- Yemin Kefareti

Adsense kodları


Yemin Kefareti

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
saniyenur
Sat 16 June 2012, 09:41 am GMT +0200
Yemin Kefareti

Kişinin iyi olan herhangi bir şeyi yapmamayı ahdetmesi hoş karşılanmaz. Şayet birisi böyle bir yeminde bulunmuşsa, Rasulullah ona yeminini bozmasını ve kefareti yerine getir­mesini emretmiştir. Ebu'l Ahvas b. Malik'in babasından yaptığı rivayete göre, Peygamber'a; "Ey ALLAH'ın Rasulü, söyle bana, kendisi­ne gidip bir şeyler talep ettiğimde ne bana ve­ren, ne de akrabalığımı gözeten, sonra da yar­dıma ihtiyacı olunca bana gelip isteyen, ancak benim de kendisine yardım etmemek ve akra­balığını gözetmemek üzere yemin etmiş oldu­ğum yeğenim hakkında ne yapmak gereki­yor?" sorusunu yöneltmiş, Rasulullah da ona güzel olanıyla hareket etmesini ve yemi­nini tarziye etmesini emretmiştir. (Nesei ve İbn-i Mace).

İbn-i Abbas'ın rivayetine göre, kendisi va'zederken bir kişinin ayakta beklemesi Rasulul-lah'ın dikkatini çekti ve sebebini sordu. Adı­nın Ebu İsrail olduğunu; oturmamak, gölgeye gitmemek, konuşmamak, yalnızca ayakta dur­mak ve oruç tutmak için yemin ettiğini söyle­diler. Bunun üzerine Rasulullah, "Ona konuş­masını, gölgeye gitmesini, oturmasını ve oru­cunu tamamlamasını söyleyin" buyurdu. (Bu­hari).

Enes rivayet eder ki, Rasulullah, oğulları­nın arasından onların yardımına rağmen zor­lukla yürüyen yaşlı bir adama rastladı ve me­selenin ne olduğunu sordu. Kendisine yaşlı adamın K'âbe'ye yürüyerek gitmeyi ahdettiği anlatılınca, "Bu insanın kendi kendini ceza­landırmasına ALLAHü Teala'nm ihtiyacı yok­tur" dedi ve ona binek kullanmasını emretti. (Buhari ve Müslim).

İbn-İ Abbas'dan rivayet olunduğuna göre, Sa'd b. Ubade Peygamber'a, annesinin yeri­ne getirmeden vefat ettiği neziri hakkında sor­muş, Rasulullah, "Onun namına o borcu sen öde" buyurmuştur. (Buhari ve Müslim).

Ka'b b. Malik rivayet eder ki, "Ey ALLAH'ın Rasulü, (Tebuk seferine katılamamadan dola­yı) yaptığım tövbeyi tamamlamak amacıyla bütün varlığımı ALLAH ve Rasulü için sadaka olarak veriyorum" dedim. Rasulullah, "Malı­nın bir kısmını kendine sakla, zira bu senin için daha hayırlıdır" cevabını verdi. Bu suret­le, ben de Hayber'de aldığım kısmı kendime bıraktım. (Buharı ve Müslim).

Sabit b. Dahhak'dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah zamanında bir adam Buvane denilen yerde deve boğazlamayı nezretmiş idi ki Peygamber'a gelerek meseleyi sordu. Rasul-ü Ekrem, "Cahiliye devrinde orada ta­pılan bir put var mıydı?" diye sordu. Adam, "Hayır" dedi. Rasulullah, "Nezrini yerine ge­tir; çünkü ALLAH'a masiyete, akraba ile alaka kesmeye, Adem oğlunun mâlik olmadığı bir hususa dair yapılan nezrin ifası yoktur" buyrulmuştur. (Ebu Davud).

Rasulullah'a (Tebuk seferine katılama­mamdan dolayı) yaptığım tövbeyi tamamla­mak amacıyla bütün mal varlığımı sadaka ola­rak veriyorum ve günahı birlikte işlediğimiz insanların ikametgahını terkediyorum dediği­ni ve Rasul-ü Ekrem'in cevaben, "Üçte birini vermen senin için yeterlidir" buyurduğunu Ebu Lübabe nekleder. (Razi tahriç etmiştir).

Câbir b. Abdullah'dan rivayet olunduğuna gö­re, Mekke'nin Fethi günü bir zat, "Ya Rasulul­lah! ALLAH'ın senin elinle Mekke'nin fethini nasib kılmasına karşılık Beyt-i Makdis (Ku-düs)'de iki rekat namaz kılmayı nezrettim" de­miş, Rasulullah, "Burada kıl" buyurmuştur. O zat söylediklerini yeniden tekrarlamış, Ra­sulullah yine, "Burada kıl" demiş, adamın üçüncü" kez sorması üzerine Rasulullah "O halde bildiğin gibi davran" buyurmuştur. (Ebu Davud ve Darimi).

Ukbe b. Amir şöyle nakletmektedir: "Kız kar­deşim Beytullah'a yalın ayak yürüyerek git­meyi adamış, ancak buna güç yetirememişti. ALLAH'ın Rasulü'ne ne yapmamız gerektiğini sorduğunda, 'Şüphesiz ki ALLAH, senin kız kar­deşinin yürüyerek bedbaht düşmesine ihtiyaç duymaz. Ona emret: Başörtüsünü örtsün de binek kullanarak gitsin, bir de deve kurban et­sin' buyurdu." (Ebu Davud ve Darimi).