- Yola Çıkış

Adsense kodları


Yola Çıkış

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Sun 20 December 2009, 03:54 pm GMT +0200

Yola Çıkış


Peygamber (sav) efendimiz 30.000 kadar askerden oluşan ordusuyla yola koyuldu. Münafıklar ve şüphe ehliyle birlikte

Abdullah bin Übeyde peygamber efendimizin peşine takıldı. Bir süre sonra da geri döndü. Bu davranışıyla da müminleri pey gamber efnedimizden ayırıp geri döndürmek ve müminlerin kalplerine şüphe saçmak istemişti.

Peygamber efendimiz, Medine´de vekili olarak Muhammed bin Seleme el-Ensari´yi bırakmıştı. Hz. Ali´yi de kendi ailesinin başına sorumlu olarak tayin etmişti. Hz. Ali´yi ailenin başına yetkili bir kimse olarak görevlendirmesi hicret gününde onu emanetlerin başına sorumlu bir kimse olarak tayin etmesine benziyordu. Çünkü sefer mesafesi uzaktı. Ailevi işleri halletme si için ailenin başına kendi içinden bir ferdi tayin etmeyi uygun buldu. Peygamber efendimizin emir vermesinden sonra Hz. Ali´nin bir diyeceği kalmamış, aksine itaat etmesi zorunlu ol muştu. Fakat insanların kalplerine şüphe saçıp etrafı fesada vermek, dostlar arasında dedikodu yapıp jurnalcilik yapmak durumunda olan münafıklar, aslı olmayan bir şayia yaydılar. Hz. Ali güya tembellik edip savaşa katılmadığı için, peygamber efendimiz ister istemez onu savaştan muaf tutmuş (!) dediler. Bu hususta daha çok dedikodu yapınca artık Hz. Ali dayana mayıp silahını aldı, yola koyuldu. Nihayet Resülüllah (sav)´e kavuştu. Cüruf mevkiinde mola vermiş olan peygamber efendi mize gelip, münafıkların dedikodularını, olduğu gibi nakletti. Peygamber efendimiz de ona şu cevabı verdi: "Onlar yalan söy lemişlerdir, ben seni arkamda bıraktığım ailemin işlerini idare etmen için halefim olarak bıraktım. Hem kendi ailem hem ken di ailen için yetkili bir idareci ol. Musa´ya göre benim için Ha run gibi olmak hoşuna gitmezmiş? Yalnız benden sonra Pey gamber gelmeyecektir.

Bu hadisi Buhari müslim ve Ebu Davut el-Teyalisi rivayet etmişlerdir.

îmam Ahmed bin Hanbel´in rivayetine göre mücahid Hz. Ali, savaş meydanı boşken, çok kimseler savaştan geri kalmış ken, keskin kılıcını kuşanmayıp kendi evinde oturmayı kendi nefsi için çok gördü. Resülüllah (sav) efendimize: "Beni kadın ların ve çocukların arasında brakma!" deyince Resülüllah ona şöyle dedi: uEy Ali benim için Musa´ya göre Harun durumunda olmak istemez misin? Yalnız benden sonra Peygamber yoktur,n Hz. Ali´den de böylesi bir davranış beklenirdi. Çünkü takva sahibi müminler Tebük gazvesine çıkmak için adeta biribirleriyle yarışırlarken, Resulüllah (sav) efendimiz tenleri kavurucu sı cak çölde yürürken, mü´minler kendi evlerinde, aile efradı ara sında rahat etmeyi nefislerine yediremiyorlardı.

Ebu Hayseme´nin iki arap karısı vardı. Bunlar kanepeleri nin çevresine su serpmiş, evin havasını serinletmiş ve kocala rıyla serin bir havada oturmak istemişlerdi. Onların çevreye su serptiklerini gören Ebu Hayseme şöyle demişti: "Resülullah (sav) efendimiz güneşin altında ve sıckalarda yol yürüsün de, Ebu Hayseme serin bir gölgede ve rahat bir mekanda ve güzel kanlarıyla huzur içinde istirahat etsin!. Bu insafa sığmaz Al lah´a andolsun ki ben sizin kanepelerinizin üzerine varıp otur­mayacağım! Resulüllah (sav)´e gidip kavuşacağım yol azığımı hazırlayın". Böyle dedikten sonra, ailesine kendisinden sonra bakmaları için bazı sahabilere tenbihatta bulundu. Devesine binerek yola koyuldu. O kadar süratle gittiki, nihayet Resülü-lah (sav)e kavuştu. Resulüllah (sav) efendimiz Allah´a güvene rek beraberindeki mü´minlerle yoluna devam ediyordu. Bazıla rı: "Falan adam seferden geri kaldı" diyor. Onun için peygam ber efendimiz sahabilerine şu cevabı veriyordu: "Onu bırakın ger onda bir hayır varsa, gelir size ulaşır, eğer onda hayır yok sa zaten gelmemiş ve Cenab-ı Allah bizi ondan kurtarıp rahata kavuşturmuştur". Sefere katılmayanları bu şekilde hatırlatır larken nihayet söz Ebu Zer´den açıldı. Ebu Zer´rin de seferden geri kaldığı söylendi. Halbuki devesi onu güç durumlara düşür müştü.

Ebu Zerr´in devesi ağır yürüyordu, ama o bir an evvel Resül-lüllah (sav) efendimize kavuşmak istiyordu. Devesinin ağır yü rüdüğünü görünce indi, devesini çölde terkedip yaya yürümeye başladı. Nihayet Peygamber efendimizin kafilesine yaklaştı. Müslümanlardan biri bakıp onu gördü ve: "Ya Resulüllah yol da yaya bir adam geliyor" deyince Resulüllah (sav) efendimiz: "O Ebu Zer olmalı" dedi. Orada olanlar, yaya olarak gelmekte olana adamı süzüp baktıklarında: "Ya Resulüllah vallahi o Ebu Zer´dir" dediler. Resulüllah (sav) efendimiz bu defa şöyle dedi: "Allah Ebu Zer´re rahmet etsin o yalnız başına yürür, yal nız başına da hasrolur".

Hz. Osman tarafından Rabaza´ya sürgün edilmiş iken Ebu Zer orada, çölde yalmz başına vefat etmiş nihayet Abdullah bin Mesud gelerek onu defnetmiş ve üzerine ağlamış ve: "Resülül-lah´ırı senin hakkında söylediği söz gerçekleşti!" demişti.

Bu gazve islami bir seferdi. Ad ve Semud kavminin eserleri nin bulunduğu tarafa gidiliyordu. Peygamber efendimiz Ad ve Semudun mahalline, Hiçi denen yere uğradı. Resulullah (sav) efendimiz onların mahallerini görmemek için elbisesini yüzüne perde yaptı, bineğini de hızlandırdı, sonra yanında bulunan sa-habilere şu emri verdi: "Kendi, nefislerine zulmeden Ad ve se mud kavimlerinin evlerine ancak ağlayarak ve onların başına gelen musibetlerin sizin başınıza da gelmesinden korkarak gi rin!". Böyle demekle Peygamber efendimiz onları, Ad ve Se mud kavminin geride bıraktıkları izden ibret almaya davet edi yordu. Sadece gezinti için oralarda dolaşmalarım istemiyordu.

Çölde seyretmekteyken sahabiler şiddetli bir susuzluk his setmeye başladılar. Susuzluklarını giderecek suları da yoktu. Durumu peygamber efendimize arzettiklerinde o Cenabı Al lah´a el açıp yalvararak yağmur duası yaptı. Duasından sonra Cenab-ı Allah, içi su dolu bir bulutu üzerlerine gönderdi. Bu-lutttaki sular sağnak yağmurlar halinde boşaldı. Sahabiler de susuzluklarını giderdiler. Suya olan ihtiyaçlarını karşıladılar. O sıralarda Peygamber (sav) efendimizin devesi kaybolmuştu. Ama nerede olduğunu sahabilere haber verdi. Sahabiler de onun haber verişi üzerine giderek belirtilen yerde devesini bul dular. Çölün zahmet ve meşakkatine rağmen Resulullah (sav) efendimiz beraberindeki mü´minlerle birlikte yola devam etti. Bu seferden geri kalan münafıkların bazıları, sefere katılma makla yetinmediler; ayrıca Peygamber efendimiz ve beraberin deki mü´minlere tahkir edici sözler sarfedip alay ettiler. Ama o yine de Tebük yolunda seyrine devam ediyordu. Münafıklar: "Siz Bizanslılarla savaşmayı araplarla yapılan savaşa mı ben zetiyorsunuz? Allah´a andolsun ki sizi yarın iplere bağlamış va-ziyyette görür gibi oluyoruz!" diyor ve sahabileri korkutmaya çalışıyorlardı. Bu konuşmalarından Peygamber efendimizin ha­berdar olduğunu duyduklarında özür dileyerek kendisine: "Biz sadece seferin zahmetlerini unutmak için lafa dalıp konuşuyor ve şakalaşıyorduk" dediler. Onların bu melanetlerini haber ve ren Cenab-ı Allah şöyle buyuruyordu:

"Şayet kendilerine sorsan (andolsun ki: biz ancak yol zah metini duymamak için lafa dalmış bulunuyor, şakalaşıyor, eğ leniyorduk) derler".

Allah ve Resulü için nasihat eden müminlerin durumu ile savaştan geri kalıp evlerinde oturmaya razı olan münafıkların durumu işte böyleydi. Müminler çölleri, sahra ve vadileri, Allah ve Resulünün emirlerinin tahakkuk edeceği bir gayeye ulaş mak için tepiyorlardı. Ve nihayet Allah´ın lutfu ile gayelerine salimen ulaştılar ve salimen de Medine´ye döndüler.


HALACAHAN
Wed 2 March 2016, 11:04 am GMT +0200
Allah razi olsun değerli paylasiminiz  için..

Lal-i Hal
Sun 24 April 2016, 10:44 am GMT +0200
Efendimiz doneminde de munafiklarin cikardigi fitne fesatlar,yaptiklari koğuculuk,iftira hat safhadaydi.bunu Tebuk seferinde de acikca gorduk.Allah razi olsun paylasim icin.

Mustafa/Samed
Sun 24 April 2016, 12:12 pm GMT +0200
Ve Aleykümüsselam. Paylaşım için Rabbim razı olsun.

ceren
Sun 24 April 2016, 01:55 pm GMT +0200
Aleykumselam.Peygamber efendimize sonsuz kez guvenen ve onun sunnetlerine hadislerine tabi yasayip onun yolundan allahin yolundan donmeyen ve o yolda hizmet eden kullardan olalim inşallah...

Sevgi.
Wed 23 December 2020, 02:13 pm GMT +0200
Esselâmü Aleyküm. Rabb'im bizleri Peygamber efendimiz'in hayatını güzel öğrenip kendine örnek alanlardan eylesin inşaAllah
Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim

Bilal2009
Wed 23 December 2020, 02:18 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Münafıklık ne kötü şey Rabbim bizleri böyle kimselerden ve böyle kimselerden olmaktan muhafaza buyursun Rabbim paylaşım için razı olsun