sumeyye
Mon 10 September 2012, 02:09 pm GMT +0200
Yemek Ve İçmek: [252]
(a) Hanefi Mezhebine göre, az veya çok, unutarak veya bilerek yemek içmek -yenilen susam tanesi kadar, içilen bir damla da olsa- namazı bozar. Fakat namazdan önce yenen bir maddeden dişler arasında kalan mercimek tanesi kadar kırıntıları yemek namazı bozmaz. Ancak bu durumdaki kırıntı veya maddeyi üç defa arka arkaya çiğnedikten sonra yutmak namazı bozar. Aynı şekilde ağızda çözülen ve eriyen şeker vb. tatlı maddenin bu eriyikleri yutulur ve bu da mideye giderse namaz bozulur.
(b) Şafiî Mezhebine göre, kasıtlı olarak, haramlığını bile bile mideye ulaşan her yiyecek ve içecek namazı bozar. Unutarak, veya namazı bozduğunu bilmeyerek yeme-içme, çok olunca namazı bozar. Ağza alıp yutmadan çiğnemek, amel-i kesîr olunca namazı bozmaktadır.
Dişler arasındaki artıklar -ayırmak ve temizlemek güç olduğunda- tükürükle birlikte mideye giderse namazı bozmaz. Ağızda eriyip mideye giden şeker vb. maddelerin eriyikleri namazı bozar.
(c) Maliki Mezhebine göre, kasıtlı olarak çok miktardaki yeme ve içme, namazı bozar. Çok olmanın ölçüsü, bir çiğnemliktir. Bir tanecik kadar olan ve az kabul edilen dişler arasındaki yemek artıkları, -çiğnenerek yutulsa bile- namazı bozmaz. Unutarak yeme ve içme namazı bozmaz, namaz sonunda secde yapılır. Fakat yeme ve içme birlikte yapılır veya önce biri, selâm verirken biri yapılırsa namaz bozulur.
(d) Hanbelî Mezhebine göre, çok olan yeme içme namazı bozar. Az olanıysa, kasıtlı olarak yapılınca bozar. Dişler arasındaki artıklar çiğnenmeden ve tükürüksüz olarak yutulursa, namazı bozmaz. Az ve çoğun ölçüsü örfle bilinir.
(e) Caferi Mezhebine göre, ihtiyaten azında bile, yemek-içmek namazı bozar.
Namazı bozan hal ve hareketlerden sonra namaz hemen kesilir, sebku’l-hades sonrasında namazın kılınması için geçerli özel çözüm yolu dışında, yeniden kılınır.
Bozulan namazlar, şu üç halde nafile yerine geçer:
(1) Kaza namazının hatırlanması,
(2) Güneşin doğması,
(3) Cuma namazı kılarken ikindi vaktinin girmesi.
[252] Kâsânî, BS, c. I, s. 242; İbn Kudâme, age, c. II, s. 61-62; Cezîrî, Fame, c. I, s. 308-309; Halebî, Multeka, c. I, 3. 120; Humeynî, age, s. 63.