- Yüce Allah'ın İsimleri

Adsense kodları


Yüce Allah'ın İsimleri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
saniyenur
Sat 29 October 2011, 10:09 pm GMT +0200
2- Yüce Allah'ın İsimleri Ve Onları Ezberleyenlerin Fazileti


2424- Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:

“Allah'ın doksan dokuz ismi vardır. Onları kim ezberlerse cennete girer. Allah, tektir. Tek olanı sever.”

Bir rivayette:

“Kim bu isimleri sayarsa” ifade yer almaktadır.” [901]

Açıklama:

İslâm'ın, insanlara, Allah'ı tanıtmak için başvurduğu yolardan birisi de; Allah'ın güzel isimlerini Esmâul-Hüsna'yı ve yüce sıfatlarını öğretme yoludur.

Hiç kuşkusuz yüce Allah, her istek ve arzunun gerçekleşmesini bir sebep bağlamış ve her gayeye götüren yoiu götürmüştür. İman ise, gaye ve arzuların en büyüğü ve en önemlisidir. Allah, imanı zayıflatan ve ortada kaldıran sebepleri var ettiği gibi, elde edilmesini ve güçlenmesini sağlayan sebepleri de var etmiştir.

Kişiyi imana götüren ve imanını kuvvetlendirmesine en büyük sebeplerden birisi; yüce Allah'ı layık olduğu şekliyle tanımaktır. Allah'ı zatıyla tanımak gücüne ve yeteneğine sahip olamadığımıza göre O'nu ancak isimleri ve sıfatlarıyla tanıyabiliriz.

İmanın elde edilmesini ve kuvvetlenmesini sağlayan en önemli hususlardan birisi de; yüce Allah'ın Kur'an ve Sünnette geçen güzel İsimlerini bilmek, onların manalarını anlamaya çalışmak ve onlarla Allah'a kulİuk etmektir. Çünkü yüce Allah, bu konuda şöyle buyurmaktadır:

“En güzel isimler (=el-Esmâu'l-Hüsnâ), Allah'ındır. O halde O'na o güzel isimlerle dua edin”[902]

Kur'an-ı Kerim'de “İsim” kelimesi, Allah lafzına veya onun yerini tutan zamire, ayrıca Rab kelimesine izafet yoluyla nispet edilmiş, çoğul şekli olan “Esma” ise bağlı “En güzel” anlamındaki “el-Hüsnâ” kelimesiyle sıfat tamlaması oluşturarak “El-Esmâul-Hüsnâ” şek­linde dört defa Allah'a nispet edilmiştir.

İslam dininin telkin ettiği yüce yaratıcının öz adı, “Allah” kelimesidir. Bunun dışında O'­nu hatırlatacak kelimeler seçilirken, hem zât-ı ilahiyyeyi niteleyen kavramlara uygun düşmeli ve hem de tazim ile hürmet unsurlarını taşımalıdır. Bu ikinci şartın gerçekleşebilmesi için, isimlerin, naslardan seçilmesi ve naslarda yer almayan kelimelerin O'na nispet edilmemesi gerekir. Çünkü İsim, İşaret ettiği varlık için ifade edeceği mana açısından önem taşımaktadır. Dolayısıyla bazı kelimelere İlahük makamına yakışmayacak anlamlar yükleyerek bunlan yaratıcıya nispet etmek veya O'na ait kavramları ve bunları dile getiren isimleri O'ndan başkasına vermek, Esmâu'l-Hüsnâ konusunda eğri yola sapmak kabul edilmiştir.

Esmâu'l-Hüsnâ'nın sayısı konusunda başvurulacak kaynak, şüphesiz ki Kur'an ve hadis­tir. Kur'an-ı Kerim'de çeşitii kelime kalıplanyla zât-ı İlâhiyyeye nispet edilmiş olarak yer alan kavramlann sayısını 313'e ulaştıranlar vardır.” [903]

Allah'ın doksan dokuz isminin olduğunu ve bunları benimseyenlerin cennete gireceğini ifade eden hadisi, Buhârî ile Müslim gibi otoriterler rivayet etmiş, Tirmizî'nin rivayetinde ise bu isimler tek tek zikredilmiştir. Bu isimlerden 93'ü Kur'an-ı Kerim'de yer aimış, diğer 6 isim ise başka kelimelerle yine O'na izafe ediimiştir. İşte bu liste, İslam dünyasında meşhur olmuş ve dua ile niyaz amacıyia okunmuştur. Bununla birlikte Esmâu'l-Hüsnâ ile İlgilenen alimlerin çoğunluğuna göre, ilahi isimler, bu 99'dan ibaret değildi. [904]

Sayılan ne olursa olsun, çeşitli kelime kalıplarıyla Allah'a nispet edilen isimler, şüphe yok ki aşkın yaratıcıyı nitelendiren ve O'nu insan anlayışına yaklaştıran kavramlardır. Naslarda yer alan bu kavramları tereddütsüz benimsedikten sonra kelam alimleri, nasla sabit olmayan bir kavramı Allah'a izafe etmenin meşruiyetini tartışmışlardır. Nasların nitelendirdiği genel uluhiyyet anlayışına ters düşmemek şartıyla bunu meşru görenler olduğu gibi, doğru bulmayanlar da olmuştur.

Bunu meşru gören Gazzâlî ve Râzî'ye göre, bu konuda “İsim” ile “Vasıf” birbirinden ayrı düşünülmelidir. Nasla sabit olmayan bir ismi Allah'a nispet etmek meşru değildir. Bununla birlikte uluhiyyete ters düşmeyen bir kavramla O'nu nitelendirilmesi mümkündür.” [905] İsim veya sıfat olarak Allah'a nispet edilen bütün kavramlar, tek bir zatı nitelendirdiğinden tevhidi zede­leyici herhangi bir çokluğa sebep teşkil etmez. Aynca Hz. Peygamber (s.a.v.)'in, bir münacatında Allah'a ait isimlerin bilinme derecelerini sayarken sonuncu derece olarak, “Yada gayb ilminde bırakıp kendin için tercih ettiğin isimlerin” [906] demek suretiyle Hz. Peygamber (s.a.v.)'inde bilmediği ilahi isimlerin bulunduğu fikri ortaya çıkmak­tadır.

Bu görüşü kabul etmeyen Selef ekolü alimleri ise; yüce Allah'ın isimlerinin, tevkifî oldu­ğunu, çünkü bu isimlerin, naslarla bildirildiğini, bu konunun aklın sahasına girmediğini, o halde Esmâu'l-Hüsnâ konusunda Kur'an ve Sünnetin bildirdiklerinin dışına çıkmamak gerek­tiğini, yüce Allah'a kendisinin vermediği bir ismi vermenin veya O'nun, kendisine verdiği bir ismi inkar etmenin, Allah'a karşı yapılmış bir haksızlık olduğunu belirtmişlerdir.

Esmâu'l-Hüsnâ listesinde yer alan 99 ismi çeşitli şekillerde gruplandırmak mümkündür. Konu ile ilgilenen ve eserleri günümüze kadar ulaşan ilk dönem kelamcılarından Ebu Abdul­lah el-Hâlimî, Esmâu'l-Hüsnâ'yı; Allah'ın varlığını, birliğini, yaratıcılığını, benzersiz oluşunu ve kainatı yönettiğini ifade eden isimler olmak üzere beş gruba ayırmış ve her gruba giren isim­lerin ne anlama geldiğini açıklamıştır. [907]

Yüce Allah'ın isimlerinin hepsi, güzeldir. Bu isimlerin tamamı, mutlak kemale ve mutlak övgüye delalet eder. Bu isimlerin her bîri, kendi sıfatlarından türemiştir. Dolayısıyla da sıfat olmak, isim olmaya engel değildir. Kulların sıfatlan ise, isim olmaya engeldir. Çünkü bu sıfatlar, onlarından fiillerinden meydana gelmiş olup kullar arasında ortaktır. Bu ortaklık, özel isim olmalarını engellemektedir.

Yüce Allah'ın isimlerinden bazısı, O'nun fiilleriyle ilgilidir. Hâlık, Rezzâk, Muhyî, Mumît gibi. Bu tür isimler, O'nun fiillerine delalet eder.

O'nun isimlerinden bazısı, “el-Azîz”, “el-Hakîm” gibi tek başına ifade edilebildiği gibi, pek çoğu “Ya Azîz”, “Ya Halım” gibi başka bir ekle birlikte de söylenebilir.

Yüce Allah için kullanılan isimlerden mastar ve fiil türetilerek bunlarla Allah'tan haber verilmesi caizdir. Örneğin, “es-Semî”, “el-Basîr”, “el-Kadîr” isimleri, yüce Allah'a ait isimler olmakla birlikte, bu isimler, “Sem” işitmek, “Basar” görrnek, “Kudret” güç yetir­mek şeklinde de kullanılabilir.

İsim ve sıfatlar, yüce Allah'ın, kendini insanlara tanıttığı vesileler ve kalbin doğrudan doğruya Allah'a açıldığı pencerelerdir. Çünkü bu isim ve sıfatlar, vicdanı harekete geçirmekte ve ruhun önünde Allah'ın celâl ve azamet nurlarının müşahede edildiği geniş ufuklar açmak­tadır.

Bu isimler, yüce Allah'ın şu ayet-i kerimede belirttiği isimlerdir:

“De ki: “İster Allah deyin, ister Rahman deyin, hangisini derseniz deyin, “En güzel isimler” Onundur.” [908]

Yine bu isimlerle dua etmemiz emredilmektedir.

“En güzel isimler Allah'ındır. O'na, o isimlerle dua edin/zikredin” [909]

Tirmizî'nin yaptığı rivayette şu fazlalık vardır:

“O Allah ki O'ndan başka ilâh yoktur. Rahmandır. Rahîm'dir. el-Melik, Kuddûs, es-Selâm, el-Mü'min, el-Müheymîn, el-Azîz, el-Cebbâr, el-Mütekebbir, el-Hâlık, el-Bâriu, el-Musavvir, el-Gaffâr, el-Kahhâr, el-Vehhâb, er-Rezzâk, el-Fettâh, el-Alîm, el-Kâbıd, el-Bâstt, el-Hâfid, er-Râfi', el-Muizz, el-Müzill, es-Semî', el-Basîr, el-Hakem, el-Adl, el-Latîf, el-Habîr, el-Halîm, el-Azîm, el-Gafûr, eş-Şekûr, el-Aliyy, el-Kebîr, el-Hafîz, el-Mukît, el-Hasîb, el-Celîl, el-Kerîm, er-Rakîb, el-Mucîb, el-Vâsi1, el-Hakîm, el-Vedûd, el-Mecîd, el-Bâis, eş-Şehîd, el-Hakk, el-Vekîl, el-Kaviyy, el-Metîn, el-Veîiyy, el-Hamîd, el-Muhsî, el-Mubdiu, el-Muîd, el-Muhyî, el-Mumît, el-Hayy, el-Kayyûm, el-Vâcid, el-Mâcîd, el-Vâhid, el-Ahad, es-Samed, el-Kâdir, el-Muktedir, el-Muahhir, el-Evvel, el-Ahir, ez-Zâhir, el-Bâtin, el-Vâli, el-Müte'âli, el-Berr, et-Tevvâb, el-Müntekim, el-Afuvv, er-Raûf, Mâliku'l-Mülk, Zü'1-Celâli ve'1-İkrâm, el-Muksit, el-Câmi', el-Ganiyy, el-Muğnî, el-Mâni', ed-Dârr, en-Nâfi', en-Nûr, el-Hâdî, el-Bedî', el-Bâkî, el-Vâris, er-Reşîd, es-Sabûr.” [910]


Yüce Allah'ın “Güzel İsimleri” (=Esmâu'l-Hüsna'sı)nin manaları şunlardır:

1- Allah: Lafza-i Celaldir. Vacibu'l-vücud ve bütün övgülere layık mukaddes ilahî zata delalet eden özel bir isimdir. Diğer isimlerin her biri de, Yüce Allah'ın yüce sıfatlarından birine delalet etmektedir. Bundan dolayı hem lafza-i celalin sıfatı olması ve kendisinden bununla haber vermesi caizdir.

2- er-Rahmân: En güzel nimetleri veren.

3- er-Rahîm: İlginç nimetleri veren.

4- el-Melik: Mülkünde dilediği gibi tasarruf eden.

5- el-Kuddûs: Ayıp ve kusurlardan arınmış olan.

6- es-Selâm: Kullarıma güvence veren.

7- el-Mü'min: Kullarını azaptan emin kılan ve onlara yaptığı vaadi yerine getiren.

8- el-Muheymin: Egemen olan.

9- el-Azîz: Üstün gelen.

10- el-Cebbâr: Emirlerini yerine getiren ve kullarının işlerini düzenleyen.

11- el-Mütekebbir: Azamet sıfatlarına tek sahip olan.

12- el-Hâlık: Yaratıkları, yoktan var eden veya buna gücü yeten.

13- el-Bârîu: Ruh taşıyanı yaratan ve bir aslı olanı var eden.

14- el-Musawir: Her şeye özel şeklini veren. O halde Hâlık: Eşyayı ilk defa var eden veya buna gücü yeten. Bârîu ise: Yaratıkları ortaya çıkaran. Musavvir ise: eşyaya uygun şekil veren.

15- el-Gaffâr: Bağışlaması çok olan ve günahları örten.

16- el-Kahhâr: Her şeyi elinde tutan ve bütün yaratıklara egemen olan.

17- el-Vehhâb: Nimetleri çok, hediyeleri ile ikramlan sürekli olan.

18- er-Rezzâk: Rizıkîarı ve rızıkların sebepleri yaratan.

19- el-Fettâh: Kullarına rahmet hazinelerini açan.

20- el-Alîm: Her şeyi bilen ve hiçbir şey kendisine gizli olmayan.

21- el-Kâbıd: Ruhları alan veya kullarından dilediğinin rızkını daraltan.

22- el-Bâsıt: Dilediğinin rızkını genişleten.

23- el-Hâfıd: Alçalmayı hak eden kişileri azab, zillet ve rüsvayiıkla alçaltan.

24- er-Râfi': Takva sahibi kullarından yükselmeyi hak edenleri yükselten.

25- el-Muizz: Dinine sarılanı galip kılan, yardım   ve galibiyetini   ona   ihsan   eden.

26- el-Muziîl: Düşmanlarını zelil eden.

27- es-Semî': Her şeyi işiten.

28- el-Basîr: Her şeyi gören.

29- el-Hakem: Hükmü geri çevrilmeyen veya hükmünden sorumlu tutulmayan.

30- el-Adl: Mutlak adalet sahibi olan.

31- el-Latîf: İşlerin aizliük ve İnceliklerini bilen.

32- el-Habîr: Bütün eşyanın hakikatine vakıf.

33- el-Halîm: Gazap ve öfkeye kapılmayan ve cezalandırmada acele etmeyen.

34- el-Azîm: Azametin bütün mertebelerine sahip olan.

35- el-Gafûr: Bağışlaması çok olan.

36- eş-Şekûr: Az bir amele büyük mükafat veren.

37- el-Aliyy: Aklın tasavvur ve zihnin idrak edemeyeceği mertebelerin en yücesine sa­hip olan.

38- el-Kebîr: İdrakinden akıl ve duygular aciz kalan.

39- el-Hafîz: Eşyayı bozulma ve dağılmadan, kulların amellerini de hiç bir şey kaybolmayacak şekilde koruyan.

40- el-Mukît: Maddi ve manevi gıdayı yaratan.

41- el-Hasîb: Kullarına yeterli gelen veya kıyamet   günü onları hesaba çeken.

42- el-Celîl : Kemal ve celal sıfatlarıyla muttasıf olan.

43- el-Kerîm: Sualsiz ve karşılıksız kullarına veren.

44- er-Rakîb: Eşyayı murakabe ve mülahaza eden.

45- el-Mucîb: Kendisine dua edenlerin duasına   icabet eden.

46- el-Vâsi1: İlmi ve rahmeti her şeyi kaplayan.

47- el-Hakîm: Sonsuz ilme sahip ve her şeyi yerli yerine koyan sonsuz hikmet sahibi.

48- el-Vedûd: Kullarına hayırı isteyen ve bütün hallerde onlara ihsan eden.

49- el-Mecîd: Şeref ve izzette eşi ve benzeri olmayan.

50- el-Bâis: Peygamberleri gönderen ve himmetler ile ölüleri dirilten.

51- eş-Şehîd: Bütün mahlukatı bilen.

52- el-Hakk: Değişmeden sabit kalan.

53- el-Vekîl: Kulların işlerini idare eden ve ihtiyaçlarını gören.

54- el-Kaviyy: Sonsuz kudret sahibi olan.

55- el-Metîn: Sonsuz kuvvet ve güç sahibi olan.

56- el-Veliyy: Yardımcı, dost.

57- el-Hamîd: Övülmeye gerçek lâyık olan.

58- el-Muhsî: İlminden hiç bir şey kaybolmayan.

59- el-Mubdiu: Eşyayı yoktan var eden.

60- el-Muîd: Yok olduktan sonra eşyayı tekrar var eden.

61- el-Muhyî: Her canlıya hayat veren.

62- eI-Mumît: Canlılardan hayatı alan.

63- el-Hayy: Sonsuz hayat sahibi olan.

64- el-Kayyûm: Kendi kendine kaim olan, yeri ve gökleri ayakta tutan.

65- el-Vâcid: Dilediği her şeyi var eden ve sonsuz kudret sahibi olduğundan hiçbir şe­ye muhtaç olmayan.

66- el-Mâcid: Mecîd gibi sonsuz izzet ve şeref sahibi olan.

67- el-Vâhid: Bir.

68- es-Samed: İhtiyaçların giderilmesi için kendisine başvurulan.

69- el-Kâdir: Kudretli, kudret sahibi.

70- el-Muktedir: İktidarlı, iktidar sahibi.

71- el-Mukaddim: Varlık ve şerefte yada zaman   ve mekanda eşyayı birbirine takdim eden.

72- el-Muahhir: Geri bırakan.

73- el-Evvel: Her şeyden önce ve ezeli olan.

74- el-Ahir: Her şeyden sonraya kalan ve ebedi olan.

75- ez-Zahir: Varlığını belgeleriyle ortaya çıkaran.

76- el-Bâtın: Zatıyla gizli ve zatını hiçbir kimse bilmeyen.

77- el-Vâlî: Eşyayı elinde tutan ve ona sahip olan.

78- eI-Müteâlî: Noksanlardan münezzeh olan.

79- el-Berr: İyiliği çok ve ihsanı büyük olan.

80- et-Tewâb: Günahkâr kullarını tevbe etmeye muvaffak kılan ve tevbelerini kabul eden.

81- el-Muntekim: Cezayı hak edenleri cezalandıran.

82- el-Afuvv: Kendisine yönelenlerin günahlarını bağışlayan.

83- er-Raûf: Sonsuz şefkat ve rahmet sahibi olan.

84- el-Mâliku'1-mülk: Yerde ve göklerde her şey, irade ve isteğine göre hareket eden.

85- Zul-celâli ve'1-İkrâm: Şeref ve ikram sahibi olan, nimet ve iyilikleri bolca yayan.

86- el-Muksıt: Mazlumların hakkını adaletiyle zalimlerden alan.

87- el-Câmi': Ahiret gününde insanları.bir araya getiren ve hakikatleri toplayan.

88- el-Ganiyy: Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan ve    herkes kendisine muhtaç olan.

89- el-Muğnî: Kullarından dilediğini lütfuyla zengin kılan.

90- el-Mâni': Helak olma sebeplerini men eden.

91- ed-Dârr: Düşmanlanna cezasınrindiren.

92- en-Nâfi': Kullannı ve âlemi İyilİğİyle kuşatan.

93- en-Nûr: Kendi kendine zahir olan ve başkasını ortaya çıkaran.

94- el-Hâdî: Varlığını koruyacak her şeye hidayet ve irşad eden.

95- el-Bedî': Benzeri ve dengi olmayan.

96- el-Bâkî: Varlığı devamlı olan.

97- el-Vâris: Varlıkların yok olmasından sonra da baki kalan.

98- er-Reşîd: Kullarını irşad eden ve tasarrufları sonsuz hikmet ve isabetle sonuca ulaşan.

99- es-Sabûr: Ceza vermede acele etmeyen ve her şeyin vakti gelinceye kadar sab­reden.


Kur'an-ı Kerim'de geçen “Allah'ın Güzel İsimleri” Esmâu'l-Husnâ  şunlardır:

1- Yüce Allah'ın Zatı İle İlgili İsimler:    
 
el-Vâhid, el-Ehad, el-Hakk, el-Kuddûs,es-Samed, el-Ganiyy, el-Evvel, el-Âhir, el-Kayyûm

2-  Tekvin Yaratma İle İlgili İsimler:  

el-Hâlık, el-Bâriu, el-Musavvir, el-Bedî'

3- Rabb, Rahman Ve Rahîm Dışında Sevgi Ve Rahmet Sıfatları İle İlgili İsimler:  

er- Raûf, el-Vedûd, el-Latîf, el-Halîm, el-Afuvv, eş-Şekûr, el-Mü'min, el-Bârî, er-Refîu'd-Derecât, er-Rezzâk, el-Vehhâb, el-Vâsi'
 
4- Allah'ın Azameti Ve Celali İle İlgili  İsimler:

el-Azîm, el-Azîz, ei-Aliyy, el-Müteâlî, el-Kaviyy, eî-Kahhâr, el-Cebbâr, el-Mütekebbir, el-Kebîr, el-Kerîm, el-Hamîd, el-Mecîd, el-Metîn, ez-Zâhir, Zu'1-celâli ve'1-İkrâm

5- Yüce Allah'ın İlmi İle İlgili İsimler:
 
el-Alîm, el-Hakîm, es-Semî, el-Habîr, el-Basîr, eş-Şehîd, er-Rakîb, el-Bâtın, el-Müheymin.
6- Yüce Allah'ın Kudreti Ve İşleri Düzenlemesi İle İlgili İsimler:  

el-Kâdir, el-Vekîl, el-Veiiyy, el-Hâfiz, el-Melik, el-Mâlik, el-Fettâh, el-Hasîb, ei-Muntekim, el-Mukît
7- Kuran-ı Kerim'de bizzat zikredilmeyen, fakat yine Ku'ran'da belirtilen Allah'ın fiil ve sıfatlarından alınan başka isimlerde vardır. Bunlar da şunlardır:

el-Kâbıd, el-Bâsıt, er-Râfİ', el-Muizz, el-Muzill, el-Mucîb, el-Bâis, el-Muhsi, el-Mubdiu, el-Muîd, el-Muhyî, el-Mumît, el-Mâliku'1-mülk, el-Câmi', el-Muğnî, el-Mu'tî, el-Mâni, el-Hâdî, el-Bâkî, el-Vâris,

8- Yine Kur'an-ı Kerim'de geçen manalardan alman diğer isimler ise şunlardır:

en-Nûr, es-Sabûr, er-Reşîd, el-Muksit, el-Vâlî, el-Celîl, el-Adl, el-Hâfıd, el-Vâcid, el-Mukaddim, el-Muahhir, ed-Dârr, en-Nâfi'

Tekellüm ve irâde sıfatları da bunlara dahildir.

Bu konuda daha geniş bilgi için, bir çok alimin kitaplarından derlenerek hazırlanmış olan ve Karınca Yayınlarında çıkan “el-Esmâu'1-Hüsnâ” adlı kitaba bakabilirsiniz.


[901] Buhârî, Şurût 18, Deavat 68; Tirmizî, Deavat 83, 3508; Nesâî, Sünemi'1-Kübrâ, 7659; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/258.

[902] A'raf: 7/180.

[903] Kureşî, el-Cevâhiru'I-Mudiyye, 1/12-15.

[904] Beyhakî, el-Esmâ ve's-Sıfât, s. 6-8; Gazzâlî, el-Maksadu'1-Esnâ, s. 131-133.

[905] Gazzâlî, el-Maksadu'1-Esnâ, s. 139-141; Fahreddin er-Râzî, Levâmiu'l-Beyyinât, s. 36-37.

[906] Ahmed b. Hanbel, 1/391.

[907] Ebu Abdullah el-Hâlimî, el-Minhâc, 1/187-209.

[908] îsrâ: 17/110.

[909] A'raf: 7/180.

[910] Tirmizî, Deavat 82.



selinay 7b
Sat 4 April 2015, 04:36 pm GMT +0200
Kainatta en guzel isimlerin Yüce Allah'a ait olduğunu ve onun pek cok isminin oldugunu biliyoruz.
Peygamberimiz(s.a.v) Allah' in ( c.c) isimlerinden 99 tabesini bizlere şoyle bildirmistir: " Allah Tealanin doksan dokuz ismi vardirki onlari sayan ve ezberleyen cennete girer." Cenab-ı Hakk'ın doksan dokuz ismi " en guzel isimler" manasina  gelen " esma-i hüsna" basligi altinda toplanmistir.

arife7d
Sat 4 April 2015, 04:39 pm GMT +0200
Hepsi birbirinden anlamlı ve güzeller.

MELİKE 7D
Sat 4 April 2015, 04:42 pm GMT +0200
ALLAH'ın 99 tane ismi vardır. bu 99 ismi ezberleyen kişiler cennete giderler. ALLAH tektir ve tek olanları sever.

sultan aktay
Tue 7 April 2015, 02:38 pm GMT +0200
selamun aleyküm
allahın 33 ismi vrd ve allah ile beraber 100 oluyo gliba
hepsi güzel anşmlı mantıklı isimlr

ikranur 7d
Tue 7 April 2015, 02:50 pm GMT +0200
Yüce Allah ' ın 99 tane ismi vardır. kim bu 99 ismi ezberlerse cennete girecektir. bir rivayettede bu şoyledir " kim Allah'ın 99 ismini sayarsa cennete girecektir." söylenir. Allah sizden razı olsun. en kısa zaman da ezberleyeceğim.