hafiza aise
Thu 6 September 2012, 12:09 pm GMT +0200
YARIM BATMAN YAĞ VEREBİLİR MİSİNİZ?..
Yirmi bir yaşında tahta oturup Kostantiniyye’yi fetheden Sultan Mehmet Fatih, yüz yaşındaki büyükler kadar olgun ve tecrübeli davranıyor, İstanbul’u fethetmek için maddî kuvvetin ilk şart olduğunu biliyordu. Ancak bir ülkenin fethi için bunun tek başına yeterli olmayıp, evvelâ bu fethe çıkacak milletin, kendi arasında hak ve adalet ölçülerine sadık, birbirlerine kardeşlik hisleriyle kopmaz bir şekilde bağlı bulunmaları zaruretine de inanıyordu.
Bu yüzden, halkını kontrol için, orta halli bir aile reisi kıyafetine girerek, bir sabah çarşıda dolaşmaya başlar. Maksadı Müslümanların kendi aralarındaki kardeşlik ilişkilerini öğrenmektir.
Bir dükkâna girer:
– Yarım batman yağ verir misiniz?
Bakkal hemen tenekenin başına geçip yarım batman yağı tartarak uzatır.
– Yarım batman da bal istiyorum.
– Onu ben veremem, yandaki komşudan al!
– Neden?
– Ben sabah siftahımı yapmış oldum. Komşum ise, hâlâ beklemektedir de ondan!
Fatih oradan çıkar, komşu bakkaldan da yarım batman bal aldıktan sonra:
– Yarım batman da tuz ver, der.
Ondan aldığı karşılık da şudur:
– Tuzu da karşıdaki bakkaldan alın. Ben nasıl olsa alış-veriş edip çoluk-çocuğumun rızkını kazanmış oldum. O kardeşimiz, hâlen siftah edememiş vaziyette beklemektedir. Onun da çoluk-çocuğu vardır. Biz kazanç içinde neşelenirken, onun ziyan içinde kederlenmesine gönlümüz razı olmaz!
Bir elinde yağ, bir elinde de balla Fatih oradan ayrılırken kendi kendine söylenir:
– Şimdi anlıyorum ki, Rabbim Kastantiniyye’nin fethini, bu âcize nasip edecektir! Çünkü, böyle hak-perest ve birbirine bağlı bir millete, Allah yardım eder, nusretini esirgemez.
Ahmet Şahin