sumeyye
Fri 28 January 2011, 12:31 pm GMT +0200
Yeme Ve İçmeyi Azaltmanın İki Yolu Vardır:
Yeme ve içmeyi azaltmanın iki yolu vardır:
i. Çok az miktarda yemek ve içmek,
ii. İki yemek arasını, mutat olan vakitten daha uzun tutmak.
Şeriatlarda muteber olan yol ikincisidir. Çünkü o, hafifletir, yorar ve açlık ve susuzluğu bilfiil tattırır, hayvânî gücü şaşkınlık ve dehşet içine sokar ve onun üzerinde gözle görülebilir bir etki yapar.
Birinci yol, yavaş yavaş zayıflatır ve komaya sokmadıkça insan etkisini duymaz. Hem birinci yol, ancak zorlama yoluyla genel teşrî altına alınabilir. Çünkü bu konuda insanlar gerçekten çok farklıdırlar; kimi bir rıtıl yerken, kimileri iki rıtıl yer. Birinci için yeterli olan miktar, ikincinin ölümü olabilir.
Yemekler arasını ayıran vakitlere gelince, Arap Acem ve normal iklimlerde yaşayan diğer insanlar, bu konuda müttefiktirler. Genelde bir gün ve gecede sabah ve akşam olmak üzere iki, ya da bir öğün yemek yerler. Bu durumda, akşama kadar bir öğün yemedikleri takdirde açlık etkisini kendilerinde gösterir. Böylesi az olan bir miktarın, ifasıyla yükümlü olanların takdirine bırakılması ve meselâ onlara, "Her biriniz, hayvânî gücünü kontrol altına alacak kadar yesin!" denmesi mümkün değildir. Çünkü böyle bir durum, teşrî ilkesine aykırıdır. [506]
Oruç Süresinin Uzun Olması, Nefsi Öldürür:
Şöyle bir söz vardır: "Kim, sürüyü kurda teslim ederse, zulmetmiş olur." Bu gibi şeyler, ancak haddizatında iyi olan şeyler için geçerlidir.[507]
Sonra, iki öğün arasındaki müddetin, üç gün üç gece gibi nefsi öldürücü ve onun kökünü kazıyıcı derecede uzun olmaması gerekir. Çünkü bu, oruçtan beklenen şer'î amaca ters düşer ve insanların büyük çoğunluğu buna dayanamaz. Keza, imsakin zaman içerisinde tekrarlanması da gerekir ki, yeterli alıştırma yapılmış olsun ve boyun eğme gerçekleşsin. Aksi takdirde tek bir açlığın şiddetli de olsa hiçbir faydası olmaz. Bu durumda, nefsin Ölüm kertesine gelmeden kontrol altına alınmasının zabturapt altına alınması ve orucun tekrarının belirlenmesi konusunda, zeki aptal, şehirli bedevi herkesçe malum bulunan ve bütün insanlarca, yahut insanların büyük çoğunluğunca kullanılmakta olan miktarların ya da benzerlerinin esas alınması gerekecektir. Onların meşhurluğu ve herkesçe kabul edilmiş olması, onlardan yorgunluğu giderecektir. [508]
[506] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/150-151.
[507] Yani, oruç haddizatında bir iyilik olmayıp, nefsi kontrol altına almak için panzehir mesabesinde olan bir araçtır. Bu itibarla onun hakkında, diğer iyilikler gibi, ne kadar çok olursa o kadar iyi olur, denilemez. Maksadı hasıl edecek miktar, en iyisidir. (Ç)
[508] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/151.