sumeyye
Sat 2 April 2011, 12:41 pm GMT +0200
Yemin Allah (cc) Adına Olur:
Allah (cc) dan başka hiç bir şeye yemin edilmez: Bir hadîs-i şerîfde Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur: "Bir kimse yemin
edecekse; ya Allah (cc) adına yemin etsin, ya da hiç etmesin. [10]
Hâkim isterse Allah (cc) m sıfatları ile yemini daha da kuvvetlendirir: 'Yeminin kuvvetlendirilmesi, yemin edenin haline, salahına, korkusuna, ilgisinin azlığına göre değişir' denilmiştir. Başka bir görüşe göre ise, 'yeminin kuvvetlendirilmesi, iddia edilen malın azlığına veya çokluğuna göre değişir' denilmiştir. Yemin edecek olan şahsa yemin etmeden evvel hâkimin nasihat etmesi ve aşağıda nakledeceğimiz âyet-i kerîme ile hadîs-i şerîfı okuması gerekir;
"Allah (cc) a karşı verdikleri sözü az bir bedelle değiştirenlere gelince; işte bunların âhirette bir payı yoktur. "(Âl-i İmrân: 77).
"Bir kimse bir müslümanm malını koparıp almak için ilzam edici bir yemin ederse, Allah (cc) kendisine gazapîanmış olarak oRabb'in huzuruna çıkar."[11]
Yemini kuvvetlendirmek şöyle demekle olur; "Kendisinden başka ilâh bulunmayan, görünen ve görünmeyen âlemleri bilen, Rahman ve Rahîm, Tâlib ve Gâlib, yakalayıp helak eden, aşikâr olanı bildiği gibi, gizli olanı da bilen, yüce ve ulu olan Allah (cc) a yemin ederim ki..." Dilediği şekilde ilâve yapıp, eksiltebilir de. Yukarıda sayılan kelimelerin arasına atıf harfleri koyarak Yemin ederken tekrardan sakınılır: Çünkü ona düşen tek bir yemindir.
Yemin, zaman ve mekân ile kuvvetlendirilmez: Çünkü adına yemin edilen zatı tazim etmek her zaman ve mekânda hâsıl olur ki, maksat da budur. 'Karun boş olsun ki, kölem azad olsun ki,..' şeklinde yemin edilmez.
Denildi ki; zamanımızda insanların yalan yemini umursamamalarından ve bu şekilde yemine çokça cür'et ettiklerinden; boşama ve azad üzerine yemini hoş karşılamadıkları için, böyle yemin edilir. Zira maksat; onların yalan yere yemin etmekten ve hakkı inkâr etmekten sakınmalarım sağlamaktır ki, bu maksat insanların tazim ettikleri şeyde fazlasıyla hâsıl olmaktadır. [12]
[10] Bu hadîsi Buharî, Müslim, Tirmizî, Neseî ve Ahmed rivayet etmiştir
[11] Bu hadîsi Buharî, Müslim, Ebû Dâvud ve Tirmizî rivayet etmiştir.
[12] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/170-171.