hafiza aise
Tue 19 July 2011, 07:05 pm GMT +0200
2— Yolculuğa Çıkışı:
Beyhakî ve diğerleri, Enes b. Mâlik'ten (r.a.) şöyle söylediğini naklediyor: Hz. Peygamber (s.a.) hiçbir yolculuğa şöyle dua etmeden oturduğu yerden kalkıp gitmezdi: "Allah'ım! Yolculuğa başladım, Sana yöneldim, Sana sığındım, Sana tevekkül ettim. Allah'ım! Güvencem Sensin. Umudum Sensin. Allah'ım! Beni meşgul eden, meşgul olmadığım ve benden daha iyi bildiğin şeylerde bana destek ol. Teminatın yüce, övgün büyük, Senden başka ilâh yoktur. Allah'ım! Bana takva azığı lutfeyle. Günahımı bağışla. Her nereye yönelirsem beni daima hayra yönelt." Daha sonra yolculuğa çıkardı.[1041]
Hz. Peygamber (s.a.) bineğine bindiğinde, üç defa tekbir getirir ve; "Bunları emrimize veren Allah'ın şanı ne yücedir; yoksa bizim takatimiz bunlara yetmezdi. Biz, elbette Rabbimize döneceğiz"[1042] âyetini okur, daha sonra şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Bu yolculuğumuzda Senden iyilik ve takva diler, bize Senin razı olacağın işlere muvaffak kılmanı isteriz. Allah'ım! bu yolculuğumuzu bize kolaylaştır. Uzak yolumuzu yakmlaştır. Allah'ım! Seferde dost, geride kalan ailem için de halife ancak Sensin. Allah'ım! yolculuğumuzda bize arkadaş, geride kalan ailemize halife ol" Seferden döndüğünde de aynı duayı, "Tevbekâr olarak, günahlarımızdan dönerek, Rabbimize kulluk ve O'na hamdederek geri geldik." cümlelerini ekleyerek yapardı.[1043]
Ahmed b. Hanbel'in rivayetine göre ise Hz. Peygamber (s.a.) şöyle dua ederdi: "Yolculukta arkadaş, geride kalan ailemize halife ancak Sensin. Allah'ım! Yolculuktaki darlıktan, dönülecek yerin tasasından Sana sığınırım. Allah'ım! Yolumuzu bize kısalt. Yolculuğumuzu bize kolaylaştır."
Yolculuktan dönmek istediğinde şöyle dua ederdi: "Tevbekâr olarak, günahlarımızdan dönerek Rabbimize kulluk ve O'na hamdedederek geri geldik." Evine geldiğinde de: "Tevbe ederek, tevbe ederektir dönüşümüz. Bizi günahımızla başbaşa bırakmayan Rabbımızadır yönelişimiz."[1044] derdi.
Sahih-i Müslim'de rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.) yolculuğa çıkacağı zaman şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Yolculuğun zorluklarından, dönülecek yerin tasasından, bolluktan sonraki yoksulluktan, mazlumun ânından, ailem ve malımda kötü manzarayla karşılaşmaktan Sana sığınırım."[1045]
Allah Rasûlü (s.a.) hayvanına binmek için ayağını özengiye koyduğu zaman "Bismillah" der, bineğin sırtında doğrulduğu zaman üç defa "Elhamdülillah", üç defa "Allahu ekber" der, daha sonra "Bunları emrimize veren Allah'ın şanı ne yücedir; yoksa bizim takatimiz bunlara yetmezdi. Biz, mutlaka Rabbımıza döneceğiz."[1046]âyetini okur; sonra yine üç defa "Elhamdülillah", üç defa "Allahu ekber" üç defa "Subhanallah" der, daha sonra da: "Senden başka ilâh yok. Sânın ne yücedir. Ben zalimlerden oldum. Sânı yüce olan Allah'ım! Ben nefsime zulmettim, beni bağışla. Zira günahları ancak Sen bağışlarsın." diye dua ederdi.[1047]
[1041] Beyhakî, Sünen, 5/250; Îbnü's-Sünnî, 496. Senedinde Buharî'nin, rivayeti münkerdir dediği Amr b. Mesâvir vardır. Diğerleri de bu râviyi zayıf görmüşlerdir.
[1042] Zuhruf, 43/13.
[1043] Müslim, 1342; Tirmizî, 3439, 3440; EbûDavud, 2599.
[1044] Ahmed b. Hanbel, 1/256, 299, 300. Râvileri sika olmakla beraber, Simâk'ın İkrime'-den olan bu rivayetinde muztariblik vardır.
[1045] Müslim, 1343; Ebu Davud, 2599; Tirmizî, 3439. , .
[1046] Zuhruf, 43/13.
[1047] Tirmizî, 3446; Ebu Davud, 2602. Tirmizî hadisin hasen sahih olduğunu söylemiştir.
İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/457-459.
Beyhakî ve diğerleri, Enes b. Mâlik'ten (r.a.) şöyle söylediğini naklediyor: Hz. Peygamber (s.a.) hiçbir yolculuğa şöyle dua etmeden oturduğu yerden kalkıp gitmezdi: "Allah'ım! Yolculuğa başladım, Sana yöneldim, Sana sığındım, Sana tevekkül ettim. Allah'ım! Güvencem Sensin. Umudum Sensin. Allah'ım! Beni meşgul eden, meşgul olmadığım ve benden daha iyi bildiğin şeylerde bana destek ol. Teminatın yüce, övgün büyük, Senden başka ilâh yoktur. Allah'ım! Bana takva azığı lutfeyle. Günahımı bağışla. Her nereye yönelirsem beni daima hayra yönelt." Daha sonra yolculuğa çıkardı.[1041]
Hz. Peygamber (s.a.) bineğine bindiğinde, üç defa tekbir getirir ve; "Bunları emrimize veren Allah'ın şanı ne yücedir; yoksa bizim takatimiz bunlara yetmezdi. Biz, elbette Rabbimize döneceğiz"[1042] âyetini okur, daha sonra şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Bu yolculuğumuzda Senden iyilik ve takva diler, bize Senin razı olacağın işlere muvaffak kılmanı isteriz. Allah'ım! bu yolculuğumuzu bize kolaylaştır. Uzak yolumuzu yakmlaştır. Allah'ım! Seferde dost, geride kalan ailem için de halife ancak Sensin. Allah'ım! yolculuğumuzda bize arkadaş, geride kalan ailemize halife ol" Seferden döndüğünde de aynı duayı, "Tevbekâr olarak, günahlarımızdan dönerek, Rabbimize kulluk ve O'na hamdederek geri geldik." cümlelerini ekleyerek yapardı.[1043]
Ahmed b. Hanbel'in rivayetine göre ise Hz. Peygamber (s.a.) şöyle dua ederdi: "Yolculukta arkadaş, geride kalan ailemize halife ancak Sensin. Allah'ım! Yolculuktaki darlıktan, dönülecek yerin tasasından Sana sığınırım. Allah'ım! Yolumuzu bize kısalt. Yolculuğumuzu bize kolaylaştır."
Yolculuktan dönmek istediğinde şöyle dua ederdi: "Tevbekâr olarak, günahlarımızdan dönerek Rabbimize kulluk ve O'na hamdedederek geri geldik." Evine geldiğinde de: "Tevbe ederek, tevbe ederektir dönüşümüz. Bizi günahımızla başbaşa bırakmayan Rabbımızadır yönelişimiz."[1044] derdi.
Sahih-i Müslim'de rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.) yolculuğa çıkacağı zaman şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Yolculuğun zorluklarından, dönülecek yerin tasasından, bolluktan sonraki yoksulluktan, mazlumun ânından, ailem ve malımda kötü manzarayla karşılaşmaktan Sana sığınırım."[1045]
Allah Rasûlü (s.a.) hayvanına binmek için ayağını özengiye koyduğu zaman "Bismillah" der, bineğin sırtında doğrulduğu zaman üç defa "Elhamdülillah", üç defa "Allahu ekber" der, daha sonra "Bunları emrimize veren Allah'ın şanı ne yücedir; yoksa bizim takatimiz bunlara yetmezdi. Biz, mutlaka Rabbımıza döneceğiz."[1046]âyetini okur; sonra yine üç defa "Elhamdülillah", üç defa "Allahu ekber" üç defa "Subhanallah" der, daha sonra da: "Senden başka ilâh yok. Sânın ne yücedir. Ben zalimlerden oldum. Sânı yüce olan Allah'ım! Ben nefsime zulmettim, beni bağışla. Zira günahları ancak Sen bağışlarsın." diye dua ederdi.[1047]
[1041] Beyhakî, Sünen, 5/250; Îbnü's-Sünnî, 496. Senedinde Buharî'nin, rivayeti münkerdir dediği Amr b. Mesâvir vardır. Diğerleri de bu râviyi zayıf görmüşlerdir.
[1042] Zuhruf, 43/13.
[1043] Müslim, 1342; Tirmizî, 3439, 3440; EbûDavud, 2599.
[1044] Ahmed b. Hanbel, 1/256, 299, 300. Râvileri sika olmakla beraber, Simâk'ın İkrime'-den olan bu rivayetinde muztariblik vardır.
[1045] Müslim, 1343; Ebu Davud, 2599; Tirmizî, 3439. , .
[1046] Zuhruf, 43/13.
[1047] Tirmizî, 3446; Ebu Davud, 2602. Tirmizî hadisin hasen sahih olduğunu söylemiştir.
İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/457-459.