sümeyra
Tue 17 January 2012, 02:10 pm GMT +0200
YEDİNCİ KISIM
KADERE İMAN
Kaza Ve Kader Nedîr?
Kaza ve kader kelimelerinin İslâm ıstılahında ifade ettikleri m&nk şudur:
«Kader», ezelden ebede kadar olmuş ve olacak şeylerin hepsinin zamanının, yerinin ve nasıl olacaklarının Allah tarafından ezelde bilinmesi ve bu bilgiye uygun olarak takdir ve irade edilmesidir. Kader, Allah'ın «ilim» ve «irade» sıfatları île ilgilidir. Allah, ilim sıfatı ile, olacak şeyleri bütün teferruatı ile bilir, irade sıfatı ite şöyle veya böyle olmasını tercih ve takdir eder. işte bir şsyin, ezelde Allah tarafından bilinmesine ve öylece tercih ve takdir edilmesine «kader» denir.
«Kaza» ezelde, Allah tarafından bilinen ve takdir edilen şeylerin, zamanı ve yeri girdiğinde, ezeldeki bilgi ve takdire uygun olarak, Allah tarafından yaratılmasıdır. Kaza, Allah'ın «Kudret» ve «Tekvin» sıfatları ile ilgilidir. Allah, kadere uygun olarak, her şeyi kudret vs tekvin sıfatları ile yaratır.
Kâinatta her şey, kaza ve kadere bağlıdır. Allah'ın takdir ve iradesinin dışında hiç bir şey olmaz.
«Kadere îman»; iyi-kötü, hayır-şer ne varsa hepsinin Allah tarafından ezelde takdir edilip zamanı g:Iince de yine Aîlah tarafından bu takdire göre yaratıldığına inanmak demektir.
Kaza ye Kadere iman, İslâm'ın inanç esaslarının en mühimlerinden biridir. İslâm mütefekkirleri ve kelâm âlimleri, Kaza ve Kader meselesinde çeşitli görüşlere sahip olmuşlar, bu konuda birçokları yanılmış ve temel inançtan sapmışlardır.
Kaza ve Kader meselesindeki ihtilâf; «kulla-rm krndi fiillerini halk (yaratma)» meselesindeki ihtilâftan doğmuştur.
Kaza ve Kader kelimeleri, umumiyetle, ikisi de bir arada kullanılır. Bu kelimelerden; biri diğerinin lâzım'ı olmakla beraber; mezhepler arasında kullanılışlarında ihtilâf vardır. Meselâ, bizim (Matüridîlerin) Kaza diye tarif ettiğimizi, Eş'arîler Kader diya tarif ederler.
Rağıp'a göre: Kader, takdir; Kaza da, tahsil etmek ve kesin olarak hükmetmektir.
Başka bir deyimle Kader, ölçmek için hazırlanan şey; Kaza ise, fiilen ölçmekten ibarettir.
Kader, bir şeyin esası; Kaza da onun tafsilâtıdır. Meselâ; Kader, bir devletin divan'mdaki İcmal defteri; Kaza da o deftere göre, vazife sahiplerine Boytü'İ-mal'in tevzi ve taksimidir.
İbnü'1-Esîr, «El-Bİdaye Ve'n-Nîhaye» İsimli eserinde şöyle demektedir:
«Kader, takdir; Kaza ise, halk (yaratma) manasınadır. Bunlar, birbirinin mütelâzımıdır. Yani, bunlar birbirlerinden ayrılmayan iki emirdir. Kader, esas (temel); Kaza ise bina mesabesindedir. Kim ki, birbirinden ayırmak isterse Kaza ve Knder binasını yıkmış otur.»
Yani, İbnül-Esîr'e göre; Kaza ve Kader aynı mânâya geliyor.[187]
KADERE İMAN
Kaza Ve Kader Nedîr?
Kaza ve kader kelimelerinin İslâm ıstılahında ifade ettikleri m&nk şudur:
«Kader», ezelden ebede kadar olmuş ve olacak şeylerin hepsinin zamanının, yerinin ve nasıl olacaklarının Allah tarafından ezelde bilinmesi ve bu bilgiye uygun olarak takdir ve irade edilmesidir. Kader, Allah'ın «ilim» ve «irade» sıfatları île ilgilidir. Allah, ilim sıfatı ile, olacak şeyleri bütün teferruatı ile bilir, irade sıfatı ite şöyle veya böyle olmasını tercih ve takdir eder. işte bir şsyin, ezelde Allah tarafından bilinmesine ve öylece tercih ve takdir edilmesine «kader» denir.
«Kaza» ezelde, Allah tarafından bilinen ve takdir edilen şeylerin, zamanı ve yeri girdiğinde, ezeldeki bilgi ve takdire uygun olarak, Allah tarafından yaratılmasıdır. Kaza, Allah'ın «Kudret» ve «Tekvin» sıfatları ile ilgilidir. Allah, kadere uygun olarak, her şeyi kudret vs tekvin sıfatları ile yaratır.
Kâinatta her şey, kaza ve kadere bağlıdır. Allah'ın takdir ve iradesinin dışında hiç bir şey olmaz.
«Kadere îman»; iyi-kötü, hayır-şer ne varsa hepsinin Allah tarafından ezelde takdir edilip zamanı g:Iince de yine Aîlah tarafından bu takdire göre yaratıldığına inanmak demektir.
Kaza ye Kadere iman, İslâm'ın inanç esaslarının en mühimlerinden biridir. İslâm mütefekkirleri ve kelâm âlimleri, Kaza ve Kader meselesinde çeşitli görüşlere sahip olmuşlar, bu konuda birçokları yanılmış ve temel inançtan sapmışlardır.
Kaza ve Kader meselesindeki ihtilâf; «kulla-rm krndi fiillerini halk (yaratma)» meselesindeki ihtilâftan doğmuştur.
Kaza ve Kader kelimeleri, umumiyetle, ikisi de bir arada kullanılır. Bu kelimelerden; biri diğerinin lâzım'ı olmakla beraber; mezhepler arasında kullanılışlarında ihtilâf vardır. Meselâ, bizim (Matüridîlerin) Kaza diye tarif ettiğimizi, Eş'arîler Kader diya tarif ederler.
Rağıp'a göre: Kader, takdir; Kaza da, tahsil etmek ve kesin olarak hükmetmektir.
Başka bir deyimle Kader, ölçmek için hazırlanan şey; Kaza ise, fiilen ölçmekten ibarettir.
Kader, bir şeyin esası; Kaza da onun tafsilâtıdır. Meselâ; Kader, bir devletin divan'mdaki İcmal defteri; Kaza da o deftere göre, vazife sahiplerine Boytü'İ-mal'in tevzi ve taksimidir.
İbnü'1-Esîr, «El-Bİdaye Ve'n-Nîhaye» İsimli eserinde şöyle demektedir:
«Kader, takdir; Kaza ise, halk (yaratma) manasınadır. Bunlar, birbirinin mütelâzımıdır. Yani, bunlar birbirlerinden ayrılmayan iki emirdir. Kader, esas (temel); Kaza ise bina mesabesindedir. Kim ki, birbirinden ayırmak isterse Kaza ve Knder binasını yıkmış otur.»
Yani, İbnül-Esîr'e göre; Kaza ve Kader aynı mânâya geliyor.[187]