- Yüzleşmek olgunlaşma meselesidir

Adsense kodları


Yüzleşmek olgunlaşma meselesidir

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
ehlidunya
Mon 16 July 2012, 12:09 pm GMT +0200

Sebahattin Yaşar

Yüzleşmek, olgunlaşma meselesidir


Kabul edelim ki, insanın kendisi ile ‘yüzleşmesi’ çok da kolay değil. Yüzleşmek, bir derinleşmek, bir olgunlaşmak meselesidir. Hatta bu istek bile, belli bir aşamanın, belli bir birikimin sonucu ortaya çıkar.

Yüzleşmek, bir nefis muhasebesidir.
İç hesaplaşmadır.
Başa baş, dişe diş, hak ne ise hukuk ne ise ‘kendi’ hayatın etrafında yaşananları ortaya koyabilmektir.
Çok da gereklidir.
Çok da güzeldir.
Böyle yürek isteyen adımlar, insanı kendine getirir.
İnsanı, insan eder.
Ancak güçlü, iradeli insanlar bu hesaplaşmayı başarabilirler.
Ama insanda öyle bir ‘kendi’ni savunma güdüsü var ki. Buna şeytanî müdafaa da demek mümkün. Çünkü bu savunma tamamen nefsîdir, şeytanîdir. ‘Ben’den, ‘benlik’ten, ‘enaniyet’ten doğup gelen bir şeydir.
Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar isimli eserinde konuyu ne de güzel özetler; “Şeytanın mühim bir desisesi, insana kusurunu itiraf ettirmemektir -tâ ki istiğfar ve istiâze yolunu kapasın. Hem nefs-i insaniyenin enâniyetini tahrik edip, tâ ki nefis kendini avukat gibi müdafaa etsin, adeta taksirattan takdis etsin.
Evet, şeytanı dinleyen bir nefis, kusurunu görmek istemez. Görse de, yüz tevil ile tevil ettirir. ‘Tarafgirlikle bakan hiçbir kusuru göremez’ sırrıyla, nefsine nazar-ı rıza ile baktığı için, ayıbını görmez. Ayıbını görmediği için itiraf etmez, istiğfar etmez, istiâze etmez, şeytana maskara olur. Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm gibi bir peygamber-i âlîşan ’Ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü nefis daima kötülüğe sevk eder. (Yusuf Sûresi: 12:53)’ dediği halde, nasıl nefse itimad edilebilir?
Nefsini itham eden, kusurunu görür. Kusurunu itiraf eden, istiğfar eder. İstiğfar eden, istiâze eder. İstiâze eden, şeytanın şerrinden kurtulur. Kusurunu görmemek, o kusurdan daha büyük bir kusurdur. Ve kusurunu itiraf etmemek, büyük bir noksanlıktır. Ve kusurunu görse, o kusur kusurluktan çıkar. İtiraf etse, affa müstehak olur.”
Demek insan, ciddî bir yüzleşme yapamaz ise, şeytanın elinde oyuncak haline dönüşebilmektedir.
Yazar, “Ne kadar zor değil mi kendinle yüzleşmek?” başlıklı yazısında, “Kendi avukatlığını yapmaya, bütün delilleri lehine kullanmaya’ dikkat çekiyor ve insan için zor gelen bir davranışa insanı hazırlıyor: ‘gerekirse bazılarını karartmaya, ne olursa olsun her hal ve şart altında kendini aklamaya alışmışken, kendi hakkında dâvâ açan bir savcıya, gözünü kırpmadan kendi kalemini kırabilen bir yargıca dönüşmek zor geliyor sana değil mi?
Hata yaptığını yanlışa düştüğünü itiraf etmemek, birilerinden özür dilememek, hep haklı çıkan kişi olmak’ beklentisinin zorluğuna dikkatleri çekiyor ve ‘Gerçek olduklarına kendini bile inandırdığın yalanlarının üstünü, iftiralarla kardığın o gülünç harçla sıvamaya çalışıyorsun.
Haksız olduğun halde haklı çıkmaya çalıştığın her defasında, haklı olan birilerine kara çaldığını biliyorsun aslında.
Yani haksızlık yapıyorsun.
Yani adaletsiz davranıyorsun.
Sırf, bir uçan balon gibi kontrolsüz yükselen egon tatmin olsun diye birilerini yalancı çıkarmak seni rahatsız etmiyor mu?
Neden hep haklı çıkmaya çalışıyorsun?
Başkalarının haklılığına neden tahammül edemiyorsun?”
Hakikat kimde olursa olsun, hep güzel görünüyor. Akıl, doğru karşısında hayran kalıyor. Onun için sadece akıl bile ‘Hakikati’ bulmaya bir araç olabiliyor.
Yazarın dikkate sunduğu noktalardan birisi de, bu sürecin yorucu olduğu noktasıdır; “Kendini başkalarından saklamaktan, yalanlarının, haksızlığının ortaya çıkacağı korkusuyla sürekli tetikte durmaktan yorulmuyor musun?... “Kimse sonsuza kadar haklı olamaz ki.”
Yazar Funda Özgür’ün yazısı ‘yüzleşmenin güçlüğüne’ dikkatleri çekiyor.
Yazarların kendileriyle yüzleşmesi nasıldır acaba?
Hani başkalarına ‘telkin’ verirken, ‘salkım’ı yiyor muyuz yoksa?
**
Kendin olmak, yüzleşmekle mümkündür.
Yüzleşmeyenler, henüz daha başka kıyılarda kürek çekiyorlar demektir.
Kim bilir kendi sahiline hangi yaşta gelir insan?


sumeyye
Mon 16 July 2012, 01:31 pm GMT +0200
s.a.. ; düşündürücü bir konu , kendi sahilimize hangi yaşta geldik acaba ! Insan kendiyle yüzleşmediği sürece ne yaptiği hatasini kabul eder ne de eksikliklerini..Rabbim c.c. olgun ve kendiyle yüzleşmeyi bilenlerden eylesin bizleri...