sidretül münteha
Tue 28 September 2010, 01:57 pm GMT +0200
Yüreğimin Yorgun Yanına, Yüreğimin Yorgunluğuna
Ne çok yordum yüreğim ve ne çok yordular seni..Bedenim yorulsa dinlendirirdim, zihnim yorulsa belki oyalayabilirdim..Ya yüreğim, seni nasıl dinlendireyim…
Hangi gölgelik dinlendirir ki söylesene seni, hangi ırak belde iyi gelir..Acıtılmışlık var içinde yüreğim, biraz kanatılmışlık..Ne bir tabip çare olur derdine, ne de bir merhem var bu naçar haline..Senin çarende, derdin de saklı kendi içinde…
Neler yormadı ki seni, nelerle yoğrulmadın ki?..
Hatırlar/mı/sın?..
Gökyüzü neler düşündürürdü sana?. Yıldızlar, yağmurlu geceler sonra, uzun yürüyüşlerde yollar..Söze sığar mı hatırlananlar, değer bilir mi hatırda kalanlar?.Kaç kez şahit oldu gözyaşına yıldızlar, aya mı sormalı sessiz feryatlarını yoksa?..
Ah yüreğim ne çok hatırlayışların var, ne çok hatırda kalışlar..Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var diyorlar, bir fincan değilse de bir acı kahve yudumlamışlığım var..Bir fincanın kırk yılsa hatırı, söyler misin yüreğim bir yudum acının ki ne kadar?..
Ah sızılar, ah sızlayışlar…
Bugün HüzüN yanıma düştü bütün yağmurlar..Islandım biraz, gözyaşımda..Yağmur yeryüzünün bereketi olup düşer ya buluttan..Gözyaşımda öyle boşalır yanaklarımdan...
Yaşım, yüreğe bereket olası gözyaşım..Sal ki yeşersin yürekte umutlar..Sal ki bahara dönsün yarınlar…
Alıntı