sumeyye
Sat 25 August 2012, 03:08 pm GMT +0200
40. Zekât İhtilaflarında Uygulanacak Yargılama Usulü
Zekât ihtilaflarında uygulanacak yargılama usulü, adalet mahkemelerinden farklı olmamıştır. Ancak Mezalim Mahkemelerinde görevli hakim, bu gibi ihtilafların hallinde, genel mahkeme hakimlerinden daha geniş yetkilerle donatılmıştır. [567]
Zekâtla ilgili çağdaş bir düzenleme olan Libya Zekât Kanunu ve bu kanunla ilgili Uygulama Talimatnamesi, zekât ihtilaflarında uygulanacak yargılama usulünü şöylece ele alırlar:
“Zekât uyuşmazlıklarını inceleyecek ve karara bağlayacak ornısyonların uymak zorunda olduğu yargılama usulü, Uygulama Talimatnamesi'nde gösterilir.” [568]
“Zekât alacağı için kamu davası, ancak Zekât İşleri Genel Müdürünün talebi üzerine açılabilir.” [569]
“Zekât kaçakçısı, zekât borcunu ödediği takdirde, açılan kamu davası geri alınabilir. Bu takdirde, idare kaçakçıya, zekât borcuna ilâveten, zekât borcunun yarısını geçmeyecek bir meblağı ödetmelidir.” [570]
“Bu kanun hükümlerini uygulamak üzere, kendilerinde bulunan belge ve kayıtların, Zekât İşleri Genel Müdürlüğü personelince incelenmesinin istenmesi halinde, bu belge ve kayıtların bulunduğu resmî makamlar izin vermek zorundadırlar.” [571]
“İdareye karşı itiraz, idarenin kararı mükellefe tebliğ edildikten itibaren otuz gün içinde yapılır.” [572]
“Uyuşmazlığı incelemekle görevli komisyon, mükellef tarafından yapılan itirazın bir örneğini, tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde görüşünü bildirmek ve gerekli gördüğü evrak, delil vb.’ni vermek üzere ilgili idareye gönderir.” [573]
“Komisyon başkanı, itirazı incelemek üzere, taraflara bir duruşma günü belirler. İtiraz konusuyla ilgili bilgi ve belgeleri verebileceklerini de belirten bir yazıyla duruşma gününü enaz bir hafta önceden taraflara tebliğ eder.” [574]
“Taraflar bizzat veya temsilcileri aracılığıyla duruşmaya katılabilir, görüşlerini yazılı ve sözlü olarak bildirebilirler. Taraflar, duruşmada bulunmadıkları takdirde, haklarında gıyaben karar verilebilir.” [575]
“Komisyon toplantısı, bütün üyelerin katılımıyla gerçekleşir. Duruşmalar, gizli yapılır. Karar çoğunlukla alınır. Komisyon sekreterliğini, Maliye Bakanı'nın seçtiği bir görevli yürütür.” [576]
“Komisyon, taraflardan ve ilgili diğer kişilerden, konuyla ilgili olarak, gerekli gördüğü bilgi ve belgeleri isteyebilir.” [577]
“Bu kanun hükümlerini uygulamak üzere, kendilerinde bulunan belge ve kayıtlarının zekât idaresince incelenmesinin istenmesi halinde, bu belge ve kayıtların bulunduğu resmî makamlar, inceleme izni vermek zorundadırlar.” [578]
“Komisyon gerekli incelemeyi yaptıktan sonra, itirazı, karara bağlar. Doğrudan veya temsilcisi aracılığıyla kararı uygular, bilirkişilere başvurabilir.” [579]
“Komisyon sekreteri, komisyonca alınan kararı, kararın alındığı tarihten itibaren çoğunlukla bir hafta içinde taraflara tebliğ eder. Kararın tebliği için, özel bir zimmet defteri bulunur. İdare, kendine kararın tebliğ edilmesinden hemen sonra kararı otuz gün içinde zekâtını ödemesini ister.” [580]
“İdare, itirazı inceleyen komisyonun karar vermesinden önce, mükellef ile ödenecek zekât miktarı konusunda uzlaşmaya gidebilir. Bu uzlaşma, bir tutanakla tespit edilir. Bu durumda, itiraz çözümlenmiş sayılır ve mükellefe ödeme emrinin tebliğinden itibaren otuz gün içinde ödenmesi gerekir.” [581]
“Bu kanun hükümlerini uygulamak için, gerekli görülen beyanda bulunması idarece istenen kişiler, bunu tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yerine getirmeleri gerekir.” [582]
Osman Huseyn Abdullah'ın hazırladığı tasarı da, 65-68. maddelerinde aynı usulü benimsemiştir.
Yine Osman Huseyn Abdullah'ın hazırladığı zekât kanunu tasarısına göre (m. 82/5), zekât ihtilaflarına bakan komisyonun kararlarına karşı, bölge idare mahkemesine temyiz davası açılabilir.
Yine aynı uzmanın hazırladığı zekât kanunu tasarısına (m. 31) göre, sekiz harcama alanı içinde bulunduğunu öne süren her müslüman ilgili menfaat ve hizmetten yararlanmak üzere zekât idaresine başvurabilir. Talebine otuz gün içinde cevap verilmezse veya hak ettiğinden daha az bir menfaat ve hizmet verilmesi kararlaştırılırsa 72. maddede düzenlenen komisyona başvurabilir. Bu komisyon, hem şikâyetçiyi, hem de şikâyet edilen birimin cevabını inceler, bunun sonunda ya talebin haklı olduğuna veya reddine karar verir. Bu karara karşı, bölge idare mahkemesine temyiz hakkı vardır. Bu konuda, 72. maddedeki usule uyulur.
Aslında, zekât idaresinin karar ve tasarrufları, bir yandan yargı denetimine, diğer yandan kamuoyu denetimine ve siyasi denetime tâbidir. Bu denetim yolları da, zekâtla ilgili mevzuatta düzenlenmelidir. Nitekim Osman Huseyn Abdullah'ın hazırladığı zekât kanunu tasarısı (m. 32), bu- denetim yollarını da düzenlemiştir. Buna göre, zekât mükellefi veya zekât alabilecek durumdaki dişiler, zekât idaresinin gerek tarh ve tahsil, gerekse harcama konusundaki karar ve tasarruflarına karşı, ilgili inerciye dava açabilirler. Bu merciin kararlarını da, bölge idare mahkemesinde temyiz edebilirler. Bu konuda, 72. maddedeki usule uyulur.
41. Uzlaşma
Vergi ihtilaflarının fazla olması ve çoğu kez uzun sürmesi, bunların halli için başvurulan yollardan beklenen sonucu vermemektedir. Vergi işleri sür'at ister; gerek mükellefler, gerek devlet bakımından ihtilafların bir an evvel sonuçlanmasında yarar vardır. Asıl amaç, vergi ihtilaflarının ortaya çıkması, komisyon veya mahkemelerde çözüme bağlanması değil, bunların mümkün olduğu kadar az olması ve vergi ihtilaflarının uzamasından doğacak sakıncaların önlenmesidir. Bu gibi düşüncelere dayanılarak, çeşitli ülkelerde vergi ihtilaflarının, yargı organlarına gitmeden, daha ilk doğuş sırasında, taraflar arasında anlaşma ve uzlaşma ile ortadan kaldırılması usulleri kabul edilmiştir. Uzlaşmanın sonucu, vergi ihtilafının ortadan kalkmasıdır. Uzlaşma olmazsa, ihtilaf, vergi kazası kuruluşlarına geçer. [583]
İslâm hukukunda hukuk davaları için tarafların duruşma sonrasında veya muhakeme henüz yürürken, sulh yoluyla çözüm yoluna sahip olmaları mümkündür. [584] Bu durum, zekât ihtilafları için de geçerli kabul edilebilir. Nitekim Libya Zekât Kanunu, bu konuyu şöylece düzenlemiştir:
“İdare, beyannamenin doğruluğunda veya tarh edilen zekâtın kanun hükümlerine aykırı olduğunda şüphe uyandıran bir belirti tespit ederse, beyannameyi incelemek ve gerekli bilgi ve belgeleri istemek üzere, mükellefi görüşmeye davet eder. Taraflar, ödenecek zekât miktarı üzerinde anlaşma sağladıkları takdirde, durum bir tutanakla tespit edilir ve ödenecek zekât miktarı bu tutanakla son şeklini alır. Tarafların bu görüşmeden sonra anlaştıkları zekât miktarı, beyannamedekinden az olduğu takdirde, mükellef tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde farkı ödemek zorundadır.” [585]
“Bu durumda taraflar, bir anlaşma sağlayamazlar ve ödenecek zekât miktarının beyannamede belirtilenden fazla olduğu veya herhangi birinin zekât mükellefi olduğu halde beyanname vermediği anlaşılırsa, idare doğrudan zekât tarhı yoluna gider ve durumu mükellefe tebliğ eder.” [586] Yukarıda da belirtildiği gibi, ihtilafın görüşülmesi sırasında da uzlaşmaya gidilebilir. [587]
[567] Atar, age, s. 168-169; Maverdî, age, s. 83-84; Yeniçeri, age, s. 417-421.
[568] LZK, m. 32.
[569] LZK, m. 36/3.
[570] LZK, m. 36/4.
[571] LZK, m. 39.
[572] LZK Uygulama Talimatnamesi, m. 18.
[573] LZK Uygulama Talimatnamesi, m. 22.
[574] LZK Uygulama Talimatnamesi, m. 23.
[575] LZK Uygulama Talimatnamesi, m. 24.
[576] LZK Uygulama Talimatnamesi, m. 25.
[577] LZK Uygulama Talimatnamesi, m. 26.
[578] LZK Uygulama Talimatnamesi, m. 39.
[579] LZK Uygulama Talimatnamesi, m. 28.
[580] LZK Uygulama Talimatnamesi, m. 29.
[581] LZK Uygulama Talimatnamesi, m. 30.
[582] LZK m. 42.
[583] Erginay, age, s. 118-120.
[584] Atar, age, s. 189-190.
[585] LZK, m. 28.
[586] LZK, m. 39.
[587] LZK, Uygulama Talimatnamesi, m. 30.