neslinur
Sun 11 July 2010, 02:23 am GMT +0200
2. Yaratılış Ve Vahdaniyet
Kur'ân-ı Kerîm, mükerrer âyetleriyle, çocuğun yaratılışına temas eder ve dikkatleri buraya çeker. Çocuğun yaratılışına yer veren bu âyetlerde bir kısım maksadlan zahir olarak görmek mümkündür:
1.Çocuğun yaratılışını düşünerek Yaratıcıyı anlamak.
2.Çocuğun yaratılışında tesadüfün olmadığını ve ilâhî irâde ve murakabenin her an yer aldığını bildirmek.
3. Yaratılış safahatı hakkında bilgi vererek bu noktadaki yanlış inançları tashîh etmek, safsatayı önlemek.
4.Önceki yaratılışı göstererek ölümden sonraki dirilişin kolaylığında insanı ikna etmek.
5. Allah'ın varlığına ve kudretine delîl göstermek.
6. Ebeveyn ve hususen anne hukukunun ehemmiyetini ihsas etmek.
Yaratılışla alâkalı teferruat müstakil bir mevzî olması sebebiyle bu noktada fazla teferruata girmeden bir kısım âyetleri kaydetmekle iktifa edeceğiz.
1. Çocuk üzerine kasem: Yaratılış mevzuunda dikkatlerin çekilmesi maksadını güden bir kısım âyetler kasem yâni yemin ihtiva eder. Hemen kaydedelim ki, Kur'ân-ı Kerîmde sıkça geçen kasemlerden bir mak-sad da, üzerine kasem edilen şeylerin ehemmiyetini nazar-ı dikkate arzetmek, o şeye tefekkür ve tedkîk nazarlarını celbetmektir.[427] Bu durum gözönüne alınacak olursa, bu çeşit âyetlerde çocuk mes'elesine niçin yer verildiği daha iyi anlaşılır:
Bu maksadla kaydetmek istediğimiz ilk âyet, Beled Sûresindedir ve "doğuran ve doğurduğu çocuk" üzerine kasem edilmektedir.
"Bu Mekke şehrine yemin ederim; -ki sen bu şehirde oturmuşsun-. Doğurana ve doğurduğuna and olsun ki, insanoğlunu zorluklara katlanacak şekilde yarattık."[428]
Bir başka âyette "erkeği ve dişiyi yaratana" kasemde bulunulur:
"Erkeği ve dişiyi yaratana and olsun ki, ey insanlar! Sizin çalışmalarınız çeşitlidir."[429]
2. Yaratılış Allah'ın irâdesiyledir: "Allah sizi topraktan, sonra nutfeden yaratmış, sonra da sizi çiftler hâlinde var etmiştir. Dişinin gebe kalması ve doğurması ancak O'nun bilgisiyledir. Ömrü uzun olanınçok yaşaması ve ömürlerin azalması şüphesiz Kitaptadır. Doğrusu bu, Allah'a kolaydır."[430]
Fussilet Sûresinde, Allah'ın bilgisi dışında "hiçbir dişinin gebe kalmayacağı ve doğurmayacağı" bir kere daha te'yîd edilir.[431]
Ra'd Sûresinde sâdece doğanların değil, düşüklerin bile İlâhî bilgi tahtında ve belli bir hesaba göre cereyan ettiği bildirilir: .
"Allah her dişinin rahminde taşıdığını, rahimlerin düşürdüğünü ve alıkoyduğunu bilir. Onun katında her şey bir ölçüye göredir."[432]
3. Yaratılış safahatı: Şurası muhakkak ki, in-sanilk çok eski devirlerden beri, diğer eşyanın yaraü-lışı yanında kendi yaratılışı hakkında da meraka düşmüş, bilgi sahibi olmak istemiştir. İbtidâî denen cemiyelerin kültürlerinde olsun, medenî denen cemiyetlerin kültürlerinde olsun, yaratılışla ilgili olarak rastlanan pek çok efsâne bu hususun ehemmiyetini ve fıtrîliğini gösterir. Hattâ günümüzde bile, pek çoklarını, yeni efsânelere düşme pahasına, meşgul eden belli başlı konulardan birisi insanlığı bâtıl fikirlerden, asılsız efsâne, hurafe ve teorilerden kurtarmak gibi yüce bir gayesi olan Kur'ân-i Kerim, bu pek mühim mes'elede de mürşidlik rolünü ifa etmektedir:
Meâlen: "Sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alâkadan yaratan; sonra erginlik çağma ulaşmanız, sonra da yaşlanmanız için sizi bebek olarak dünyaya çıkaran Odur. Kiminiz daha önce öldürülür, kiminiz de belirtilmiş bir süreye ulaşırsınız. Belki artık düşünürsünüz."[433]
Bir diğer âyet:
Meâlen: "Sizi bir tek neliblen yaratmış, sonra ondan eşini vâretmiştir... Sizi annelerinizin karınlarında üçtürlü karanlık içinde yaratılıştan yaratılışa geçirerek yaratmıştır. İşte bu Rabbiniz olan Allah'tır. Hükümranlık Onundur, Ondan başka tanrı yoktur. Öyleyse nasıl olur da Onu bırakıp başkasına yönelirsiniz?"[434]
4. Allah'ın kudretine delil: Meâlen: "Sizi güçsüz olarak yaratan, güçsüzlükten sonra kuvvetli kılan, sonra da kuvvetliliğin ardından güçsüz ve ihtiyar yapan Allah'tır. O, dilediğini yaratır. Her şeyi bilir, her şeye kaadirdir."[435]
Meâlen: "Sizi yerden var ederken ve siz annelerinizin karınlarında cenîn halinde iken sizleri çok iyi bilen O'dur."[436]
5. Önceki yaratılışla sonraki diriltilişi isabet:"Ey insanlar! Öldükten sonra tekrar dirilmekten şüphede iseniz, bilin ki, ne olduğunuzu size açıklamak için, Biz, sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alâkadan, sonra da yapısı belli belirsiz bir çiğnem etten yaratmışızdır. Dilediğimizi belli bir müddete kadar rahimlerde tutarız, sonra sizi çocuk olarak çıkartırız. Böylece yetişip ergenlik çağma varırsınız. Kiminiz öldürülür, kiminiz de en fena zamanına ulaştırılır ki, bilirken bir şey bilmez olur."[437]
Bir diğer âyet:
. Meâlen: "İnsanoğlu kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır? O, akıtılan bir meni damlası değil miydi? Sonra alâka olmuş, sonra Allah onu yaratıp şekil vermişti. Ondan, erkek ve dişi iki cinsi yaratmıştı. Bunları yapan Allah'ın Ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi? Elbette yeter."[438]
6- Ebeveyn ve anne hukukunu ihsas:Şu âyet, çocuğun yaratılışından bilhassa bu maksadla söz etmekte, annenin, çocuğu dünyaya getirmek için katlandığı zahmetin ciddiyeti, te'yîd edilmektedir.
"Biz insana anne ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Zira annesi, onu, karnında, zorluğa uğrayarak taşımış, onu güçlükle doğurmuştur."[439]
Kur'ân-ı Kerîm, mükerrer âyetleriyle, çocuğun yaratılışına temas eder ve dikkatleri buraya çeker. Çocuğun yaratılışına yer veren bu âyetlerde bir kısım maksadlan zahir olarak görmek mümkündür:
1.Çocuğun yaratılışını düşünerek Yaratıcıyı anlamak.
2.Çocuğun yaratılışında tesadüfün olmadığını ve ilâhî irâde ve murakabenin her an yer aldığını bildirmek.
3. Yaratılış safahatı hakkında bilgi vererek bu noktadaki yanlış inançları tashîh etmek, safsatayı önlemek.
4.Önceki yaratılışı göstererek ölümden sonraki dirilişin kolaylığında insanı ikna etmek.
5. Allah'ın varlığına ve kudretine delîl göstermek.
6. Ebeveyn ve hususen anne hukukunun ehemmiyetini ihsas etmek.
Yaratılışla alâkalı teferruat müstakil bir mevzî olması sebebiyle bu noktada fazla teferruata girmeden bir kısım âyetleri kaydetmekle iktifa edeceğiz.
1. Çocuk üzerine kasem: Yaratılış mevzuunda dikkatlerin çekilmesi maksadını güden bir kısım âyetler kasem yâni yemin ihtiva eder. Hemen kaydedelim ki, Kur'ân-ı Kerîmde sıkça geçen kasemlerden bir mak-sad da, üzerine kasem edilen şeylerin ehemmiyetini nazar-ı dikkate arzetmek, o şeye tefekkür ve tedkîk nazarlarını celbetmektir.[427] Bu durum gözönüne alınacak olursa, bu çeşit âyetlerde çocuk mes'elesine niçin yer verildiği daha iyi anlaşılır:
Bu maksadla kaydetmek istediğimiz ilk âyet, Beled Sûresindedir ve "doğuran ve doğurduğu çocuk" üzerine kasem edilmektedir.
"Bu Mekke şehrine yemin ederim; -ki sen bu şehirde oturmuşsun-. Doğurana ve doğurduğuna and olsun ki, insanoğlunu zorluklara katlanacak şekilde yarattık."[428]
Bir başka âyette "erkeği ve dişiyi yaratana" kasemde bulunulur:
"Erkeği ve dişiyi yaratana and olsun ki, ey insanlar! Sizin çalışmalarınız çeşitlidir."[429]
2. Yaratılış Allah'ın irâdesiyledir: "Allah sizi topraktan, sonra nutfeden yaratmış, sonra da sizi çiftler hâlinde var etmiştir. Dişinin gebe kalması ve doğurması ancak O'nun bilgisiyledir. Ömrü uzun olanınçok yaşaması ve ömürlerin azalması şüphesiz Kitaptadır. Doğrusu bu, Allah'a kolaydır."[430]
Fussilet Sûresinde, Allah'ın bilgisi dışında "hiçbir dişinin gebe kalmayacağı ve doğurmayacağı" bir kere daha te'yîd edilir.[431]
Ra'd Sûresinde sâdece doğanların değil, düşüklerin bile İlâhî bilgi tahtında ve belli bir hesaba göre cereyan ettiği bildirilir: .
"Allah her dişinin rahminde taşıdığını, rahimlerin düşürdüğünü ve alıkoyduğunu bilir. Onun katında her şey bir ölçüye göredir."[432]
3. Yaratılış safahatı: Şurası muhakkak ki, in-sanilk çok eski devirlerden beri, diğer eşyanın yaraü-lışı yanında kendi yaratılışı hakkında da meraka düşmüş, bilgi sahibi olmak istemiştir. İbtidâî denen cemiyelerin kültürlerinde olsun, medenî denen cemiyetlerin kültürlerinde olsun, yaratılışla ilgili olarak rastlanan pek çok efsâne bu hususun ehemmiyetini ve fıtrîliğini gösterir. Hattâ günümüzde bile, pek çoklarını, yeni efsânelere düşme pahasına, meşgul eden belli başlı konulardan birisi insanlığı bâtıl fikirlerden, asılsız efsâne, hurafe ve teorilerden kurtarmak gibi yüce bir gayesi olan Kur'ân-i Kerim, bu pek mühim mes'elede de mürşidlik rolünü ifa etmektedir:
Meâlen: "Sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alâkadan yaratan; sonra erginlik çağma ulaşmanız, sonra da yaşlanmanız için sizi bebek olarak dünyaya çıkaran Odur. Kiminiz daha önce öldürülür, kiminiz de belirtilmiş bir süreye ulaşırsınız. Belki artık düşünürsünüz."[433]
Bir diğer âyet:
Meâlen: "Sizi bir tek neliblen yaratmış, sonra ondan eşini vâretmiştir... Sizi annelerinizin karınlarında üçtürlü karanlık içinde yaratılıştan yaratılışa geçirerek yaratmıştır. İşte bu Rabbiniz olan Allah'tır. Hükümranlık Onundur, Ondan başka tanrı yoktur. Öyleyse nasıl olur da Onu bırakıp başkasına yönelirsiniz?"[434]
4. Allah'ın kudretine delil: Meâlen: "Sizi güçsüz olarak yaratan, güçsüzlükten sonra kuvvetli kılan, sonra da kuvvetliliğin ardından güçsüz ve ihtiyar yapan Allah'tır. O, dilediğini yaratır. Her şeyi bilir, her şeye kaadirdir."[435]
Meâlen: "Sizi yerden var ederken ve siz annelerinizin karınlarında cenîn halinde iken sizleri çok iyi bilen O'dur."[436]
5. Önceki yaratılışla sonraki diriltilişi isabet:"Ey insanlar! Öldükten sonra tekrar dirilmekten şüphede iseniz, bilin ki, ne olduğunuzu size açıklamak için, Biz, sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alâkadan, sonra da yapısı belli belirsiz bir çiğnem etten yaratmışızdır. Dilediğimizi belli bir müddete kadar rahimlerde tutarız, sonra sizi çocuk olarak çıkartırız. Böylece yetişip ergenlik çağma varırsınız. Kiminiz öldürülür, kiminiz de en fena zamanına ulaştırılır ki, bilirken bir şey bilmez olur."[437]
Bir diğer âyet:
. Meâlen: "İnsanoğlu kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır? O, akıtılan bir meni damlası değil miydi? Sonra alâka olmuş, sonra Allah onu yaratıp şekil vermişti. Ondan, erkek ve dişi iki cinsi yaratmıştı. Bunları yapan Allah'ın Ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi? Elbette yeter."[438]
6- Ebeveyn ve anne hukukunu ihsas:Şu âyet, çocuğun yaratılışından bilhassa bu maksadla söz etmekte, annenin, çocuğu dünyaya getirmek için katlandığı zahmetin ciddiyeti, te'yîd edilmektedir.
"Biz insana anne ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Zira annesi, onu, karnında, zorluğa uğrayarak taşımış, onu güçlükle doğurmuştur."[439]