- Zekatın ödeneceği yerler

Adsense kodları


Zekatın ödeneceği yerler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Fri 17 August 2012, 06:18 am GMT +0200
17. BÖLÜM ZEKÂTIN ÖDENECEĞİ YERLER [71]

 

Zekâtın gider olarak dağıtımında İslâm'ın siyaseti, son dere­ce adaletli ve hikmetlidir. Ortaya çıkan her nizam ve kanunun yeni, daha önce bilinmez hissini veren ve çağımızdaki siyasî ve ik­tisadî nizamların tekâmül ede ede vardıkları en son şekiller hep ona benzerler.

İnsanlar, cahiliye devrinde ve Avrupa'da karanlık ortaçağda vergilerin, çiftçilerden, zanaatkarlardan, meslek sahiplerinden, tüccarlardan ve rızkını elinin emeği, alnının teri, gecenin uyku­suzluğu ve gündüzün yorgunluğu ile kazanan diğer kimselerden ve gümrüklerden nasıl alındığını gayet iyi bilmektedir. Ter, kan ve gözyaşıyla karışık bu mallar, göz kamaştırıcı payitahtında bulu­nan imparatora, krala, etrafındaki dalkavuk, asker ve adamlarına harcanırdı. Geriye bir şey artarsa, şehri genişletmek, güzelleştir­mek ve halkı memnun etmek içindi. Daha da artarsa yüksek ce­naplarına en yakın şehirlere gönderilirdi. Bütün bu sırada o, vergi­lerin toplandığı ve bu malların alındığı emekçi yorgun köylerden, çalışan uzak memleketlerden habersizdi.

İslâm gelince, mal sahiplerini günahlardan temizlemek, muhtaç grupları fakirlik ve ihtiyaç zilletinden kurtarmak için hü­kümete vergiyi almasını emrettiği gibi, zengin müslümanlara da zekâtı ödemelerini farz kıldı. Böylelikle, sosyal, yardım ve sosyal adalet, cemiyetin bütün fertlerine kadar iletilmiş oldu.

Hz. Peygamber zamanındaki Arabistan'ın hayat şartlarını gözönüne getirirsek, açıklanacak olan sınıfların uygulamada yeni oluşmaya başlayan devletle, yeni doğmaya başlayan İslam topluluğunun bütün istek ve ihtiyaçlarını karşıladığını görmek güç olmaz. Bu harcama yerleri, komşu medenî ülkeler olan Bizans ve İran'da bilinenlerin çok ilerisindedir. Hiç kuşkusuz bunlar, aynı zaman­da, herhangi bir devrin ve medeniyetin isteklerini karşılamak üzere, gelişmeye elverişli bir esnekliktedir.

Öbür kanun koyucuları daha ziyade gelir için hükümler ko­yarken, Kur'an-ı Kerim devlet gelirinin harcanacağı yerler hak­kında prensipler ortaya koymuştur. Bu arada Kur'an-ı Kerim, mu­kaddes kitaplar içinde, devlet giderleri hakkında esas prensipleri koyan ilk kitaptır.

Mekke devrindeki âyetlerde aşağıda sayılacak sınıflardan sadece miskin ile İbnu's-sebil zikredilmiştir. Konu mükemmeliye­tine “Mesârifz-Zekât” adı verilerek zekâtın ödeneceği yerleri açık­layan Tevbe: 9/60 âyetiyle ulaşmış ve nihaî olarak açıklanmıştır:

“Sadakalar, yani zekât, sadece

1) (Müslümanlar arasındaki) fakirler,

2) (Gayrimüslimler arasındaki) muhtaçlar,

3) Bu (gelirler) üzerinde çalışan memurlar,

4) Kalpleri kazanılacak kimseler,

5) Boyunduruktan kurtarılması gerekenler,

6) Borca batmış olanlar,

7) Allah yolu,

8) Yolculuğa çıkmış kimseler içindir.

Bunlar, Allah tarafından yüklenmiş bir farzdır; bir mükelle­fiyettir. Allah, Alimdir, Hakîm'dir.”

Klasik hukukçuların, “Mesârifu'z-Zekât” olarak adlandırdığı bu sınıfların her birine özel fonlar olarak da bakabiliriz. Kimlere ve hangi sınıflara ödeme yapılacağı, “Müslümanlara Muhtaç / Müslümanlar Ona Muhtaç Kişilere” şeklinde formüle edilebilir. [72]

Devlet harcamaları açısından bakıldığında, zekâtla ilgili harcamaların, genel olarak transfer harcamaları içinde yer aldığı düşünülebilir. Fakat zekât memuruna ödenen ücrette olduğu gibi cari harcamalar, fi sebîlillah ve İbnu's-Sebîl'in bazı yorumlarının uygulanması halinde ise, yatırım harcamaları şekline de dönüşebi­lir.




[71] Gider olarak zekâtın incelenmesi, esas itibarıyla Kamu Maliyesi'nin inceleme alanına girer. Ancak, İslam hukukunda bu konular genişçe ele alındığı için, bu geleneğe uyularak konunun burada kısaca işlenmesi uygun görüldü.

[72] İbn Kudame, Mugni, c. VI, s. 470; Kardavî, FZ, c. II, s. 643. Mesârifu'z-Zekât'ın klasik uygulamaları için bkz. Yeniçeri, İslâm'da Devlet Bütçesi, s. 194-234.