neslinur
Mon 12 July 2010, 04:34 pm GMT +0200
Yetime İyi Muamele
Kur'ân-ı Kerîm, Mekke'de nazil olmaya başladığı ilk yıllardan itibaren yetim mes'elesini ele almıştır. İlk vahiylerde -Hz. Peygamber'e (a.s.m.) kendisinin de yetim olduğu hatırlatılarak- yetimlere iyi muamele yapılması emredilir:
"Rabbin, bir yetim olduğunu bilip de seni barındırmadı mı?... O halde yetime gelince, ona sakın kahretme."[322]
Yine Mekkî olan el-Fecr sûresinde:
"Siz yetime iyilik etmezsiniz" diye bu davranış kötülenirken[323], Maun Sûresinde yetime yapılan kötü muamele bir nevi "dini inkâr" olarak tavsif edilir:
"Ey Muhammedi Dini yalan sayanı gördün mü? Yetimi itip kakan, yoksulu doyurmaya yanaşmayan kimse işte odur."[324]
Yetime iyilik hususunda ısrar eden Mekkî âyetlerden bir diğerinde yetime yardım "zor geçidi aşmak" gibi fevkalâde hayırlı bir amel olarak tavsif edilir:
"Biz insanoğlu için iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? Biz ona eğri ve doğru iki yolu da göstermedik mi? Ama o, zor geçidi aşmaya girişmedi. O zor geçidin ne olduğunu sen bilir misin? O geçit bir köle ve esir âzad etmek, yahut açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut toprağa serilmiş bir yoksulu doyurmaktır."[325]
Kur'ân-ı Kerîm, Mekke'de nazil olmaya başladığı ilk yıllardan itibaren yetim mes'elesini ele almıştır. İlk vahiylerde -Hz. Peygamber'e (a.s.m.) kendisinin de yetim olduğu hatırlatılarak- yetimlere iyi muamele yapılması emredilir:
"Rabbin, bir yetim olduğunu bilip de seni barındırmadı mı?... O halde yetime gelince, ona sakın kahretme."[322]
Yine Mekkî olan el-Fecr sûresinde:
"Siz yetime iyilik etmezsiniz" diye bu davranış kötülenirken[323], Maun Sûresinde yetime yapılan kötü muamele bir nevi "dini inkâr" olarak tavsif edilir:
"Ey Muhammedi Dini yalan sayanı gördün mü? Yetimi itip kakan, yoksulu doyurmaya yanaşmayan kimse işte odur."[324]
Yetime iyilik hususunda ısrar eden Mekkî âyetlerden bir diğerinde yetime yardım "zor geçidi aşmak" gibi fevkalâde hayırlı bir amel olarak tavsif edilir:
"Biz insanoğlu için iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? Biz ona eğri ve doğru iki yolu da göstermedik mi? Ama o, zor geçidi aşmaya girişmedi. O zor geçidin ne olduğunu sen bilir misin? O geçit bir köle ve esir âzad etmek, yahut açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut toprağa serilmiş bir yoksulu doyurmaktır."[325]