- Yirmibeşinci Mektub

Adsense kodları


Yirmibeşinci Mektub

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
derya
Thu 14 January 2010, 10:32 am GMT +0200
YİRMİBEŞİNCİ MEKTUP

MolIa Ubeydullah’m kardeşi Molla Fethullah’a, kendisini inkâr edip, halkı tarikatına girmekten men ettiğiıüu sebebi, kıskançlıktan başka bir şey olmadığı, mürşidlere itirazda bulunan kimsenin füli âkıbetinin kötü olacağına bir alamet olduğu, kıskançlığın hakikati, Allah sübhânehü ve teâlâ’nın işlerine itiraz etmek olduğu konu ile bununla ilgili ınes’eleler hakkındadır.

ALLAH’IN ADIYLA BAŞLARIM

Kâinat’da hiç bir varlık yok ki, onu hamd ile tesbih etmesin! Salât ü selâm, Allah’ın yaratıklarının en hayırlısı olan Muhammed’in, (Sallâllahü aleyhi ve sellem) âl, ve ashâbının üzerine olsun! Sonra bu mektub, noksan ve kusurunu, itiraf eden köleden, halk arasında ilim ve manevi imdadiyle meşhur, Molla Fethullah’adır. Allah ,onu razı olduğu şeylere muvaffak eyleyip, nefsinin ayıplarını ve doğru yoldan sapıklığını kendisine bildirsin. Senâ ve bir çok selâmları size hediye eder, beş vakit namazda duânızı dileriz. Yamnızdaki talebe ve kardeşlere de selâm eder, dularını diler, durumlarına göre, onlara dua. ederiz. Çocuıkların hepsi duânızı diler hürmetle ellerinizden öperler. Sonra, şu arz olunur ki, defalarca bu fakire, keza Molla Übeydullah’ın bütün tâbilerine yaptığınız gıybet, inkar ve itirazını işitti. Halbuki bu miskin, kendine Allah onu seçtiği Peygamberimiz Mustafa (Sallallahü aleyhi ve sellem) ve kendisine tabi olup ilimleriyle amel eden âlimlerin üzerinde bulundukları hak dinden başka bir din davranışını iddia edememektedjr. Şâyet bu fakire karşı inkârımz tarikatı cihetinden ise, Nakşibendi tarikatmın ondan önce kurulmuş, meşhur olup, Gavs-ı A’zam ve en yüce üstadın (El-Şeyh Abdurrahman El-Tagi) ile mürşidimiz (Hazret-i Allah bizi ve sizi onların sırlarıyla kutlasın) vasıtalarıyla kendisine vasıl olmuş ve Ahmed bin El-Hacer El-Fetâvâ, El-Hadisiyye kitabının sonunda, «tarikatlar arasında cahil sofuların hurafelerinden sağlam olan tarikat, âk yüce nakşibendi tarikatıdır», diye övmüştür.

Bu tarikat, Peygamberden (Sallâllahü aleyhi ve sellem) sonra insanların efdali olan Ebü Bekir El-Siddik (Radıyallahü anh) in meşrebinden alınmıştır. Şayet bu fakire olan inkar ve itirazınız, halleri ve adabı cihetinden ise, siz onunla kallkıp oturmadınız, onunla arkadaşlık etmediniz ki bilesuniz. Belki biz mürudlere, şerefli bu şeriatin emirlerinİN hepsi yapmak ve bütün nehiy eylediği şeylerden sakınmalarını. emrederiz. Bilhassa, bu tarikat, şeriattan hariç değil, belki Allah’a giden doğru yolda sülük etmektir.

İbnu El-Hacer, mezküi kitabında, mürşidlere itiraz kapısı açıp durum ve işlerini gözetleyerek onlardan kötülükle bahsedenler, şübhesiz onların bu halleri, hayırdan mahrumiyetlerine ve akibetlerinin çirkinliğine bir alamettir ve yaptıkları bu işleri, onlara asla netice vermez.

Mürşidlerin hareketlerini iyi te’vil edip hallerini araştırmayıp işlerini Allah’a havale ederek, önemle kendi hali ile uğraşan takatma göre, nefsiyle mücadele eden kimsenin, emellerine, muradına nail olacağı umulur.
Şayet inkarnız, itirazınız kıskançlıktan ise, kıskançlığın hiç bir ilacı yoktur. Şu da ilave edilir, ki, kıskançlık, Allah’ın kaza ve kaderine itiraz etmektir. Çünkü kıskançlığın hakikati, sizin gibilerin malümu olduğu üzere, Allah, sübhanehü tealaya itiraz etmek demektir. Allah’ın haram kıldığı gıybeti yapmak değil de, bu işimizde bir noksanlık veya şeriata, tarikata muhalif bir işlem veya bir bid’at gördüğünüzde, hemen bize ‘bildirmek üzere yazmamız umulur. Tâ ki, ondan tevbe edip dönelim. Nitekim bu Allah’ın haram kıldığı gıybeti değil, bu söylediğim şey’i yapmanız lazımdır. Sonra bu fakirden bu gibi kelimelerin söylenmesi, haddi değilse de, lakin Peygamberin (Sallallahü aleyhi ve sellem) «din nasihattır» diye buyurması üzerine, bu fakir ondan bir çok merhalelerle ondan uzak olan bu sözleri size karşı sarfetmek cesaretinde bulundu.
Beyit:

«Kusurların afvı, şeref ü olanlar nezdinde makbuldür. Her ayıp afvın eteğiyle örtülüdür.»
Ben şeyhlik ve irşad merteb’esinden uzağım, bu tarukattaki iddisında yalancıyım. Çirkin fiillerim, hallerim, dünyaya olan düşkünlüğüın ahiretten yüz çevirdiğini için tarikattan beriyim. Sâdatın emirleri olmasaydı, bendeki bu kusur ve ayıblarımdan dolayı, irşad gibi büyük işe girişmeye, bu yüce tarikattan konuşmaya cesaret edemezdirn. Halkı tevbe etmekten men etmek değil de, bu işte bana yardım edip tevbe erbmeleri için, halka emretmeniz lâzımdır. Çünkü halka iyi yolu emretmek vâcibdir. Peygamber (Sallallahü aleyhi ve sellem) «Başkasını hayra delâIet eden kimse, (ecir bakımından) onu işleyen kimse gibidir.» buyurmuştur.

Allah, efendimiz Muhammed’in, (Sallallahü aieyhi ve sellem) al ve ashâbının üzerine salat ü selam eylesin!