayıs´a kadar gölgenin boyu her ondört günde bir ayak azalır. O gün, gece ile gündüzün eşitlendiği gündür. Onyedi Mayıs günü, güneşin zevali, gölge boyu üç ayak iken başlar. Bu, aynı zamanda yaz mevsiminin de başlangıç işaretidir. Gölge boyunun yaz aylarında her yirmialtı günde bir ayak, kış ve bahar aylarında ise her ondört günde bir ayak kadar uzayıp kısalmasına dair söylediklerimiz, son dönem astronomi alimlerinin verdikleri bilgilere dayanmaktadır.