- Zekat Toplamakla Görevlendirilenler

Adsense kodları


Zekat Toplamakla Görevlendirilenler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
neslinur
Tue 17 August 2010, 05:16 am GMT +0200
Zekat Toplamakla Görevlendirilenler
 

İslam Devleti, vergi konusuna yöneldiği kadar zekat konusu­na da yönelir ve lüzum gördüğü yer ve bölgelerdeki zenginlerin ze­katını toplayıp Kur'an'da belirtilen sekiz sınıfa dağıtmak üzere tahsildarları görevlendirir. Böylece görevli kimsenin fakir ve muh­taç olmasa bile, topladığı zekattan ücretini karşılamak caiz olur. Bu konuda müctehidler arasında az farklı ictihad ve görüş söz ko­nusu olmakla beraber, ekserin re'yi ve ictihadı belirttiğimiz doğrultudadır.

 

İlgili Hadis Ve Rivayetler
 

Büsr b. Said'den yapılan rivayete göre: İbn Sa'd el-Maliki ona şöyle haber vermiştir:

"Ömer (r.a.) beni zekat toplamakla görevlendirdi. Toplayıp işimi tamamladığımda getirip hep­sini Hz. Ömer'e teslim ettim. O, bu husustaki hizmetime karşılık o zekattan ücret almamı emretti. Ben de:

"Ben an­cak Allah için bu hizmeti gördüm" dedim. O bana:

"Sana verileni al" buyurdu ve şöyle ilave etti:

"Çünkü ben de Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz zamanında bu hizmeti yaptım ve O benim hizmetime karşılık (topladığım zekattan) ücretimi verdi. Ben de senin dediğin gibi söyledimse de, Efendimiz: "Sen istemeden sana bir şey verilirse onu ye ve tasaddukta bulun!" buyurdu.[102]

Muttalib b. Rebi'a b. Haris b. Abdilmuttalib'den yapılan ri­vayete göre:

"Kendisiyle Fazl b. Abbas kalkıp Rasulüllah'a git­mişler ve şöyle istekte bulunmuşlar:

"Ya Rasulallah! Bizi şu zekat toplama konusunda görevlendirmen için size gel­miş bulunuyoruz; diğer insanların sağladığı menfaati biz de sağlamak arzusundayız. Diğerlerinin toplayıp size ge­tirdiklerini biz de toplayıp getiririz." Bunun üzerine Rasulüllah onlara şöyle buyurmuştur:

"Şüphesiz ki sadaka (zekat) Muhammed'e ve Onun aline uygun ve layık değildir. Çünkü zekat (bir bakıma zengin) kimselerin kiri­dir."[103]

Büreyde (r.a.) den yapılan rivayete göre, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

"Biz kimi bir iş (zekat toplama ve benzeri bir amel) için görevlendirir ve bundan dolayı onu güzel bir rızık (ücret) le rızıklandırırsak, artık onun bun­dan başkasını ve fazlasını alması hiyanet olur."[104]

 

Hadislerin Işığında Müctehid İmamların İstidlal Ve İhticacları
 

a) Hanefilere göre: Âmile, yani zekat toplamakla görevli kimseye, onun yardımcılarına ve çoluk-çocuklarına vasat şekilde yetecek kadar, topladığı zekattan ücretleri verilir. Şayet amil top­ladığı zekatı zayi' eder, yani o mal bir felakete uğrar veya zekat doğrudan devlet reisine getirilip teslim edilirse, bu durumda görevli tahsildara bir ücret ödenmez, yani istihkak olarak o ze­kattan ona bir pay ayrılmaz.

Görevli tahsildar zengin bile olsa, yine de onun ücreti top­ladığı zekattan çıkartılıp verilir. Ancak görevli kimse Haşimi olur­sa, o takdirde topladığı zekattan ona, fakir bile olsa verilmez.[105]

b) Şafiilere göre: Zekat toplamakla görevli olan kimse, top­ladığı zekattan ancak kendisine takdir edilen nisbeti alabilir. Bu arada görevli bulunduğu için hiç bir zenginden hediye de kabul edemez. İmam Şafii el-Ümm'de  "Babü'l-Hediyeti Li'1-Vali bisebe-bi'l-Velayeti" faslında bu konuya geniş yer vermiş ve birkaç sahih rivayet naklederek Rasulüllah'ın (s.a.v.) bu hususta ne kadar duyarlı davrandığını yansıtmıştır.[106]

c) Hanbelilere göre: Zekat toplamakla görevli kimse köle bile olsa, topladığı zekattan kendi ücretini alması caizdir. Bazıları bu görevli kimse kafir bile olsa, yine topladığı zekattan onun ücretini ödemenin caiz olduğunu söylemişse de bu doğru değildir. Çünkü görevli tahsildarda aranan şartlardan biri, emin bir kimse olmasıdır; küfür ise emanete münafîdir, yani onunla uyuşmaz. Aynı zamanda tahsildarın zengin olmasında da bir sakınca yok­tur. Çünkü o ancak yaptığı hizmete karşılık ücret almaktadır.

Yetkili organ görevlendirdiği tahsildarın ya ücretini önceden belirler, ya da hizmet sonunda misline verilen ücreti takdir eder; yani yetkili organ bu hususta muhayyer bırakılmıştır.[107]

d) Malikilere göre: Görevli tahsildara topladığı zekattan, isterse o zengin olsun ücretini vermek caizdir. Çünkü o bu ücrete, ortaya koyduğu emeğinden dolayı müstahık olmaktadır; fakir olduğu için değil... Ancak görevlendirilen kimsenin adil ve arif ol­ması, yani hem adil davranması, hem de bu hükümleri iyice bil­mesi şarttır. O bakımdan zekat toplamakla görevlendirilen kimse­nin kafir, fasık ve cahil olmaması söz konusudur.[108]

 

Tahliller Ve Diğer Rivayetler
 

872 nolu Büsr hadisi sahihtir; aynı zamanda istidlale salihtir. Görevli fakir olduğu takdirde, kendisine yapılan teberruu ka­bul edebilir. Ancak görev esnasında bundan kaçınması daha uy­gun görülmüştür.

873 nolu el-Muttalib hadisi de sahihtir. Böylece Haşim oğulları'nın zekat kabul etmesi caiz değildir. Cumhur da bu görüştedir. Ebu Hanife'nin ictihad ve re'yi de böyledir. İmam Şafii'den bu hususta farklı iki görüş nakledilmiştir.

874 nolu Büreyde hadisinin isnadındaki rical sahihtir ve sıkattır. Ancak Ebu Davud ile el-Münzeri bu konuda bir görüş izhar etmemişlerdir.

Hadis, zekatla görevlendirilen kimsenin kendisine takdir edilen ücretten fazlasını, ayırmasının caiz olmadığına delalet et­mektedir. Nitekim müctehid imamların da görüş ve tesbiti budur. Tahsildar kendisine takdir edilen ücreti topladığı zekattan ayırabilir; bunda bir sakınca yoktur. Çünkü o ücretle çalışmakta ve emeğinin karşılığını almaktadır.[109]

 

Çıkarılan Hükümler:
 

1- İslam hükümdarının zekat toplamak için bazı kimseleri ücretle tutup görevlendirmesi meşrudur.

2- Görevlendirilecek kimsenin güvenilir, adil ve müslim ol­ması şarttır.

3- Aynı zamanda görevlendirilecek kimsenin zekat ahkamını bilmesi de şarttır.

4- Bu  hususta  kafirin,  kitap  ehlinin,  cahilin,  fasıkın görevlendirilmesi caiz değildir.

5- Tahsildar zengin bile olsa, topladığı zekattan takdir edilen ücretini ayırıp alabilir.

6- Tahsildarın görev esnasında teberru kabul etmesi doğru değildir. Ancak fakir olup zekata müstahık bulunursa, o takdirde, istemediği halde kendisine teberru'da bulunan şeyi müctehidlerin bir kısmına göre kabul edebilir.

7- Zenginlerin gereken zekatlarını tahsildara değil de doğrudan hükümdara getirip teslim etmeleri caizdir ve bu durum­da o zekattan tahsildara bir ücret verilmesi caiz görülmemiştir.

yagmur_7-c
Thu 15 May 2014, 01:32 pm GMT +0200
Selamunaleykum;

Zekat ile ilgili hadisler



Bakara / 110 Namazı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği ALLAH'ın katında bulacaksınız Şüphesiz ALLAH, yapmakta olduklarınızı noksansız görür...
...

Bakara / 254 Ey iman edenler! Kendisinde artık alış-veriş, dostluk ve kayırma bulunmayan gün (kıyamet) gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan hayır yolunda harcayın Gerçekleri inkâr edenler elbette zalimlerdir...




Bakara / 267 Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra harcayın Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın Biliniz ki ALLAH zengindir, övgüye lâyıktır..
.




Rum / 39 İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir faiz, ALLAH katında artmaz ALLAH'ın rızasını isteyerek verdiğiniz zekâta gelince, işte zekât veren o kimseler, evet onlar (sevaplarını ve mallarını) kat kat arttıranlardır..




Tevbe / 60 Sadakalar (zekâtlar) ALLAH'tan bir farz olarak ancak, yoksullara, düşkünlere, (zekât toplayan) memurlara, gönülleri (İslâm'a) ısındırılacak olanlara, (hürriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere, borçlulara, ALLAH yolunda çalışıp cihad edenlere, yolcuya mahsustur ALLAH pek iyi bilendir, hikmet sahibidir..


Tevbe / 79-80 Sadakalar hususunda, müminlerden gönüllü verenleri ve güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya, ALLAH işte onları maskaraya çevirmiştir Ve onlar için elem verici azap vardır (Ey Muhammed!) Onlar için ister af dile, ister dileme; onlar için yetmiş kez af dilesen de ALLAH onları asla affetmeyecek Bu, onların ALLAH ve Resûlünü inkâr etmelerinden ötürüdür ALLAH fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez.




Kendilerine: ‘Ellerinizi (savaştan) çekin, namazı kılın, zekâtı verin’ denenleri görmedin mi? Oysa savaş üzerlerine yazıldığında, onlardan bir grup, insanlardan ALLAH’tan korkar gibi –hatta daha şiddetli bir korkuyla- korkuya kapılıyorlar ve ‘Rabbimiz ne diye savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?’ dediler. Deki: ‘Dünyanın metaı azdır, ahiret ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz bir hurma çekirdeğindeki ipince bir iplik kadar bile haksızlığa uğramayacaksınız. Nisa / 77


Rabbim hayırlısıyla zekat verenlerden eylesin...

Rabia nur kaplan 8.D
Thu 15 May 2014, 01:47 pm GMT +0200
esselmu aleyküm ve rahmetullahi;
Hem namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.
Hani bir vakitler İsrailoğulları'ndan şöylece mîsak (kesin bir söz) almıştık: Allah'dan başkasına tapmayacaksınız, ana-babaya iyilik, yakınlığı olanlara, öksüzlere, çaresizlere de iyilik yapacaksınız, insanlara güzellikle söz söyleyecek, namazı kılacak, zekatı vereceksiniz. Sonra çok azınız müstesna olmak üzere sözünüzden döndünüz, hâlâ da dönüyorsunuz.

Rabia nur kaplan 8.D
Thu 15 May 2014, 01:47 pm GMT +0200
paylaşım için teşekkürler rabbim sizlerden razı olsun...

arife7d
Thu 15 May 2014, 03:28 pm GMT +0200
ALLAH;
ZEKAT VERMEYİ BİZLERE FARZ KILMIŞTIR..!!!
MÜMKÜN OLDUĞU KADAR YOKSULLARA YARDIM EDEDLİM..
(AMİN)

gulbaharaktay
Fri 5 December 2014, 07:16 pm GMT +0200
Bilindiği üzere Kur’an’da zekatı almayı hak eden sekiz sınıf insanlardan biri de zekât memurlarıdır.

Zekat memurları, devletin kendilerini zekât ve öşür toplamak ve bunlarla ilgili vazifelerde çalışmak üzere görevlendirdiği kimselerdi. Bu zekât memurlarına, fakir oldukları için değil de, bu işlerde çalıştıkları için zekât caiz görülmüştür. Bu hisse, onlara bir ücrettir. Zekât memurları zengin olsalar bile, çalıştıklarına karşılık zekâttan hisse alırlar.

Ancak günümüzde devlet bu işi yapmamaktadır. Vakıf ve cemaatler gibi hayır kurumlarının bu işi üstlenip üstlenmeyeceği konusu yeni içtihatlar gerektirmektedir. Cengiz-Hülagu fitnesinden sonra zekât verme işi -genellikle- kurumsal olmaktan çıktığı, bireysel hale geldiği bilinmektedir.

Bu gün de zekât kurumu olmadığına göre, bu işi bazı hayır kurumları -suistimal etmeden- yerli yerince sarf etmek üzere zekât toplamaları caiz görülebilir. Bu takdirde bu işi yapan görevlilerin de zekât almalarında bir beis görülmeyebilir. Ancak bu maaş, görevlilerin kendi keyiflerine göre değil, hayır kurumları mütevellisi tarafından belirlenecek ve bu işe talip olan görevlilerle bir uzlaşma içerisinde tespit edilecektir. Bu sebeple, görevli bizzat kendisi için herhangi bir zekâtı bizzat sahibinden talep etmeyecektir.

burcu113
Sun 7 December 2014, 04:46 pm GMT +0200
selamünaleyküm.Sadaka toplayan görevliye o sadakadan verilir ama Haşimi ise fakir olsa bile ona  sadakadan verilmez.

Emirhan7c
Wed 10 December 2014, 12:12 am GMT +0200
Zekat vermek kadar güzel ve sevindirici birşey daha yok gibi...

yunus emre 7/B
Thu 11 December 2014, 05:42 pm GMT +0200
zekat konusuna biraz daha ilgi göstermeliyiz arkadaşlar

muhammet7/c
Sun 14 December 2014, 05:15 pm GMT +0200
BURADADA BAHSEDİLDİĞİ GİBİ ZENGİN KİŞİLERİN ZEKAT VERMESİ ONLARIN KİRLERİDİR ALLAH ZEKAT VERMİYE DURUMU EL VEREN VE ZENGİN OLAN KİŞİLERİN ZEKAT VERMESİNİ HEM EMREDİYOR HEMDE FARZ OLARAK KILMIŞTIR

Kaan8/B
Fri 26 December 2014, 03:24 pm GMT +0200
Zekat kesinlikle verilmelidir.Fakat vermeyen insanlarimiz da var.Bu hic iyi bir sey deyil.Cunku paramizin icinde baskalarinin da hakki var diye dusunuyorum

bahrişan 8/b
Tue 20 January 2015, 04:34 pm GMT +0200
zekat kuranda 8 bolume paylastiriliyor

yunus emre 7/B
Tue 20 January 2015, 04:48 pm GMT +0200
zengin muslumanlarin zekat vermesi gerekir