- Yöneticiyi yanlış karardan kurtaran danışman

Adsense kodları


Yöneticiyi yanlış karardan kurtaran danışman

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Tue 8 March 2011, 02:12 pm GMT +0200
Yöneticiyi yanlış karardan kurtaran danışmana ihtiyaç vardır

Öyle anlaşılıyor ki, yöneticiyi yanlış karardan kurtaran güçlü danışmanlara her devirde ihtiyaç hissedilmiştir.

Güçlü danışmanlar düşündükleri doğruları müşaviri bulundukları yöneticiye açıkça aktarıp yanlış uygulamalardan kurtarır, hata yapmasını önleyebilirler. Yeter ki yönetici doğru düşünen danışmanını dinleme basiretini göstersin. Günümüze mesaj yüklü bir yönetici danışman örneğini tekrar etmek istiyorum sizlere.

Bilindiği üzere yönetimdeki adaletinde tüm insanlığın ittifak ettiği Halife Hz. Ömer'le danışmanı Abdurrahman bin Avf arasında geçen şu olay, güçlü bir danışmanın yöneticiyi yanlış karardan kurtarma konusunda ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

Bir gece Abdurrahman bin Avf'la Medine sokaklarında kontrole çıkar adalette pirimiz olan koca Halife.. Sessizce yürürken önünden geçtikleri bir evden karışık seslerin geldiğini duyarlar. Biraz daha yaklaşınca gelen seslerden bir tahmin yapan Halife, beklemeden yorumunu yapar:

- Ey Abdurrahman! der, bu evin içindekiler içmişler bağırıp çağırarak şiir söylüyorlar. Ne dersin bu sarhoşlara ne türlü bir ceza uygulayalım?

Halifenin bu görüşüne danışmanı Abdurrahman bin Avf iştirak etmez. Sadece iştirak etmemekle kalmaz aynı zamanda itizar da eder ve çekinmeden der ki:

-Bana kalırsa ceza uygulanacak olan kendi evi içinde hayatını yaşayan ev sahipleri değil, sokaktan onları tecessüs eden bizleriz.. Onlar der, evlerinde bir suç işlemişlerse biz sokakta şu anda tam üç tane suç işlemiş durumdayız..

İrkilen halife önce duraklar, sonra da sorar:

-Nasıl olur, ne türlü suç işlemiş olduk şimdi biz burada?

Danışmanı halifeye yanlışlarını tereddüt etmeden üç madde halinde sıralar:

1-Allah-ü Azimüşşan Hucurat Suresi'ndeki ayetinde, "Zan ile hüküm vermekten kaçının." buyurdu, biz gözümüzle görmediğimiz halde zan ile hüküm veriyoruz.

2-İnsanların gizli kalan ayıplarını araştırıp da meydana çıkarmayın, buyuruyor, biz ise evlerindeki gizli ayıplarını araştırıp meydana çıkarmaya çalışıyoruz.

3- Birbirinizi gıybet etmeyin, buyuruyor! Biz ise gecenin bu saatinde hem zan ile hüküm veriyor, hem evinin içindeki gizli ayıplarını araştırıp meydana çıkarmak istiyor, hem de açıkça burada gıybetlerini yapıyoruz. İşte bunlardan dolayı aslında cezalık işi biz yapıyoruz, ev sahibi değil ey Müminlerin Emiri!

Danışmanından gelen bu açık ve net doğruları dinledikten sonra düşünmeye başlayan Halife, bir müddet sessiz kalır, sonra elini, doğru sözlü danışmanının eline uzatarak tarihi sözünü söyler:

- Ey Abdurrahman der, tut şu elimden de bir an evvel buradan uzaklaşalım; yoksa ev sahipleri dışarı çıkar da bizi bu halde görürlerse, biz onlara değil, onlar bize ceza isteyebilirler!

Oradan hızla uzaklaşırken kendisini yanlıştan kurtaran danışmanı için yaptığı duasında şöyle dediği duyulur Halife'nin:

- Allah insanı doğru düşünen danışmanlardan mahrum eylemesin!. Kimseyi de kendi yanlış kanaatinde ısrarcı ve inatçı eylemesin. Kendi düşüncesini dostlarına kontrol ettirmek, doğrusunu duyunca da inat etmeyip hemen kabul etmek ne güzel bir anlayıştır. Hem yanlış düşünmekten, hem de yanlışı uygulamaktan kurtulur insan, doğru düşünen dostu sayesinde..

-Ne dersiniz?.. Adil yönetici Halife Hz. Ömer'in danışmanından duyduğu doğruları hemen kabul etme örneğinden günümüz yöneticilerine, danışmanlarına, bizlere de mesaj var mı? Hissemize düşen dersi bizim de almamız gerekir mi?

Ahmet Şahin