hafiza aise
Mon 13 June 2011, 10:46 am GMT +0200
6— Yara ve Çıbanların Tedavisi:
Hz. Peygamber'in (s.a.) yara ve çıbanlara okuması hakkındaki t şöyledir:
Buharî ve Müslim'de Hz Âişe'nin şöyle dediği rivayet edilir: Bir insan rahatsızlandığında veya yara ve çıbanı olduğunda, Rasûlullah (s.a.) parmağını şöyle koyar —râvi Süfyân kendi şehâdet parmağını yere koyarak Hz. Peygamber'in bu fiilini göstermiştir—, sonra kaldırır: "Allah'ın adıyla, şu arzımızın (bölgemizin) toprağı ile bazımızın tükrüğü, Rabbımızm izniyle hastamıza şifa verilmesi içindir." diyerek şifa dilerdi.[691]
Bu, basit, yararlı ve bileşik bir ilaçtır. Yara ve taze çıbanların tedavisinde kullanılan güzel bir ilaçtır, özellikle de-başka İlaç bulunmadığında. Çünkü her yerde vardır. Bilindiği gibi, halis toprağın tabiatı soğuktur, kurudur, tabiatın normal gelişmesini ve iyileşme hızını engelleyen, özellikle sıcak bölgelerdeki ve sıcak mizaçlı kişilerdeki yara. ve çıbanların rutubetini kurutucudur. Çünkü yara ve çıbanlardan sonra, çoğu kez sıcak mizacın bozulması gelir. Böylece ülkenin sıcaklığı, mizaç ve yara üçlüsü oluşur. Halis toprağın tabiatı, soğuk ve basit bütün ilaçların soğukluğundan daha çok soğuk ve kurudur. Toprağın soğukluğu, hastalığın sıcaklığına karşılıktır. Özellikle de yıkanmış ve kurutulmuşsa. Yine peşinden habis rutubet ve akıntı gelir. Toprak onun kurutucusudur, iyileşmesini engelleyen habis kuruma ve kurutuculuğun da şiddetini azaltır. Böylece —bununla beraber— hasta organın mizacında bir değişme olur. Organın mizacı normale dönünce, yönetici güçleri kuvvetlenir ve Allah'ın izniyle acıyı ondan defeder.
Hadisin anlamı, kendi şehadet parmağının üstüne tükürüp, onu toprağa sürerek bir miktar toprak alması ve bunu yaraya sürmesidir. Bu sözü, Allah'ın adını zikretme bereketi bulunmasından, işi O'na havale etme ve O'na güvenmesinden dolayıdır. Böylece bir ilaç, ötekine katılarak, etkisi artar.
"Bölgemizin (arzımızın) toprağı" sözünden maksat, bütün yeryüzü mü, yoksa özellikle Medine toprağı mıdır? Bu konuda, iki görüş vardır. Hiç şüphesiz toprakta bazı özellikler vardır ki, bu özelliğiyle birçok hastalığa karşı
"Ey Allah'ın elçisi! Bizim akrep sokmasına karşı bir duamız vardı. Sen rukyeleri yasakladın "' dediler. Okuduklarını Rasûlullah'a naklettiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber:' Bir sakınca görmüyorum. Sizden kardeşine yardım edebileri, ona yardım buyurdu
fayda sağlar, birçok habis hastalıklar iyileşir. Galenos (Calinus) şöyle diyor: "İskenderiye'de karaciğer ve istiskâ (hydropisie) hastalığına yakalananları gördüm. Çoğu kez Mısır toprağını kullanırlardı. Bu toprağı uyluklarına, bacaklarına ve kollarına, sırtlarına ve kaburgalarına sürerlerdi. Bundan açık bir şekilde fayda görürlerdi. Bu sürme işte bu şekilde çürük ve şişkin yerlere fayda verir. Fazla kan kaybından dolayı bütün vücudu şişen bir topluluğun bu topraktan apaçık bir fayda gördüğünü bilirim. Başka bir topluluk da bazı organlarında müthiş bir şekilde yerleşmiş müzmin ağrılarına şifa buldu, ağrılar iyileşti ve temelli gitti." Kitabu'l-Mesihî*nin yazarı şöyle diyor: "Knossos (Kunûs, Mustakî adası)*tan getirilen toprak, parlak ve temizleyici, yaraları iyileştirici ve kapatıcıdır."
Bir takım topraklarda böyle özellikler olduğuna göre, yeryüzünün en temiz ve bereketli toprağı hakkında ne denir? Hz. Peygamberdin (s.a.) tükrü-ğüyle karışmış ve Allah'ın adı ve O'na güvenmesi bunun yoldaşı olmuştur. Daha önce de geçtiği gibi, duanın gücü ve etkisi yapana, kendisine karşı dua okunanın tepkisine göre değişir. Bu, erdemli, akıllı ve müslüman bir tıpçının reddetmeyeceği bir durumdur. Niteliklerden herhangi biri bulunmazsa, dilediğini söylesin. [692]
[691] Buharî, 10/176; Müslim, 2194.
[692] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/399-400.
Hz. Peygamber'in (s.a.) yara ve çıbanlara okuması hakkındaki t şöyledir:
Buharî ve Müslim'de Hz Âişe'nin şöyle dediği rivayet edilir: Bir insan rahatsızlandığında veya yara ve çıbanı olduğunda, Rasûlullah (s.a.) parmağını şöyle koyar —râvi Süfyân kendi şehâdet parmağını yere koyarak Hz. Peygamber'in bu fiilini göstermiştir—, sonra kaldırır: "Allah'ın adıyla, şu arzımızın (bölgemizin) toprağı ile bazımızın tükrüğü, Rabbımızm izniyle hastamıza şifa verilmesi içindir." diyerek şifa dilerdi.[691]
Bu, basit, yararlı ve bileşik bir ilaçtır. Yara ve taze çıbanların tedavisinde kullanılan güzel bir ilaçtır, özellikle de-başka İlaç bulunmadığında. Çünkü her yerde vardır. Bilindiği gibi, halis toprağın tabiatı soğuktur, kurudur, tabiatın normal gelişmesini ve iyileşme hızını engelleyen, özellikle sıcak bölgelerdeki ve sıcak mizaçlı kişilerdeki yara. ve çıbanların rutubetini kurutucudur. Çünkü yara ve çıbanlardan sonra, çoğu kez sıcak mizacın bozulması gelir. Böylece ülkenin sıcaklığı, mizaç ve yara üçlüsü oluşur. Halis toprağın tabiatı, soğuk ve basit bütün ilaçların soğukluğundan daha çok soğuk ve kurudur. Toprağın soğukluğu, hastalığın sıcaklığına karşılıktır. Özellikle de yıkanmış ve kurutulmuşsa. Yine peşinden habis rutubet ve akıntı gelir. Toprak onun kurutucusudur, iyileşmesini engelleyen habis kuruma ve kurutuculuğun da şiddetini azaltır. Böylece —bununla beraber— hasta organın mizacında bir değişme olur. Organın mizacı normale dönünce, yönetici güçleri kuvvetlenir ve Allah'ın izniyle acıyı ondan defeder.
Hadisin anlamı, kendi şehadet parmağının üstüne tükürüp, onu toprağa sürerek bir miktar toprak alması ve bunu yaraya sürmesidir. Bu sözü, Allah'ın adını zikretme bereketi bulunmasından, işi O'na havale etme ve O'na güvenmesinden dolayıdır. Böylece bir ilaç, ötekine katılarak, etkisi artar.
"Bölgemizin (arzımızın) toprağı" sözünden maksat, bütün yeryüzü mü, yoksa özellikle Medine toprağı mıdır? Bu konuda, iki görüş vardır. Hiç şüphesiz toprakta bazı özellikler vardır ki, bu özelliğiyle birçok hastalığa karşı
"Ey Allah'ın elçisi! Bizim akrep sokmasına karşı bir duamız vardı. Sen rukyeleri yasakladın "' dediler. Okuduklarını Rasûlullah'a naklettiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber:' Bir sakınca görmüyorum. Sizden kardeşine yardım edebileri, ona yardım buyurdu
fayda sağlar, birçok habis hastalıklar iyileşir. Galenos (Calinus) şöyle diyor: "İskenderiye'de karaciğer ve istiskâ (hydropisie) hastalığına yakalananları gördüm. Çoğu kez Mısır toprağını kullanırlardı. Bu toprağı uyluklarına, bacaklarına ve kollarına, sırtlarına ve kaburgalarına sürerlerdi. Bundan açık bir şekilde fayda görürlerdi. Bu sürme işte bu şekilde çürük ve şişkin yerlere fayda verir. Fazla kan kaybından dolayı bütün vücudu şişen bir topluluğun bu topraktan apaçık bir fayda gördüğünü bilirim. Başka bir topluluk da bazı organlarında müthiş bir şekilde yerleşmiş müzmin ağrılarına şifa buldu, ağrılar iyileşti ve temelli gitti." Kitabu'l-Mesihî*nin yazarı şöyle diyor: "Knossos (Kunûs, Mustakî adası)*tan getirilen toprak, parlak ve temizleyici, yaraları iyileştirici ve kapatıcıdır."
Bir takım topraklarda böyle özellikler olduğuna göre, yeryüzünün en temiz ve bereketli toprağı hakkında ne denir? Hz. Peygamberdin (s.a.) tükrü-ğüyle karışmış ve Allah'ın adı ve O'na güvenmesi bunun yoldaşı olmuştur. Daha önce de geçtiği gibi, duanın gücü ve etkisi yapana, kendisine karşı dua okunanın tepkisine göre değişir. Bu, erdemli, akıllı ve müslüman bir tıpçının reddetmeyeceği bir durumdur. Niteliklerden herhangi biri bulunmazsa, dilediğini söylesin. [692]
[691] Buharî, 10/176; Müslim, 2194.
[692] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/399-400.