- Zerde Fiili

Adsense kodları


Zerde Fiili

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
meryem
Sat 12 February 2011, 03:52 pm GMT +0200
 
Zerde Fiili

 Zer', Allah'ın ibda ettiği şeyi ortaya koymasıdır. "Zera' Allahu'l-halka", Allah mahlûkâtın şahıslarına vücud verdi, demektir [119]. El-Bâri' gibi, yaratmak demektir. Bir hadîs-i şerifte:

"Yarattığı, yaydığı, ve can verdiği şeylerin şerrinden Allah'ın tam olan keli­melerine sığınırım" mealinde bir dua vardır. Zer', zürriyetin ya­ratılmasına tahsis edilmiştir [120].

"Allah mahlûkâtı zer' etti (yarat­tı)" demek, onları savurur gibi yaydı, saçtı ve çoğalttı, demek­tir [121]. Bu kelimeye yaratmak ve çoğaltmak mânâsını verenler de çoktur [122]. İbn Kesîr:

"Zera'e, haleka ve bera'e manasınadır" der [123].

Taberî, "İhtira’ suretiyle yaratmadır, aslı zuhurdur (meydana çıkma). 'Tuzun beyazının açığa çıkması için onu savurdu' sözü bu mânâ cümlesinden olmak üzere söylenmiş bir sözdür", der [124] Fîrûzâbâdî:

"Zerae'ş-şey'e, onu çoğalttı, demektir. Zürriyet de bu köktendir, insan ve cinlerin (sakaleyn) neslidir, denildi. Yine zürriyet, küçükler, yani çocuklar, örfte ise, büyük olsun küçük olsun, nesil mânâsına, müfred ve cemi için kullanılır" [125] der.

Bu luğavî açıklamalardan anlaşıldığına göre zer; halk gibi yaratma manasınadır. Ancak ondan farklı tarafları vardır, insan­lara gıda olacak bitkileri, hayvanları ve bilhassa insanları, üreme yoluyla çoğalan ve zürriyeti bulunan cinleri yaratmayı ifade etti­ği gibi, yaratma kavramına çoğaltma, yayma, canlıları dünyaya ve yaşama ortamlarına dağıtma anlamlarını katmaktadır. Şu halde bera'e fiili ile yakınlığı daha ziyadedir.

Zera'e fiil şekliyle Kur'ân-ı Kerîm'de altı defa geçmektedir. İlk defa 39. nüzul sırasında bulunan A'râf sûresinde "Andolsun, cehennem için de birçok insan ve cin yarattık ki (zera'nâ), kalbleri var, fakat onlarla anlamazlar; gözleri var, fakat onlarla göre­mezler; kulakları var, fakat onlarla işitmezler. İşte onlar hayvan­lar gibidir, hatta daha da şaşkın... ve işte onlar gafillerdir!" [126] mealinde yer alır. Daha sonra 55. sıradaki el-En'âm sûresinde şu mealde geçer:

"Allah'ın yarattığı ekin{ler)den ve hayvanlardan Allah'a pay ayırdılar..." [127] sırada yer alan Şûra sûresinde de şu mealde geçer:

"Gökleri ve yeri yoktan var edendir. Size kendinizden çiftler, hayvanlardan çiftler yaratmıştır. Bu (düzen) içinde sizi üretiyor. Zâtına benzer hiçbir şey yoktur. O işitendir, görendir." [128]

Bu âyet-i kerimede çok dikka­te değer noktalar vurgulanmaktadır; Cenab-ı Hakk'ın yoktan var ediciliği; insanlardan, hayvanlardan eşler yaratması; böyle bir çiftler nizamı içerisinde canlıları üretip yayması. Kendisi tek olduğu halde yaratıklarını çift çift yaratıp üreme yoluyla zürriyetler meydana getirip çoğaltarak yeryüzünün her tarafına da­ğıtması. Bu özelliklerin, mahlûkların vasıfları olduğu iyice sez­dirildikten sonra, ni'met olarak verildikleri ifade ediliyor. Tekrar te'kid olarak, kendi Zâtının hiçbir benzerinin bulunmadığı dile getiriliyor. Görüldüğü gibi, ne kadar mânâ insicamı ve iktizası varsa o kadar da lâfız alâkasıyla bezenmiş bir ilâhî kelâm numu­nesi! Bu âyet hem enftisî, hem âfâkî delilleri bir arada tek âyette toplamış eşsiz bir beyan abidesidir. "Yeryüzünde yarattığı muh­telif renklerdeki (hayvanları, bitki)leri de (sizin hizmetinize ver­di). Şüphesiz bunda öğüt alan bir toplum için ibret vardır" [129]

" Çeşitli renklerdeki" ifadesi, renk mânâsına anla­şılabileceği gibi, bitki ve hayvanlar hakkında sınıflar mânâsı da ifade eder. Müfessirlerden bir cemaat de böyle demiştir:

Elvan bu mânâda maruf mecazdır. Râgıb der ki:

"Elvan ile, cins ve ne­viler anlatılır" [130]. Fen bilgisi kitaplarına kadar geçmiş "Elmanın sadece Türkiye'de 460 çeşidi vardır" sözünün ifade ettiği mânâ bile, Cenab-ı Hakk'ın sonsuz ilim ve kudreti karşısında ne kadar şükran borçlu olduğumuzu idrak etmeye yeter de artar. "De ki, "sizi yerden üreten O'dur ve O'na toplanıp götürüleceksiniz" [131] âyeti de aynı mealdedir. Ya­ni, sizi zerre zerre yaratıp arzda yayan, çoğaltarak herhangi bir sebeple şuraya-buraya yayan, O sizi inşa eden Allah'tır. Yoksa ne nema bulur, ne çoğalır, ne dağılırdınız [132].

Zera'e fiilinin geçtiği bütün âyetler Mekkîdir. Fail, müstetir veya açık, her zaman Allah'tır. Mef'ûl ise, insanlar, cinler, rızık, nebat ve hayvanlardır. Aynı kökten zürriyet kelimesi ise daha da çok âyetlerde yer alır.[133]


[119] Muf.,s. 178.

[120] LA, I, 83.

[121] TA, I, 67.

[122] RM, XXIX, 20.

[123] İbn Kesir, II, 179.

[124] RM, VII, 31.

[125] Basâ'ir, III, 7-8.

[126] A'râf: 7/179

[127] En’am: 6/136. 61.

[128] Şûra, 42/11.

[129] Nahl: 16/13.

[130] RM, XIV, 110.

[131] Mülk: 67/24. Mü'minun, 23/79

[132] Elmalılı, VII, 5243.

[133] Veli Ulutürk, Kur’an-ı Kerim’de Yaratma Kavramı, İnsan Yayınları: 33-35.