- Yirmiüçüncü Mektup

Adsense kodları


Yirmiüçüncü Mektup

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
derya
Thu 14 January 2010, 10:27 am GMT +0200
YİRMİÜÇÜNCÜ MEKTUP

Kevir Allap köyünden Molla Abdiilcelil’e, bizâtihi maksud olan ve olmayan sünnetlerin bir niyyetle ikisini birden kılmak isteyen bir kimse, llkin hangisine niyet etmesi hususunda hiç bir fark olmadığının kendisini Şeyh Ahmed’in (Kuddise sirruh) eskiden beri bunu nasıl yaptığının, bizatihi maksud olmayan sünnetlerin sevâbı, diğer bazı sünnetlerin kılınmasıyla hâsıl olduğunun beyanı hakkındadır.

ALLAH’IN ADIYLA BAŞLARIM

Kâinat’da hiç bir varlık yok ki, onu hamd ile tesbih etmesin. Salat ü selam, efendimiz Muhammed’in al’inin, ashabının üzerine olsun! Kevir Allap köyünden faziletli âlim, yüce zat, Molla Abdüsselam oğlu MoIla Abdulmecid’e selam, Allah’ın rahmet ve bereketi onun ve akrabalarının üzerine nazil olmasına dua, hal ve hatırlarının sual ettikten sonra, kendisine şunu bildiriyoruz ki; bizde mevcud mutemed olan Tuhf e El-Muvtaç, El-Nihaye ile haşiyeleri ve şerh El-Ravd, El-Behcet ve diğer haşiyeler gibi kitapları mütalea edip onlara müracaat ettik.

Onlardan, açıkça sualinizin cevabı olarak bir ibareyi bulamadık. Bizatihi ma’ksud ile biâztihi maksud olmayan sünnetlerin bir niyette beraber kılınmalarına ait niyete telaffuz edilirken, önce b.augisinin söylenmesinde fark olmadığım zan ederiz. Hatta her ikisine birden niyet edilse de güzeldir. Ancak çok eskiden şimdiye kadar niyet’te bizzat maksud olanı, maksud olmayanm üzerine takdim ediyoruz. Mesela: İki rek’at öğle namazmın sünnetiyle, abdest nama’zırnn sünnetini kılmaya niyet ettim, diyoruz. Bundan ancak abdest sünneti, ratibe sünnetine tabi olduğunu kasdederiz. Bu husustaki görüşünüzün muhalefetinin menşe’ine olduğunu bilmiyoruz. Yoksa, arapça kitabların ibarelerinde geçip (ile) eki manasını ifade eden «Maa» kelimesi, Nahiv ilmindeki kuralına göre, «vezir emir ile ‘bindi» denilince emir metbu, vezir onun. tâbü (uydusu) olduğu anlaşıldığı gibi, abdest sünneti metbü, ratibe sünneti ona tâbi olması niyetten anlaşılacak diye mi düşünüyorsunuz? Bu mâna ise, nahiv ilmine ait bir mes’ele olup, niyet’te böyle bir manaya önem verilmez. Bununla beraber, kalbdeki niyet muteber olup telâffuz muteber değildir. Yoksa, başka bir sebeb mi düşünüyorsunuz? Senin bu husustaki muhalefetinizin bir faidesini bilmiyoruz. Hem de bu dâvanız için hiç bir delil bize beyan etmediniz. Yaptığınız bir çok ilmi araştırmalardan sonra da bu iddiamza delil olacak hiç bir şey anlamadık.

Maksadı olmayan bazı sünnetlerin, diğer maksud olmayan bazılarının kılınmasıyla beraber, sevabının hasıl olduğu, mesela; Abdest namazı uiyetiyle camide kılınan iki rek’at sünnet namazının sevabıyla, Tehıyyetü’l-Mescid namazı sünnetinin (cami adabı için kılınan iki rek’at sünneti) sevabı da hasıl olduğu mes’eleye gelince, bu fıkıh kitabların hepsinde, bizatihi maksud olmayan sünnetlerin kılınmasıyla, diğer başka bizatihi maksud olmayan süuınetin sevabı da hasıl olduğunu açıkça belirtmektedirler ve ibarelerinde geçen gayr (başka) kelimesini tabiri, bizatihi maksud olup, olmayan sünuetlere de şâmildir. Bu açık bir gerçek olup hatta fıkıh kitaplarından İkna kitabı hâşiyesi olan Büceyremi de, Tahıyyetü’l-Mescid sünnetinin sevabı, Kâbe tavafı için kılınan sünnetle hâsıl olduğunu gördük. Halbuki mezkür her iki sünuet de bizatihi maksud olmayan sünnetlerdir.
1363 H. yılı.