sumeyye
Fri 22 January 2010, 06:00 pm GMT +0200
Yeni Doğan Çocukların Sütannelere Verilmesi Âdeti
Yeni doğan çocuklarını sütannelerine vermek, Kureyş ve diğer Arap eşrafının âdetleri idi.
Bu da; kadınların kocalarıyla daha rahat meşgul olmalarını ve çocukların da[103] kırda yaşayan Araplar içinde,[104] özellikle havasının güzelliği, rutubetinin azlığı ve suyunun tatlılığı ile tanınan yerlerde yaşayan şerefli kabileler arasında[105] sağlam vücutlu, sıkı etli, cesaretli yetişmelerini ve düzgün ve pürüzsüz konuşmayı öğrenmelerini sağlamak içindi.
Emevî halifelerinden Abdulmelik b. Mervan:
"Velid´i sevmek, bize zarar verdi!" derdi.
Velid; annesinin yanından ayrılmadığı için, konuşurken hep gramer hatası yapardı.
Kardeşi Süleyman ise, çok düzgün ve pürüzsüz konuşurdu. Çünkü, Süleyman ve öteki kardeşleri, kırda otururlardı.
Arapça´yı açık, pürüzsüz ve düzgün konuşmayı orada öğrenmişlerdi.[106]
Umumiyetle Araplar için tek lügat vardı. Benî Sa´d b. Bekr´lerin ise lügatları yedi idi.
Benî Sa´d b. Bekr b. Hevazin´ler; Arap kabileleri içinde, dil bakımından en fesahatli olanı, en açık, en düzgün ve en pürüzsüz konuşanı idi.[107]
Benî Sa´d b. Bekr kabilesi; Arap kabileleri arasında cömertlikleri ve şereflilikleri ile de tanınmış bir kabile idi.[108]
Mekke çevresinde ve Harem içinde oturan kabilelerden sütannesi olanlar, her yıl, iki kez, yaz ve güz mevsimlerinde Mekke´ye gelerek, yeni doğan çocukları-ücretle emzirmek üzere-alıp yurtlarına götürür lerdi.[109]
[103] Süheyli, Ravdu´l-ünüf, c. 2, s. 1 67, Diyarbekrî, Hamîs, s. 1, s. 223.
[104] Süheylî, Ravdu´l-ünüf, c. 2, s. 1 67.
[105] Diyarbekrî, Hamîs, c. 2, s. 167.
[106] Süheylî, Ravdu´l-ünüf, c. 2, s. 1 67-1 68.
[107] İbn Abdi Rabbih, Ikdu´l-ferîd, c. 4, s. 251 .
[108] Diyarbekrî, Hamîs, c. 1,s.223.
[109] Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 223, Zürkânî, Mevâhibu´l-ledünniye Şerhi, c. 1, s. 141-142.
M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayınları: 1/31.