- Yeminde anlam genişlemesi ve daralması:

Adsense kodları


Yeminde anlam genişlemesi ve daralması:

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sidretül münteha
Fri 21 January 2011, 02:44 pm GMT +0200
3. Yeminde Anlam Genişlemesi ve Daralması:


İmam Ebû Hanife ile İmam Şafii «Bir kimse muayyen bir şeyi yapmak veyahut yapmamak için yemin ettiği zaman, -örfî delâlet yolu üe o şeyden, ister kelime medlulünden (kavramından) daha âmm, ister daha hâss bir mânâ anlaşılmış olsun- bizzat o şey hakkındaki yeminine muhalefet ettiği taktirde kendisine keffaret lâzım gelir» demişlerdir. İmam Şâfü ile İmam Ebû Hanife -zannedersem- lafza uymayan niyete de itibar etmeyip yalnız lafzın lügavî medlulü ne ise ona itibar etmektedirler. Buna göre eğer birisi, 'Ben et yemeyeceğim' diye yemin ederse -her ne kadar örfî lisanda iç yağı ete dahil ise de etin lügavî medlulü yalnız et olduğu için-içyağım yemekle kendisine keffaret lâzım gelmez ve eğer birisi «Ben keîle yemeyeceğim» diye yemin ederse -her ne kadar Örf-i lisanda balığın başına kelle denilmiyorsa da, kellenin lügavî medlulü hayvan başı demek olduğun­dan- balığın başını yemekle kendisine keffaret lâzım gelir.

Görüldüğü gibi birinci misalde kelimeden, örfî delâlet yolu ile anlaşılan mânâ kelimenin lügavî medlulünden daha âmm'dır (geniştir), ikinci misalde daha hâss'tır (dardır).

imam Ebû Hanife ile îmam Şafii'ye göre, kişi bu mânâları kasd da etse, kasıt lafza uymadığı için yine de kelimenin lügavî medlulü muteberdir. Bu­nun için eğer birisi, 'Ben keçi etini yemeyeceğim* diye yemin ettiği zaman -keçinin hiçbir şeyini yemeyeceğim- diye kastetse bile etinden başka herşeyi-ni -meselâ ciğer, böbrek, dalak ve iç yağını- yiyebilir. imam Mâlik ise -meşhur olan görüşüne göre- dava yeminleri ile diğer yeminler arasında hüküm ayırımı yapmıştır. Ona göre diğer yeminlerde Ön­ce muteber olan kişinin kastıdır. Eğer kişinin kastı yoksa, durum neyi göste­riyorsa ona, o da yoksa örf-i lisana, o da yoksa lügavî medlule itibar olunur. Mâlikîlerden kimisi, «imam Mâlik'e göre, kişinin kastı ile kelimenin lügavî medlulünden başka bir şeye itibar olunmaz», kimisi de «Kişinin kasü ile du­rumun delâletine itibar olunur, örf-i lisana itibar olunmaz» demiştir.

Mahkeme yeminlerinde ise, muteber olan, kelimenin lügavî medlulü­dür. Meğer kişi, başka bir mânâyı kasdettiğini iddia eder ve durum veyahut örf-i lisan da iddiasının doğru olduğunu gösterirse o zaman, kişinin kastı ne ise ona itibar olunur. [32]


[32] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/295-296.


Bilal2009
Thu 20 February 2020, 08:20 pm GMT +0200
Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun

Sevgi.
Fri 21 February 2020, 03:16 am GMT +0200
Aleyküm selâm. Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim. Vesileniz ile bilgiler öğreniyoruz